Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/926 E. 2019/804 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/926 Esas
KARAR NO : 2019/804 Karar

DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 06/10/2018
KARAR TARİHİ : 25/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin soğuk su sayacı imalatı yapmakta olduğu, işi gereği çoğunlukla Belediyelerin su işleriyle ilgili birimleri ile muhatap olduğunu, davalı da … Belediyesi’nin su işlerini yürütmekte olan birim olduğunu, bu amaçla davalı tarafından yapılan su sayacı alım ihalesinin 21.11.2017 günü yapılan açık arttırmada müvekkil şirkette kaldığını, bu ihaleye dayalı olarak davalı kurumla 23.07.2018 tarihinde mal alımına dair sözleşme akdedilmiş olduğunu, müvekkil bu sözleşme ile … mm farklı marka kullanılmış sayaçlara iç mekanizma kurumu montajı, ölçü-ayar ve damgalama işini 200.000 adet tedarik etmeyi üstlendiğini, ancak ihalenin yapıldığı tarihten daha sonra başlayan piyasadaki dalgalanma söz konusu ihale şartlarını, yükümlüklerini yerine getirmenin müvekkil açısından imkansız hale geldiğini, müvekkilinin kullandığı hammadelerin %97’sinin dövizli tedarik edilebilen ve borsası dövizli işleyen bir sektör olduğunu, ülkemizde Temmuz-Ağustos 2018 aylarında ortaya çıkan son 20 yıllık trendlerin çok ötesinde olan ve öngörülemeyecek miktarda döviz yükselişi olduğunu, ihalelerin yapıldığı tarihte 3,95-TL olan 1-USD sözleşmenin yapıldığı tarihte 4.75-TL ye ve sözleşmenin ifa edileceği Eylül başında da 6.62-TL ‘ye yükseldiğini, Haziran ayında 38,00-TL civarında olan maliyetin Eylül ayında 60,00-TL ‘yi aştığını, Eylül ayında … Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan ihalede teklifler 60,00-TL civarında olduğu, tamamı ile müvekkilin eylem ve iradesi dışında meydana gelen döviz fiyatının yükselişi müvekkil şirketi taahhütlerini yerine getirmede zora girdiğini, müvekkilin ürettiği ve davalı tarafa teslim etmeye taahhüt ettiği su sayacının üretiminde kullanılan malzemenin ( alt gövde . üst gövde plastik ) %97’si dolarla fiyatlandırılmakta olduğunu, dolar fiyatlarının artışı ile otomatik olarak arttığını son 2-3 ay içerisinde dolar kurunda olağanüstü artışlar gerçekleşmiş ve müvekkilin iradesi dışında kullandığı hammadde fiyatlarının ekonomik dalgalanma sebebiyle dolayısıyla kullanılamaz bir boyuta geldiğini, müvekkil bu taahhüdü nedeni ile bir miktar zararı göze almış olmakla beraber hemen hemen bütün faaliyeti benzer ihalelerle yürüyen şirketin başka da ihaleler almış olması nedeniyle öngörülemeyen piyasa hareketleri nedeniyle ticari hayattan çekilmesi gibi ciddi bir sonuç doğması söz konusu olabileceğini, bu duruma göre Türk Borçlar Kanunun 138. maddesinde yazılı şartlar oluştuğunu, ve müvekkili ile davalı arasındaki sözleşmede işlem temelinin çöktüğünü, herhangi bir müdahale olmadan sözleşmenin yürütülmesinin imkansız hale geldiğini, sözleşmenin ifası için sürenin başladığı iki partinin bir bölümünün teslim edildiği, ancak ilgili Belediye itirazı kayıt gösterdiği, bahsedilen durum nedeniyle gecikmelerin olduğu davalı tarafın müvekkiline sözleşme gereği cezai şart uygulayabilceğini, ayrıca ihale nedeniyle davalı tarafta bulunan … Bankası Şubesinden verilen 387.000,00-TL teminat mektubunun paraya çevrilmesinin söz konusu olabileceğini, bu nedenle dava sonuna kadar müvekkiline ceza uygulanmamasını, teminat mektubunun paraya çevrilmemesi ve müvekili şirkete yasaklılık kararı konulmaması bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini beyan ederek müvekkili ile davalı arasında 23.07.2018 tarihinde yapılmış ihale ve bunlara bağlı sözleşmedeki şartların dürüstlük kurallarına aykırılık derecesinde müvekkilinin aleyhine değiştiğinden hakimin müdahalesi ile sözleşmedeki müvekkiline ait yükümlülüğün hakkaniyet oranında azaltılmasını ya da davalı yükümlülüğünün arttırılmasına sözleşmenin bu şekilde tadiline, müvekkili ifa güçlüğüne düştüğünden hakkında bu ihale nedeniyle ceza uygulamasının, … Bankası şubesine ait teminat mektubunun paraya çevrilmesinin ve müvekkiline ihalelere giriş yasağının konulmasının dava sonuna kadar ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının iddialarının mesnetten yoksun olduğunu, ”… ‘li ‘DN 20 mm Farklı Marka Kullanılmış Sayaçlara İç Mekanizma Grubu Montajı Ölçü Ayar ve Damgalama İşi” kapsamında müvekkili idare ile firma arasında 23/07/2018 tarihinde sözleşme imzalandığını, davacının döviz kuru artışına bağlı olarak ürün maliyetlerinin ihale bedelinin çok üzerine çıktığı, hammadde üreticilerinin satışlarını durdurduğunu, firmanın üretim programında aksamalar yaşandığı bu olayların yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olduğundan bahisle fiyat farkı hesaplanması ve sözleşmede belirtilen cezai koşullar yürürlüğünün durdurulmasını talep ettiğini, TBK m.138 sözleşmenin uyarlanması için borçlunun borcunu henüz ifa etmemiş olmasını veya ifanın aşırı güçlüğü halini saklı tutarak ifa etmiş olmasını aradığını, borçlunun eğer ifanın aşırı güçlüğü halini saklı tutarak borcunu ifa etmişse, sözleşmenin uyarlanmasını talep edebileceğini, davacı tarafça henüz dava açılmadan sözleşme kapsamında bir parti sayaç idaremiz ambarlarına teslim edildiğini, davacı tarafça bu ifa yapılırken herhangi bir ihtirazi kayıt da konulmadığını, ayrıca sözleşmenin imzalandığı tarihte 4,75-TL olduğu söylenen dolar kurunu Eylül başında 6.62-TL’ye çıkmış olsa da davaya cevap verilen sırada 5,27-TL civarında olduğunu, sözleşmenin imzalandığı tarihteki dolar kuru ile davaya cevap verilen tarih arasındaki artışın %10 civarında olduğunun görüldüğünü beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilince sunulan 17/12/2018 tarihli beyan dilekçesinde; TBK madde 138 incelendiğinde, ifa güçlüğünün şartlarının oluşmadığından bahsedilmesine rağmen “… Borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hakimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı taktirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir…” hükmüne havi olduğunu, taraflarınca yapılan teslimden sonra iş bu davanın açıldığını, ihtirazi kayıt kurumunun en somut şeklinin gerçekleşmiş olduğunu, söz konusu kısmi ifanın hak kaybına uğramamak için oldukça müşkül şartlarda gerçekleştiğini, yapılan ifanın kısmi bir ifa olduğunu, sözleşme gereği taraflarının ifa yükümlülüğünün bitmemiş olduğunu, idarenin re’sen belirlediği sebepler haricinde de hakimin müdahalesinin söz konusu olabileceğini, müvekkili şirketin basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiğinden bahisle sözleşme şartlarının uyarlanmasını istememe hakkının olduğunu iddia etmenin bu kurumun hukuk dünyasında hiç uygulama alanı bulmamasına sebep olacağını beyan etmiştir.
Deliller:
Sözleşme, Şirket kayıtları, ihtarname ve talep yazıları, kapasite ve maliyet tespit raporları, fatura, … Abone İşleri Daire Başkanlığı cevabi yazısı ve eki belgeler, bilirkişi raporu.
Tüm Dosya Kapsamından;
Dava, sözleşmenin uyarlanması davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca sözleşme tarihinden sonraki kur farkı sebebi ile sözleşmenin uyarlanması şartlarının oluşup oluşmadığı hususundadır.
Mahkememizce bilirkişi heyeti olarak Prof. Dr. … ve Mali Müşavir … tayin olunarak rapor aldırılmak yoluna gidilmiş ve 28/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda, “…bilirkişi kurulumuzun görev tanımı doğrultusunda; dava dosyası ile dayanağı belgeler üzerinde, uzmanlık alanlarımız çerçevesinde yapılan incelemelere dayalı olarak, dava konusu olayda, sözleşmenin TBK.md.138 uyarınca değişen durumlara uyarlanması için gerekli olan şartların gerçekleşmediği kanaati rapor edilmiştir…” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekilince Bilirkişi Raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuş ve fakat Bilirkişi Raporu hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
GEREKÇE;
Yargıtay 3. HD. 21/03/2019 tarih, 2017/6632 E., 2019/2421 K. Sayılı İlamı;
“Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık (Ahde Vefa-PactaSundServanda) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Eş söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Sözleşmeye bağlılık ilkesi, hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir gereği olarak sözleşme hukukunun temel ilkesini oluşturmaktadır. Ancak bu ilke özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır. Türk hukukunda da öteden beri MK.nun 2 ve 4. maddesinden de esinlenilerek, hem ClausulaRebusSicStantibus ilkesi, hem de İşlem Temelinin Çökmesi Kuramı uygulanmak suretiyle, uyarlanma davalarının görülebilir olduğu benimsenmiştir.
Yargıtay tarafından benimsenen ve sözleşmeye bağlılık ilkesinin istinasını oluşturan, uyarlama davası 6098 Sayılı TBK.nun yasalaştırılması sırasında da benimsenerek, 6098 Sayılı Yasanın 138. maddesinde “Aşırı İfa Güçlüğü” madde başlığı altında düzenlemiş, “ Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. İlgi maddenin gerekçesinde de “Bu yeni düzenleme, öğreti ve uygulamada sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesinin istisnalarından biri olarak kabul edilen, “işlem temelinin çökmesi”ne ilişkindir. İmkânsızlık kavramından farklı olan aşırı ifa güçlüğüne dayanan uyarlama isteminin temeli, Türk Medenî Kanununun 2 nci maddesinde öngörülen dürüstlük kurallarıdır. Ancak, sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması ya da dönme hakkının kullanılması, şu dört koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır.
a.Sözleşmenin yapıldığı sırada, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıkmış olmalıdır.
b.Bu durum borçludan kaynaklanmamış olmalıdır.
c.Bu durum, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmiş olmalıdır.
d.Borçlu, borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olmalıdır.
Maddeye göre, uyarlamanın bütün koşulları gerçekleşmişse borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilir. Bunun mümkün olmaması hâlinde borçlu, sözleşmeden dönebilir; sürekli edimli sözleşmelerde ise kural olarak, fesih hakkını kullanır.” denilerek uygulama da kabul edilen uyarlama davasının yasa maddesi haline getirildiği belirtilmiştir.”
Somut olayda Davacı şirket ile davalı … arasında 23/07/2018 tarihinde ‘DN 20 mm Farklı Marka Kullanılmış Sayaçlara İç Mekanizma Grubu Montajı Ölçü Ayar ve Damgalama İşi’ hizmet alımına ait 39 ana maddeli 2.6000.000,00-TL tutarlı sözleşme imzalandığı, 9uncu maddesinde işin süresinin işe başlama tarihinden itibaren 120 gün olduğu, 25/06/2018 tarihli ihale komisyonu kararında yapılan ihaleye 6 isteklinin iştirak etmiş olduğunu, bu tekliflerin 9.000.000,00-TL, 5.240.000,00-TL, 3.494.000,00-TL ve 2.600.000,00-TL olduğu, davacı şirketin çok düşük fiyat teklif etmiş olduğu, 23/07/2018 – 23/10/2018 dolar endeksinin 4.8 ila 5.648 olarak seyrettiği, yapılan sözleşmenin para cinsinden olmadığı, olağanüstü bir durumun söz konusu olmadığı, davacının dikkatsiz ve özensiz davranışının bulunduğu, davacının sözleşmenin uyarlanmasını talebe hak kazanabilmesi için; sözleşmenin akdedilmesinden sonra taraflar arasındaki edimler arasındaki dengenin, borçludan sonuçlarını yüklenmesi istenemeyecek kadar büyük ölçüde bozulmuş olması, edimlerin dengesindeki bu değişikliğin sözleşme yapılırken öngörülemeyen savaş, ekonomik kriz, yüksek devalüasyon, doğal afetler, idari kararlar gibi olağanüstü sebeplerden ileri gelmesi, aşırı ifa güçlüğü yaratan olgunun borçludan kaynaklanmamış, olgunun gerçekleşmesine borçlunun sebep olmamış olması, borçlunun ifası güçleşen edimi henüz ifa edilmemiş ya da borçlunun ifa güçlüğünden kaynaklanan haklarını saklı tutarak ifada bulunmuş olması şartlarının birlikte bulunması gerektiği, dava konusu olayda davacının sözleşmenin uyarlanmasını talep etmesine dair bu şartların bulunmadığı, davacı basiretsizlik, özensiz ve dikkatsizliği sebebiyle sözleşme şartlarını yerine getirilmesinin ileride zorlaşabileceğini ve kendi açısından aşırı ifa güçlüğü olaşabileceğini öngermediği, ülkemizdeki dolar cinsinden paranın endeksinin öngörülemeyecek derecede artmamış olduğu, bu nedenle TBK m 138 uyarınca sözleşmenin değişen durumlara uyarlanması için gerekli şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM Yukarıda açıklandığı üzere:
1-)Davacının davasının REDDİNE,
2-)Harçlar Kanununca alınması gerekli 44,40-TL ilam harcından peşin yatırılan 85,55-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 41,15-TL harcın davacıya iadesine,
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.725,00-TL Vekalet Ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı.25/09/2019

Katip …
¸E-İmza

Hakim …
¸E-İmza