Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
TC.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/919 Esas
KARAR NO : 2023/126
DAVA : Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2018
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 05/10/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; …Tic. A.Ş, 5015 Sayılı Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun tanzim ettiği “Dağıtıcı Lisansı’’ kapsamında akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu faaliyet çerçevesinde belirlediği noktalarda kendi marka ve logosu altında … standardında kurulacak/kurulu akaryakıt istasyonlarında akaryakıt, LPG ve madeni yağ satış faaliyetini gerçekleştirdiğini, müvekkil şirket tapuda … mevkki 216 Ada, 284 parselde kayıtlı 6344 m2 ilk taşınmazda kurulması kararlaştırılan akaryakıt istasyonu için davalı eski bayi … ünvanlı şirket ile 5 yıl süreli yeni bir bayilik anlaşması akdedilmesine yönelik olarak 16.09.2014 tarihli bayilik protokolü akdettiğini, taraflar arasında 16.09.2014 tarihli 5 yıl süreli bir akaryakıt bayilik sözleşmesi akdedildiğini, akaryakıt bayilik sözleşmesi de diğer davalı … tarafından garantör sıfatıyla imzalandığını, bayilik sözleşmesinden kaynaklanacak olan yükümlülükler ve edimler garantör tarafından Borçlar Kanunu 110(eski) maddesi uyarınca taahhüt edildiğini, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında imzalanan bayilik sözleşmesi protokol ve eki niteliğinde imzalanan sözleşmeler uyarınca tüm kurumsal kimlik ve akaryakıt istasyonun için gerekli tüm ekipmanlar karşı tarafa teslim edildiğini, taraflar arasında kurulan ve 5 yıl sürmesi öngörülen bayilik ilişkisinin süresinden önce son bulduğunu, ariyet sözleşmesinin de geçersiz hale geldiğini, imzalanan protokol gereğince ariyet olarak yapılacağı kararlaştırılan malzeme ve ekipmanların hiçbirini müvekkil şirkete iade edilmediğini, ariyet olarak karşı tarafa verilen demirbaşların aynen ve hasarsız şekilde iadesine, aynen ve hasarsız iade mümkün değilse tespit edilecek olan rayiç değerlerinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı şimdilik 10.000.00 USD tutarındaki kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİL DEĞERLENDİRİLMESİ: Bilirkişi raporu, Ticaret Sicili Müdürlüğü yazı cevabı dosyamız arasında mevcuttur.
Dava konusu ariyetlerin tespiti için ariyetlerin bulunduğu Mersin iline talimat yazılmış, … 2.Asliye Ticaret Mahkemesince hazırlanan 22.02.2021 tarihli keşif tutanağında ariyetlerin davalı adresinde bulunmadığının tespitinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bilirkişi Heyeti tarafından dosyaya sunulan rapor ile; davalı şirketin işyeri olarak bulunduğu yerden taşınmış olması nedeni ile ariyet listesinde yer alan belirtilen emtialar dışındaki ariyetlerin ekonomik ömrünü tamamlamış olmaları nedeni ile her hangi bir değerlerinin olamayacağını, dev totem ve kurumsal kimlik gibi sadece mekana ait olan ekipmanların sökülmesi ve başka yerde kullanımının mümkün olamayacağını, davacı tarafından temin edilerek davacının kullanımına sunulan bu ekipmanları 5 yıllık süreden önce sözleşmenin iptal edilmiş olması nedeni ile fatura bedeli dikkate alınarak ve diğer ekipmanların güncel değerleri takdir edilerek değerlerin bulunduğunu, davacı yanın davalı yana teslim ettiği ariyet listesinde Demirbaş ve ariyetlerinden kaynaklı olarak 63.400,00 TL talep edebileceğini, bildirmişlerdir.
GEREKÇE: Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklı ariyetlerin iadesi, iadesinin mümkün olmaması halinde ariyetlerin bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, imzalanan bayilik sözleşmesi ve protokoller gereğince taraflarca üzerine düşen yükümlülüklerin yerine getirip getirilmediği, davacının sözleşmenin ihlalinden kaynaklı davalılarca teslim edilmeyen ariyetlerin iadesinin istenip istenemeyeceği, ariyetlerin iadesinin mümkün olmaması halinde alacak talep şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Tarafların bildirmiş olduğu delillerin toplanmasının ardından Mahkememizin 19.12.2020 tarihli ara kararı gereğince mahallinde makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişi marifeti ile keşfen inceleme yapılarak davaya konu ariyetlerin mahallinde olup olmadığı, değeri, amortisman bedelleri değerlendirilerek rapor alınması için … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, … 2.Asliye Ticaret Mahkemesince hazırlanan 22.02.2021 tarihli keşif tutanağında ariyetlerin davalı adresinde bulunmadığının tespitinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Talimat Mahkemesince alınan raporun ibrazının ardından Mahkememizin 21.12.2021 tarihli ara kararı gereğince dosyamız, davacı şirketin defterlerinin de incelenmesi suretiyle rapor hazırlanmak üzere mali müşavir ve makine mühendisi bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 01.02.2022 teslim tarihli raporda özetle; davalı şirketin işyeri olarak bulunduğu yerden taşınmış olması nedeni ile ariyet listesinde yer alan belirtilen emtialar dışındaki ariyetlerin ekonomik ömrünü tamamlamış olmaları nedeni ile her hangi bir değerlerinin olamayacağını, dev totem ve kurumsal kimlik gibi sadece mekana ait olan ekipmanların sökülmesi ve başka yerde kullanımının mümkün olamayacağını, davacı tarafından temin edilerek davacının kullanımına sunulan bu ekipmanları 5 yıllık süreden önce sözleşmenin iptal edilmiş olması nedeni ile fatura bedeli dikkate alınarak ve diğer ekipmanların güncel değerleri takdir edilerek değerlerin bulunduğunu, davacı yanın davalı yana teslim ettiği ariyet listesinde Demirbaş ve ariyetlerinden kaynaklı olarak 63.400,00 TL talep edebileceği, yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur.
Davacı yan, alacaklarının döviz cinsinden hesaplanmasına yönelik itirazda bulunmuş, ancak ariyetler yönünden hazırlanmış olan faturalar dosyamıza ibraz edildiğinden ve TL olarak hesaplanan raporun fatura bedeli ile uyumlu olduğu görülmekle usul ekonomisi gereği yeniden rapor alınmasına gerek duyulmamıştır. Dosya kapsamında alınan raporun bu haliyle hüküm kurmaya elverişli tespit ve değerlendirmeler içerdiği de anlaşılmıştır.
İadesi sağlanmayan ariyetler bakımından, taraflar arasında akdedilen 16.09.2014 tarihli protokolün “Bayilik İlişkisinin İhlali ve Feshi” başlıklı 5.3. Maddesinde; “Akaryakıt bayilik ilişkisinin feshi halinde … firmasının hiçbir kanuni merasim yürütmesine gerek olmaksızın; BAYİ ve/veya garantör FESİH SEBEBİYLE OLUŞAN menfi ve müspet nitelikteki her türlü … zararını … firmasına derhal tazmin edeceğini; …’çe Bayi’ye ve/veya istasyona sağlanan her türlü maddi, gayri maddi yatırımları … firmasına faziyle birlikte iade edeceğini, … BAYİ ve /veya İSTASYON’a sağlanan ve sabit nitelikte olmayan her türlü demirbaş eşya, ekipman ve malzemeyi … firmasına iade etmeyi, sabit nitelikte olmayan bu demirbaş eşyanın iade edilememesi halinde ise bunların bedellerini …’e iade etmeyi kabul beyan ve taahhüt ettiği,” düzenlenmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 16.09.2014 tarihli Ariyet Sözleşmesinin 13.maddesinde; “Ariyet alan her ne sebeple olursa olsun, ariyet olarak verilen tüm malzeme, teçhizat ve diğer tüm menkullerin uğrayabileceği değer eksilmesi ve hasarı, …’e tanzim etmeyi, malzeme ve teçhizat ve diğer tüm menkullerin tamamen zayi olması veya bir daha kullanılmasına imkan kalmayacak şekilde hasara uğratılması hallerinde bunların rayiç değerlerini, bu değerlere hiçbir suretle itiraz etmemek ve bu değerlerden aşınma, eksilme ve amortisman paylarının düşülmesi gibi bir talepte bulunmamak şartıyla …’e derhal ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği,” düzenlenmiştir.
Ariyet Sözleşmesinin 18. Maddesinde; “Ariyet alanın fesihten sonra tüm ariyetleri sağlam ve kullanıma açık bir şeklide … veya … göstereceği şahıs veya … geri vermeyi, vermediği takdirde … istasyona giderek bu malzemeyi söküp almasına şimdiden muvafakat ettiği hususlarını davalı tarafından kabul ve taahhüt ettiği,” belirtilmiştir.
Dosyaya bakıldığında 16.09.2014 tarihinde bayilik sözleşmesi ve protokol kapsamında davalı şirkete 1 adet dev totem, 1 adet kurumsal kimlik, 3 adet dalgıç tip akaryakıt pompası, 4 adet dalgıç, 1 otomasyon sistemi ve 1 adet hava-su saatinin ariyet olarak teslim edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dava dosyasına sunulan kayıtlardan ariyet konusu malların faturalarının USD üzerinden düzenlendiği nazara alındığında davacının USD üzerinden talepte bulunmasının mümkün görüldüğü, sözleşme kapsamında …’in garantör olduğu da görülmekle iade edilmeyen ariyetlerden teslim edilen şirket gibi sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Anlatılan kapsamda şimdilik 10.000 USD alacağın dava tarihi olan 05.10.2018 tarihinden itibaren devlet bankalarının USD cinsinden 1 yıllık döviz mevduatına uyguladıkları faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, dava tarihi öncesi itibariyle temerrüde düşürücü nitelikte ihtarname olmadığından, temerrüt oluşmadığından davacının temerrüt faizi talebinin reddi gerekmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık kapsamında davacının alacağının USD cinsinden olduğu kabul edilmiş, bu alacağın hangi tarihteki döviz kuru üzerinden karar bağlanacağı hususunun öncelikle açıklanması gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkememizce kabul edilen 10.000 USD alacağının karar tarihi olan 15.02.2023 tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden 1 USD 18.8904 TL olacak şekilde TL’ye çevrilerek hesaplanan 188.904,00 TL üzerinden vekalet ücretine ve harca hükmetmek gerekmiştir.
7036 sayılı Yasa ile getirilen zorunlu arabuluculuk müessesi gereği aynı yasanın 3/14, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Bu nedenle zorunlu arabuluculuk ücretinin devlet tarafından ödenen kısmının davada haksız çıkan taraftan re’sen alınmasına karar verilmesi gerekli olup, Devlet bütçesinden karşılanan zorunlu arabuluculuk ücretinin davadaki haklılık oranına göre davalılardan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlerine göre;
1-Davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davasının KISMEN KABULÜNE,
10.000 USD alacağın dava tarihi olan 05.10.2018 tarihinden itibaren devlet bankalarının USD cinsinden 1 yıllık döviz mevduatına uyguladıkları faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, sözleşmede kararlaştırılmadığından ticari temerrüt faizi talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 12.904,03TL harçtan peşin alınan 1.060,52 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 11.843,51 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.060,52 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 4.622,50 TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta gideri, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 5.724,12 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 29.335,60 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2023
Katip …
(e-imza)
Hakim …
(e-imza)