Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/903 E. 2019/199 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/903 Esas
KARAR NO : 2019/199

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :12/07/2013
KARAR TARİHİ : 08/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili … 24 Asliye Hukuk Mahkemesi’ne vermiş olduğu dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;… Köyü … mevkiinde meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkileri …, …, …, …, … ve …’in babası …’in eşi olan 1969 doğumlu … kendisinin yolucu konumunda olduğu ve davalı kurumun zararından sorumlu olduğu trafik sigortası yaptırılmamış olan … plakalı traktörün yapmış olduğu kazada vefat ettiğini, vefat neticesinde müvekkillerinin tek desteklerinden yoksun kaldıklarını, müteveffanın birlikte yaşadığı eşi için 3000 TL ve çocukları için 1000’er TL olmak üzere şimdilik 9.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, temerrüt tarihinden avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte sigorta limiti dahilinde davalıdan tahsiline ve eşi ile babalarını kaybetmeleri sebebi ile gelirleri bulunmayan ve ekonomik durumu olmayan müvekkillere mağduriyetleri sebebiyle TBK madde 76 hükmü gereği 40.000,00 TL geçici ödeme yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… 24 Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan değerlendirme sonucu 16/07/2013 tarih ve 2013/16 Esas,2013/2 Karar sayılı görevsizlik kararıyla; davanın 6102 Sayılı TTK. nun 1473-1483 maddeleri uyarınca ticaret mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın tevzi bürosu tarafından mahkememize (kapatılan 41 Asliye Ticaret Mahkemesi’ne) tevzi olması üzerine mahkememiz esasına kayıt edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, davanın ihbarını talep ettiklerini, davacının zarar görenlerle akdettiği ibra ve feragat sözleşmesi nedeni ile dava haklarının olmadığını, faiz istemi, faizin başlangıç tarihi ve yargılama gideri istemi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle feragat nedeniyle müvekkil kurumun sorumluluğu bulunmadığından haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … cevap dilekçesinde özetle; tarafına yapılan ihbarı kabul etmediğini, Ticaret Mahkemelerine bu şekilde ihbarda bulunulmasının yasal olarak mümkün olmadığını, davalının kendisine gelen bir davayı bir başkasına ihbar edemeyeceğini, bu nedenlerle yasaya, usule, hukuka aykırı olarak verilen davanın ihbarı ve dava dilekçesini kabul etmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … cevap dilekçesinde özetle; tebligatın usulsüz olarak yapıldığını, ihbar olunan …’e yapılan davanın ihbarına ilişkin dilekçeyi kabul etmediğini, Ticaret Mahkemelerine bu şekilde ihbarda bulunulmasının yasal olarak mümkün olmadığını, davalının kendisine gelen bir davayı bir başkasına ihbar edemeyeceğini, bu nedenlerle yasaya, usule, hukuka aykırı olarak verilen davanın ihbarı ve dava dilekçesini kabul etmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 03/04/2014 tarihli ara kararı gereğince dosya kusur raporu alınmak üzere İstanbul ATK ‘ya gönderilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 08/08/2014 tarih ve 4666 Sayılı Raporunda özetle; a)-Sürücü … ‘in, %80 (yüzde seksen) oranında asli kusurlu olduğu,b)-Müteveffa … ‘in, %20 (yüzde yirmi) oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizin 13/03/2015 tarihli ara kararı gereğince dosya aktüer bilirkişiye verilmiş, aktüer bilirkişi 24/07/2015 havale tarihli raporunu ibraz etmiş,bilirkişi 27/07/2015 havale tarihli dilekçe ile rapor tanziminde Bağ-Kur tahsisinin ilk peşin sermaye değerlerinin davalı tarafın %80 kusuruna isabet eden tutarının tenzili gerekirken zuhulen maddi hata yapılarak tamamının kök raporda tenzilinin yapıldığını,bu maddi hatanın düzeltilmiş şekliyle yeniden rapor düzenlendiğini belirtip ibraz edilen 27/07/2015 tarih ve havaleli raporda özetle; Hukuki durumun ve delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 18.05.2009 tarihinde meydana gelen kazası sonucu vefat eden …’nin geride kalan davacı hak sahiplerinden; a) Eşi …’in Poliçede belirlenen teminatla sınırlı olarak Nihai ve Gerçek Maddi Zararının (74.651,70 TL.den ibaret bulunduğu,b) Kızı …’in Poliçede belirlenen Teminatla sınırlı olarak Nihai ve Gerçek Maddi zararının (1.306,04 )TL.den ibaret bulunduğu, c) Kızı …’in Poliçede belirlenen teminatla sınırlı olarak Nihai ve Gerçek Maddi zararının (7.883,11)TL.den ibaret bulunduğu, d) Oğlu …’in Poliçede belirlenen teminatla sınırlı olarak Nihai ve Gerçek Maddi zararının (8.857,15)TL den ibaret bulunduğu,e) Kızı …’in Poliçede belirlenen Teminatlı sınırlı Nihai ve Gerçek Maddi zararının (9.959,42)TL.den ibaret bulunduğu,f) Kızı …’in Poliçede belirlenen Teminatlı sınırlı Nihai ve Gerçek Maddi zararının (11.332,16)TL.den ibaret bulunduğu,g) Kızı …’in Poliçede belirlenen Teminatlı sınırlı Nihai ve Gerçek Maddi zararının (19.925,43 ibaret bulunduğu sonuç ve kanaatinde olduğunu belirtmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu mahkememizin 22/12/2015 tarih ve 2014/1072 Esas, 2015/938 Karar sayılı kararımız ile; Davanın kabulüne, davacı eş … için 3.000,00 TL, davacı çocuklar …, …, …, …, …, … için 1.000,00 TL nin 12/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 22/12/2015 tarih ve 2014/1072 Esas, 2015/938 Karar sayılı kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş olup Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 10/04/2018 tarih ve 2016/8831 Esas, 2018/3998 Karar sayılı bozma ilamı ile;”Davacılar olan eş … ve çocuklar, destek …’in vefatına sebebiyet veren aracın zorunlu trafik sigortası bulunmadığından … Hesabından destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir.
Davadan önce 04.06.2009 tarihinde, davacı eş tarafından (kendisine asaleten çocuklarına velayeten) imzalanan, noter onaylı “Feragat ve İbraname” başlıklı belgede; kaza sonucu muris …’in vefat ettiği, lehe doğmuş veya doğacak olan maddi, manevi, destekten yoksunluk, cenaze ve her türlü masrafların tamamına karşılık olmak üzere ibra edilen sürücü …’ten 2.000,00 TL’nin nakden alındığı ve kaza nedeniyle taşıt sahibi ve sürücüsünün ibra edilerek her türlü tazminat dava ve talebinden kesin olarak feragat edildiği beyan ve kabul edilerek, sürücü …ve taşıt maliki … maddi ve manevi tüm hak ve alacaklar nedeniyle ibra edilmiştir.
Zarara sebebiyet veren sürücü, işleten ve ZMSS(ZMSS’nin bulunmadığı durumda … Hesabı) 818 sayılı BK.’nun 51. maddesi (6098 sayılı TBK. md. 61) gereğince maddi zarardan müteselsilen sorumlu olup müteselsil borçlulardan bir kısmı hakkındaki alacak haklarından feragat edilmiş olmasının 818 sayılı BK m. 147 (6098 sayılı TBK’nın 166 vd.)çerçevesinde diğer müteselsil borçlu davalıya da sirayet edip etmeyeceği, feragat beyanının davalı … Hesabını da kapsayıp kapsamadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmekte olup, davalı … Hesabı’nın dava sonunda ödeme yapması halinde, ödediği bedel için … Hesabı Yönetmeliği’nin 16/1. maddesi gereği sigortasız aracın maliki ile sürücüsüne rücu hakkının bulunduğu da dikkate alındığında, araç maliki ve sürücüsü hakkındaki feragatın diğer müteselsil borçlu/davalı … Hesabı bakımından da sonuç doğurup doğurmayacağına ilişkin değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesini teminen hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,”gerekçesiyle mahkememizce verilen karar bozularak dosya mahkememize gönderilmiş olup mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 10/04/2018 tarih ve 2016/8831 Esas, 2018/3998 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Somut olay;18.05.2009 günü saat 15.00 sularında Sürücü …yönetimindeki … plaka sayılı traktörü ile … İlçesi … Köyü içinde ve bahse konu köy merkezi istikametine doğru seyir halinde iken olay mahalli … ‘e ait çeltik tarlası yanından geçtiği sırada sevk ve idare hatasıyla direksiyon hâkimiyetini kaybedip, bahse konu kişinin tarlasının içine devrilmesi sonucu traktörün çamurluğu üzerinde nizamlara aykırı şekilde yolculuk yapan … ‘in ölümü ile neticelenen dava konusu olay meydana gelmiştir.Meydana gelen kazada İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 08/08/2014 tarih ve 4666 Sayılı Raporunda özetle; a)-Sürücü …‘in, %80 (yüzde seksen) oranında asli kusurlu olduğu,b)-Müteveffa … ‘in, %20 (yüzde yirmi) oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Borçlar Kanunu’nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. BK’nın 60. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanışımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 794).
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Dava ihbar edilen sürücü …ile davacı eş tarafından (kendisine asaleten çocuklarına velayeten) Davadan önce İskilip Noterliği’nde düzenlenip imzalanan 04.06.2009 tarih ve 1935 yevmiye nolu ”Feragat ve İbraname” başlıklı belgede; kaza sonucu muris …’in vefat ettiği, lehe doğmuş veya doğacak olan maddi, manevi, destekten yoksunluk, cenaze ve her türlü masrafların tamamına karşılık olmak üzere ibra edilen sürücü …’ten 2.000,00 TL’nin nakden alındığı ve kaza nedeniyle taşıt sahibi ve sürücüsünün ibra edilerek her türlü tazminat dava ve talebinden kesin olarak feragat edildiği beyan ve kabul edilerek, sürücü …ve taşıt maliki … maddi ve manevi tüm hak ve alacaklar nedeniyle ibra edilmiştir.
KTK 111. maddesinde tazminat miktarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Bu düzenlemeye göre “Bu kanunda öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilir” hükmüne yer verilmiştir. Davacının bu hükümden yararlanabilmesi için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu hususu ileri sürülebileceği gibi yapıldığı tarihden itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklamasıda yeterlidir. Dava konusu olayda 18/05/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacılar 04/06/2009 tarihinde dava dışı ihbar olunan sürücü ve işleteni ibra etmiş, davacı tarafa ödeme yapılmış, dava ise 12/07/2013 tarihinde açılmış olup, davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde zaman aşımı definde bulunmuştur.
Zarara sebebiyet veren sürücü, işleten ve ZMSS (ZMSS’nin bulunmadığı durumda … Hesabı) 818 sayılı BK.’nun 51. maddesi (6098 sayılı TBK. md. 61) gereğince maddi zarardan müteselsilen sorumlu olup müteselsil borçlulardan bir kısmı hakkındaki alacak haklarından feragat edilmiş olmasının 818 sayılı BK m. 147 (6098 sayılı TBK’nın 166 vd.)çerçevesinde diğer müteselsil borçlu davalıya da sirayet edeceği, feragat beyanının davalı … Hesabını da kapsadığı gerekmekte olup, davalı … Hesabı’nın dava sonunda ödeme yapması halinde, ödediği bedel için … Hesabı Yönetmeliği’nin 16/1. maddesi gereği sigortasız aracın maliki ile sürücüsüne rücu hakkının bulunduğu da dikkate alınmıştır.
KTK 111. maddesinde tazminat miktarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Bu düzenlemeye göre “Bu kanunda öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilir” hükmüne yer verilmiştir. Davacının bu hükümden yararlanabilmesi için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu hususu ileri sürülebileceği gibi yapıldığı tarihden itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklamasıda yeterlidir. Dava konusu olayda 18/05/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacılar 04/06/2009 tarihinde dava ihbar olunan sürücü ve işleteni ibra etmiş, davacı tarafa ödeme yapılmış, dava ise 12/07/2013 tarihinde açılmış olup, davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde zaman aşımı definde bulunmuştur. KTK 111. maddesi uyarınca ödemenin (ibranın) yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde ibranın iptali için dava açılmadığı ve 818 sayılı BK.’nun 51. maddesi (6098 sayılı TBK. md. 61) gereğince maddi zarardan müteselsilen sorumlu olup müteselsil borçlulardan bir kısmı hakkındaki alacak haklarından feragat edilmiş olmasının 818 sayılı BK m. 147 (6098 sayılı TBK’nın 166 vd.)çerçevesinde diğer müteselsil borçlu davalıya da sirayet edeceği, feragat beyanının davalı … Hesabını da kapsadığı anlaşılmakla; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 10/04/2018 tarih ve 2016/8831 Esas, 2018/3998 Karar sayılı bozma ilamıda gözetilerek açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 30,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,65 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 08/03/2019

Katip

Hakim