Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/902 E. 2019/565 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/902
KARAR NO : 2019/565

DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ : 05/01/2016
KARAR TARİHİ : 20/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin beraber iş yapmış olduğu … isimli şahıstan birikmiş olan alacaklarını talep ettiğini, ancak …’ın son bir ihale işinden sonra tüm borçlarını ödeyebileceğini, bunun içinde 275.000.TL. ye daha ihtiyaç olduğunu söylemesi üzerine , müvekkilinin …’in daha önceden tanıdığı …’ya durumu açtığını, adı geçenin bu parayı verebileceğini ifade etmesinden sonra, …’ dan aldığı 275.000.TL.’ yi …’a verdiğini, paranın ödeme zamanı geldiğinde …’ın aldığı 275.000.TL.’ yi işlerinin bozulduğunu bahane ederek müvekkiline ödemediğini , bu konu ile ilgili ceza davası bilgilerini sunduklarını, neticede müvekkilinin de …’dan aldığı 275,000.TL.’ yi adı geçene ödeyememe durumunda kaldığını, bir süre sonra …’ın geçmişte olan birikmiş borçlarına, son aldığı 275.000.TL.’ yi de ilave ederek müvekkiline 745.000.TL.’ lik bir senet verdiğini, zamanı geldiğinde elden ödeyeceğini ifade etmiş olmasına rağmen, yine ödemediğini, müvekkilinin …’ya olan borcunu ödeyemediğinden zor duruma düştüğünü, borçlunun kendisine verdiği sözleri yerine getirmemesinden dolayı sıkıntılı günler yaşadığını; bunun üzerine müvekkilinin …’ dan aldığı 745.000.TL. lik senedi ciro edip ve iyiniyet göstergesi teminat olarak …’ya verdiğini; …’nun ise müvekkilinden teminat olarak aldığı 745.000.TL.’ lik senet için önce senet sahibinden 275.000.TL. olan alacağına istinaden haricen elden 350.000.TL. istediğini, fakat anlaşamadıkları için alacağını tahsil edemediğini, …’nun … Asayiş Şubedeki ifadesinde olayı şöyle anlattığını; “…’e 275.000.TL. borç verdiğini ve buna karşılık kendisine … tarafından teminat olarak verilen 745.000.TL. lik senedi aldığını, bu senet karşılığında senet sahibi … 350.000.TL. istediğini ve bütün bu olaylar yaşanırken avukatı …’ın yanında bulunduğunu, onun bilgisi dahilinde olduğunu,” ifade ettiğini; …’ nun iş getirerek yanında prim ile çalıştığı avukatı …’ın vasıtası ile müvekkiline 790.000.TL. lik icra takibi gönderdiğini, bu rakam karşısında şaşkına dönen ve zor durumda bırakılan 71 yaşındaki müvekkilinin 275.000.TL.’ lik borcuna karşılık 745.000.TL. ödemek mecburiyetinde bırakıldığını ve parayı elden ödediğini; buna ilişkin olarak Av. …’ın bir gün sonra 15/11/2015 pazar günü Maltepe deki evinden … in evine gelerek ödeme makbuzu ( ibraname) yazısını kendi el yazısı ile yazarak, taraflara imzalattığını, 11/11/2015 tarihinde icra müdürlüğüne teslim ettiğini; davalı … yanında çalıştığı avukatı ile birlikte 275.000.TL. olan alacak karşılığında kendisine teminat olarak verilen 745.000.TL. lik senedi müvekkilinden tahsil etmelerine rağmen, on gün sonra da bu sefer takip öncesi ve sonrası faiz – icra masrafı ve Avukatlık ücreti alarak 239.000.TL. lik haciz yazısını Bankalara göndermek sureti ile müvekkiline ait …bank , …bank, … Bankası, …bank Şubelerine de haciz işlemi yapmış olup, ayırca müvekkilinin evine ve arabasına da haciz koydurduğunu, bu sebeplerle davalı tarafa borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı 20/02/2017 tarihli dilekçesi ile davasını 470.000 .TL. olarak ıslah etmiştir.
Davacı Vekili Davasında :
Davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı Vekili Davaya Cevabında :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davacıya verilen senedin teminat seneti olmadığını, teminat senedi vasıflarının bir tanesini dahi taşımadığını, davacının davalıya olan borcuna karşılık verilen ve davalı tarafından da vadesinde ödenmediğindene bahisle … 34.İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasından icra takibine konu edilen 745.000.TL. bedelli senedin teminat senedi olduğunu oysa söz konusu bonunun teminat senedi olmasının hukuken ve esasen mümkün olmadığını davacı tarafından yapılan ödemenin icra takibinin kabulü anlamını taşıdığını bununla birlikte yapılan ödemeye ilişkin ödeme makbuzunun ibraname olarak belirtilmesinin abesle iştigal olduğunu kambiyo senetlerinde mücerretlik ilkesinin bulunmadığını davanın ikame edilirken dava değerinin eksik olarak hesaplandığını davacı borçlu aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine davacı borçlu aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunma olarak ileri sürmüştür.
Toplanan Deliller :
Taraflarca ibraz edilen deliller incelenmiştir.
… 34. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, alacaklı … tarafından borçlular … ve … aleyhine 745.000.TL. asıl alacak, 45.006 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 790.006,16.TL. alacağın tahsili sebebiyle 23/07/2013 vade tarihli senetten dolayı takip yapıldığı, dosyada 16/11/2015 tarihinde dosyanın asıl alacağı 745.000 TL nin 14/11/2015 tarihinde … ya elden ödendiğine ilişkin Av. … ve … imzalı dilekçenin dosyaya konulduğu, dosyadaki 18/11/2015 tarihli kapak hesabında 745.000.TL. ödeme düşülerek kalan borç miktarının 243.295,10 TL olduğunun belirtildiği, davanın 201133,58 TL üzerinden 05/01/2016 tarihinde görülmüştür.
Mahkememizce 08/06/2017 Tarihinde verilen karar temyiz edilmiş olmakla; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi başkanlığının 2017/4781 Esas- 2018/2019 Karar sayılı ilamı ile ” ….Davacı asil duruşma sırasında vereceğini bildirdiği ve duruşmadan sonra aynı gün verdiği 04/10/2018 tarihli dilekçesi ve ekindeki belgelerde dava dosyasındaki beyanlarını tekrarlayarak kendi avukatı olan …’ın kendi yakını olan davalı … ile işbirliği içinde hareket ederek kendisini yanılttıklarını ve …’ya olan 275.000,00 TL borcuna karşılık lehtarı olduğu 745.000,00 TL’lik bonoyu davalıya ciro ettirdiklerini, kendi avukatı ile davalının kendisini bu bonoyu kendi namına tahsil edecekleri konusunda kandırdıklarını, icra dosyasındaki 16/11/2015 tarihli belgedeki beyanın alacaklının avukatı olarak görünen aslında kendi avukatı olan …’ın kandırmasıyla verildiğini, aldatıldığını anladıktan sonra avukat …’ı şikayet ettiğini, şikayet üzerine avukat hakkında ağır ceza mahkemesinde dava açıldığını, davalının 20/09/2011 tarihli polis ifadesindeki beyanında dava konusu 745.000,00 TL’lik bonoyu 275.000,00 TL’lik alacağına karşılık olarak ciro ile aldığını ikrar ettiğini beyan etmiş ve buna ilişkin belgelerini sunmuştur. Borcu söndürücü işlemlerin her zaman ileri sürülmesi mümkün olduğundan mahkemece öncelikle davacının avukatı hakkında açılan Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın sonucunun beklenmesi ve bu davada ortaya çıkacak olan maddi vakıanın davaya etkisi üzerinde durulması ve diğer taraftan davalının polisteki 20/09/2014 tarihli ikrarı üzerinde de durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş …” gerekçesi ile mahkememizin kararı bozulmuş mahkememizce yasaya ve usule uygun bulunan bozma ilamı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiştir.
… 10.Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı ilamı celp edilip incelenmiş; Dosyamızın davacısının şikayeti üzerine … hakkında Görevi Kötüye Kullanma suçundan açılan kamu davasının Beraat ile sonuçlandığı ve verilen kararın kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi:
Tüm dosya kapsamına göre; Davacı taraf, davacının davalıdan 275.000.TL. borç alarak dava dışı …’a verdiğini, kişinin parayı ödemesi halinde kendisinin de davalıya borcunu ödeyecek olmasına rağmen dava dışı …’ın borcunu ödememesi sonrasında kendisine verdiği 745.000.TL’lik seneti müvekkilinin davalıya olan borcunu ödeyemediğinden davalının zor duruma düşmesi ve borçlunun kendisine verdiği sözleri yerine getirmemesinden dolayı sıkıntılı günler yaşaması nedeniyle ciro edip ve iyiniyet göstergesi ve teminat olarak davalıya verdiğini; davalının ise bu senedi kullanarak davacı aleyhine 790.000.TL’lik icra takibi başlattığını, davacının 275.000.TL.’lik borcuna karşılık 745.000.TL. ödemek mecburiyetinde bırakıldığını belirterek icra dosyasından dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini, Mahkememize hitaben verdiği 20/02/2017 Tarihli dilekçe ile cebri icra tehdidi altında fazladan ödedikleri 470.000.TL.Bedelin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı asil 04/10/2018 tarihli dilekçesi ve ekindeki belgelerde dava dosyasındaki beyanlarını tekrarlayarak kendi avukatı olan …’ın kendi yakını olan davalı … ile işbirliği içinde hareket ederek kendisini yanılttıklarını ve …’ya olan 275.000.TL. borcuna karşılık lehtarı olduğu 745.000.TL.’lik bonoyu davalıya ciro ettirdiklerini, kendi avukatı ile davalının kendisini bu bonoyu kendi namına tahsil edecekleri konusunda kandırdıklarını, icra dosyasındaki 16/11/2015 tarihli belgedeki beyanın alacaklının avukatı olarak görünen aslında kendi avukatı olan …’ın kandırmasıyla verildiğini, aldatıldığını anladıktan sonra avukat …’ı şikayet ettiğini, şikayet üzerine avukat hakkında ağır ceza mahkemesinde dava açıldığını, davalının 20/09/2011 tarihli polis ifadesindeki beyanında dava konusu 745.000.TL.’lik bonoyu 275.000.TL.’lik alacağına karşılık olarak ciro ile aldığını ikrar ettiğini beyan etmiş ve buna ilişkin belgelerini sunmuştur. Davalı taraf ise; davacı tarafından verilen senedin teminat senedi olmadığını,davacı tarafından icra dosyasına ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin borcun kabulü anlamına geldiğini, davacının faiz ve diğer masrafları ödemekten kaçındığı için davayı açtığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasında ki uyuşmazlığa konu senette … Borçlu, … lehdar ve davacının lehdar olarak yer aldığı görülmüştür. Davacı tarafın iddiası senedin teminat senedi olduğuna yöneliktir. Davacı taraf aynı zamanda; Yargıtay Bozma ilamında da açıkça belirtildiği üzere avukatı olan …’ın, davalı … ile işbirliği içinde hareket ederek kendisini yanılttıklarını ve …’ya olan 275.000.TL. borcuna karşılık lehtarı olduğu 745.000,00 TL’lik bonoyu davalıya ciro ettirdiklerini, kendi avukatı ile davalının kendisini bu bonoyu kendi namına tahsil edecekleri konusunda kandırdıkları iddiasında bulunmuş bu iddiasına yönelik olarak şikayeti üzerine … 10.Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında dava açılmış ise de; … hakkında Görevi Kötüye Kullanma suçundan açılan kamu davasının Beraat ile sonuçlandığı ve verilen kararın kesinleşmiş olduğu görülmüştür. Bu hali ile davacı tarafın bu yönde ki iddiası kesinleşmiş mahkeme kararı ile kanıtlanamadığından mahkememizce de kabul edilmemiştir.
Davacı tarafın senedin teminat senedi olduğuna yönelik iddiası değerlendirilecek olursak; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur .Davacı taraf senetteki imzayı inkar etmemiştir. Borçlu imzasını kabul etmiş olmakla birlikte senedin Teminat senedi olduğunu ileri sürmüştür. Davalı taraf ise Yargılamanın tüm aşamalarında; senedin kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davamızda 6100 Sayılı Kanunun 190.md uyarınca ispat yükünün hangi tarafa düştüğünün tespiti gerekmektedir.
Bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir.Bonoda şekil şartları 6102 Sayılı TTK’nun 776. maddesinde sayılmıştır. Bunlar; “Bono” yada “Emre Muharrer Senet” ibaresi, kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vaadi, vade, ödeme yeri,kim veya kimin emrine ödenecek ise onun adı, keşide yeri ve tarihi, keşidecinin imzasıdır. Zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Sayılan zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden yada malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir.

Bonoda kural olarak 6100 Sayılı Kanunun 190.md uyarınca ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir.
Bono, hukuksal niteliğince belli bir borç ikrarını içeren kambiyo senedi olup; bononun belli bir sebeple düzenlendiğini, düzenleme sebebinin gerçekleşmediğini veya bonoda yazılı borcun ödendiğini ya da istenebilir olmadığını yasal delillerle keşideci kanıtlamakla ödevlidir.
Somut olayda Davacı tarafın senette yazan miktarda borcu olmadığı iddiasını kanıtlaması gerekmektedir. Davacı taraf, davalının 20/09/2011 tarihli polis ifadesindeki beyanında dava konusu 745.000.TL.’lik bonoyu 275.000.TL.’lik alacağına karşılık olarak ciro ile aldığını ikrar ettiğini beyan etmiş ve buna ilişkin belgelerini sunmuştur. Davalı tarafın polis karakolunda verdiği ifadesi Mahkeme dışı ikrar niteliğindedir. Davalı taraf mahkememizin yargılama aşamasında bu ifadesini inkar etmiştir. Bu hali ile mahkeme dışı ikrarında diğer vakıalar gibi diğer delillerle kanıtlanması gerekir. Davacı taraf bu yönde ki iddiasını kanıtlar başkaca delil ileri sürememiştir. Davalı (alacaklı) Yargılamanın tüm aşamalarında senedin mücerret borç ikrarı olduğu belirterek savunmada bulunmuş, senedi talil etmemiştir. Yukarıda belirttiğimiz üzere dosya kapsamında sabit ve net olan hususunun dava konusu senedin 6102 sayılı Kanunun 776.md uyarınca zorunlu şartları taşıması nedeniyle mücerret borç ikrarı olduğudur. 6100 Sayılı Kanunun 190.md uyarınca ispat yükü kendisinde olan davacının ibraz ettiği delillerin senedin mücerretlik niteliğini kaldırmadığı anlaşılmakla davacı tarafın davasının Reddi yönünde aşağıda ki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davalı taraf tazminat talebinde bulunmuş ve dava davalı taraf lehine sonuçlanmış ise de; Mahkememizde devam eden Davanın ıslah dilekçesi ile istirdat davasına dönüştüğü ve istirdat davasına ilişkin olarak İ.İ.K.’ nun 72.md kapsamında tazminata ilişkin ayrı bir düzenleme yer almadığı anlaşılmakla davalı taraf lehine tazminata hükmedilmemiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;.
1-)Davacı tarafın davasının REDDİNE;
2-)Davalı tarafın Tazminat talebinin REDDİNE;
3-)Davacı tarafından yatırılan 3.434,86 peşin harç, 4.591,56 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 8.026,42 TL. Peşin harçtan 44,40.TL.karar ve ilam harcının mahsubu ile 7.982,02.TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-)Davalı vekili lehine 32.750,00.TL. vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-)Davalı tarafça yatırılan 4.30.TL.harç, 91,40 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 95,70.TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine;
6-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Mahkememiz dosyasından verilen karar daha önce yargıtay incelemesinde geçmiş olmakla;ilgililere kararın tebliğinden itibaren 15 Gün içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile TEMYİZ YOLU açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı. 20/06/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …