Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/876 E. 2020/85 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/876
KARAR NO : 2020/85

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2018
KARAR TARİHİ : 13/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali Davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkemenize hitaben verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin demir çelik sektöründe öncü firmalardan biri olduğunu, 1978 yılından bu yana faaliyetine devam ettiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşmeye uygun olarak 833.765.36.USD .tutarında hammadde satışında bulunarak borçluya teslimini yaptıklarını, davalı şirketin borcunu ödememesi üzerine borçlu aleyhine … 26.İcra Müdürlüğünün … numaralı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun takibe itiraz etmesi neticesinde takibin durduğunu, müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında 13/03/2018 – 19/04/2018 ve 05/07/2018 tarihli sözleşme formlarının imza edildiğini, bu sözleşme formları haricinde müvekkili şirket tarafından satışı yapılan hammaddelere ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerinin düzenlenerek davalı yana teslim edildiğini, borçlu tarafından yapılan yetkiye itirazın hukuka aykırı olduğunu, davalı borçlu vekili tarafından yapılan yetkiye itirazın reddini, takibin devamını, borçlu aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasını dava ve talep etmiştir.
Davacı Taraf Davasında:
Dava dilekçesini tekrar ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı Taraf Davaya Cevabında :
Davalı vekili tarafından Mahkemenize hitaben verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine başlatılmış bulunan ilamsız icra takibine yetkiye ve borcun esasına itiraz ettiklerini, açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin adresinin … ilçesi olduğundan yetkili icra dairesi … ilçesinin adli yönden bağlı olduğu Dörtyol mahkemeleri ve icra dairelerinin olduğunu, davacı tarafın sözleşme formları diye ifade ettiği sipariş fişlerinin müvekkili firma tarafından düzenlenmediğini, sipariş talep edilmediğini, davacıya ait her hangi bir hammaddenin teslim alınmadığım, müvekkili tarafından zımni kabul anlamına gelebilecek bir emare de bulunmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, davacı yana %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı taraf icra dairesine ibraz ettiği itiraz dilekçesi ile ; yetkili icra dairesinin Dörtyol icra dairesi olduğunu belirterek asıl borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmiştir.
Toplanan Deliller:
… 26.İcra Dairesinin … sayılı icra dosyası celp edilip incelenmiştir.Davacı tarafça ibraz edilmiş bulunan fatura ve sevk irsaliyeleri incelenmiştir.
Mahkememizin 16/05/2019 Tarihli ara kararı ile ”… Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine yazılacak talimat ile; İnceleme gününün resen belirlenerek Davalı şirket adına çıkartılacak meşruhatlı davetiye ile Ticari defterlerini inceleme gün ve saatinde hazır bulundurmasının ihtar edilmesine; Davalı tarafça Ticari defterlerin inceleme gün ve saatinde hazır bulundurulması halinde resen belirlenecek Mali Müşavir Bilirkişi vasıtası ile davalı tarafın Ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının, taraflar arasında mal alışverişine ilişkin kayıtların ve alacak borç ilişkisinin tespit edilmesinin istenilmesine…” karar verilmiş, bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 28/08/2018 Tarihinde ibraz edilen rapor ile özetle ”…..Davalı … Tic. A.Ş.’nin dosya kapsamında bulunan 2018 yıllına ait ticari defterlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 242. Maddesinde belirtilen hükümler kapsamında Elektronik Ortamda e-defter olarak tutulduğu ve davalı tarafın e-fatura mükellefi olduğu, dava konusu ile sınırlı olarak yapılan incelemede davalının bilanço esasına göre defter kullandığı, ticari defterlere yapılan muhasebe kayıtlarının Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümlerine uygun olarak yapıldığı, incelenen ticari defterlerinin kapanış beratlarının süresinde mali mühür ile onaylandığı ve ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, Davalı tarafın ticari defterlerine göre, icra takip tarihi olan 11.09.2018 tarihi itibari ile davalı tarafın davacı tarafa 3.791.536,67.TL. borçlu olduğu, defter kayıtlarına yabancı para cinsinden kayıt yapılamayacak olması nedeni ile fatura ve defter kayıtları üzerinden bu tutarın yabancı para cinsinden karşılığının 833.765,32 USD olduğu, takip konusu faturaların tamamının davalı taraf defter kayıtlarına alındığı, kaydedilen faturalarda faturaya ait son ödeme tarihinin belirtildiği, buna göre faturaların son ödeme tarihlerinin takip tarihinden önce olduğu, Faturanın delil kuvveti bakımından, temel borç ilişkisinin faturayı veren kişi tarafından kanıtlanması gerektiği genel kural olmakla birlikte, davacı tarafından davalı tarafa düzenlenen faturaların davalı taraf defter kayıtlarına 150 kodlu İlk Madde ve Malzeme kodlu hesaba atılarak defter kayıtlarına alındığı, İlk Madde ve Malzeme hesabına alınan malların fiilen mevcut olan mallara ait hesap olarak kullanılması gerektiği, faturada hesaplanan KDV tutarının 191 kodlu İndirilecek KDV hesabına aktarılarak davalı şirkete menfaat sağlayacak şekilde kaydedildiği, icra takibinden önce davacı tarafa mal teslim edilmediği hususunda düzenlenmiş ihtar vb. işlemin bulunmadığı, fatura üzerinde alıcı taraf onayı olmamakla birlikte faturanın Maliye Bakanlığı tarafından belirtilen usul çerçevesinde “temel fatura” senaryosu ile düzenlenerek davalı tarafa teslim edildiği; e-fatura ile kağıt faturaya yapılacak itirazların aynı usülle yapılacağı, hususları birlikte değerlendirildiğinde, malların alınmadığının veya mal bedelinin ödendiğinin davalı tarafından ispatının gerektiği, Davacı tarafından sunulan 13.03.2018 tarihli sözleşme formunda, 300.000,00 Kg … silisyum’un 1,665 USD/Kg bedelle satın alınacağı, 19.04.2018 tarihli sözleşmede 350.000,00 Kg … manganez’in 1,34 USD/Kg bedelle satın alınacağının belirlendiği, bu sözleşmelerde davalı taraf onayının bulunduğu; 05.07.2018 tarihli sözleşme metninde ise 100.000 Kg … manganez’in 1,34 USD/Kg bedelle satın alınacağının belirtildiği ancak bu sözleşmede davalı taraf imzasının bulunmadığı; sözleşmelerde yazılı miktarın, dava konusu faturalarda belirtilen miktarı içerdiği, sözleşmelerde belirtilen birim fiyatların, faturalarda belirtilen fiyat ile aynı olduğu yönünde hazırlamış olduğum tespitlerimi içerir raporumu takdiri ve hukuki değerlendirmesi sayın mahkemenize ait olmak üzere arz ederim.” şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizin 24/10/2019 Tarihli duruşmasında ” Davacı tarafın Ticari defterleri ile davalı tarafın incelenen Ticari defterlerine ilişkin düzenlenen rapor dikkate alınarak tarafların iddialarının ticari kayıtlar üzerinde değerlendirmek,icra dosyasına yapılan itirazı ferileri dikkate alarak hesaplama yapmak üzere Mali Müşavir Bilirkişi … vasıtasıyla 6100 Sayılı HMK 266 vd maddeleri gereğince inceleme yapılmasına; ” karar verilmiş; Bilirkişi tarafından düzenlenen 17/01/2020 tarihli rapor ile özetle ”…Taraflar arasında TTK. 89 madde uyarınca akdi bir ticari ilişki bulunmaktadır. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2018 tarihinden önce başladığı 17.08.2018 tarihine kadar sürdüğü görülmüştür. Davacı tarafından ibraz edilen ticari defterler ve dayanağı belgeler yasal ve usulüne uygun tutulup işlenmiştir. Delil niteliğine haiz olduğu kanaat oluşmuştur. Takdir sayın mahkemenizindir. Taraflar arasında ticari ilişkinin dayanağını 13.03.2018 tarihli 640 istek numaralı 19.04.2018 tarihli 1011 istek numaralı ve 05.07.2018 tarihli 1633 istek numaralı üç adet sözleşme formunun oluşturduğu, bu formlardan 13.03.2018 tarihli ve 19.04.2018 tarihli olanlarda davalı yanın kaşe ve imzasının mevcut olduğu 05.07.2018 tarihli sözleşme formunda ise davalı yanın kaşe ve imzasının bulunmadığı, sözleşme formalarında satışa konu malların satış bedellerinin USD olarak belirlendiği, davacı yanca faturalarının da USD olarak düzenlendiği, yasa gereğince ticari defterlerine TL olarak işlendiği tespit edilmiştir. Davacı yanının davalı yana ait cari hesap hareketlerini 120 11 021 nolu müşteriler hesabından takip ettiği, ilgili hesabın 17.08.2018 tarihi itibariyle davalının cari hesaptan kaynaklanan 833.762.36,- USD karşılığı 3.791.522.33,- TL borç bakiyesi verdiği bahse kona borç bakiyesinin halen devam ettiği tespit edilmiştir. Talimat mahkemesi tarafından davalının ticari defterler ve dayanağı belgeler üzerinde yaptırılan tetkikatta davalının borç bakiyesi davacının kayıtlar ile cüzi bir farkla birbirini tevit etmektedir. Sayın mahkemenin davacının Takibe esas teşkil eden cari hesaptan kaynaklanan 3.791.522.33.- TL karsılığı 833.762.36.- USD tutarındaki alacak miktarı yönünde karar ittihazı halinde 11.09.2018 takip tarihinden infaz tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca döviz tevdiata uygulanan TCMB. Belirlenen değişen faiz oranlarından asıl alacak miktarı üzerinden faiz talep edebileceği görüş ve kanaatte olduğumu takdiri sayın mahkemenizin olmak üzere saygılarımla arz ederim. ” şeklin de görüş bildirdiği görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi:
Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; Davacı tarafın, davalı tarafa 13/03/2018, 19/04/2018 ve 19/04/2018 Tarihli sözleşme formları kapsamında icra takibine konu edilen 833.756,36 .USD. tutarında ki ham maddeyi fatura ve sevk irsaliyeleri karşılığı teslim ettiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında … 26.İcra Müdürlüğünün… sayılı dosyası ile ilamsız haciz yoluyla takip yaptıkları, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğu iddiasına dayanan davanın yasal dayanağının İ.İ.K.’ nun 67.md ifadesini bulan İtirazın iptali davası olduğu görülmüştür. Davalı taraf, icra takip talebine; icra dairesinin yetkisine, asıl borca, ferilerine itiraz etmiş olmakla birlikte yargılama aşamasında icra dairesinin yetkisine itirazlarını tekrar etmiş, mahkememizin yetkisine itiraz etmiş, davalıdan herhangi bir ham madde alınmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasında ki uyuşmazlık İcra dairesinin yetkisine itirazın yerinde olup olmadığı, Mahkememizin davaya bakmaya yetkili olup olmadığı, davacı tarafın icra takibine konu bedeli talep etme hakkının olup olmadığı davalı tarafın icra takibine haksız olarak itiraz edip etmediği, takibin kötüniyetle yapılıp yapılmadığı hususunun ihtilaf konusu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin ön inceleme duruşmasında davalı tarafın icra dosyasına itiraz dilekçesi ve mahkememize hitaben verdiği cevap dilekçesinde ki talebi üzerine yetki itirazları değerlendirilmiştir. Davanın İtirazın İptali davası olduğu,davalı tarafın icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiği, davalı tarafın icra dairesinin yetkisine itirazın dava şartı niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla;6098 Sayılı Kanunun 89.md/1 uyarınca para borçları alacaklının ödeme zamanında ki yerleşim yerinde açılabileceğinden İcra dairesinin yetkisine yapılan itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş ise de; 6098 Sayılı Kanunun 89.md/1 uyarınca para borçları alacaklının ödeme zamanında ki yerleşim yerinde açılabileceğinden, alacaklı olan davacının ikametgahı mahkememizin yetki alanında kaldığı anlaşılmakla yetki itirazın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde düzenlenen Bilirkişi raporları ile tespit edildiği üzere; icra takip talebinde talep edilen toplam alacağın 833.765,32.USD olduğu, bu alacağın birden çok e- faturaya dayandığı ve faturalarda son ödeme tarihlerinin belirtildiği, davalı tarafın incelenen ticari defterleri kapsamında icra takibine konu faturaların kayıtlı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinde davacı tarafça düzenlenen faturaların 150 kodlu ilk madde ve malzeme kodlu hesaba alındığı, ilk madde ve malzeme kodlu hesaba alınan malların fiilen mevcut olan mallara ait hesap olarak kullanıldığı, faturalarda hesaplanan KDV tutarının 191 kodlu indirilecek KDV hesabına aktarılarak davalı şirkete menfaat sağlayacak şekilde kaydının yapıldığı, davacı tarafça ibraz edilen sözleşmelerde yazılan bedellerin faturalarda yazılan miktarı içerdiği, davalı tarafça faturaların yukarıda belirtildiği şekilde ticari kayıtlarına alınmış olmasına rağmen faturaların içeriğine 6102 Sayılı Kanunun 21.md/2f kapsamında herhangi bir itirazda bulunulmadığı, davacı tarafın incelenen ticari defterlerinde de fatura kayıtlarının yer aldığı, icra takibine konu faturalara ilişkin ödeme kaydının bulunmadığı görülmüştür. Davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinde ki alacak ve borç miktarında TL. kuru üzerinde ki farklılığın davacı tarafın ticari defterlerine göre TL. ye çevrilerek işlem yapılmasından kaynaklandığı, bilirkişi tarafından TL. nin dolara çevrilmesi nedeni ile fatura değerinden daha az miktarda USD hesaplandığı anlaşılmakla birlikte icra takibi faturalara dayandığından faturaların toplam bedeli 833.765,36.USD olduğundan ticari defterlerin birbirini doğruladığı kabul edilmiştir. Sunulu nedenlerle ; icra takip talebine konu faturalara konu malların icra dosyasına ibraz edilen sevk irsaliyeleri uyarınca teslim edildiği, davalı tarafın ticari defterlerine icra takibine konu faturaların kaydının yapıldığı, faturalar üzerinde takip talebi öncesinde ödeme tarihleri belirtilmesine rağmen davalı tarafın faturaların içeriğine süresi içinde bir itirazlarının bulunmadığı, kadı ki düzenlenen bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere davalının ticari defterlerinde davacı tarafça düzenlenen faturaların 150 kodlu ilk madde ve malzeme kodlu hesaba alındığı, ilk madde ve malzeme kodlu hesaba alınan malların fiilen mevcut olan mallara ait hesap olarak kullanıldığı hususu sabit bulunduğundan davacı tarafın davasının kabulü yönünde hüküm verilmiş, davalı tarafın icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haksız ve davacı tarafın alacağını geç almasına sebep olacak nitelikte bulunduğu anlaşılmakla davalı taraftan icra inkar tazminatının alınarak davacı tarafa verilmesi yönünde aşağıda ki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacı tarafın davasının KABULÜ ile, davalı tarafın … 26.İcra Dairesinin … sayılı icra dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, 833.765,36.USD’ nin takip tarihinden itibaren Fiili ödeme gününe kadar USD ile açılmış bulunan 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranından faiz yürütülmesine;
2-)Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile (833.765,36.USD’ nin takip tarihinde ki TL. Karşılığı olan 5.398.297,21.TL.nin) %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine;
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 5.398.297,21.-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 65.197,94-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 303.559,74.TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 142.607,97.TL. nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 35,90.TL.başvuru harcı, 5,20.TL vekalet harcı, 65.197,94.TL peşin harç, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 202,30.TL.posta giderinden ibaret toplam 66.841,04.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-)Taraflarca yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı.13/02/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …