Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/836 E. 2019/1010 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/836 Esas
KARAR NO : 2019/1010 Karar

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2018
KARAR TARİHİ : 13/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirkete 03.01.2018-11.08.2018 tarihleri arası aksesuar ürünleri satarak teslim ettiğini, müvekkili şirketin davalıya satmış olduğu mallara ilişkin olarak irsaliyeli faturalar düzenleyerek satmış olduğu mallarla birlikte davalı şirkete teslim ettiğini, davalının da bu faturaları ticari defterlerine itirazsız olarak kayıt ettiğini, davalının bu ticari alışverişlerden dolayı davacı şirkete 8.283,95-TL cari hesap borcu bulunduğunu, davalı şirketin müvekkil şirketten satın aldığı mallarla ilgili 8.292,90-TL değerindeki 11.08.2018 tarihli … seri numaralı faturayı ödemediğini, davalı bu fatura borcunu ödemediğinden dolayı aleyhinde faturanın bedelinin tahsili için işbu davanın açılması zaruri olduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile müvekkili şirketin 8.282,90-TL’lik alacağının dava tarihinden itibaren reeskont faizi İle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafından her ne kadar faturanın ödenmemesinden kaynaklandığının iddia edilmesine rağmen asıl sorunun ürünlerin davacı yanın taahhüt ettiği, müvekkil şirketin beklediği kalitede olmaması ve bununla birlikte ürünlerin davacı yanca piyasa şartlarının çok çok üstünde fahiş bedelle faturalandırmak istenmesinden kaynaklanmakta olduğunu, zira teslimi yapılan ürünlerde kalıp hatası, kabarcık oluşumu, bozuk yüzey, gözeneklilik ve kararmanın gerçekleşmiş olması nedeniyle müvekkil şirket teslimi yapılan ürünleri davacı yana iade ettiğini, iade faturası düzenlediğini, ürünlerin davacı şirkette olduğunu, müvekkil şirket markası “…” baskılı ürünlerin üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi de şu anda davacı yanda olan ürünlerin kalitesiz olduğunu göstereceğini, daha önceden teslimi yapılan ürünler ayıplı ürünler üzerinden de inceleme yapıldığında müvekkil şirketin haklılığının ortaya çıkacağını, davalı şirketin 27/08/2018 tarihinde davacı tarafa mail yoluyla ürünlerin kalitesiz olmasından dolayı kabulünün imkansız olduğunun belirtildiğini, müvekkil şirketin ayıplı ürünlerden dolayı zarara uğradığını müşteri kaybına uğradığını ve siparişin iptali talebiyle karşılaştığına dair 31 Ağustos 2018 tarihinde müvekkil şirkete çanta siparişi veren müşterinin iptaline ilişkin mail kaydının bulunduğunu, davacının davasının ve taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller:
İrsaliye fatura, ticari defter ve belgeler, tanık beyanları, bilirkişi raporu.
Mahkememizce Bilirkişi Heyeti oluşturularak dosya Mali Müşavir Bilirkişi … ve Malzeme ve Metalurji Mühendisi Bİlirkişi …’a tevdi edilmiş, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi için inceleme günü belirlendiği, dava konusu ürünler de Malzeme ve Metalurji Mühendisince incelenmiş ve aldırılan 06/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle,
“…Taraflar arasında 2018 yılı içerisinde mal satışından kaynaklanan 1 adet 8.282,90 TL tutarında fatura tanzim edildiği, davalıya tebliğ edilen faturanın davacı ve davalı kayıtlarına usulüne uygun olarak kayıt edildiği,
Muhasebe işlemleri dikkate alındığında, Davacı ve davalı kanuni defter kayıtlarına göre; dava konusu faturadan dolayı davacının 8.282,90 TL alacaklı olduğu,
Dava konusu ÜRÜN TEKNİK İNCELEMESİNE göre; Tarafların Mahkemeye sundukları 3 poşet halinde aksesuar malzemesine göre;
(1) Numaralı Poşette; İmalatçı firmanın (Davacının) verdiği numune poşeti siyah renkli, içinde 7+2 (küçükler) çeşit malzeme bulunmaktadır. 7 tane büyük malzeme mıknatıstan etkilenmezken, 2 adet küçük malzeme mıknatıstan etkilenmektedir. Ancak bu poşetteki malzemelerin gözle yapılan muayenesinde, davalı firma tarafından belirtilen hatalara rastlanılmamıştır. Bu poşetin içindekilere ayıplı malzeme deniiemeyeceği,
(2) Numaralı Poşette; Davacı vekilinin “Bizim ürettiğimiz malzemeler değil” dediği, ancak davalı vekilinin “davacı şirketin ürettiği malzemelerdir.” Dediği İki ayrı iddia mevcuttur. Malzemelerin manyetik özellikleri var, mıknatıstan etkileniyorlar. Aralarında deforme olmuş parçalarda mevcut Bu malzemeler ayıplı malzeme sınıfına gireceği,
(3) Numaralı Poşette; Davalı firma tarafından, başka bir firmaya imal ettirilen malzemeler mevcuttur. Manyetik özellikleri yok. Mıknatıstan etkilenmiyorlar. Bu nedenle ayıplı malzeme denilemeyeceği,…” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Taraf vekillerince Bilirkişi Raporuna dair beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Duruşmalarda tarafların tanıkları dinlenmiştir.
Davalı şirket yetkilisi … 30/04/2019 tarihli duruşmada, ”yetkilisi olduğum davalı şirket çanta ve ayakkabı üretimi yapmaktadır, davacı şirketten de üretmiş olduğum çantada kullanmak üzere kendi markamıza özel metal aksesuar aldık, davaya konu faturalardaki metal aksesuarlar teslim edildi, ancak teslimden sonra araya kurban bayramı tatili girdi, teslimat 2018 yılı Ağustos ayında oldu, araya kurban bayramı girdi, bayram dönüşünde teslim edilen ürünlerin paketinin açıldığında, ürünlerde kararmalar olduğu, delikler ve hava kabarcıkları olduğunu tespit ettik, tamamında yoktu, ama bir çoğunda olduğu için teslim edilen ürünlere iade faturası keserek bizzat götürerek davacı şirket çalışana … ‘a teslim ettik, Kübra hanım davacı şirkette çalışandır, teslim anında teslim almak istemedikleri için münakaşa oldu, ben bayan olduğundan dolayı münakaşayı uzatmak istemedim, faturaları ve malı orada bırakıp çıktım, teslim ettiğime dair herhangi bir şey vermediler, onlar ürünlerin tadilatını yapıp geri iade ederiz dediler, bende tadilatı kabul etmediğimi, ayıplı ürünü kabul etmeyeceğimi, yeni sıfırdan mal üretmelerini istedim, ona da girmediler, bende bu nedenle ödeme yapmadım, ürünler zaten davacı taraftadır, sonra da bu hususta kendilerine mail attım, ben aslen metalürji ve malzeme mühendisliği konusunda eğitim aldım, davacının bana satmış olduğu ürün zamak’tan yapılır, bu malzeme çinko,alüminyum, magnezyum ve bakırdan yapılan bir alaşımdır, kesinlikle mıknatıs tutmaz, oysa davacının bana satmış olduğu ürünler mıknatıs tutuyordu, muhakkak içerisine demir içeren curuf koymuşlardır, ayrıca ürünlerde kayıt hatası da vardır, çektiğim mailde hepsi de yazılıdır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … 25/06/2019 tarihli duruşmadaki beyanında, ”ben 2014 yılından … de çalışmaktayım. Orada müşteri ve sipariş takibinde çalışmaktayım. Davalı şirket 2018 yılının başında numune çalışmaları yapıldı, faturalandı, ancak onları bile zar zor ödeyebildi. Bu numunelerin ödemesi gerçekleştirilmişti ancak dava konusu siparişler 7 özel kalemde çeşitli adetlerde siparişleri vardı, toplam 11 – 12 milyar TL tutuyordu. Teslimatı bizzat kendim yaptım. Teslim yaptığım zaman yaklaşık 30 cm x 80 cm lik bir kolide siparişleri teslim ettim, şirketin yetkilisi bizzat yanımda koliyi açtı, sonra indirim istedi. Hatırladım kadarıyla %15-20 indirim yapılmıştır. Ödemesini salı günü yapabileceğini söyledi, bende nakit olarak borcu kapatın ödeme gecikirse muhasebeye bilgi vermek zorundayım dedim. Ancak ödemeyi geciktirince bir aylık süreç oldu, borç ödenmemiştir. Davanın açıldığını duyduğun güne kadar malların ayıplı olduğu hususunda hiçbir bilgi bana ulaşmadı, bu konuda ayıp konusunda karşı taraftan bir bilgi gelmemiştir.
Sorulan soru üzerine; geri iade edilen mal olmadığını, taraflarına da davalı şirket tarafından iade faturası kesilmediği söyledi.
Sorulan soru üzerine; şirkette… şeklinde e-mail adresi vardır. Ortak mail adresidir. Şirkette de bir tane bilgisayar vardır. O bilgisayara, gönderilen e-mailler gelir, ya ben yada babasına yardımcı olan … açar, bana bir mail gönderilmiş olsaydı cevap verirdim. Gelen maillerin %95 ini ben görürüm” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … 25/06/2019 tarihli duruşmadaki beyanında, ”Ben 2006 yılında ünivesiteden mezun oldum, davacı şirket aile firmasıdır, 2006 dan bu yana bu şirkette babamın yanında yardımcı oluyorum. Davalı şirket yetkilisi … ile iş icabı tanışmaktayım. Kendisi daha önce … / … da çalışmaktaydı. Ordan ayrılıp babası ile birlikte çalıştığını bildiğim kendi firmasını kurdu. … de çalışırken işyerinde alt komşumuz olan … ile çalışmaktaydılar. … Ayakkabının sahibi … bey bizi tanıştırmıştı. Kendi firmalarını kurunca bizimle birlikte çalışmak istediler. Bende neden olmasın dedim. Bana bazı aksesuarları yapıp yapamayacağımız sordu. 1-1,5 yıl kalıp alarak numune çıkardık. Ödemelerini genellikle taksit taksit yapardı. Bu dava konusu malları sipariş ettikten sonra da fiyatlarımızı paylaştık, fiyatlar konusunda anlaştık, siparişleri ürettildi, malzeme teslimatı için şirkete gelindi. Davalı şirket yetkilisi kaç tane olduğunu şuan hatırlayamadığım kolileri açıp üretilen mallara bakıp tamam dedi ve faturayı imzaladı, ama ödemeyi yapmayarak zaman geçtiğindendolar da yükseldiğinden, kendisini defalarca aradık, hatta dava da açabileceğimiz söyledik, kendisinden olumlu cevap alamadık, bizi hep öteledi, bu dava açıldıktan sonra da malların ayıplı olduğunu fiyatın yüksek olduğunu öne sürdü, öncesinde böyle bir mal ayıplıydı, yada fiyat yüksek gibi bir şikayeti yoktu.
Sorulan soru üzerine; mal iade olmadığını iadesi faturası taraflara kesilmediğini söyledi.
Sorulan soru üzerine ; dava açılmadın önce ayıp konusunda hiçbir şekilde şirket yetkilisi … ile konuşulmadı, ben her cuma ödeme yapılması konusunda kendisini arayordum. Şirketin ortak mail adresi … dir. Şirket maili 3 bilgisayarda aktiftir. Bir tanesi muhasebede, bir tanesi bende, diğeri de … hanımdadır. Bu e-mail adresine gelen mailler bu 3 bilgisayardanda görülür. … ayıp konusunda bir mail gönderdi, ancak davadan önce mi sonra mı onu hatırlamıyorum mail içeriğini hatırlamıyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
GEREKÇE :
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı tarafından davalıya satılan davaya konu faturalarda belirtilen aksesuar ürünlerinin sözleşmeye uygun imal edilip edilmediği, ürünün ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise açık ayıp mı yoksa gizli ayıp mı olduğu süresi içinde davalı tarafından ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, davacı tarafından davalıya gönderilen faturalara süresinde itiraz edilip edilmediği ve davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı ve miktarı hususundadır.
Davacı şirketin 03/01/2018 – 11/08/2018 tarihleri arasında davalı şirkete aksesuar ürünleri satarak teslim etmiş olduğu, irsaliyeli faturaların da teslim edilen ürünlerle karşı tarafa gönderilmiş olduğu, davalı tarafın da bu faturaları ticari defterlerine itirazsız kaydetmiş olduğu, davalının fatura borcundan dolayı fatura borcunun tahsilini talep ettiği,
Davalı şirketin davacının göndermiş ürünlerin istenilen niteliklere sahip olmadığını, ürünlerin davacı şirkete geri gönderilmiş olduğunu, e-posta ile ürünlerin ayıplarının bildirildiğini dolayısıyla davanın reddini talep etmiş oldukları,
İncelenen ticari defterlere göre, davacı yanın ticari defterlerinin incelendiği, sahibi lehine delil vasfında olduğu, davacı tarafın davalı tarafa 11/08/2018 tarihinde irsaliyeli fatura keşide ettiğii … numaralı faturanın 10.518,44-TL olarak tanzim edildiği, davacı tarafından daha sonra 8.282,90-TL olarak düzeltildiği ve davalı şirket yetkilisine tebliğ edildiği, bu faturanın usulüne uygun olarak davacı defterine kaydedildiği, davacı tarafından davalı yana keşide edilen faturanın cari hesap kayıtlarına alındığı ve bu tutara karşılık olarak herhangi bir ödemenin yapılmadığı ve cari hesap bakiyesinin 11/08/2018 tarihi itibarıyla 8.283,95-TL olduğu,
Davalı yanın ticari defterlerinin incelendiği, sahibi lehine delil vasfında bulunduğu, davacı şirketin davalı şirkete 11/08/2018 tarihi ve … numaralı faturanın 10.518,44-TL olarak tanzim edilip daha sonra 8.282,90-TL olarak düzeltilen faturayı davalıya tebliğ edildiği, bu faturanın davalı kanuni defterlerine 04/09/2018 tarihinde usulüne uygun olarak kaydedildiği, davacı tarafından davalı tarafa keşide edilen faturanın cari hesap kayıtlarına alındığı ve herhangi bir ödemenin yapılmadığı,
Söz konusu 8.282,90-TL’lik faturaya ilişkin davalı tarafından bir itiraz söz konusu olmadığı,
6102 sayılı Kanunun 21/2. Maddesine göre “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” hükmünü içermektedir.
Dava konusu faturanın davalıya keşide edildiği, davalı kayıtlarına alındığı ve kanuni süreler içinde faturaya itiraz edilmediği anlaşılmıştır.
Davaya konu ürünlerin incelenmesinden bir kısım malzemenin ayıplı olduğu belirlenmiştir ancak ayıplı ürünler için kanuni sürelerde ayıp ihbarında bulunulmalıdır.
TTK. m. 23/1-c hükmüne göre: “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır”.
TBK. m. 227 hükmüne göre: “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir…” hükmünü havidir.
Tüm dosya kapsamına göre; Taraflar arasındaki ticari satımdan dolayı davalının ayıplı maldan dolayı kendine teslim edilmiş malların bedellerini ödememesi için kanuni süre içinde ayıp ihbarında bulunması ve iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde seçimlik hakkını süresi içinde seçtiğini karşı tarafa bildirmelidir. Bu yükümlülüğe uymadığı tespit edilen ve ayrıca kanuni defterlerde de borçlu olduğu belirlenen davalı / alıcı karşısında davacının davasının kabulü ile 8.282,90-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 8.282,90-TL’ye 17/09/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-)Davacının davasının KABULÜ ile,
8.282,90-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
8.282,90-TL’ye 17/09/2018 tarihinden itibaren avans faizi İŞLETİLMESİNE,
2-)Alınması gereken 565,80- TL harçtan peşin alınan 141,46- TL harç düşüldükten sonra kalan 424,34.-TL Bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. ne göre hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Davacı tarafça yapılan toplam 1.707,96-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı.13/11/2019

Katip …
¸E-İmza

Hakim …
¸E-İmza

MASRAF DÖKÜMÜ:
Bilirkişi Ücreti : 1.400,00-TL
Teb.Müz. : 125,40-TL
İlk Dava Harcı : 182,56-TL
Toplam : 1.707,96-TL