Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/805 E. 2023/798 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/805 Esas
KARAR NO : 2023/798

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2018
KARAR TARİHİ : 25/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 07.09.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 1 adet x-ray cihazı ve 1 adet kapı dedektörü satışı için anlaşıldığını, akabinde davalı tarafça 12.06.2013 tarihli sipariş teyit formunun imzalandığını, davacı şirket tarafından… tarih ve … nolu fatura tanzim edilerek davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafça fatura kabul edilip kendi defter ve kayıtlarına işlenmiş sipariş bedelinin davacıya ödendiğini, davacı tarafından siparişe konu ürünlerin ithal edilip hazır olarak bekletilmeye başlandığını, ancak daha sonra davalı tarafça ürünlerin teslim alınmadığını, davacıya herhangi bir teslim adresininde bildirilmediğini, davalı tarafın bütün süreçten sonra kötü niyetli olarak ilgili ürün yönünden iade talebinde bulunduğunu, davalı tarafça adres bildirilmediğinden ilgili ürünlerin 19.03.2015 tarihinde … adresinde bulunan … A.Ş.’ne teslim edildiğini, bu durumun davalı tarafa ihbar edildiğini, davalı tarafın haksız tavrını bir adım daha ileri götürerek davacı aleyhine … 15. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine giriştiği, davacı tarafından icra takibine itiraz edildiğini, bu süreçte ürünlerin teslim edildiği deponun kapanacak olması nedeni ile ürünlerin yine zarar ve masrafı davalıya ait olmak üzere … adresinde yer alan … A.Ş.’ne ait depoya teslim edildiğini, önceki depo ücretine ilişkin davacı aleyhine fatura tanzim edildiğini, bugüne kadar ilgili ürünün depolanmasına ilişkin davacı şirketçe karşılanan toplam 459,90 Euro ve 1.894,34 TL bedelin ödenmesinin talep ediliğini, davalı tarafın depo ücretlerini ödemediğini, davalı tarafın haklı bir sebep olmaksızın dava konusu emtiayı teslim almayarak alacaklı temerrüdüne düştüğünü, davacının bu nedenle katlanmak zorunda kaldığı tüm masrafları ödemek zorunda olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; öncelikle tedbiren dava konusu … marka / model kapı dedektörü ile … marka / model X ray cihazı ile eklentilerinin mahkemece tespit edilecek adreste depolanmak üzere tevdiini, mahkeme aksi kanaatte ile tedbiren dava sonuçlanıncaya kadar … adresinde yer alan … Tic. A.Ş.’ne ait depodaki son fatura tarihi olan 24.05.2018 tarihinden sonraki ve dava açılıncaya kadar ki süreç dahil ardiye masraflarının davacıdan talep edilmemesini, davacı tarafından bugüne kadar ürünlerin muhafazası için ödenmek zorunda kaldığı 459,90 EURO ve 2.977,34 TL depo ücreti ile 746,49 TL bildirim masraflarının 459,90 ve 1.894,34 TL’sinin 01.01.2017 tarihinden kalan 1.829,.49 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınacak davacıya ödenmesini, tedbir taleplerinin kabul edilmemesi halinde yargılama sürecinde davacının ödemek zorunda kalacağı diğer ardiye ücretlerinin davalı tarafından tahsili ile davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin ve duruşmaya davet tutanağının usulüne uygun tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
DELİLLER: Bilirkişi kök ve ek raporları, … 15. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, … 11. Noterliğinin … nolu ihtarnamesi, … 27. Noterliğinin … nolu ihtarnamesi, … 16. Noterliğinin … nolu ihtarnamesi, … 25. Noterliğinin … nolu ihtarnamesi, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
30.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Sözleşmenin feshiyle birlikte, basiretli davranma yüküml gereği, davacının dava konusu masrafları makul bir süre içerisinde satarak oluşan ardiye ücretini mahsup etmek ve geriye kalan ücreti davalıya iade etmek yükümlülüğünde olduğu, Davacı taraf bu yükümlükiğünü yerine getirmediğinden, davacının sözleşmenin feshinc kadar geçen süre için oluşan ardiye ücretinin malın değerinden daha fazla olduğuna ilişkin herhangi bir iddia ve delil sunulmadığından, davacının ardiye ücreti ve masraflara ilişkin talebinin yerinde olmadığı, Sayın Mahkermenin aksi kanaatte olması halinde; Davacı uhdesinde kalan söz konusu cihazlarırı depolamadan ve cihazların teslimi için davacı tarafından yapılan ihtarname masrafları ile birlikte toplamda 3.796.,76 TL tutarı ödemek zorunda kaldığı ve işbu bedelin davalıdan dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte talep edilebileceği (Dava tarihinden önce işlemiş faiz talebinde bulunulmamıştır), Davacının kendi deposunda muhafaza edilen cihazlar için talep ettiği 459.90 EUR depolama ücret talebinin ise uygun olmadığı, ancak tamamen sayın mahkemeniz takdirlerinde olmak üzere, davaçının kendi depaosunda muhazadan dolayı talep edilen 459.90 EUR depo ücret talebinin mahkemenizce de yerinde olduğu yönünde kananate varması halinde ise dava tarihi itibariyle TCMB döviz satış kuru karşılığının 3.527.93 TL olarak talep edilebileceği,” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
16.09.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; bilirkişi kurulunun kök rapordaki görüş ve kanaatinde herhangi bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir.
30.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Dosya mevcudu, Davacı yan 2013 yılına ait ticari defter dökümleri, dava dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin tetkiki sonucunda ve raporumuz içinde açıklanan nedenlerle; 4.1 İncelenen davacı şirkete ait 2013 yıh ticari defterler dökümlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde ve usulüne uygun olarak tasdik edildiği ve kendi lehine delil olma vasfına haiz olduğu, 4.2 Davacı yanın incelenen 2013 yılına ait ticari defter dökümlerinde davalı olan hesap hareketlerinin (0) sıfır olduğu diğer bir anlatımla davalı yandan 31.07.2013 tarihi itibariyle herhangi bir alacağının olmadığı tarafımızdanı görülmüştür. 4.3 Davacı yanın ilgili depolama ve noter masrafları 6.118,85 TL olduğu, davacı yan tarafından emtianın depolama işi ve noter ihtarname masrafı olarak 6.118,85 TL ödeme yaptığı, talep edilen 459,90 EUR ile ilgili dosya münderecatında herhangi bir ödeme belgesinin olmadığı, 4,3 Alacaklının sözleşme konusu malı teslim almaktan kaçınması üzerine borçlunun malı tevdi imkanının ortaya Çıktığı, Sözleşme konusu malın, tevdi sonucu yapılan masrafların ve tevdii gerçekleşene kadar borçlu tarafından malm muhafazası için yapılan masrafların alacaklıdan talep edilmesinin mümkün olduğu,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
25.07.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “davacı şirketin emtia depolama işi ve noter ihtarname masrafları olarak 6.118,85 LT talep edilebileceği, 459,90 EURO tutarındaki talebinin yerinde olmadığı mali yönden ve nitelikli hesaplamalar yönünde kök raporun özünün korunduğu” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında 1 adet x-ray cihazı ve 1 adet kapı dedektörü satışı için anlaşıldığını, akabinde davalı tarafça 12.06.2013 tarihli sipariş teyit formunun imzalandığını, davacı şirket tarafından… tarih ve … nolu fatura tanzim edilerek davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafça fatura kabul edilip kendi defter ve kayıtlarına işlenmiş sipariş bedelinin davacıya ödendiğini, davacı tarafından siparişe konu ürünlerin ithal edilip hazır olarak bekletilmeye başlandığını, ancak daha sonra davalı tarafça ürünlerin teslim alınmadığını, davacıya herhangi bir teslim adresininde bildirilmediğini, davalı tarafın bütün süreçten sonra kötü niyetli olarak ilgili ürün yönünden iade talebinde bulunduğunu, davalı tarafça adres bildirilmediğinden ilgili ürünlerin 19.03.2015 tarihinde … adresinde bulunan … A.Ş.’ne teslim edildiğini, davalı yanca teslim alınmayan ürünler nedeniyle davacı tarafından bugüne kadar ürünlerin muhafazası için ödenmek zorunda kaldığı 459,90 EURO ve 2.977,34 TL depo ücreti ile 746,49 TL bildirim masraflarının 459,90 ve 1.894,34 TL’sinin 01.01.2017 tarihinden kalan 1.829,.49 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınacak davacıya ödenmesini, tedbir taleplerinin kabul edilmemesi halinde yargılama sürecinde davacının ödemek zorunda kalacağı diğer ardiye ücretlerinin davalı tarafından tahsilini talep etmiştir.
Uyuşmazlık kapsamında hazırlanan 30.12.2019 tarihli bilirkişi kök ve 16.09.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda, sözleşmenin feshiyle birlikte, basiretli davranma yüküml gereği, davacının dava konusu masrafları makul bir süre içerisinde satarak oluşan ardiye ücretini mahsup etmek ve geriye kalan ücreti davalıya iade etmek yükümlülüğünde olduğu, Davacı taraf bu yükümlükiğünü yerine getirmediğinden, davacının sözleşmenin feshine kadar geçen süre için oluşan ardiye ücretinin malın değerinden daha fazla olduğuna ilişkin herhangi bir iddia ve delil sunulmadığından, davacının ardiye ücreti ve masraflara ilişkin talebinin yerinde olmadığı, Sayın Mahkermenin aksi kanaatte olması halinde; Davacı uhdesinde kalan söz konusu cihazlarırı depolamadan ve cihazların teslimi için davacı tarafından yapılan ihtarname masrafları ile birlikte toplamda 3.796.,76 TL tutarı ödemek zorunda kaldığı ve işbu bedelin davalıdan dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte talep edilebileceği (Dava tarihinden önce işlemiş faiz talebinde bulunulmamıştır), Davacının kendi deposunda muhafaza edilen cihazlar için talep ettiği 459.90 EUR depolama ücret talebinin ise uygun olmadığı, ancak tamamen sayın mahkemeniz takdirlerinde olmak üzere, davaçının kendi depaosunda muhazadan dolayı talep edilen 459.90 EUR depo ücret talebinin mahkemenizce de yerinde olduğu yönünde kananate varması halinde ise dava tarihi itibariyle TCMB döviz satış kuru karşılığının 3.527.93 TL olarak talep edilebileceği, belirtilmiştir.
İtiraz üzerine dava dosyası yeni heyetten rapor alınmasına karar verilmiştir. 30.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda ve 25.07.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; Türk Borçlar Kanunu’nun 106. maddesi uyarınca “Yapma veya verine edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı,haklı bir sebep olmaksızın anu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.” ve yine 232. maddesi uyarınca “Afıcı, satış sözleşmesinde kararlaştırılmış olduğu biçimde satış bedelini ödemek ve kendisine sunulan satılanı devralmakla yükümlüdür. Aksine yerel âdet veya anlaşma yoksa, satılanın hemen devralınması gereklidir. ” İlgili hükümlere göre alcaklının ifayı kabülü aynı zamanda bir borç niteliğindedir(NOMER, H. Nami, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 2021, s. 272) Alacaklının kabulden kaçınması halinde borçlunun tevdi imkanı ortaya çıkmaktadır. Dava konusu uyuşmazlıkta da söz konusu olduğu üzere ticari mallar, hâkim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir. Sözleşme konusu malin niteliği veya işin özelliği tevdi edilmesine uygun düşmez veya teslim edilecek şey bozulabilir ya da bakımı, korunması veya tevdi edilmesi önemli bir gideri gerektirir ise, borçlunun, alacaklıya önceden ihtarda bulunması koşuluyla, hâkimin izniyle onu açık artırma yoluyla – sattırıp bedelini tevdi etmesi de mümkündür(TBK m. 107; TTK m. 23) Yukarıda açıkladığımız gerekçelerle davacının, dava konusu malın tevdii sebebiyle yaptığı masrafları talebinin yerinde olacağı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dosya mevcudu, Davacı yan 2013 yılına ait ticari defter dökümleri, dava dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin tetkiki sonucunda ve raporumuz içinde açıklanan nedenlerle; 4.1 İncelenen davacı şirkete ait 2013 yıh ticari defterler dökümlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde ve usulüne uygun olarak tasdik edildiği ve kendi lehine delil olma vasfına haiz olduğu, 4.2 Davacı yanın incelenen 2013 yılına ait ticari defter dökümlerinde davalı olan hesap hareketlerinin (0) sıfır olduğu diğer bir anlatımla davalı yandan 31.07.2013 tarihi itibariyle herhangi bir alacağının olmadığı tarafımızdanı görülmüştür. 4.3 Davacı yanın ilgili depolama ve noter masrafları 6.118,85 TL olduğu, davacı yan tarafından emtianın depolama işi ve noter ihtarname masrafı olarak 6.118,85 TL ödeme yaptığı, talep edilen 459,90 EUR ile ilgili dosya münderecatında herhangi bir ödeme belgesinin olmadığı, 4,3 Alacaklının sözleşme konusu malı teslim almaktan kaçınması üzerine borçlunun malı tevdi imkanının ortaya Çıktığı, Sözleşme konusu malın, tevdi sonucu yapılan masrafların ve tevdii gerçekleşene kadar borçlu tarafından malm muhafazası için yapılan masrafların alacaklıdan talep edilmesinin mümkün olduğu,” belirtilmiştir.
TBK’nın alacaklının temerrüdünü düzenleyen 106. maddesinde; “Yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.
Alacaklı, müteselsil borçlulardan birine karşı temerrüde düşerse, diğerlerine karşı da temerrüde düşmüş olur.” hükmünü düzenlemiştir.
Yine TBK’nın bir şeyin teslimine ilişkin edimlerde tevdi hakkını düzenleyen 107. maddesinde; “Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir.
Tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hâkim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir.” hükmü yer almaktadır.
Davacı tarafından davalıya 13.06.2013 tarih 2356 seri nolu 63.197.50 TL bedelli (33.630 USD) fatura konusu cihaz bedellerinin davalı tarafından ödendiği, ancak söz komusu cihazlar davalı tarafından teslim yeri davacıya bildirilmediğinden cibazlar teslim edilemediği, davalı tarafından bedeli ödenen cihazların teslim alınması için taraflar arasında yazılı ve şifayi yazışma ve görüşmeler yapılmış ise de, davalının cihazları teslim almadığı, teslim atınmayan ve davacı şirket uhdesinde bulunan cihazlar için davacı tarafından söz konusu cihazların depoda muhafaza edilmesinden dolayı davacının depolama hizmet bedeli ödemek zorunda kaldığı, ayrıca söz konusu cibazların davalı tarafından teslim alınmasına yönelik olarak keşide edilen ihtarnamelere nedeniyle de noter masrafı yapma zonunda kalındığı, davacı tarafından 3. şahıslara ödenmek zorunda kalınan depolama hizmet bedeli gerekse noter ihtarname mastafi ile birlikte toplamda 3.796.76 TL tutarı ödemek zorunda kaldığı ve işbu bedelin davalıdan dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte talep edilebileceği anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında hazırlanan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; “davacının davalıdan ayrıca, söz konusu cihazların kendi deposunda muhafaza edilmesi karşılığında da toplamda 459.90 EURO depo ücreti talebinde bulunmuştur. İşbu bedel ile ilgili olarak davacı defter kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede bu yönde bir harcamasına ilişkin somut her hangi bir tespit yapılamamış olması karşısında kendi deposunda muhafaza karşılığı talep edilen 459.90 EURO depo ücretinin talebinir uygun olmadığı,” belirtilmiş ve bu husus Mahkememizce de benimsenmiş olmakla davacının depolama bedelinin sözleşmenin tarafı olmayan 3.kişilere ödenmesi gerektiğinden kabulüne, ancak davacı tarafından malların zilyetliği teslim edilmediğinden davacının TBK madde 107 kapsamında talep ettiği tevdi yeri talebinin reddi gerekmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık kapsamında alacak EURO ve TL cinsinden talep edilmiş, bu kapsamda reddedilen EURO alacağın hangi tarihteki döviz kuru üzerinden karar bağlanacağı hususunun öncelikle açıklanması gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkememizce Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları kapsamında reddedilen toplam tutarının 459,90 EURO olduğu görülmekle, dava tarihi olan 07/09/2018 tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden 1 EURO 7,5508 TL olacak şekilde TL’ye çevrilerek hesaplanan 3.472,61 TL üzerinden vekalet ücretine hükmetmek gerekmiştir (Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 11/05/2023 tarih, 2022/741 Esas ve 2023/1784 Karar sayılı güncel ilamı ve yerleşik uygulamaları) ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
1.894,34 TL alacağın ihtar tarihi olan 01/01/2017 tarihinden, 1.829,49 TL alacağın dava tarihi olan 07/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 459,90 EURO alacağının REDDİNE,
2-Davacının TBK madde 107 kapsamında talep ettiği tevdi yeri talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 254,37 TL nispi karar harcından peşin yatırılan 124,39 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 129,98 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 124,39 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.723,83 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.472,61 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 4.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 970,50 TL posta ücreti olmak üzere toplam 5.511,60 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 2.852,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı.25/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır