Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/793 E. 2023/528 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/793 Esas
KARAR NO : 2023/528

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/09/2018
KARAR TARİHİ : 14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 04/09/2018 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkilinin 23/01/2018 günü saat 08:00 sularında …Güzergahında bulunan … önündeki otobüs durağında beklerken gelen otobüse binmek üzere karşı kaldırıma geçip otobüse binmek istediği esnada … plakalı aracın çarpması sonucu yaralanmalı trafik kazası geçirdiğini, müvekkilinin bu kazada yaralandığını, araç sahibinin kendi aracıyla davacıyı … Hastanesine götürdüğünü, davacı müvekkilin vücudunun çeşitli yerlerinde çarpmaya dayalı yaralanmalar ve kalıcı hasarlar meydana geldiğini, tüm bu zararların tespitinin ve davalılar tarafından karşılanması gerektiğini, kaza sebebiyle araç sahibi sıfatıyla davalı … ve sürücü sıfatıyla davalı …’in oluşan maddi ve manevi zararlardan sorumlu olduğunu, ayrıca kazaya karışan aracın zorunlu trafik sigortacısı sıfatıyla davalı … Sigorta A.Ş. Poliçe şartları dahilinde olmak şartıyla oluşan zararlardan sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketine vaki yapmış oldukları başvurunun 04/06/2018 tarihinde ulaştığını, ancak olumlu veya olumsuz hiç bir dönüş alamadıklarını, müvekkilinin uğramış ve uğrayacak olduğu maddi zararların tedavi giderleri, kazanç kaybı, işgücü kaybı, ekonomik geleceğin sarsılması, ömrün geri kalanında yaşanacak zorluklar ve sair niteliğinde olduğunu, manevi zararların ise duyulan acı ve elem dışında, gerek ev içinde gerekse ev dışında hareket kabiliyetinin zayıflaması, daimi dikkat ve özen ile yaşam zorunluluğu, tuvalet banyo ihtiyaçları ile giyinmek-soyunmak aşamalarında yaşanan zorluklar, evliliğin gerektirdiği yükümlülükler, torunlarına olan sevgisini fiziken gösterememesi ve sair nitelikte olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; geçirdiği trafik kazası sonucunda tedavi, kazanç kaybıi işgücü kaybı, ekonomik geleceğin sarsılması, ömrün geri kalanında yaşanacak zorluklar sebebpli olarak maddi kayıplara uğrayarak mağdur olan müvekkili lehine fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla ve ileride arttırılmak üzere HMK 107. Maddesi bağlamında şimdilik . TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yaşanan ve bundan sonrada yaşanmaya devam edecek olan acı, elem ve sair manevi zararlar sebebiyle mağdur olan müvekkil lehine 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şahıslardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkil lehine taktir edilmesi muhtemel tazminatın tahsilinin imkansız hale getirilmemesi için … plakalı aracın kaydına ihtiyati tedbir şerhi konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 10/04/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile taraflarına tebliğ edilen rapor neticesinde 5.000,00 TL maddi tazminat taleplerinin net 8.168,50 TL arttırarak toplam maddi tazminat taleplerini 13.618,50 TL’ye çıkarttıklarını bu miktar üzerinden eksik kalan harcı ikmal ettikleri görüldü.
Davalı … ve … vekili 04/01/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde kazanın meydana geliş şekli hakkında hiçbir açıklamada bulunmadığını, zira davacının kazada tam kusurlu olduğunu, olay günü otobüs duraklarının olduğu yerde araçlar için bulunan cep diye tabir edilen yere bölgede müvekkil çok düşük bir hızla seyir halinde olduğunu, gelen otobüse binmek isteyen davacının otobüs durağa girmeden yolda iken otobüse yetişmek için yola atladığını, müvekkilinin aracının önüne çıktığını, müvekkilinin aracının önüne düşen davacıyı hemen ambulansın geç gelme ihtimaline karşılık … Hastanesine götürdüğünü, hastanede yakınları gelene kadar beklediğini, o gün hastanede görev yapan polis memuruna da olayı anlattığını ve tutanak haline getirildiğini, hatta tutanağı davacınında imzaladığını, şikayetçi olmadığını beyan ettiğini, ancak ne müvekkilin nede davacının tutanaktan bir örneğini almadığını, polis memuruna verdiği ifade de davacının hatanın kendisinde olduğunu beyan ettiğini, müvekkilinin davacının telefon numarasını aldığını, ertesi gün telefon ettiğini, hatta hastaneden müvekkilinin çıkardığını, evine kadar bıraktığını, davacının müvekkiline o zamana kadar seninde başını belaya sokuyordum kusura bakma şeklinde sözler söylediğini, müvekkiline sürekli bu şekilde teşekkür eden davacının aradan geçen süre zarfında müvekkilden para istediğini, bunun üzerine bu davayı ikame ettiğini, davacının talep ettiği tazminat miktarının asla kabul edilemez olduğunu, davacılar tarafından öncelikle sigorta şirketine başvurulması gerekirken işbu davayı müvekkillere yönelttiğini, … plakalı aracın … Sigorta A.Ş. Tarafından sigorta sözleşmesi ile sigortalanmış olduğunu, taleplerin poliçe limit dahilinde olması sebebiyle sigorta şirketine yöneltilmesi gerektiğini, açıklanan bu nedenlerle; davacının hukuki dayanaktan yoksun dava talebinin reddini, … plakalı aracın İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalayan … Sigorta A.Ş.’ye ve kasko poliçesi yaptırmış olduğu … Sigorta A.Ş.’ye yöneltilmesini ve ihbar edilmesini, davacının davasının ve taleplerinin müvekkiller yönünden reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan vekili 30/04/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalı yan tarafından, müvekkili nezdinde sigortalı olduğunu iddia edildiğini, meydana gelen kaza nedeniyle taraflarına husumet yöneltildiğini, şirket kayıtlarında yapılan araştırma neticesinde söz konusu aracın müvekkil şirket nezdinde kaza tarihini kapsayan poliçe hakkında bilgi verilmediğini, dava konusu talep ve olay ile müvekkil şirket arasındaki illiyet bağı kaza tarihini kapsayan Sigorta poliçesinin varlığı ile kurulabileceğinden, kaza nedeniyle husumetin yöneltilebileceği bir sigorta poliçesinin bulunması gerektiğini, delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, açıklanan bu nedenlerle; davanın müvekkil şirket yönünden husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş.’ne dava dilekçesi ve duruşmaya davet tutanağının usulüne uygun yapıldığı, davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından herhangi bir cevap verilmediği görüldüç
DELİLLER: Bilirkişi raporları, Adli Tıp Kurumu Raporları, hastane kayıtları, trafik kayıtları, poliçe ve hasar dosyası ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
15/06/2020 tarihli ATK raporunda özetle; “mevcut belgelere göre; … oğlu 1959 doğumlu …’ın 23/01/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; I. Kas-İskelet Sistemi, Üst Ekstremiteye ait sorunlar, omuz eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 2.10, Şekil 2.11 ve Şekil 2.12’ye göre üst ekstremite özürlülük oranı %6 olup Tablo 2.3’e göre; 1. Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %4 (yüzdedört) olduğu, 2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği” belirtildiği görülmüştür.
06/01/2021 tarihli ATK raporunda özetle; “1- Yaşar oğlu 1959 doğumlu …’ın 23/01/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr 1 VII (2Aa…….30)A %34×1/10=%3.4 E cetveline göre %4 (yüzdedört) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 2-İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği, 3-03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Malüliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünü içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin olduğu (hangi hastalık ve arızaların beden çalışma gücünün en az %60’ının kaybına neden olacağı), bu nedenle bu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği,” belirtildiği görülmüştür.
28/07/2022 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi Kurumu raporunda özetle; “çerçevesinde gerçekleşen olayda; A) Davalı sürücü …’in %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu, B) Davacı yaya …’ın %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu” belirtildiği görülmüştür.
31/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “İddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğum inceleme sonucunda, yukarıda arz ve izah edilen hususlar doğrultusunda, dava konusu somut olayda tarafımca; a) Karayolları Trafik Kanunu ‘nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM ‘de Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından 04.12.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanarak yürürlüğe giren “KARAYOLLARI MOTORLU ARAÇLAR ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI GENEL ŞARTLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR GENEL ŞARTLAR” yürürlüğe girdiği 04.12.2021 tarihinden sonra düzenlenen Poliçeleri kapsayacağından, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ‘nin 27.09.2021 Tarihli 2021/4391 E., 2021/5518K. Sayılı ve benzer kararları da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, b)Davalı … A.Ş. ya da dava dışı SGK tarafından davacıya yapılan ödeme bulunmadığı görüldüğünden davacının hesaplanan zararlarından bu açılardan bir indirimin söz konusu olmadığı, c) Davacı … ‘ın hesaplanan Geçici İş Göremezlik zararının 961,87 TL olduğu, Yargıtay kararlarına istinaden kaza tarihi itibariyle Geçici İş Göremezlik zararının karşılanacağı Kişi Başı Tedavi ve Sağlık Giderleri Teminatı Limitinin 360.000,00 TL olduğu, teminat limitini aşan zararının olmadığı, d) Davacı … ‘nın hesaplanan Sürekli İş Göremezlik zararının 7.360,26 TL, Yargıtay kararlarına istinaden kaza tarihi itibariyle Sürekli İş Göremezlik zararının karşılanacağı Kişi Başına Ölüm ve
Sakatlanma Tazminatı Limitinin 360.000,00 TL olduğu, teminat limitini aşan zararının olmadığı, ” yönünde sonuç ve kanaate varıldığı belirtilmiştir.
28/03/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “İddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğum inceleme sonucunda, yukarıda arz ve izah edilen hususlar doğrultusunda, dava konusu somut olayda tarafımca; a) Karayolları Trafik Kanunu ‘nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM ‘de Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve
Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından 04.12.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanarak yürürlüğe giren “KARAYOLLARI MOTORLU ARAÇLAR ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI GENEL ŞARTLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR GENEL ŞARTLAR” ın Şubat 2023 ‘de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği de dikkate alınarak, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ‘nin 2021/4391 E. , 2021/5518K. Sayılı ve benzer kararları da dikkate alınarak yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, b) davalı … Sigorta A.Ş. ya da dava dışı SGK tarafından davacıya yapılan ödeme bulunmadığı görüldüğünden davacının hesaplanan zararlarından bu açılardan bir indirimin söz konusu olmadığı, c) Kök rapor sonrası dosyaya kazandırılan, davacının olay tarihinden rapor/hesap tarihine kadar gelirlerini gösterir nitelikte SGK Hizmet Dökümü, Bordro, Emsal Ücret Araştırması vb. herhangi bir belge ve de kazazedenin aktif çalışma hayatının kaç yaşına kadar devam edebileceğine dair herhangi bir belge ve görevlendirme tespit edilemediğinden, yerleşik Yargıtay kararlarına istinaden kazazedenin aktif dönem sonu 60 yaş kabul edilerek hesaplamaya esas geliri Asgari Ücret varsayılarak hesaplama yapıldığı, e) Davacı … ‘ın hesaplanan Geçici İş Göremezlik zararının 961,87 TL olduğu, Yargıtay kararlarına istinaden kaza tarihi itibariyle Geçici İş Göremezlik zararının karşılanacağı Kişi Başı Tedavi ve Sağlık Giderleri Teminatı Limitinin 360.000,00 TL olduğu, teminat limitini aşan zararının olmadığı, f) Takdir Sayın Mahkeme ‘ye ait olmak üzere Davacı … ‘nın hesaplanan Sürekli İş Göremezlik zararının; 2022 sonrası Pasif Dönemde eski adıyla AGİ ‘ye karşılık gelen Vergi İstisnası Hariç Asgari Ücrete Göre 10.763,35 TL, Yargıtay kararlarına istinaden kaza tarihi itibariyle Sürekli İş Göremezlik zararının karşılanacağı Kişi Başına Ölüm ve Sakatlanma Tazminatı Limitinin 360.000,00 TL olduğu, teminat limitini aşan zararının
olmadığı, 2022 sonrası Pasif Dönemde eski adıyla AGİ ‘ye karşılık gelen Vergi İstisnası Dâhil Asgari Ücrete Göre 12.656,63 TL, Yargıtay kararlarına istinaden kaza tarihi itibariyle Sürekli İş Göremezlik zararının karşılanacağı
Kişi Başına Ölüm ve Sakatlanma Tazminatı Limitinin 360.000,00 TL olduğu, teminat limitini aşan zararının olmadığı, ” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle davacının geçici ve sürekli iş göremezliğinden kaynaklı maddi tazminat, manevi tazminat ile tedavi gideri talebine ilişkindir.
Davanın, 23.01.2018 tarihinde davalı sürücü … idaresindeki … plakalı otomobil ile … yan yol üzerinde seyir halinde iken olay mahalli …otobüs durağına geldiği esnada aracının ön kısımları ile istikametine göre yolun sağından kaplamaya girerek karşıdan karşıya geçmek isteyen davacı yaya …’a çarpması sonucu yaralandığı, davalı sigorta şirketine başvuru yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığı, işbu davanın zararın tazmini amacıyla açıldığı anlaşılmıştır.
Olay nedeniyle … 52. Asliye Ceza Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda; davalı sürücü … suç tarihinde sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araçla …istikametine doğru seyir halinde olan davalı sürücü …’in o sırada yoldan karşıya geçmekte olan davacıya çarparak onun basit tıbbi müdahale ile giderilmeyecek ve vücutta kemik kırığına neden olacak şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda; trafik bilirkişinin 21/05/2019 tarihli raporunda ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 04/12/2019 tarihli raporunda yaya olan davacının asli, davalı sürücü …’in tali kusurlu olduğu tespit edildiği görüldüğünden sanığın üzerine atılı suçu işlediği anlaşıldığından ve neticenin ağırlığı dikkate alındığından alt sınırdan uzaklaşılarak TCK.nun 89/1maddesi uyarınca cezalandırılmasına, davalı sürücü …’in eylemi katılanın vücudunda kemik kırılmasına neden olduğundan, davalı sürücü …’e verilen cezanın TCK’nın 89/2-b maddesi uyarınca cezasının arttırılmasına karar verildiği, kararın itirazın reddi ile kesinleştiği anlaşılmıştır.
Meydana gelen trafik kazasında sürücülerin kusur oranlarının tespiti için hazırlanan 28/07/2022 tarihli ATK kusur raporunda; davalı sürücü …’in %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu, belirtilmiştir. Hazırlanan raporun … 52. Asliye Ceza Mahkemesinin…Esas sayılı dosyasında hazırlanan ATK raporu ile paralel olduğu anlaşılmakla bu hususta yapılan itirazların reddine karar verilmiştir.
Meydana gelen trafik kazasında davacının geçici ve sürekli iş göremezliğinin tespiti için dosya Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmiş 15/06/2020 tarihli raporda; 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; I. Kas-İskelet Sistemi, Üst Ekstremiteye ait sorunlar, omuz eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 2.10, Şekil 2.11 ve Şekil 2.12’ye göre üst ekstremite özürlülük oranı %6 olup Tablo 2.3’e göre; Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %4 (yüzdedört) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği, belirtlmiştir.
ATK raporuna yapılan itiraz üzerine hazırlanan 06/01/2021 tarihli raporda, %4 (yüzdedört) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği, 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Malüliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünü içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin olduğu (hangi hastalık ve arızaların beden çalışma gücünün en az %60’ının kaybına neden olacağı), bu nedenle bu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği, belirtilmiştir.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda …’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, … Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, .., … Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin T:22/12/2020, E:2019/5206, K:2020/8874; T:14/01/2021, E:2020/2598, K:2021/34 Karar sayılı ilamları).
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas – 2020/40 sayılı Kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen kapsamda dosyamıza sunulan 31/10/2022 tarihli aktüerya hesabında; geçici iş göremezlik zararının 961,87 TL olduğu, sürekli iş göremezlik zararının 7.360,26 TL, meydana gelen trafik kazası nedeniyle Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi limitleri dahilinde olduğu görülmüştür.
Davacı vekilince hazırlanan rapora itiraz edilmiş ve itiraz üzerine dosyamıza sunulan ve hükme esas alınan 28/03/2023 tarihli aktüerya hesabında; geçici iş göremezlik zararının 961,87 TL olduğu, sürekli iş göremezlik zararının 12.656,63 TL, meydana gelen trafik kazası nedeniyle Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi limitleri dahilinde olduğu görülmüş ve davacı lehine tazminata hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı yanca 04.06.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı başvuru neticesinde ödeme yapılmadığı, bu anlamda davalı sigorta şirketi yönünden faiz başlangıcına yönelik olarak; 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları’nın B 2/a maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Bu durumda, ilke olarak davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihi itibarıyla, belirlenen tazminat alacağının tamamı için anılan tarihlere uygun faiz uygulanması (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, T:04/11/2019, E:2017/2236, K:2019/10117; T:02/10/2018, E:2015/15961, K:2018/8502; T:17/06/2019, E:2016/16837, K:2019/7682 sayılı ilamları), gerektiği görülmekle, davalı sigorta şirketinin davacı sigortaya başvuru tarihinin 8 iş günü sonrası olan 15.06.2018 tarihinden faiz talep edebileceği anlaşılmaktadır.
Davacı yan her ne kadar açılan davada avans faizi talep etmiş ise de, avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili bulunmasının yeterli olduğu, alacaklının da tacir olmasının gerekmediği, alacaklının haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacakları için tacir olan borçludan avans faizi oranında temerrüt faizi isteme hakkının bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Bu durumda gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında, haksız eylem de dahil, her türlü nedenden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, açıkça talep edilmesi hâlinde Merkez Bankasının kısa vadeli avans kredileri için uyguladığı faiz oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerekmektedir. Eldeki davada kazaya karışan davalı araç hususi olup ticari araç olmamakla, yasal faize hükmedilmiştir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, E: 2020/(17)4-170, K: 2022/698 ve T:18.05.2022 ilamı).
TBK’nun 56. maddesinde; “Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmüne, TMK’nun 4. maddesinde; “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.” hükmüne yer verdiği anlaşılmaktadır.
Manevi tazminat isteyebilmek için, hukuka aykırı bir şekilde bedensel zarara ya da ölüme neden olunmalı, zarar ile eylem arasında nedensellik bağı kurulabilmeli, zarar verenin az çok kusuru ya da kusuru olmasa bile sorumluluğa ilişkin koşullar oluşmalı ve zarar görende olay nedeniyle ruhsal sarsıntı meydana gelmiş olmalıdır. Manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinin kendisine verdiği takdir hakkını hukuka ve hakkaniyete göre kullanıp, ona etkili olan nedenleri objektif bir şekilde değerlendirmeli ve hak sahibine vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Aslolanın insan yaşamı olduğu gözetilerek, bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı zararın telafi edilmesinin olanaksızlığı nedeniyle yakınlarında oluşan derin ızdırabı bir nebze olsun dindiren miktarda olmalı, elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar ve eski kalıplardan çıkılarak zarar vereni de dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek miktarda caydırıcı olmalıdır. (HGK 2004/13-291E.-370K) Bundan ayrı manevi tazminatın, maddi tazminatın olmadığı ya da yetersiz kaldığı hallerde tamamlayıcı denkleştirici yönüyle bir sosyal ihtiyacı karşılama işlevi de göz önüne alınmalıdır.(…, Manevi Tazminata Ölçü Arayışı, Serozan, agm.,sf.86)
Yukarıdaki anlatımla davacının manevi tazminat talebi bakımından yapılan değerlendirmede; manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Bu kapsamda yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının yaralanmasındaki ciddiyet, iyileşme süresi, davacıda kaza nedeniyle kemik kırığının oluşması, bu nedenle çekilen acı her ne kadar çok ise de, ceza dosyası içeriği gibi hususlar yanında olayın oluş şekli ve davacının %80 kusurlu oluşu, tarafların sosyo ekonomik durumlarına, olay tarihine, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak ve nesafet kaidelerine ve olay tarihindeki paranın alım gücüne göre meydana gelen elim olayda davacılar tarafından duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı bir nebze hafifletmek için, bir kısım davacının manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;.
1-Davanın maddi tazminat yönünden KISMEN KABULÜ İLE,
A-Davacının geçici iş göremezliğinden kaynaklı 961,87 TL tazminatın, davalı gerçek kişiler yönünden kaza tarihi olan 23.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek, davalı sigorta şirketi yönünden 04.06.2018 tarihli sigortaya başvuru tarihinin 8 iş günü sonrası olan 15.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine,
B-Davacının sürekli iş göremezliğinden kaynaklı 12.656,63 TL tazminatın, davalı gerçek kişiler yönünden kaza tarihi olan 23.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek, davalı sigorta şirketi yönünden 04.06.2018 tarihli sigortaya başvuru tarihinin 8 iş günü sonrası olan 15.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine,
2-Davanın manevi tazminat yönünden KISMEN KABULÜ İLE,
A-23.01.2018 tarihli trafik kazası nedeniyle 7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı gerçek kişilerden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine,
3-Maddi ve manevi tazminat yönünden alınması gereken 1.442,60 TL nispi karar harcından peşin+tamamlama harcı olmak üzere toplam yatırılan 335,42 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.107,18 TL harcın davalılardan (… SİGORTA A.Ş’nin 465,00 TL’lik kısımdan sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafça yatırılan 335,42 TL peşin harcın davalılardan (… SİGORTA A.Ş’nin 140,87 TL’lik kısımdan sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Manevi tazminatın kabul edilen kısmı yönünden davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 7.500,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden davalı gerçek kişiler vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 7.500,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı gerçek kişiler … ve …’e verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru 6,40 TL vekalet harcı, 935,50 TL posta ve 1.550,00 TL bilirkişi gideri, 945,00 TL ATK giderinden ibaret toplam 3.472,80 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları dikkate alınarak 2.319,83 TL’sinin davalılardan (… SİGORTA A.Ş’nin 974,33 TL’lik kısımdan sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
9-Yargılama sırasında ödenmeyen 25.11.2020 tarihli ve 820,00 TL bedelli ATK rapor bedelinin kabul ve red oranları dikkate alınarak 547,76 TL’sinin davalılardan (… SİGORTA A.Ş’nin 230,06 TL’lik kısımdan sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen, bakiyesi olan 272,24 TL’sinin davacı tarafından Adli Tıp Kurumu Başkanlığına ödenmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı gerçek kişiler vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda maddi tazminat yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere, manevi tazminat yönünden gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır