Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/719 E. 2019/1131 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/719 Esas
KARAR NO : 2019/1131

DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 14/11/2016
KARAR TARİHİ : 11/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Sebebiyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin oğlu …’in 28/07/2009 tarihinde … plakalı araçla yaptığı tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, kaza tarihi itibari ile … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının bulunmadığından davalı … Hesabının müvekkillerine destekten yoksun kalma tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürerek … için 3.000,00 TL, … için 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep etmiş, davacılar vekili 20/10/2019 tarihinde sunduğu ıslah dilekçesi ile davasını … için 54.018,38 TL ve … için 43.625,18 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; 26.04.2016 tarihinde Karayolları Trafik Kanunu’nda değişiklik yapılmış olduğunu ve müvekkili kuruma dava açılmadan önce gerekli belgelerle başvuru yapılması şartı getirildiğini, dava tarihinden önce müvekkili kuruma gerekli evrak ile başvuru yapılmadığından başvuru şartı yerine getirilmeden ikame edilen işbu davanın usulden reddi gerektiğini, işbu dava sonucunda müvekkili aleyhinde hüküm kurulup tazminat ödenmesi halinde, müvekkilinin ödediği işbu tazminatı mevzuatı gereği yine söz konusu sigorta yaptırılmamış aracın kusurlu sürücüsü olan müteveffanın murislerine rücu edeceğinden aynı aileden olan davacının aynı zamanda borçlu konumuna geleceğini, alacaklı ve borçlu sıfatları birleşmiş olacağından husumet itirazında bulunduklarını, davalının ancak, bir aracın işletilmesi sırasında, işletenin tehlike sorumluluğu kapsamında meydana gelen doğrudan zararları zmms poliçesi kapsamında tanzimle sorumlu olup somut olayda müteveffa kendi kusurlu hareketi ile vefatına sebebiyet verdiğinden 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın a.6-d maddesi uyarınca destek şahsının kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri teminat dışı olduğundan müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacıların maddi zararının ancak aktüeryal inceleme sonucu tespit edilebileceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müteveffa motosiklete kask/koruyucu elbise kullanmaksızın bindiğinden ayrıca hesaplanacak tazminattan müterafık kusur indirimi yapılması gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLER :
Nüfus kayıt örneği, .. CBS … Soruşturma sayılı uyap dosyası, araç trafik kaydı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 09/10/2017 tarihli yazısı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2016/1105 E – 2017/969 K. sayılı dosyasından 13/11/2017 tarihinde verilen “davanın usulden reddine…” ilişkin kararını İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2018/2526 Esas – 2018/1078 Karar sayılı 05/07/2018 tarihli kararı ile “… İlk Derece Mahkemesince, dava yoluna gitmeden önce davalı … Hesabı’na başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili bu kararın usul ve yasa yoluna aykırı olduğunu iddia ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, … Hesabı kapsamında trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir. Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahiplerinin sigortacıya başvurusu hususunda yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir. HMK.’nın 114/2. maddesine göre; bu husus diğer kanunlarda yer alan dava şartlarındandır. HMK.’nın 115/2 maddesine göre, mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse, davanın usulden reddine karar verir.Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise, bunun tamamlanması için ilgili tarafa kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmez ise, davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Dava konusu olayda, dava açılmazdan önce sigorta şirketine başvuru yapılması şartı, tamamlanabilir bir dava şartıdır. O halde, davacıya bu şartın tamamlanması için kesin süre verilerek, kesin süre içinde yerine getirilmemesi halinde dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir. HMK’nın 115/2. maddesine aykırı şekilde tamamlanabilir nitelikteki dava şartının tamamlanması için davacıya kesin süre verilmeden, ön şart yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde değildir. Bu bağlamda, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanısına varılmıştır…” gerekçesi ile kaldırmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2018/2526 Esas – 2018/1078 Karar sayılı 05/07/2018 tarihli kararı gereğince mahkememizce yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı tarafça sigorta şirketine başvuru şartının 27/12/2017 tarihli dilekçe ile tamamlanmış olduğu, davalı … Hesabı tarafından olumlu veya olumsuz cevap verilmediği anlaşılmıştır.
Dosyamız İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilerek kusura ilişkin rapor düzenlenmesi istenilmiştir. İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi mahkememize hitaben düzenlemiş olduğu raporunda özetle; Olayın, 28/07/2009 günü saat 20:00 sıralarında, müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı traktör ile … Köyü istikametinden … Köyü yönüne doğru seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek sol taraftan yoldan çıkıp devrilmesi neticesi dava konusu trafik kazası meydana geldiğini, yapılan irdelemede ise; Olay mahallinde yol; iki yönlü, yol genişliği 6,40 metre, zemin stabilize-tozlu, hafif eğimli-düz olduğu, hava açık, vakit gece, aydınlatma yok ve meskun mahal dışı olduğunun tespit edildiğini, kaza tespit tutanağında müteveffa sürücünün şeridinden başlayıp sola eğimli yol dışına kadar sol teker 35,30 metre, sağ teker 40 metre uzunluğunda lastik izlerinin olduğunun belirtildiğini, tüm dosya kapsamı, … C.B.Savcılığı’nın … soruşturma sayılı dosya sureti, beyanlar, kaza tespit tutanağı ve dava dilekçeleri incelendiğinde, kazanın yukarıda açıklandığı biçimde gerçekleştiğinin anlaşılmış olduğu kanaatine varıldığını, Mevcut verilere göre; Müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki traktör ile seyrini; olay mahalli özelliklerini dikkate alarak kontrollü ve tedbirli vaziyette müteyakkız bir şekilde sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, yola gereken dikkatini vermemesi neticesi sevk ve idare hatası ile direksiyon hakimiyetini kaybedip sol taraftan yoldan çıkıp devrildiği olayda müteveffa sürücü …’in, %100 oranında kusurlu olduğunu bildirmiştir.
Kusur raporunun aldırılmasının ardından dosyamız aktüeryal bilirkişi …’ya tevdi edilmiş, bilirkişi … tarafından mahkememize hitaben düzenleenen raporda özetle; Tazminat hesabı, ilgili yasa hükümlerine, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına ve yargıda geçerli hesaplama yöntem ve formüllerine göre yapıldığı, PMF-1931 yaşam tablosunu kullanıldığı, olayın davacılar desteği …’in asli ve tek taraflı eylemi sonucunda meydana geldiği, davalı sigorta şirketinin desteğin kullandığı aracı ZMMS poliçesi ile sigortaladığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2012 tarih ve 2011/17-787 E, 2012/ 92 K sayılı kararında özetle; “… Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla tam kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinde sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayla işleten tam kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı sigorta şirketinin zararın tamamında sorumlu olduğu ve davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri, oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Şu hale göre, yerel mahkemece davacıların, desteklerinin işleteni olduğu araçta, sürücünün tam kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu, vefat etmiş olması nedeniyle, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı hasım göstererek dava açabileceğinin kabulü…” dendiği, 22.02.2012 tarihli HGK’na göre davacıların müteveffanın kusuru nispetinde davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunabileceğinden iş bu kaza sonucu davalının %100 kusur oranında davacılara karşı sorumlu olacağı, kural olarak müteveffanın ölümü nedeniyle çocuğunun desteğini yitirmiş sayıldığı, bu nedenle davacı anne ve baba için olay tarihinde cari TBK m. 53/3 uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, davacının olay tarihinde asgari ücret düzeyinde kazancının olduğu varsayıldığı, KTK uyarınca kazaya sebebiyet veren aracın kusuru nispetinde davalı … Hesabının sorumluluğu bulunduğu dikkate alınarak KTK m. 93 hükmü gereği kaza tarihinde cari 150.000,00 TL limit ile gerçek zarardan sorumlu olduğu esası benimsenerek teminatı aşan miktarlarda davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilemeyeceği, davacı anne …’in talep edebileceği desten yoksun kalma tazminatı tutarının 54.018,38 TL, davacı baba …’in talep edebileceği desten yoksun kalma tazminatı tutarının 43.625,18 TL olduğu beyan edilmiştir.
Dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişli Kusur ve Aktüerya Raporları çerçevesinde, davacıların oğlu …’in 28/07/2009 tarihinde … plakalı araçla yaptığı tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiği, kaza tarihi itibari ile … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmadığından davalı … Hesabının destekten yoksun kalma tazminatı ödemekle yükümlü olduğu, husumete yönelik itirazın yerinde olmadığı, 22.02.2012 tarihli HGK’na göre davacıların müteveffanın kusuru nispetinde davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunabileceğinden iş bu kaza sonucu davalının %100 kusur oranında davacılara karşı sorumlu olduğu kabul edilerek ve kural olarak müteveffanın ölümü nedeniyle çocuğunun desteğini yitirmiş sayıldığından davacı anne ve baba için olay tarihinde cari TBK m. 53/3 uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanarak davanın kabulü ile, davacı … için 54.018,38 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, davacı … için 43.625,18 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine karar vermek gerekmişitr.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Dava ve değer arttırım dilekçelerine göre davanın kabulü ile,
Davacı … için 54.018,38 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
Davacı … için 43.625,18 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 6.670,03 TL ilam harcından peşin yatırılan 29,20 TL ile 313,01 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 6.327,82 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince davacı … yönünden hesaplanan 6.292,02 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince davacı … yönünden hesaplanan 5.148,77 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 29,20 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı, 313,01 TL ıslah harcı, 314,50 TL Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi fatura bedeli, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 136,50 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 1.522,41 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacılar vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/12/2019

Katip

Hakim