Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/711 E. 2019/900 K. 14.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/711 Esas
KARAR NO : 2019/900

DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 14/06/2013
KARAR TARİHİ : 14/10/2019

Ankara 1. ATM 2013/446 E 2013/611 K sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize gönderilen ve mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Sebebiyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacılar vekili … Nöbetçi Asliye Ticaret mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 15/11/2012 tarihinde müvekkillerinin murisi olan …’in dava dışı …’nın maliki olduğu … Plaka sayılı motosiklet ile … İlçe Merkezi istikametine doğru normal seyir halinde olduğu sırada bölünmüş yolda ters yönde seyreden ehliyetsiz sürücü dava dışı …’ün sevk ve idaresindeki tescilsiz motosiklet ile çarpışması suretiyle meydana gelen trafik kazasında …’in vefat ettiğini, müvekkillerinin murisi …’in vefatına sebep olan trafik kazasına kusuru ile sebebiyet veren ve dava dışı …’ün sevk ve idaresindeki motosikletin tescilsiz olduğunu ve geçerli bir sigorta poliçesinin bulunmadığını, 2918 Sayılı K.T.K’nın 91/son fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan araçların trafikten men edilmesi gerektiğini ancak kazaya sebep olan tescilsiz aracın trafikten men edilmediğini, aracın trafik men edilmemesinin sorumluluğunun devlette olduğunu, bu tür araçların sebep olduğu kazaların … hesabı tarafından teminat altına alındığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak 4.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan motosikletin tescilsiz ve plakasız olması nedeni ile müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… Asliye Ceza Mahkemesinin … E sayılı dosyası, nüfus aile kayıt tablosu, … plakalı araca ait motosiklete ait trafik kaydı, kaza tespit tutanağı, Adli Tıp Kurumu … Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 04/10/2013 tarihli kusur raporu, … Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğünün 08/05/2014 tarihli yazısı ve ekindeki idari yaptırım kararları, araç trafikten men tutanağı, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/2.) maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2014/34 E – 2014/225 K. sayılı dosyasından 24/09/2014 tarihinde verilen davacıların davasının davaya konu edilen kazaya karışan ve davalıya husumet yöneltilmesine yol açan motorsiklet sürücüsünün kazada kusuru bulunmadığından, davalı … Hesabı’nın zarardan sorumlu olmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin karar temyiz edilmiş olup, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19/03/2018 tarihli, 2015/8391 E, 2018/2691 K sayılı kararı ile; ” Davacı taraf, davacılar desteğinin idaresindeki araca çarpan ve trafik sigortası bulunmayan aracın zarara sebep olduğu, trafik sigortasız karşı araç sürücüsünün kazada tam kusurlu olduğu iddiasıyla davalıya husumet yöneltmiş; davalı, sigortasız araç sürücüsünün kazada kusuru olmadığını savunmuş; mahkeme ise, kesinleşen ceza davasında alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile davacılar desteğinin kazada tam kusurlu olduğunu ve davalıya husumet yöneltilmesine yol açan karşı araç sürücüsünün kazada kusuru bulunmadığını kabul ederek davanın reddine karar vermiştir.
Davaya konu kazaya ilişkin olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında, davacılar desteğinin KTK’nun 47/d maddesini ihlal etmekten tali kusurlu olduğu; karşı araç sürücüsünün ise, desteğin seyrettiği karşı yön şeridine girmekle asli kusurlu olduğu yönünde tespit yapıldığı; ceza yargılaması kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 04.10.2013 tarihli raporunda, davacılar desteğinin karşı yön şeridine girmekle asli kusurlu olduğu, karşı sürücünün ise desteğin kendi şeridine girdiğini görünce sola manevra yaptığı, desteğin de aynı yöne manevra yapması nedeniyle alacağı önlem olmadığından kazada kusursuz olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmektedir. Ceza mahkemesi tarafından, kaza tespit tutanağındaki saptamaların tam aksi yönde kusur tespitini içeren ATK raporuna göre davacılar desteği kazada tam kusurlu kabul edilerek karşı araç sürücüsünün beraatine karar verilmiş olup; yargılama sırasında kaza tespit tutanağını düzenleyen görevlilerin dinlenilmediği, verilen kararın da temyiz edilmeksizin kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir.
Davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. (eski BK’nun 53.) maddesi gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir.
Bu durumda mahkemece; ceza mahkemesi tarafından, davaya konu kazada davacılar desteğinin tam kusurlu olması ve karşı araç sürücüsünün kazada kusurunun bulunmaması gerekçesiyle, karşı araç sürücüsünün beraatine karar verildiği; kararda, kaza tespit tutanağındaki kusur belirlemesinin tam tersi şekilde kusur belirlemesi yapan raporun benimsendiği; mahkemenin beraat gerekçesinin, kusura ilişkin saptamaya dayandığı; ceza mahkemesi kararının temyiz incelemesinden geçmeden kesinleştiği; TBK’nun 74. maddesi gereğince, kusura ilişkin ceza mahkemesi kararının hukuk hakimini bağlamayacağı hususları hep birlikte gözetilmek suretiyle; taraf delillerinin toplanması ve kazadaki kusur oranlarının belirlenmesi konusunda, Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyeti ya da İTÜ’den seçilecek üç kişilik bilirkişi heyetinden, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. ” gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamına uyularak bozma doğrultusunda yargılamaya devam edilmiş ve İ.T.Ü Trafik Kürsüsünden Prof. Dr. Yük. Müh. …, Y. Doç. Dr. Yük. Müh…. ve Dr. Yük. Müh. …’den oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan raporda özetle;
Adli Tıp Kurumu, … Grup Başkanlığı, Trafik İhtisas Dairesi uzmanlarınca … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı doyası için düzenlenmiş olan, 04/10/2013 tarihli bilirkişi raporunda, olayda, sürücü …’in asli kusurlu olduğu, sürücü …’ün ise kusursuz bulunduğu yönünde kanaat belirtildiği, dava dosyası içindeki tüm belge, bilgi ve ifadelerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda, bahse konu kazanın, alkollü sürücü … yönetiminde, anılan tek yönlü trafiğe açık yol platform bölümünde, ters yönde seyirle, yukarıda belirtilen yönde seyretmekte olan, … plaka numaralı motosiklet ile, karşı yönden, nizami yönde seyirle yaklaşmakta olan, sürücü … yönetimindeki, plakasız ve tescilsiz motosikletin, ön kısımları ile, plakasız ve tescilsiz motosikletin nizami seyir bandı üzerinde çarpışmaları suretiyle şeklinde cereyan ettiği sonucuna varıldığı, Sürücü …, yönetimindeki motosikletle, aydınlatma olsa da görüş koşullanılın gündüze nazaran daha sınırlı olacağı gece vakti, alkollü halde iken, geldiği yönden taşıt girişine kapalı olan, tek yönlü trafiğe açık yot platform bölümünde, bu yolu takiben nizami yönde seyreden taşıt sürücüleri açısından taşıt gelişinin beklenmediği, ters yönden gelerek seyretmekle, yoldaki seyir emniyetini tehlikeye düşürecek tarzda, fevkalade hatalı davranmış, bu esnada, ters yönde seyrettiği yolda, nizami yönden seyirle gelmekte olan diğer motosikletle çarpıştığı, kaza sonucunda oluşan yaralanma biçiminden başında koruma başlığı (kask) olmadan seyrettiği anlaşılan ölen sürücü …’in, tedbirsiz, dikkatsiz, özen yükümlülüğüne, bölünmüş karayolunda karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şeride girmeme ve yasal sınırın üzerinde alkollü vaziyette iken taşıt sevketmeme kurallarına aykırı şekilde hareket ettiği, trafik güvenliği bakımından hatalı bu sevk ve idaresinin, kazanın meydana gelişine yolaçan yegane etken olduğu ve kazanın meydana gelmesinde tam etkili bulunduğu, Sürücü …, anılan tek yönlü taşıt trafiğine açık yol bandında, nizami yönde seyretmekte iken, yönetimindeki motosikletle, karşıdan, kendisi açısından taşıt gelişinin beklenmediği, ters yönden gelerek önüne çıkan sürücü …’in, kendisinin seyir güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, dava ihbar olunan sürücü …’ün, gece vakti, beklenmedik şekilde ve ani geliştiği anlaşılan, öngöremeyeceği bu durumda, son anda tedbir de almasına rağmen kazayı önleyememiş olup, kazanın meydana gelmesinde etkili hatalı herhangi bir davranışı olmadığı, Sürücü …’ün plakasız ve tescilsiz motosikletle, sürücü belgesi olmaksızın taşıt yönetmesi hatalı bir davranış olmakla birlikte, Karayolları Trafik Kanuttu’na göre karşılığı idari para cezası olan ve … İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 08/05/2014 tarihli yazısından, bahse konu kaza sonrasında kendisine bu sebeple idari para cezası işlemi uygulandığı anlaşılan bu durumun, cereyan tarzı itibariyle, kazanın meydana gelişi ile illiyetli bulunmadığı, bu meyanda kaza akabinde düzenlenmiş olan trafik kazası tespit tutanağında, sürücü …’in şeridinde ve nizami alarak seyir halinde olduğu, sürücü …’ün ters yönden geldiği belirtilerek bu duruma göre yapılmış olan kusurlandırma uygun bulunamamakta, buna karşılık bahse konu kaza ile ilgili olarak Adli Tıp Kurumu, … Grup Başkanlığı, Trafik İhtisas Dairesi uzmanlarınca düzenlenmiş olan 04/10/2013 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen görüşlerin görüşleri ile örtüştüğü beyan edilmiştir.
Dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişli Bilirkişi Raporu çerçevesinde, … plaka numaralı motosikletin ölen sürücüsü, davacılar yakını …’in hatalı sevk ve idaresinin, tam ve takdiren % 100 (yüzde yüz) oranında etkili olduğu, davaya konu edilen kazaya karışan ve davalıya husumet yöneltilmesine yol açan motorsiklet sürücüsünün kazada kusuru bulunmadığından davalı … Hesabı’nın zarardan sorumlu olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 44,40 TL ilam harcından peşin yatırılan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 20,10 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/10/2019

Katip

Hakim