Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/709 E. 2018/1235 K. 21.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/709
KARAR NO : 2018/1235

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 02/08/2011
KARAR TARİHİ : 21/11/2018

Mahkememizden verilen 26/10/2016 tarih ve 2014/367 Esas 2016/739 sayılı kararı Yargıtay, 19. Hukuk Dairesi’nin 26/06/2018 tarih ve 2018/81 Esas 2018/3583 Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verildiğinden dosya yukardaki esas numarasını almış olup yapılan açık yargılama sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin davalı şirket ile akaryakıt bayilik sözleşmesi ve re’sen taahhütname imzaladığını ve davalı tarafın müvekkili şirketin bayisi olduğunu, yapılan anlaşmaya göre davalı tarafın yıllık 1.250 m3 ürün satmayı taahhüt ettiğini ancak bu edimini yerine getirmeyerek müvekkili şirketi 422.488,00 USD kardan mahrum bıraktığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile sözleşmeden ve kanundan kaynaklanan her türlü zarar ziyanın tazmini ve fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı kalması kaydı ile kar mahrumiyetinden kaynaklanan 422.488.USD alacağın şimdilik 20.000.USD kısmının bankaların yabancı paralara uyguladığı en yüksek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davalılar üzerine kayıtlı taşınmazlar üzerine tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı Vekili Davasında :
Dava dilekçesini tekrar etmiş, dava değerini ıslah dilekçesi ile 40.780.USD arttırarak 60.780.USD. ye çıkartmıştır.
Davalılar Vekili Davaya Cevabında;
Davalı vekili dilekçesinde özetle; davalılar Hasan ve … yönünden husumet itirazlarının bulunduğunu, davacı tarafın bayii kaybetme düşüncesi ile haraket ederek bayilik süresini tekrar uzatmak ve bayiliği güvence altına almak için taraflar arasında akdedilen sözleşmenin müvekkilinin özgür iradesi olmaksızın tamamen manevi baskılar altında imzalatıldığını, baskı altında imzalatılan sözleşme ve eklerinin haklı nedenler ile fesih edildiğini, ilk yapılan sözleşmenin 18/05/2010 tarihinde yenilenme sureti ile tüm ekleri ile birlikte lağvedildiğini, davacının önceki sözleşmeye ilişkin hak iddia etmesinin hukuki dayanağının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile yeni bayilik sözleşmesi imzalayarak davacı tarafın eski sözleşmeden kaynaklı alacağından vazgeçmiş sayılması gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve harç ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
Taraflarca ibraz edilen deliller incelenmiştir.
Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 05/10/2004 ve 18/05/2010 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi incelenmiştir. Davalı şirketin 18/05/2010 tarihli taahhütname ile bayilik sözleşmesi süresince yıllık 1250 m3 beyaz ürünü nihai tüketiciye satmayı, satışı yapılamayan eksik beher m3 beyaz(benzin mazot) ürün için taahhüt ettiği halde alpetten satın almadığı beher m3 beyaz ürün için 60 USD tutarında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği görülmüştür.
Bilirkişi incelemesi yapılmış, düzenlenen rapor incelenmiştir.
Mahkememizce 02/08/2011 Tarihli karar karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2017/712 Esas -2017/2981 Karar sayılı ilamı ile Mahkememizin kararına karşı yapılan istinaf talebinin esastan Reddine Karar verilmiştir.
İstinaf Kararına karşı Temyiz yoluna başvurulması üzerine; Yargıtay, 19. Hukuk Dairesi’nin 26/06/2018 tarih ve 2018/81 Esas 2018/3583 Karar sayılı ilamı ile ” Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde alacağa faiz uygulanacağı tarih yönünden daha önce çekilen ihtara herhangi bir atıf yapmadan ve tarih belirtmeden faiz istemiş olmakla alacağın 20.000 USD’lik kısmına dava tarihinden, ıslahla artırılan kısmına ıslah tarihinden faiz uygulanması gerekirken, alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi yanlış olmuştur. Davalılardan … ve … kefil olup, kefalet limitleri 275.000,00 TL’dir. Kefiller kefalet limitleri ve kendi temerrütlerinin sonuçlarından sorumlu olduklarından hükümde kefillerin sorumluluk sınırı gösterilmeden asıl borçlu … Tic. Ltd. Şti. ile birlikte borcun tamamından müteselsil sorumlu tutulması doğru olmamıştır. ” gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuş, yasaya ve usule uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi:
Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; Hernekadar Davalı taraf … ve …’e davanın yöneltilmeyeceğini husumetten reddi gerektiğini, 18/05/2010 tarihli sözleşmenin özgür iradeleri ile imzalanmadığını, ekonomik ve manevi baskı altında imzalandığı için geçersiz olduğunu, sözleşmenin davalı şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini, 05/10/2004 tarihli sözleşmenin 18/05/2010 tarihli sözleşme ile ortadan kaldırıldığını, 05/10/2004 tarihli sözleşmeye istinaden ödemelerin ihtirazı kayıt konulmadan kabul edilmesi ve tonaj taahhütü ile tonaj taahhütünün 6 yıldır uygulanmaması ve sözleşmenin feshedilmeyerek yeniden sözleşme yapılmasının davacının cezai şarttan zımnen vazgeçtiğini gösterdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ise de; Davacı tarafın talebinin davacı ile davalılardan … Tic. Ltd. Şti. arasında 05/10/2004 ve 18/05/2010 tarihli bayilik sözleşmeleri imzalandığı, davalı şirketin sözleşmelere ek olarak imzalanan taahhütname ile yıllık 1250 m3 beyaz ürün satmayı taahhüt etmesine rağmen taahhüdünü yerine getirmediği, diğer davalıların 275.000.TL. limitle müşterek ve müteselsil kefil olduğu, çekilen ihtardan sonuç alınamadığı gerekçesi ile Kar mahrumiyetleri alacaklarının tahsiline yönelik olduğu görülmüştür. Toplanan deliller ve Düzenlenen bilirkişi raporuna ve Yargıtay Bozma ilamına göre göre, taraflar arasındaki 2010 tarihli protokol ile 2004 tarihli sözleşmenin feshedildiği, böylece cezai şart hükümlerinin de iptal edilmiş olduğu ayrıca davacının uzun yıllar talep etmediği cezai şarta ilişkin davalıda haklı güven oluşturduğu bu nedenlerle 2004 tarihli sözleşme nedeniyle cezai şart talep edemeyeceği, taraflar arasında imzalanan 18/05/2010 tarihli sözleşmeden kaynaklanan cezai şartın talep edilebileceği, davalının yıllık alım taahhütünün 1.250 m3 olduğu, davalının 18/05/2010-18/05/2011 tarihleri arasında 237 m3 alım yaptığı, davalının 1.013 m3 alım yapmadığı, cezai şart miktarının 60.780,00 USD olduğu, taahhüt yıllık olarak verildiğinden 18/05/2011 ile fesih tarihi arası için cezai şart talep edilemeyeceği, davacı tarafından çekilen 29/07/2011 tarihli ihtarın davalılara 02/08/2011 tarihinde tebliğ edildiği ve aynı gün bu davanın açıldığı anlaşılmakla 20.000 USD’lik kısmına dava tarihinden, bakiye kısma ise 27/06/2016 ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, Davalılardan … ve …’ ün 275.000,00 TL. İle limit ile kefil oldukları anlaşılmakla kefalet limiti gözönünde bulundurularak davacı tarafın davasının kabulü yönünde aşağıda ki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜ ile; 60.780,00 USD’nin( Davalılar … ve … açısından 275.000.TL.kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere) 20.000.USD.sinin 02/08/2011 dava tarihinden, 40.780.USD. nin 27/06/2016 tarihinden itibaren Fiili ödeme gününe kadar Devlet Bankalarının USD ile açılmış bulunan bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranından faiz yüklenerek davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine;
2-)Alınması gereken 9.243,33.-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 498,20.-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 8.734,13-TL harcın davalılardan ( Davalılar … ve … açısından 275.000.TL.kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 13.575,16.TL. nisbi vekalet ücretinin davalılardan( Davalılar … ve … açısından 275.000.TL.kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafından yatırılan 21,30.TL başvuru ve vekalet harcı, 498,20.TL peşin harç, 3.000.TL bilirkişi ücreti ile 1.500.TL tebligat giderlerinden oluşan toplam 5.019,50.TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde kendilerine iadesine,
Mahkememiz dosyasından verilen karar daha önce yargıtay incelemesinde geçmiş olmakla;ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile TEMYİZ YOLU açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı. 21/11/2018

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)