Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/636 E. 2021/158 K. 26.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1128 Esas
KARAR NO : 2021/260

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/08/2016
KARAR TARİHİ : 30/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı …. A.Ş ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan toplam 14.160,00 TL alacağı bulunduğunu, davalı borçlunun fatura borcuna mahsuben 12/10/2015 tarihinde 5.900,00 TL ödeme yaptığını, davalının yasal süresinde itiraz etmeyerek, müvekkilden bu miktar karşılığında hizmet aldığını kabul ettiğini, davacının davalıdan olan alacağının tahsiline ilişkin icra takibine yapılan haksız ve kötüniyetli itirazının iptaline, % 20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, müvekkili şirketin adresinin … olduğunu,bu nedenle … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunu,yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, müvekkili şirket ile davacı … A.Ş. arasındaki hizmet ilişkisi çerçevesinde, davacı şirketçe keşide edilmiş 31.10.2013 tarihli, 4.956,00 TL tutarlı ve 01.11.2013 tarihli, 5.900,00 TL tutarlı faturalar kabul edilmiş ve fatura bedelleri ödenerek muhasebe kayıtlarına alındığını,bu ödemelerin ispatına ilişkin müvekkili şirketin muavin defterlerinin sunulduğunu, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun itirazın iptalini düzenleyen İİK m.67/2 fıkrası; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklinde düzenlendiğini, bu nedenlerle davanın öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine girişen davacı şirketin dava konusu bedelinin %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizden verilen 02/06/2017 tarih ve 2016/866 Esas 2017/511 sayılı yetkisizlik kararının İstinaf 17. Hukuk Dairesi’nin 07/12/2017 tarih ve 2017/2441 Esas 2017/1954 Karar sayılı ilamıyla kaldırılmasıyla dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce tarafların bildirmiş oldukları deliller toplanmış, icra dosyası, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağından kaynaklı takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Eldeki davada taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı müflis şirketin … 13. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra dosyasında davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususlarında toplanmaktadır.
Mahkememizin 23/10/2018 tarihli ara kararı gereğince davalının 2013-2016 yılları arası ticari defterlerinin mali müşavir vasıtası ile incelenmesi için Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, talimat mahkemesince aldırılan 31/12/2019 tarihli raporda özetle; “davalı ticari defterlerine göre, taraflar arasında sürdürülmüş ticari ilişki sonucunda, davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten alacaklı gözükmediği tespit edildiğinden, davalının takibe itirazında haklı olabileceği, davalının kötüniyet tazminat talebinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur.
Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesinin ardından Mahkememizin 30/06/2020 tarihli ara kararı gereğince dosyamız davacı defterleri de incelenmek suretiyle rapor hazırlanmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 24/07/2020 teslim tarihli raporda özetle;
“a- Davacı tarafın 2013 ve 2014 yılların ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiki süresinde yapıldığı ve defterlerin delil niteliği taşıdığı,
b- Davacı şirket, ticari defterlerinde 08.10.2015 tarihinde 14.160,00 TL alacaklı olduğu, bu tutarın içerisinde, cari hesap bakiyesi içerisinde yer alan 30.12.2013 tarih ve 8.260,00 TL tutarındaki faturada bulunduğu,
Davacı şirket, 24.08.2016 DAVA tarihinde 8.260,00 TL alacaklı olduğu,
Davalı şirket, davacı şirketin “ İnternet Yayın Bedeli” açıklamalı 30.12.2013 tarih … nolu 8.260,00 TL tutarındaki e-Faturasını GİB Sisteminde RED ederk iade ettiği, ticari deftelerine işlemediği,
Davacı şirket, davalı şirkete söz konusu fatura içeriği hizmeti verdiğine ilişkin hiçbir belge ibraz etmediği, diğer bir değişle “İnternet Yayın” hizmeti sunduğunu kanıtlayacak belge ibraz etmediği, dolayısıyla 8.260,00 TL’yi talep edemeyeceği” yönünde tespitlerde bulunulduğu, raporun ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun nitelikte düzenlenmiş olduğu, hüküm kurmaya elverişli tespit ve değerlendirmeler içerdiği görülmüş, bu doğrultuda davacı vekilinin yeniden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu görülmekle defterlerin her iki taraf lehine ve aleyhine delil vasfını haiz olduğu anlaşılmaktadır. Ancak salt fatura düzenlenmesi fatura konusu alacağın varlığını ispatlamaya yeterli değildir. Bu nedenle, alacak iddiasında bulunan davacının fatura konusu hizmeti davalıya verdiğini ve fatura alacağına hak kazandığını usülüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Eldeki davada ise davacı, davalı şirkete söz konusu fatura içeriği hizmeti verdiğine, yani “İnternet Yayın” hizmeti sunduğuna ilişkin iddiasını ispatlamaya yetecek herhangi bir belge ibraz etmemiştir. Davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun şekilde düzenlenmiş olmasının da tek başına fatura konusu alacağın ispatına yeterli olmayacağı kanaatine varıldığından ispat yükünün alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olduğu, dosya kapsamına göre davacının davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 70,27 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10,97 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 30/03/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)