Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/613 E. 2019/310 K. 29.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/613 Esas
KARAR NO : 2019/310

DAVA : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/07/2018
KARAR TARİHİ : 29/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalı şirkete ZMM poliçesiyle sigortalı … yönetimindeki … plakalı aracın davacıya ait … plakalı araca çarptığını, kazada davalı taraf sürücünün % 100 oranında kusurlu bulunduğunu, davacıya ait aracın orijinal olduğunu, kaza nedeniyle 2. El değerinde düşme meydana geldiğini, aracın …’daki servis kayıtları ile Sigorta Bilgi ve Gözetim merkezinden celp edilecek kayıtlarında durumun açığa kavuşacağını, davalı şirkete 31.05.2017 tarihinde yaptıkları başvurunun mülkiyet değişikliği nedeniyle reddedildiğini, bilirkişi incelemesiyle araçtaki değer kaybının tespit edileceğini belirtmiş ve şimdilik 6.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; dava dilekçesinde belirtilen 30.08.2016 tarihli kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirkete 10.03.2016/2017 vadeli … no.lu ZMM sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, poliçe maddi teminatının araç başına 31.000,00 TL olduğunu, davacının talep ettiği değer kaybının poliçe teminatında olmadığını, ZMMS poliçesi genel şartları içinde bulunan Kaza tarihi ile ihbar tarihi arasında araç üzerinde mülkiyet değişikliği olan araçlarla ilgili taleplerin teminat dışında sayıldığını, davanın reddinin gerektiğini, poliçe limitine kadar ve kusur oranında sorumlu olacaklarını, … plakalı aracın kazasız rayiç bedeli üzerinden satılmış olması ihtimaline dayalı olarak satış belgelerinin mahkeme dosyasına celbini talep ettiklerini, faizinin hatalı talep edildiğini, davalı şirketin temerrüde düşmediğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Dava maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı değer kaybı alacağına yönelik tazminat davasıdır.
Somut olayın; Dava konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre 30.08.2016 günü saat 23:40 sıralarında … ilçesi … caddesi üzerinde sürücü … yönetimindeki … plakalı aracıyla sağ şeritten sol şeride doğru ani manevrası sırasında sol şeritte seyreden sürücü … yönetimindeki … plakalı araca sağ yan kısımlarından çarpması sonucu trafik kazası meydana gelmiştir.
Yargılama sırasında alınan kusur bilirkişisinin raporuna göre; Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …, yönetimindeki aracıyla seyri sırasında aracının hızını yol, hava ve trafik şartlarına göre ayarlamamış, dikkatsiz ve tedbirsiz seyretmiş, sağa dönüşe geçtikten sonra ani ve dikkatsiz şekilde tekrar sola doğru yönelmiş, şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte seyreden aracın geçmesini beklememiş ve hatalı şerit değiştirme manevrası sırasında sol tarafında düz seyreden davacıya … plakalı araca sağ yan kısımlarından çarpmıştır. Bu nedenle dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı aracın sürücüsü …’ın % 100 oranında tamamen kusurlu olduğu, Davacıya ait … plakalı aracın sürücüsü Orhan Tulum ise, kendi şeridinde normal süratle seyrederken sağındaki şeritten ani ve ve dikkatsiz şekilde sola doğru manevra yapıp aracına yandan çarpan davalı taraf araç sürücüsüne karşı kazanın oluşunu önlemek bakımından alabileceği bir tedbir bulunmadığından olayda kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2002/130-E 2002/4512-K sayılı ilamında “…tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir…” denilmektedir.
KTK 90. Md. hükmüne göre ; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.„ Şeklindeki düzenleme ile trafik kazasından kaynaklanan tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde BK.nun haksız fiile ilişkin hükümlerine atıf yapılmıştır.
6098 TBK 49 ve müteakip maddeleri gereğince meydana gelen kaza sebebiyle zarar görenin mal varlığında meydana gelen eksilme zararlarını isteyebileceği gibi, dolaylı olarak uğradığı zararlar da zarar verenden istenebilecektir. Bu çerçevede bakıldığında, değer kaybı zararı, davacının mal varlığında meydana gelen bir zarar kapsamındadır. Zira, araç tamamen onarılmış olsa dahi, teknolojinin gelişmesi sebebiyle, parça değişimi yapılmamış olsa dahi, araçların kaza geçirdiği, kaportanın onarım ve boya gördüğü konuları kolaylıkla tespit edilebilmekte bu da aracın kaza geçirmesi sebebiyle kazanın şekline göre değişen oranlarda bir kısım değerinden kaybetmesine sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla, değer kaybı araçla doğrudan ilişkili olup, zarar görenin gerçek zararını ifade etmektedir.
Mahkememizin 19/10/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere İTÜ Makine Mühendisliği’nde görevli kusur – hasar bilirkişisi ve Sigorta bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 01/03/2019 teslim tarihli raporda özetle; 1. Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’ın % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu, 2. Sigortacılık tekniği açısından; değer kaybından davalılardan sigorta şirketinin sorumlu olduğu,3. Davacının davalı şirketten talep edebileceği değer kaybı zararının 5.427,50 TL olduğu, 4. Davacının davalı şirketten 08.06.2017 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceği yönünde görüş ve kanatte bulunmuşlardır.
Mahkememizin 29/03/2019 tarihli duruşmasının ara kararı ile; Dosya kapsamı ve bilirkişi raporu muhteviyatı itibari ile davalı sigorta vekilinin ek rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19.10.2015 tarih, 2015/2163 E., 2015/10755 K. sayılı ilamı ile;“Araçta meydana gelen değer kaybı, aracın kaza tarihindeki hasarsız 2.el piyasa değeri ile hasarı onarıldıktan sonraki 2.el piyasa rayici arasındaki farktır. Eksik inceleme ile hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamına göre davaya konu kaza sebebiyle davacı tarafa ait araçta meydana gelen değer kaybının hesaplanması, (aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, km’si vs göre piyasa rayici belirlenerek) araçtaki hasarın giderilmesi için makul onarım süresinin ve bu süre içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) davacının yaptığı iş, araca olan ihtiyaç durumu, kiralama ücretinin tespiti hususlarında dosyada bulunan bilirkişi raporunun da irdelenip değerlendirildiği ayrıntılı, açıklamalı ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”
Buna göre; sigorta şirketi değer kaybından sigortalısının/sürücünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olabilecektir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2013/5199 K. 2013/10140 27.6.2013 tarihli kararında; “Davalı sigorta şirketi davacıların desteğinin yolcusu olduğu aracın trafik sigortacısı olup, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 93. ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik’in 24. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiği tarihte sigortaya konu motorlu aracın cinsine göre Hazine Müsteşarlığınca asgari tutarı belirlenen tarifedeki limitler uyarınca sınırlı sorumludur.” demek suretiyle kaza tarihindeki limitlerin esas alınması gerektiğini belirtmiştir.
Bu halde; davalı sigorta şirketi azami 31.000,00’TL’den sorumlu tutulabilecektir.
Sigorta poliçesinin 10.03.2016 tarihinde tanzim edilmiş olması karşısında (26.04.2016 tarihli Torba Yasa ile yasal dayanak bulan) 01.06.2015 tarihli trafik sigortası genel şartlarının uygulanmasının gerektiği, yürütmeyi durdurma kararları kapsamında ancak yürütmeyi durdurma verilmemiş kriterlerin hesaplamada esas alınabileceği kanaatine varılmıştır.
Danıştay 15. Dairesi tarafından 2015/5277 E. sayılı dosyasından verilen yürütmeyi durdurma ve akabinde 27.06.2018 tarihinde 2018/6093 K. sayılı iptal kararı gereği; 14.05.2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan (01.06.2015 yürürlük tarihli) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın ve ekindeki iptal edilen bölümler:
2. Teminat Dışı Kalan Haller
2) Ana iskelet ve şaside hasar olmaksızın, vidalı parçalarda yapılan onarım/değişim ile giderilebilen hasarlar,
3) Aracın kaza anındaki rayiç değerinin %25’ini aşan değer kaybı talepleri,
4) Kaza tarihi ile ihbarın tarihi arasında araç üzerinde mülkiyet değişikliği olan araçlar ile ilgili talepler,
6)Kısa sürelik kiralık araçlar, taksi, dolmuş, uzun süreli ( bir yıl veya daha uzun) kiralık araçlarda eksper tarafından hesaplanan değer kaybı tutarının %50’sini aşan talepler, test aracı, koleksiyon ve antika sayılan araçlardaki hasar sebebiyle yapılan değer kaybı talepleri,
Buna göre; her ne kadar dava konusu araç davalı şirkete başvurudan önce satılmış olsa dahi sigortacılık tekniği açısından değer kaybından davalı sigorta şirketi, sigortalısının kusuru oranında ve azami 31.000,00 TL’ye kadar sorumlu tutulabilecektir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 08.02.2016 tarih, 2015/11635 E., 2016/1209 K. sayılı ilamı ile; “Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereği araç değer kaybının doğrudan zarar olması sebebiyle zorunlu trafik sigortası teminatının kapsamında kaldığı; ancak kazanç kaybının dolaylı zarar olduğu hususları da göz önünde bulundurularak, davacının talep ettiği alacaklar hakkında karar verilmesi gerekirken; davacı talebi içindeki farklı alacak kalemlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi suretiyle davacı talebi hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
Bu durumda da hasar bedeli, değer kaybından sigorta şirketinin sorumluluğu araç maliki ve sürücü ile birlikte bulunmaktayken, manevi tazminat ve gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri teminat dışı haller arasında sayılmıştır.
Olay haksız eylem olduğundan ve davacıya ait araç özel araç olarak kayıtlı olduğundan davacının davalıdan talep edebileceği faiz türünün yasal faiz olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, haksız eylem sorumlularına karşı açılan tazminat davalarında, maddi ve manevi tazminatlara maddi ve manevi zararların oluştuğu tarih olan “olay” tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte ise de; KTK’nın 99’ncu maddesi ve Yargıtay uygulamasına göre, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gereğince ödenmesi gereken maddi tazminatın, daha önce sigorta şirketine başvurulmuş ise-başvuru tarihinden itibaren “8 işgünü sonraki” tarihten itibaren, sigorta şirketine başvurulmamış ise dava ya da takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili gerekmektedir.
Dosya içeriğine göre davacı, davalı şirkete 31.05.2017 tarihinde başvurduğundan, davalı şirketin 13.06.2017 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır.
Sonuç itibariyle; Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’ın % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu, Sigortacılık tekniği açısından; değer kaybından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu, Davacının davalı şirketten talep edebileceği değer kaybı zararının 5.427,50 TL olduğu, Davacının davalı şirketten 13.06.2017 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceği anlaşılmakla; Davanın kısmen kabulüne, 5.427,50 TL değer kaybı tazminatının 13/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kısmen kabulüne, 5.427,50 TL değer kaybı tazminatının 13/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince hesaplanan 370,75 TL harçtan peşin alınan 102,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 268,28 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 102,470 TL peşin harç masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 572,50 TL ( AAÜT. 13/2 maddesi gereği ) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu toplam: 1.593,40 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 1.441,36 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 29/03/2019

Katip

Hakim

MASRAF BEYANI
35,90 TL Başvuru Harç Masrafı
1.400,00 TL Bilirkişi Ücreti
157,50 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 1.593,40 TL