Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/608 E. 2021/700 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/608 Esas
KARAR NO : 2021/700

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 04/07/2018
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 23.06.2017 tarihinde yaya olarak karşıdan karşıya geçerken plakası ve sürücüsü belli olmayan bir aracın çarpmasıyla ağır yaralandığını, kazaya karışan aracın plakasının belli olmaması nedeniyle davalının sorumlu olduğunu, sürekli ve geçici iş göremezlik, bakıcı ve tedavi giderlerinden davalının sorumlu olduğunu davacının uğradığı zararları için davalıya 13.06.2018 tarihinde başvurduklarını ancak bir ödeme yapılmadığını, davacının olayda kusursuz olduğunu belirtmiş ve şimdilik 10,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; 6704 sayılı yasa gereği dava açılmadan önce sigorta şirketlerine başvurulması gerektiğini, plakası tespit edilemeyen araçların ispatının somut delillere dayanması gerektiğini, davaya konu kazaya ilişkin kusur oranlarının tespitinin yapılması gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden Özürlü Sağlık Raporu alınması gerektiğini, hesaplamalarda TRH 2010 tablosunun ve % 1,8 teknik faiz (iskonto oranı)’nın dikkate alınması gerektiğini, davalı kurumun dolaylı zararlar olan geçici iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderlerinden sorumluluğunun olmadığını, 6111 sayılı yasanın 59. Maddesine göre bakıcı giderini de kapsayan tedavi giderleri teminatından davalının sorumlu olmadığını, davacı vekilinin sürekli bakıma ilişkin delilleri dosyaya sunmadığını, SGK tarafından davacıya ödenmiş ve rücuya tabi tazminatların hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, davalının sorumluluğunun poliçe teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın kaza tarihinden itibaren ticari faiz talebinin haksız olduğunu, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, sigorta şirketi nezdindeki hasar dosyası getirtilmiş, kazaya karışan araçların kaza tarihi itibari ile trafik kayıtları getirtilerek dosya arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
”Bedensel Zarar” başlığı altında düzenlenen 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde belirtilmiştir. Talep edilen maddi tazminat da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Bu doğrultuda, tarafların bildirmiş oldukları deliller toplandıktan sonra davacının30/04/2016 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle maluliyetinin olup olmadığı, var ise oranının belirlenmesi için dosyamız İstanbul ATK’ya gönderilmiş, … ATK. 2 İhtisas Dairesince düzenlenen 27/06/2019 tarihli raporda özetle;
“… oğlu, 1984 doğumlu …’ın 30/04/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle meydana gelen yaralanmasının, 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlananan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği hükümleri kapsamında, vücut engelliliğine neden olacak düzeyde arıza bırakmadığı,
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği,
3. Başka birinin bakımına muhtaç olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde tespitlerde bulunulmuştur.
Maluliyet raporunun alınmasının ardından dosyamız, meydana gelen kazada tarafların kusur durumu ve belirlenecek kusur durumuna göre davacının maddi tazminat talep etme hakının bulunup bulunmadığı, bulunmaktaysa miktarının hesaplanması için kusur ve aktüerya bilirkişilerine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 12/12/2019 tarihli raporda özetle;
“1-Davacı yaya …’nın olayda % 75 (Yüzdeyetmişbeş) oranında asli kusurlu olduğu,
2-Plakası belirsiz aracın firari sürücüsünün % 25 (Yüzdeyirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu,
3-Davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’nın;
a)Geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının = 953,06 TL. olduğu,
b)Davacının maddi zararının poliçe limiti içinde kaldığı,
c)Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının malul kalmadığı ve bakıma muhtaç olmadığı belirlendiğinden, davacının sürekli iş gücü kaybı ve bakıcı gideri nedeniyle zararının bulunmayacağı yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur.
Mahkememizin 26/10/2020 tarihli ara kararı gereğince, Anayasa Mahkemesi Başkanlığının 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 Esas, 2020/40 İptal sayılı kararı ile 14/04/2016 tarihli ve 6704 sayılı kanunun 3. Maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nun 90. Maddesinin 1.cümlesinde yer alan ” … Ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda… ” ibaresinin Anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptal edildiği, eldeki davada uygulanan genel şartlarda düzenlenmiş Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğinin artık uygulanma imkanı kalmadığı anlaşıldığından HMK 30. Maddesi ile Yargıtay 9.HD’nin 2016/19841 Esas, 2020/6786 Karar sayılı 01/07/2020 tarihli emsal nitelikte içtihatı uyarınca iptal kararının kesinleşmemiş tüm davaları da etkileyeceği nazara alınarak; dosyanın İstanbul ATK ya gönderilerek Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, İstanbul ATK. 2 İhtisas Dairesince düzenlenen 08/12/2020 tarihli raporda özetle;
“1)03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği ,
2)Nusret kızı, 04.05.1967 doğumlu …’nın 23.06.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde arıza bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı,
3)İyileşme (işgöremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceği,
4)Bir başkasının geçici veya sürekli olarak bakımına muhtaç olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Mahkememizin 05/02/2021 tarihli ara kararı gereğince, Anayasa Mahkemesi Başkanlığının iptal kararı doğrultusunda ek rapor düzenlenmesi için dosyamız aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 03/03/2021 tarihli raporda özetle;
“23.06.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’nın;
a)Geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının= 953,06 TL olduğu,
b)Davacının maddi zararının poliçe limiti içinde kaldığı,
c)Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporlarda davacının malul kalmadığı ve bakıma muhtaç olmadığı belirlendiğinden, davacının sürekli iş gücü kaybı ve bakıcı gideri nedeniyle zararının bulunmayacağı” yönünde tespitlerde bulunulmuştur.
Davacı vekili 08/03/2021 tarihli talep arttırım dilekçesinde özetle; müvekkili için talep ettikleri maddi tazminat taleplerini 943,060 TL arttırarak 953,06 TL’ye ıslah ettiğini beyan etmiştir. Davacı vekilinin talep arttırım dilekçesinin davalı vekiline tebliğe çıktığı, tebliğ edilerek parçasının döndüğü görülmüştür.
Yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; İstanbul ATK’dan alınan maluliyet raporları ile kusur ve ek aktüerya raporlarının dosya kapsamına uygun, hükme esas almaya elverişli nitelikte düzenlenmiş olduğu görüldüğünden davacı tarafın 31/10/2018 tarihli talep edilen tazminat kalemlerinin somutlaştırılmasına ilişkin beyan dilekçesi, 08/03/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ve son celsedeki beyanı da göz önünde bulundurularak sürekli iş göremezlik, bakıcı ve tedavi gideri talepleri yönünden açılan davanın reddine, geçici iş göremezlik talebi yönünden taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, 948,06 TL geçici iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 04/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve sigorta poliçesi ile sınırlı tutulmak kaydı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Sürekli iş göremezlik, bakıcı ve tedavi gideri talepleri yönünden açılan davanın reddine,
2-Geçici iş göremezlik talebi yönünden taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, 948,06 TL geçici iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 04/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve sigorta poliçesi ile sınırlı tutulmak kaydı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 64,76 TL harcın peşin alınan 95,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 31,14 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 948,06 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 8,00 TL ( AAÜT. 13/2 maddesi gereği ) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu toplam 2.829,76 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 2.814,91 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda miktar itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 19/10/2021

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)

MASRAF BEYANI
100,66 TL Harç Masrafı
2.000,00 TL Bilirkişi Ücreti
562,00 TL ATK Ücreti
167,10 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 2.829,76 TL