Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/578 E. 2018/1345 K. 14.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/578 Esas
KARAR NO : 2018/1345

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 25/06/2018
KARAR TARİHİ : 14/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmada özetle; Müvekkilinin aleyhine davalı … Tarafından … 36. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının ikame edildiğini ve borcun sebebi olarak “… A.Ş. Seyhan Şubesine ait 18.11.2017 Vadeli 8.000,00 TL’lik çek alacağı” denildiğini, müvekkilinin, aleyhine takip başlatan davalı firmaya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı firmanın kambiyo evrakını borcun sebebi olarak göstermesine rağmen borcun konusu senetten kaynaklanan alacağının bulunmadığını bilen davalının müvekkiline örnek no:7 ödeme emri göndererek ilamsız takip yapmakla da kötüniyetini açıkça ortaya koyduğunu, yine söz konusu çek aslının icra dairesine ibraz edilmediğini ve taraflarına da bir örneğinin gönderilmediğini, davalı alacaklının kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını çeki süresinde ibraz etmediğinde ileri süremeyeceğini, bu husustaki araştırma ve incelemelerinde bahsi geçen çek aslının icra dosyasına ibraz edildiğinde ve örneğinin tarafına gönderildiğinde yapacaklarını, bundan sonra gerekli savunmaları yapma haklarını da saklı tuttuklarını, kaldı ki takip alacaklısı olan davalının, ticari bir şirket olduğunu, davalının müvekkili ile arasında herhangi bir ticari ilişkinin söz konusu olmadığını, davalının ticari defter ve kayıtları incelendiğinde bu hususun görüleceğini, davalı, müvekkiline bir mal mı satmıştır yahut müvekkiline bir para mı vermiştir, kambiyo hukukundan kaynaklanan bir alacak söz konusu olmadığından bu durumu ispat külfetinin de davalı alacaklıda olduğunu, Davalının bu hususları açıklamakla mükellef olduğunu, ilgili kişi hakkında yapılan işlemle ilgili Cumhuriyet Savcılığına taraflarınca suç duyurusunda bulunulacağını, işbu ilamsız takip neticesinde ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmişse de müvekkilinin Adana’da ikamet etmesi sebebiyle süresi içerisinde takibe itirazını gerçekleştiremediğini ve işbu haksız takibin müvekkili aleyhine kesinleştiğini, müvekkilinin davalı firmaya herhangi bir borcunun olmamasına rağmen hakkında icra takibi başlatılarak borcun tahsiline çalışılmış olmasından dolayı, icra dairesi veznesine para yatırılması durumunda davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı talepli olarak müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine yönelik olarak iş bu menfi tespit davasının açılması zorunluluğunun doğduğunu, kötü niyetli davalının %20’den aşağı olmamak üzere Kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarının saklı tutularak yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini vekâleten arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmada özetle; Davacının iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, dava ve icra takibine konu çekin, Türk Ticaret Kanunu’nun 780. maddesinde belirtilen tüm unsurları ve geçerlilik şartlarını taşımakta olduğunu, çek sebepten aridir ve kayıtsız şartsız borç ikrarını gösteren resmi bir belge olduğunu, davacının borçlu olmadığına ilişkin iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Senetle İspat Zorunluluğu başlıklı 200. Maddesinden de anlaşılacağı üzere, davacının dava ve icra konusu çeke ilişkin ileri sürdüğü bu iddialarını yazılı başka bir belge ile ispat etmesi gerektiğini, davacının davasını ispatlar nitelikte delil sunamadığı gibi söz konusu iddialarını meşru ve yetkili hamil olan müvekkili şirkete karşıda ileri süremeyeceğini, davacının davasının redde mahkum olduğunu, müvekkili şirket, dava konusu edilen çekte 6. ciranta olup, çeki ticari ilişki neticesinde kendinden bir önceki cirantadan teslim aldığını, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir fatura, çek tahsilat makbuzu ve cari hesap ekstreleri dilekçelerinin ekinde mevcut olduğunu, bahse konu çekin ödenmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından … 36. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ile davacınında aralarında bulunduğu tüm cirantalara icra takibi başlatıldığını, dava konusu çekte davacının keşideci durumunda olup, davalı müvekkili şirketin ise senede ciro yoluyla hamil olduğunu, ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmadığını, aksi yöndeki iddiaların davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, kaldı ki, keşideci ile lehtar arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan şahsi def’iler müracaatta bulunan iyiniyetli meşru hamil olan müvekkili şirkete karşı ileri sürüleyeceğini, ciranta olan müvekkili şirketin, çek üzerindeki imzaların geçerliliğini yahut ciro silsilesinin fiili durumunu araştırmak zorunda olmadığını, müvekkili şirketinde aksi yöndeki davacı iddialarını bilmesinin kendinden beklenemeyeceğini, müvekkili şirketin, davacıyı tanımadığı gibi onunla arasında herhangi bir ilişkide bulunmadığını, bu yönüyle, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların müvekkili şirketi hukuken bağlamayacağını, müvekkili şirketin, bahse konu çeki ticari faaliyette bulunduğu dava dışı … Tic. Ltd. Şti.nden ciro yoluyla almış olduğunu, icra takibi üzerine bu şirket tarafından … 36. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı icra dosyasının tüm borcunun kapandığını, İcra dosyasının celbi ile bu hususun anlaşılacağını, davacı tarafından haksız ve kötüniyetli olarak işbu davanın ikame edildiğini, müvekkili şirketin iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu ve meşru hamil olduğunu, ciranta yoluyla çeki teslim aldığı davacı tarafça bilinmesine rağmen, hiçbir hukuki menfaati olmamasına rağmen müvekkili şirkete dava ikame edilmesinin iyiniyetli bir hak arama yolu olmadığını,bu sebeple, hukuki dayanaklardan yoksun, haksız ve kötüniyetli olarak ikame edilmiş işbu davanın reddinin gerektiğini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN;Dava, süresi içerisinde bankaya ibraz edilmemiş çeke dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit davasıdır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanının 6102 Sayılı TTK.’nun 4 ve 5 maddelerinde düzenlendiği,
6100 Sayılı HMK.nın 2 maddesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanının düzenlendiği,
MADDE 2 –” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir,”hükmünün düzenlendiği,
Dava, süresi içerisinde bankaya ibraz edilmemiş çeke dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit davasıdır.
Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 27/05/2014 tarih ve 2014/6820 Esas,2014/9793 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere; 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3/8. maddesi gereğince ileri düzenleme tarihli çeklerle ilgili olarak hukuki takip yapılabilmesi için çekin üzerindeki düzenlenme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve karşılıksızdır işlemine tabi tutulması gerekmektedir.
Somut olayda;icra takibine davayak davaya konu çekin düzenleme tarihi 18/11/2017 olup icra takibinden önce bankaya ibraz edilmemiş ve karşılıksızdır işlemine de tabi tutulmamıştır. Çek Kanunu İcra İflas Kanunu’na göre daha özel nitelikte bir yasa olup, bu durumda, dava konusu çek kambiyo senedi niteliğini yitirdiğinden icra takibide ilamsız takip yoluyla yapılmıştır.
Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2001/1199Esas,2001/4615 Karar sayılı içtihadı ve Yargıtay 12 Hukuk Dairesi’nin 1997/4512 Esas, 1997/4805 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere süresi içerisinde bankaya ibraz edilmeyen çek kambiyo senedi olma vasfını yitirir,ibraz süreleri hak düşürücü sürelerdendir,çek hamili ibraz sürelerine riayet etmezse alacağını asıl borç ilişkisine dayanarak talep edebilecektir. Süresi içerisinde bankaya ibraz edilmeyen çek kambiyo senedi olma vasfını yitirir ve çek yazılı delil başlangıcı sayılır.Buna göre takibe dayanak çek süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo senedi olma vasfını yitirmiştir.Davanın genel hükümlere göre çözülmesi gerekmekte olup davanın para alacağından kaynaklı menfi tespit davası olup malvarlığına yönelik dava olduğu,6100 Sayılı HMK.nın 2 maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiği, mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesine göre dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Açıklanan gerekçeye göre;
1-Dava dilekçesinin HMK 114/1-c , 115/2 mad uyarınca görev yönünden usulden reddine ve mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK 20 md uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç, vekalet ücreti, yargılama giderleri konusunda görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı.14/12/2018

Katip

Hakim …