Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/552 E. 2018/846 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/552
KARAR NO : 2018/846

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 12/06/2015
KARAR TARİHİ : 05/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı … ile davalılardan …’nun 200.000 TL sermayeli … Limited Şirketini 23.11.2011 tarihinde kurduklarını, şirket ana sözleşmesinin 6. maddesine göre şirket sermayesinin 140.000 TL sinin … na 60.000TL sinin davacı … a ait olduğunu, şirket ana sözleşmesinin geçici 3.Maddesi ve 24.12.2014 tarih ve 2014/2 karar sayılı genel kurul kararına göre şirket müdürünün şirketi temsil ve ilzama yetkili kişinin … olduğunu, şirket ortakları arasında 01.12.2011 tarihli … Ortakları kararı isimli bir protokol akdedildiğini, şirketin kuruluşundan dava tarihine kadar üç yılı aşkın süre geçmiş olmasına karşın şirket genel kurulunun toplanamadığını ve TK m.617 hükmünün ihlal edildiğini, davacı tarafından 30.03.2015 tarih ve 4752 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile genel kurul toplantısı yapılması istendiğini, bunun üzerine 09.05.2015 tarihinde genel kurul toplantısı yapıldığını, 09.05.2015 tarihli genel kurul gündemi ile görüşülen konuların 30.03.2015 tarih ve 4752 yevmiye sayılı ihtarnamede belirtilen hususları karşılar nitelikte olmadığını, 09.05.2015 tarihli genel kurula sunulan faaliyet raporuna göre şirketin 2014 yılını 719.998.60 TL zarar ile kapattığını, öz kaynakların 1.476,44 TL tutarında negatif olduğunu davalı tarafın bilinçli ve kasıtlı olarak genel kurulu toplamadığını, … Dershanesi A.Ş arasında 09.12.2011 Françhise sözleşmesi akdedildiğini bu sözleşmede şirketin zarar etmesinin mümkün olmadığını, davalı tarafın müdürlük yetkisini kötüye kullandığını özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiğini tüm hukuk kaideleri ve ana sözleşmeye aykırı davranılarak şirket ve ortaklarının zarara uğratıldığını belirterek davalı şirket müdürünün yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılmasına ve şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’nun şirketin %70 ortağı davacının ise %30 ortağı olduğunu, davacı tarafın sermaye taahhüdünü gecikmeli olarak yerine getirdikten sonra genel kurulun toplanmasını talep ettiğini bunun öncesinde hiçbir talebi olmadığını, davacı tarafın talebi üzerine genel kurul yapıldığını, istenilen tüm bilgileri içerir faaliyet raporları ve mali tabloların kendisine verildiğini, davalı şirket müdürünün bilinçli olarak genel kurulu toplamadığı iddiasının yerinde olmadığını talep edildiğinde genel kurulun toplandığını, davalı tarafın müdürlük yetkisini kötüye kullanmadığını, şirket ortaklarının büyük zarara uğratılmasının söz konusu olmadığını, davacı tarafın davalı şirkete hiçbir sermaye koymadan “eğitim koordinatörü” adı altında ortak alındığını ancak bu görev tanımına giren hiçbir faaliyette bulunmadığı gibi ortağı olduğu firmaya ayda bir defa uğradığını, davalı şirket müdürünün yönetim ve temsil yetkisini aşarak zarara uğrattığına veya ortaklar aleyhine işlem yatığına dair delil sunulmadığını, şirkete kayyım tayinini gerektirecek bir durum bulunmadığını beyan ederek açılan davanın yersiz olduğunu bu nedenle açılan bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE /
Dava, TTK m.630/2’ye göre haklı sebepler nedeniyle davalı şirket yöneticisinin yönetim hakkı ve temsil yetkisinin kaldırılmasına ilişkindir.
Mahkememizin 2015/606 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda, “Davanın Kabulü ile … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … Ltd Şti.nin yetkilisi … “nun TTK Nun 630/2 maddesi gereği yönetim hakkı ve temsil yetkisinin kaldırılmasına” karar verildiği, iş bu kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, bu kararın davalı vekilince temyizi üzerine dosya yargıtaya gönderildiği, bu aşamada davacı vekilinin, taraflar arasında sulh vaki olması üzerine müvekkilinin davadan feragat ettiğine yönelik beyana ilişkin dilekçe sunması üzerine yargıtayca HMK’nın 311., 371. ve 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, dava dosyasının taraflar arasında varlığı kabul edilen sulhe ve buna bağlı olarak davacının davasından feragatine ilişkin bir hüküm kurulmak üzere İlk Derece Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği ve dosya mahkememize gönderilmiştir.
Usul ve yasaya uygun bulunan yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili, karar tarihli oturumda tarafların sulh olduklarını bu nedenle davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragate yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … vekili tarafından dosyaya sunulan dilekçe ile, yargıtay ilamına uyularak feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı şirket kayyımı, karar tarihli oturumda bir diyeceğinin olmadığını beyan etmiştir.
HMK 307-309.maddeleri gereğince davacının davadan feragati nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Belirtilen nedenlerle:
HÜKÜM /
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Harçlar Kanunun 22. Maddesi uyarınca alınması gerekli 23,94 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 27,70 TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 3,76 TL nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden A.A.Ü.T. Ne göre hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı şirket kayyımının yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesine ( istinaf ) başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …