Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/545 E. 2021/407 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/545 Esas
KARAR NO : 2021/407

DAVA : İİK 89/4.fıkrasına dayalı Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/06/2018
KARAR TARİHİ : 16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İİK 89/4.fıkrasına dayalı Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin, … 18.İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasıyla … (TC No: …) ile … (TC No: …) aleyhine icra takibi yaptığını, müvekkiline gönderilen İİK md. 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin usule aykırı tebliğ edilmiş olup iş bu konudaki usulsüz tebligat şikayetlerinin … 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasınca incelenmekte olduğunu, bu sebeple şirkete gelen ancak usulsuz tebligatlar sebebiyle 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinden haberi olmayan müvekkilinin, iş bu haciz ihbarnamelerine itiraz edemediğini, müvekkilin haklı sebeplerle 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerine itiraz edememesinin usul hukukuna göre müvekkilinin takip miktarı kadar takip alacaklısı yani davalıya borçlu yapar, ancak menfi tespit davalarının maddi anlamda bir borcun olup olmadığını tespit eden davalar olduğunu, bu sebeple olumsuzu ispatlamaya çalışan müvekkili karşısında davalı tarafın da takip borçlusu ile müvekkili arasındaki borç ilişkisinin neye dayalı olduğunu açıklamasının gerektiğini, bu konuda Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 23.01.2013 tarihli E:2012/15204, K:1182 sayılı ilamının iddialarını desteklemekte olduğunu, takibi kesinleştiren davalının müvekkili şirkete İİK md. 89/1, 89/2 ve 89/3 Haciz müzekkereleri gönderdiğini, İİK md. 89/3 haciz müzekkeresinin müvekkiline 01.06.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup müvekkilinin takip borçlularına karşı takip tutarı kadar ve başkaca bir borcu bulunmadığını ileri sürerek müvekkiline gönderilen İİK md.89/3 haciz ihbarnamesi gereğince müvekkilinin, … 18. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyasındaki takip borçlularına muaccel bir borcu olmadığının, takip borçlularının müvekkili şirketten her hangi bir hak ve alacağının bulunmadığının tespitine karar verilmesini, masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Eldeki davanın 89/3 haciz ihbarnamesine karşı açılmış menfi tespit davası olup davacının iddiasının aksine, İİK 89.maddesinin 3.fıkrasının sondan üçüncü cümlesi uyarınca ispat yükünün davacıda olduğunu, müvekkili firmanın alacağından dolayı dava dışı borçlular hakkında … 1. İcra Müdürlüğünün …. tarih … esas sırasında kayıtlı kambiyo senetlerine mahsus yolla icra kovuşturması başlatıldığını ve borçluların yetki itirazı bulunması aşamasından evvel takibin durdurulmaması nedeniyle dava dışı …Ticaret Ltd. Şti. nin takip borçlularına ait çıplak payları üzerine İcra İflas Kanunu 88.ve 94.maddesi delaletiyle haciz konulmak üzere … Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere gönderildiğini, müdürlükçe müzekkerenin ticaret sicil dosyasına işlendiğini ancak ticaret sicil harcı yatırılmadığından bahisle haciz tatbik edilemediğini, süreç devam ederken davalıların yetki itirazlarının taraflarından kabul gördüğünü ve … 9. İcra Hukuk Mahkemesinin … tarih … esas … karar sayılı hükmü ile … İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, … İcra Dairelerinin yetkili olduğunun karara kesin olarak bağlandığını, bunun üzerine dosyanın yetkili … İcra Müdürlüğüne gönderildiğini ve … 18. İcra Müdürlüğünün … Esas sırasına kaydedilerek takibe ilişkin işlemlere devam edildiğini, bu aşamada takip borçlularının mal varlığını kaçırmaya yönelik olarak icra dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilme aşamasında, davalıların dava dışı … Ltd. Şirketindeki hisselerini işbu davanın davacısı ile başka bir şahsa devrettiklerini, devir işleminin … 1. Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu limited şirket pay devir sözleşmesi uyarınca yapılmış olup devir sözleşmesinin incelenmesinde davacı şirketin, kendisine borcundan dolayı 89/1 gönderilen … ait hisseleri satın aldığının anlaşıldığını, bu satın almada borcun nakden ve defaten ve tamamen ödendiğinin yazıldığını, oysa dava dilekçesi incelendiğinde davacı sayın vekilinin dava dilekçesinin 5.nolu bendinde aynen sonuç olarak, müvekkil şirketin … 18. İcra Müdürlüğünün … (… olacak) sayılı dosyasının takip borçlularına karşı muaccel bir borcu bulunmamakta olup müvekkil şirkete ait ticari defterler incelendiğinde ve davacı tarafın sunacağı delillere karşı sunacağımız deliller ile borcumuz olmadığı husussunun tespit edilmesi gerektiğinden iş bu davayı açma gereği hasıl olmuştur… şeklinde iddianın ileri sürüldüğünü, her ne kadar menfi tespit davalarında sanıldığının aksine ispat yükü ters çevrilmiyor ise de menfi vakıaların ispatı zor olduğundan ispat yükünün kolaylaştırılması ve davanın aydınlatılıp gerçeğe ulaşılması bakımından davalının da ispata katkıda bulunması gerektiğinin kabul gördüğünü, ancak bu durumun eldeki dava bakımından söz konusu olmadığını, kanunun burada mutlak suretle ispat yükünü davacıya yüklediğini, bu nedenle bu bentte bahsi geçen ve kendilerini ispat yükünü taşıdıklarına zımni açıklamanın yeterli olmayıp, bilakis önemine binaen davacının dava dışı takip borçlularına muaccel bir borcu bulunmadığı şeklindeki beyanın karşıt anlamından ortaya, müeccel borçlarının olduğu sonucunun çıktığını, davacı tarafın 6102 sayılı TTK nın 329 ve devamı hükümlerine tabi anonim şirket statüsünde olduğunu, yine aynı yasanın 124.maddesinin 1.fıkrası uyarınca ticaret şirketi olup aynı yasanın 16.maddesinin 1.fıkrası uyarınca tacir olduğunu, tacir olmanın hüküm ve sonuçlarının uygulamada bilinen normlar sınıflandırmasının aksine standart norm denilen ve belli bir statüde olanlara uygulanan hükümleri ifade eden hükümler bakımından tacire 6102 sayılı kanunun 18 ile 24.maddeleri arasındaki hükümler istisnasız uygulacağını, bahsi geçen yasa hükümlerinin standart norm konumunda olduğunu, tacir veya tacir sayılanlara doğrudan hükmedildiğini, özellikle yasanın 18.maddesinin 2.fıkrasının Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir… ile aynı yasanın 35.maddesinde düzenlemesi bulunan ticaret sicile ilişkin kayıtların açıklığına ilişkin düzenleme ile 36.maddesindeki tescil ve ilanın üçüncü kişilere karşı etkisini düzenleyen hüküm bir bütün olarak değerlendirildiğinde tacir olan davacının şirket hisselerini devralmadan evvel şirket kayıtları üzerinde yapılacak basit bir inceleme ile hissedarlarının takip borçlusu hissedarların borçlu olduğunun rahatlıkla görülebileceğini, işte standart normdan kast edilen bu olduğunu, tacir olmanın hüküm ve sonuçlarının gerekli incelemeyi yapmak ve sonuçlarını öngörmek olduğunu, davacı tarafın davasında esas itibariyle salt borçlu olmadıklarını iddia ettiğini, buna yönelik herhangi bir delilin dosyada mevcut olmayıp aksine davacının dava dışı borçludan mal iktisap ettiği, bu iktisabın yüksek değerde olduğunun icra dosyası ve kapsamından rahatlıkla anlaşılacağını, haciz ihbarnameleri aşamasında davacı tarafın vekili vasıtasıyla (dava açan sayın vekil değil) haciz ihbarnamelerine itirazda bulunmadığını, bulunmadığı gibi bu durumun davacı şirketin bilgisi dahilinde olduğunu, davacı şirketin her nasılsa sonradan ödememe yolunu tercih etmekte olduğunu, İcra İflas Kanunu 89.maddesinin 3.fıkrasının son üç cümlesinde, … bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir… kuralına yer verildiğini, bu davada davacı tarafın takip borçlusuna hiçbir borcu bulunmadığını ispat etmeye mecbur olduğunu, yukarıda zikrettikleri fıkranın yine aynı cümlesi uyarınca dava sonunda üçüncü şahsın davayı kaybeder ise dava konusu değerin %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceğinin kanunun amir hükmü olduğunu beyan ederek davanın reddine, İcra İflas Kanununun 89/3 gereği %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkumiyeti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER :
… 18. İcra Müdürlüğü … E sayılı uyap dosyası, … 7. İcra Hukuk Mahkemesinin … E sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 89/4.fıkrasına dayalı menfi tespit davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacıya tebliğ edilen üçüncü haciz ihbarnamesi gereğince davacının … 18. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının borçlularına borçlu olup olmadığı hususlarındadır.
… 18. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı … Ltd Şti tarafından borçlular … ve … aleyhine icra takibi başlatıldığı, üçüncü kişi ( işbu davanın davacısı ) …’ne İİK md. 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri gönderildiği, her üç tebligatı alanın şirketin yetkilisi olmadığı, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu 12, 13.maddelerine ve Tebligat Yönetmeliğinin 20.ve 21.maddelerine aykırı olduğu anlaşılmıştır.
… 7. İcra Hukuk Mahkemesinin … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı … tarafından davalı … Tic Ltd Şti aleyhine … 18. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından gönderilen 89/1-2-3 haciz ihbarnamesinin yasaya uygun tebliğ edilmediğini, haciz müzekkerelerini 06/06/2018 tarihinde öğrendiklerini belirterek, (1.) haciz ihbarının tebliğ tarihinin 06/06/2018 tarihi olarak belirlenmesine, 2. ve 3.haciz ihbarlarının iptaline karar verilmesini şikayet yolu ile talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulü ile davacı üçüncü kişinin 1.haciz ihbarnamesini 06/06/2018 tarihinde öğrenmiş sayılmasına, 2. ve 3.haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 18/06/2020 tarih, 2019/1105 E, 2020/1039 K sayılı kararı ile şikayetin süre aşımından reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili İİK md. 89/3 haciz müzekkeresinin müvekkiline 01.06.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu beyan ederek bu tebligatı kabul ettiklerini deyimlemiştir. Dava, takip borçlusunun kendisinde hiç ya da haczedilen miktarda alacağının bulunmadığına ilişkin olup on beş günlük yasal süresi içerisinde açılmıştır.
İİK 89/4.fıkrasına dayalı açılan menfi tespit davasında ispat yükü genel kuraldan farklı olarak davacı üçüncü kişiye aittir. Somut olayda davacı üçüncü kişi takip borçlusuna borçlu olmadığını ispatla yükümlüdür. Zira ileri sürdüğü maddi vakıadan kendi lehine hak iddia eden kişi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Davacı olumsuzu ispatlamaya çalıştığından davalı alacaklının da takip borçlusu ile davacı üçüncü kişi arasındaki borç ilişkisinin neye dayalı olduğunu açıklaması gerekmektedir. Davalı alacaklı, takip borçlusunun davacıdan alacaklı olduğunu belirten borç doğuran ilişkinin neye dayalı olduğu açıklamadan davacıdan takip borçlusuna borçlu olmadığını ispat etmesi beklenemez. Somut olayda, davalı alacaklı tarafça … 1. Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu limited şirket pay devir sözleşmesi sunularak borçlu …’in … Ticaret Ltd. Şti.ndeki hisselerini davacıya devrettiği, davacı ile borçlu … arasındaki borç ilişkisinin mal kaçırma amaçlı hisse devri olduğu, bu şekilde davacının, borçlu …’e borçlu olduğu ileri sürülmüş, davacı tarafça da borçlu …’in … Ticaret Ltd. Şti.ndeki hisselerini davacıya devrettiği kabul edilmiştir. Davacı tarafça hisse devri karşılığında ödeme yapıldığına dair ödeme belgesi sunulmamış olup ticari defter ve belge incelemesi ile ödeme hususu kanıtlanamayacağından ticari defter ve belge incelemesine ilişkin davacı talebi kabul edilmeyerek davacı üçüncü kişinin kanıtsız kalan davasının usulden reddine, esasa girilmediğinden davalının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın usulden reddine,
Davalının tazminat talebinin reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 59,30 TL ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır