Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/525 E. 2020/76 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/525 Esas
KARAR NO : 2020/76

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/05/2011
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili ile davalı arasında 27.10.2008 tarihinde imza edilen anlaşma ile ticari ilişkinin başladığını,mevcut sözleşme 31.12.2009 tarihinde sona ermesine rağmen herhangi bir yazılı sözleşme imza edilmeksizin tarafların karşılıklı mutabakatı ile 2010 yılında da sürdürüldüğünü,Müvekkili davalı tarafa, … 35.Noterliği … tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile davalı tarafa mevcut sözleşmenin 2011 yılından itibaren geçersiz olduğunu,feshedildiğini ihtar /bildirimde bulunulduğunu,… 35.Noterliğ … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … 35.Noterliği … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … 35.Noterliği … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı tarafça müvekkili firmaya gönderilmiş olan faturalara TTK 23.maddesi uyarınca itiraz edildiğini,faturaların davalı tarafa iade edildiğini,Davalı taraf ile davacı müvekkili arasında 31.12.2010 tarihinden sonra herhangi bir ticari münasebet gerçekleştirilmediğini,sona erdirilen ticari ilişkiden,müvekkili şirketçe ödeme yapıldığını,davalı tarafça yerine getirilmeyen edimlerden kaynaklı müvekkili firmanın alacağının fazlaya dair talep haklarının saklı kalmak kaydı ile 10.000.00 TL ‘sinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Market işletmeciliği yapan müvekkili ile davacı arasında 27.10.2008 tarihli sözleşme ve 03.03.2009 tarihli anlaşma protokolleri kapsamında davacı şirketten ekmek alımı yapıldığını, ticari münasebetin 2008 yılının 10.ayından itibaren 2010 yılı sonuna kadar bu sözleşme kapsamında yürütüldüğünü, müvekkili şirket kayıtlarında ticari münasebetin paket ekmek ve, normal ekmek olarak iki ayrı cari hesap üzerinden muhasebeleştirildiğini,Sözleşmenin içeriklerinde sözleşmelerin süre sonu olarak 31.12.2009 tarihinin zikredildiğini, bu sürelere bağlı olmaksızın sözleşme hükümlerinin 2010 yılı sonuna kadar ticari münasebetlerinin kesintisiz’” olarak devam ettiğini, davacının 2011 yılı itibariyle sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğinin açıkça görüldüğünü,Taraflarca 31.12.2009 tarihi itibariyle paket ekmek ve normal ekmek alımları kapsamında cari hesap mutabakatı yapıldığını,bakiye miktarların karşılıklı olarak teyit edildiğini,2010 yılı cari hesabına bakiye miktarlar aktarılmak suretiyle cari hesap ilişkisinin ve ticari münasebetin aynı sözleşmeler kapsamında kesintisiz olarak sürdürüldüğünü,2010 yılında sürdürülen ticari münasebet uyarınca müvekkile şirketin,iade faturaları,ciro primleri,sair aktivite uygulamalarına dair fatruralar davacıya kesilip gönderildiğini ve muhasebeleştirildiğini,Davacı tarafın müvekkili şirket aleyhine cari hesap alacağı iddiasıyla 164.293,07 TL … 5.İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını,bu takibe karşılık müvekkili şirketin kayıtlarında görünen alacak miktarının daha düşük olduğunu, takibe kısmi itiraz yapıldığını,kabul edilen miktar bakımından hesaplanan 61.466,94 TL müvekkili şirket tarafından icra dosyasına yatırıldığını,davacı tarafın alacak iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu,bu nedenden itirazın iptali davasının açılmadığını, ya tutarsa !.kabilinden huzurdaki alacak davası ikame edildiğini,Müvekkili şirketin sözleşmeler kapsamında kesinlik arz eden cari hesap kayıtları dahilinde davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, mevcut borcun davacının açmış olduğu icra takip dosyasına ödendiğini,davacının sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini,bu nedenle ödemesi gereken yıllık ciro üzerinden %10 oranındaki tazminat miktarı göz önüne alındığında davacının müvekkili şirkete borçlu duruma geçeceğini,sözleşmeler ve karşılıklı muvafakatler kapsamında müvekkili şirketçe haklı olarak kesilen iade,ciro primi,fiyat farkı faturalarını ve ödemelerin kayda alınmadığını,alacak iddiasında bulunduğunu, bu bakımdan ” davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 23.İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasının incelenmesinde:Davacı tarafından davalı aleyhine yapılan takipte kismi itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
… 41. Asliye Ticaret Mahkemesince dosya rapor hazırlanmak üzere mali müşavir ve akit uzmanı bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen raporda özetle; Davacı tarafından sunulan ticari defterlerinin yasal süre içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunduğu ve TTK hükümleri uyarınca usulüne uygun tutulduğu, davalı tarafın ticari kayıtları davalı vekiline ulaşılamaması sebebiyle incelenemediğini,davalı tarafın delil listesinde sunmuş olduğu kayıtlara ilişkin cari hesap ekstreleri karşılaştırmalı olarak incelendiğini 2008 yılı kayıtları incelendiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 31.10.2008 tarihinde … faturası ile “başlamış olduğu 2008 yılı sonunda 37.819,54 TL borç tutarının 2009 yılına devredildiğini,72.327,97 TL borç tutarının 2010 yılına devredildiğini,2010 yılı sonucunda bu hesapta 95.113,52 TL borç tutarının 2011 yılına devrettiğini, takip tarihi olan 06.01.2011 tarihinde davacı kayıtlarında … firmasından 95.116,01 TL alacağı olduğunun görüldüğünü , davalının 54.666,74 TL asıl alacak tutarı kabul ettiği ve bu tutara ilişkin ferileri ile birlikte ödeme yapmış olduğu icra dosyasından görülmüş olup,95.113,52 TL den 54.666,74 TL düşümü neticesinde borç tutarı davacı kayıtları uyarınca 40.447,28 TL olarak hesaplandığını davalı tarafından dosyaya sunulan 2010 yılı cari hesap ekstreleri incelendiğinde bu hesapta 51.058,48 TL … alacağı olduğu,davalı sunulanlarında … Paket Ekmek hesabında 2009 yılından devreden 38.635,47 TL … alacağı ile birlikte , 2010 yılı içersinde …’nın tanzim ettiği toplam 152.818,65 TL tutarında faturanın bu hesaba alacak kaydedildiği, karşılığında 171.138,31 TL … ödemesi ve 14.913,70 TL … faturasının borç kaydı olarak girilmesi neticesinde bu ^Jar^sapta 5.402 TL … alacağı olduğu,2011 yılı dökümleri incelendiğinde 5.006,30 TL … borç tutarının mevcut olduğunu,61.466,94 TL takip tarihinden sonraki kaydın 54.666,74 TL üzerindeki kısmı, icra masraflarına ilişkin ve ferilerine ilişkin tutarlar olduğunun anlaşıldığını ,davalı kayıtları ve takip dosyasında görülen ödeme uyarınca, bu ödemeden sonra 1.794 TL … firması alacağı hesaplandığını,kayıtlardaki farklılıklara ilişkin tespitler davacı Davacı tarafın kayıtları kapsamında dava tarihinde 40.447,28 TL davalının sunulanları uyarınca ise 1.794,35 davacı alacağı mevcuttur.Fark 38.652,93 TL olduğunu, araflara ilişkin hesaplarda görülen toplam tutarlar aşağıdaki şekilde eşleştirilmiş olup,-2010 yılı açılış kayıtlarının aynı olduğu … kayıtlarında 638.016/25 TL fatura toplamından 1.406,03 TL ters kayıt düşümü 636.610,22 TL mevcut iken … hesabında 612.636,24 TL tutarında fatura mevcut olduğu, taraflar arasında toplam (25.380,01-1.406,03 =) 23.973,98 TL … faturalarından kaynaklı fark olduğu,Her iki taraf kayıtlarında … ödemelerinin mevcut olduğu, … ödemelerinden kaynaklı fark olmadığını,-… firmasının tanzim ettiği -35.890,17 TL iade ve prim faturaları toplamına karşılık … firmasında 21.210,38 TL tutarında fatura kaydı mevcut olduğu farkın 14.679,79 TL olduğunu, farklılıklar neticesinde taraflar arasında toplam 38.652,93 TL tutarında fark olduğunun görüldüğünü ,taraf farklılıklarının..ın 23.973,98 TL, … 14.679,79 TL tutarındaki 2010 yılındaki faturaların karşılıklı kayıtlara alınmaması neticesinde 38.652,93 TL tutarda oluştuğunu … firmasının 4858 satırlık hesap dökümü ile … firmasının 45 sayfalık … hesabı ile 26 sayfalık … hesabının dökümü toplam 71 sayfa ve 2 ayrı hesap olması sebebiyle, davacı …’nın 23.973,98 TL’lik hangi faturalarının davalıda olmadığına ilişkin bilirkişi görev ve zaman sınırlarını aşması sebebiyle birebir tespit etmek mümkün olmamıştır. Aşağıda örnek olarak davacının 1 günde tanzim ettiği faturalar miktarları ile gösterilmiştir.Bu nedenle 2010 yılında dosyada mevcut davalının ekstresindeki davacının davalıda olmayan faturalarına ilişkin yapacakları tek tek döküm ve dayanaklarını incelenebileceğini, … firması kayıtlarında görülen … Gıda kayıtlarında görülemeyen faturalara ilişkin ihtarname ile iade edilen fatura toplamlarının 11.146,72 TL olduğunun görüldüğünü ,… Gıda tarafından ihtarnameler ile faturalara itiraz ederek iade edildiğini,Davacı tarafın itiraz ettiği faturaların içeriği satış iade ve ciro primi faturaları olduğunu 2010 yılı içerisinde davalının tanzim ettiği ciro primlerinin davacı tarafından kayıtlara alındığını,31.12.2009 tarihine kadar geçerli olmak üzere sözleşme akdedildiğini, 31.12.2009 tarihinden sonra sözleşme imza etmeksizin ticari alışverişin devam ettiğini, iş bu tebliğden itibaren 2011 yılından geçerli olmak üzere ticari faaliyetlerini durdurduğunu, mal siparişlerinin karşılanmayacağını, 31.12.2009 tarihli sözleşme ve sair ticari ilişkiden kaynaklı haklarının saklı tutulduğunu -… Gıda tarafından … Marketçilik firmasına 06.01.2011 tarihinde 164.293,07 TL tutara ilişkin … 5.İcra müdürlüğü … Esas Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını,… Marketçilik “‘firması tarafından 54.666, 74 TL kabul edilerek bu kısma ilişkin takip dosyasına ödemelerinin yapmış olduğu, icra dosyası içeriğinde görüldüğünü ,Sözleşme ve Taraflar Arasındaki Borç Alacak Hususuna İlişkin İncelemeler :… firması ile … firması arasında27.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve 31.12.2009 tarihinde sona eren sözleşme akdedildiğini,taraflar arasındaki 31.12.2009 tarihinde sona ereceği öngörülmüş olan yazılı sözleşmeye dayanan akdi ilişkinin, dava açılmadan önceki 2010 yılı sonunda tanzim edilen 11 . ve 12. aydaki ihtarname tarihlerine kadar 2009 yılında devam ettiğinin belirlenkdiğini ,sözleşme normal sona erme tarihi olan 31.12.2009’da sona ermesine rağmen, taraflar akdi ilişkiyi uygulamaya devam etmişlerdir. Dolayısıyla da taraflar arasındaki akdi ilişki aynı şartlarla ve de belirsiz süreli olarak devam etmiştir. Sözleşmenin normal süresinin sone ‘ermesine rağmen taraflarca uygulanmaya devam edilmesi nedeniyle, yazılı sözleşmenin hükümleri belirsiz süreli hale gelen akdi ilişkide de, kural olarak (aksi kararlaştırılmadıkça) uygulama alanı bulacaklardır. Zira süre sone ermiş bir akdi ilişkiye devam edildiğinde,yazılı sözleşmede ise, 3.maddede 12.fıkrada; tarafların her üç ayda bir mutabakat yapacağının ve satıcı (davacı) firmanın mutabakat yapmaması halinde …’in (davalının) ticarî-” kayıtlarının kesinlik kazanacağının hüküm altına alınması karşısında, en son dosyaya tarafların sunduğu şekilde 31.12.2009 tarihinde mutabakat yapılmış olup ve ihtilafın bu dönemden kaynaklandığı yukarıdaki incelemelerde tespit edilmiş olup, 2010 döneminde mutabakat olmaması sebebiyle ve anlaşma protokolünde iadelere ilişkin belirlenen sürede alınmayan iadeler … olarak imha edilerek satıcı firmaya fatura edilir hükmü ile beraber iade faturalarının ticari ilişkide uygulandığı tespit edilmiş olduğundan, davalının iade faturalarının kabulü halinde ve davacının ~davalıda olmş«yan faturalarına ilişkin delil sunulmadığı durumda davacının davalıdan 1.794,35 TL alacaklı olduğu ve üstündeki talep edilen tutarın ispata muhtaç olacağı, davacının 23.973,98 TL’lik fatura ve dayanaklarını sunması halinde ise bu faturalar ve davalıdaki 1.794,35 TL’lik tutarın toplamı 25.768,33 TL tutar alacağının kabulü gerekeceği sonucuna varıldığın davalının ciro primi anlaşma sona erdikten sonra da taraflar arasında uygulandığından bu kapsamda davacının itiraz ettiği bu faturaların iadeye ilişkin yukarıda yapmış olduğumuz açıklamalar çerçevesinde değerlendirildiğini , davacının kayıtları kapsamında davalıdan dava tarihifıde 40.447,28 TL alacak kayıtlı olduğu, davalının sunulan hesap dökümünde ise takip sebebiyle ödenen tutardan sonra 1.794,35 TL davacı alacağı hesaplandığını, davacının 23.973,98 TL’lik faturasının davalıda bulunmadığı, davalının ise 14.679,79 TL tutarındaki 2010 yılındaki Satış iade ve ciro primi faturalarının davacıda kayıtlı olmadığı; toplam 38.652,93 TL tutarda belirtilen sebeple taraf kayıtlarında farklılık tespit edilmiş olup, davalının satış iade ve ciro primi faturalarının gerek sözleşme hükümleri gereTcse sözleşmede belirlenen süreden sonraki taraflar arasından uygulanan ticari ilişkide uygulandığı hususları tespit edilmiş olup; farka ilişkin davacının 23.973,98 TL’lik fatura ve dayanaklarını sunması halinde bu faturalar ve davalıdaki 1.794,35 TL’lik tutarın toplamı 25.768,33 TL tutar alacağının kabul edilebileceği; aksi durumda davacının 1.794,35 TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin 18/11/2014 tarih ve 2014/839 Esas 2014/346 Karar sayılı kararımız ile; Davanın Kabulü ile:10.000,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 18/11/2014 tarih ve 2014/839 Esas 2014/346 Karar sayılı kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş olup Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 07/04/2016 tarih ve 2015/11768 Esas, 2016/6047 karar sayılı bozma ilamı ile;”
Dava, davalıya satılan mal bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı davalıya mal satıp teslim ettiğini usulüne uygun delillerle ispat yükü altındadır.
Mahkemece yargılama aşamasında alınan bilirkişi kök ve ek raporunda terditli görüş bildirilmiş olup, davacının davalı ekstrelerinde kayıtlı olmayan faturalara konu malın teslimini ispatlarsa 25.768,49 TL, ispatlayamazsa 1.794,00 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının 25.768,49 TL alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, bilirkişi kök ve ek raporunda da belirtilen, davacının davalı ekstresinde kayıtlı olmayan 23.973,98 TL bedelli faturalara konu malı teslimine ilişkin delillerinin neler olduğu davacıdan sorularak bu deliller toplanıp karar yerinde tartışılmadan ispat külfeti yerine getirilmiş gibi eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, “gerekçesiyle mahkememizce verilen karar bozularak dosya mahkememize gönderilmiş olup mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 07/04/2016 tarih ve 2015/11768 Esas, 2016/6047 karar sayılı bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda Mahkememizin 19/10/2018 tarihli duruşma ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 12/07/2019 tarihli raporda özetle;
Davalı tarafından yerinde inceleme talebinde bulunulmuş olup, talep kapsamında davalı vekili ile irtibata geçilmiştir. Ancak rapor tanzim edilme aşamasına kadar yerinde incelemeye ilişkin bilgi tarafımıza bildirilmemiştir. En son rapor tanzim aşamasında da davalı tarafın müvekkiline ait ticari defterlerinin sunulmadığı görüşülmüş ve sunum söz konusu olmamıştır. Takdiri Sayın Mahkemeye aittir.
Borç Alacak hususunda Yargıtay Bozması kapsamında davacının 25.768,49 TL xlik alacağı ile ilgili belge ve deliller sunumu için davacı taraf, davalı ticari kayıtlarına dayandığını bildirmiştir. Davalı taraf ise sunmamı ş tır. Söz konusu davalı defterleri bu kapsamda sunulmadığından, davacının 25.768,19 TL’lik faturanın konusunu oluşturan malları davalıya teslim ettiğini ve dolayısıyla da bu faturaların bedelini hak kazandığı ispat etmiş sayılacağı ve Mahkemenin önceki kararındaki gibi sonuca varılabileceği hususunda takdir Mahkemeye aittir.
Ne var ki, Yargıtay Bozma kararında sözü edilen, “davacının, davalı ekstresinde kayıtlı olmayan 23.973,98 TL bedelli faturalara konu malı teslim ettiğini ilişkin delilleri” sunmamış olması nedeniyle; davacının bu faturaların konusunu oluşturan inalları teslim ettiğini ispat edemediği, bu nedenle de davacının davalıdan sadece, varlığını ispat ettiği 1.794,00 TL alacağı olduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalı vekiline HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Dava, davalıya satılan mal bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Alınan bilirkişi raporu ve Yargıtay bozma ilamı kapsamında bozmaya konu davalı ekstresinde kayıtlı olmayan 23.973,98 TL bedelli faturaya konu malın teslimine ilişkin olarak davacı tarafın davalı defterlerine dayandığı, ancak davalı tarafın defterlerini sunmadığı görülmekle kaçınmış sayıldığı, TTK 64 md.uyarınca davalı taraf tacir olduğundan defterlerinde borç-alacak ilişkilerinin açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu, davalının defterlerini ibrazdan kaçındığından davacının iddiasını ispat etmiş sayıldığı anlaşılmakla talep miktarı da gözönüne alınarak davanın kabulü yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
2-Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince hesaplanan 683,10 TL harçtan peşin alınan 148,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 534,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 2.083,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
7-Karar kesinleştiğinde Mahkeme kasasında bulunan belge aslının iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilnin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 11/02/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

MASRAF BEYANI
166,90 TL Harç Masrafı
1.700,00 TL Bilirkişi Ücreti
216,75 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 2.083,65 TL