Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/452 E. 2019/507 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/452
KARAR NO : 2019/507

DAVA : ALACAK( Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2013
KARAR TARİHİ : 23/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak Davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 16.05.2002 tarihinde protokol ve akaryakıt bayilik sözleşmesi akdedilerek akaryakıt istasyonu bayilik ilişkisi tesis etmek üzere karşılıklı edimlerini belirlediklerini, 15.05.2022 de geri ödenmek üzere davalıya 400.000.TL. borç verilmesinin kararlaştırıldığını ve 24.05.2002 tarihinde 400.000.TL. ‘ nin ödendiğini, davalının, gercek kişi olarak bayilik faaliyetini sürdürürken, … Tic. Ltd. Şirketi ünvanlı bir şirket kurduğunu ve kendisi ile mevcut bayilik sözleşmesinin, bundan böyle kurduğu şirket ile devamını talep edince davalının şirketi ile 28.06.2007 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi akdedildiğini, 2007 ‘ de tesis edilen bayilik sözleşmesi, bayinin müvekkiline hitaben … 23. Noterliğinden keşide ettiği … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile 28.06.2012 tarihinde sonlandırıldığını, buna bağlı olarak da istasyon üzerindeki intifa hakkının terkin edilmesinin ihtar edildiğini, müvekkili davalıya verdiği borç paranın iadesi, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin ve intifanın sonlanmasına bağlı kılındığından bayilik sözleşmesinin 28.06.2012 ‘ de, intifanın ise 01.08.2012 ‘ de sonlandığını, feshin sonuçları başlıklı 14. maddesinin a-dd bendinde hükme bağlanarak, fesih halinde müvekkili tarafından verilen borcun tamamının muaccel olacağı ve verilen paranın, aradaki ilişkinin sona erdiği tarihten itibaren 2 iş günü sonunda temerrüt faizi ile birlikte davalı tarafından müvekkiline ödeneceğinin hüküm altına alındığını, bu nedenlerle davalıya borç olarak ödenen 400.000 TL. ‘ nin muacceliyet tarihi olan 06.08.2012 ‘ den itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV ‘si birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı Vekili Davasında:
Dava dilekçesini tekrar ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili Davasında :
Davalı vekili mahkememize hitaben verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile aralarındaki sözleşmenin 2002/2 sayılı grup muafiyeti tebliğine, Rekabet kurulu ve Danıştay kararlarına göre yasal olarak son bulmuş olduğunu, davacı tarafın alacağını intifanın terkin edilmesine bağlamış olmasına karşın, söz konusu intifa hakkının Rekabet Kuruluna başvuru olmadan, bizzet kendileri tarafından terkin edildiğini, bu nedenle taraflarına bir kusur izafe edilemeyeceğini, davacının dayanak yapmış olduğu 16.05.2002 tarihli protokol ve sözleşmelerin 28.06.2007 tarihli bayilik sözleşmesi ile son bulduğunu, bahse konu sözleşmenin yok hükmünde kabul edilmesini, bunun yanında ayrıca yeni bir sözleşme yapılmış olduğundan eski sözleşmeden kaynaklı alacak hakkından vazgeçilmiş olduğunu, davacının tüm talep haklarının zaman aşımına uğradığının kabulü ile müvekkilinin davacı firmaya hiç bir borcunun olmadığının kabulü ile davanın reddine, aksi kanaatte olunur ise, davacı tarafça müvekkilden bahse konu aynı alacak için alınan 2022 vadeli bononun vadesi gelmediğinden, müvekkilinin temerrüdü oluşmadığı için ayrıca davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
Taraflarca ibraz edilen deliller ve talep edilen deliller celp edilip incelenmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen Protokol ve bayilik sözleşmesi, tapu kayıtları, intifa ve ipotek tesisi sözleşmeleri, davalı tarafa yapılan ödemeye ilişkin belge, …Ltd.Şti. İle yapılan bayilik sözleşmesi, ihtarnameler incelenmiştir.
Mahkememizce 10/10/2013 Tarihinde verilen davanın reddine ilişkin karar temyiz edilmiş olmakla Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2014/1049 Esas-2014/17144 Karar sayılı ilamı ile ”….Davacı ile dava dışı şirket arasında 28.06.2007 tarihli yeni sözleşmenin imzalanması ile birlikte taraflar arasındaki 16.05.2002 tarihli sözleşmenin fiilen feshedilip edilmediği hususunun somut olay bakımından tartışılıp değerlendirilmesi ve taraflar arasındaki sözleşmenin 14/dd.maddesindeki feshin sonuçları ile ilgili hükmün davanın sonucuna etkisi tartışılarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmesi gerekirken mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir….” gerekçesi ile bozulmuş, yasaya ve usule uygun bulunan Bozma ilamı üzerine yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce Bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde 01/03/2013 Tarihinde Davacı tarafın davasının kabulüne karar verilmiştir. Davanın Kabulüne ilişkin karar temyiz edilmiş olmakla Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2015/17185 Esas- 2016/10547 Karar sayılı ilamı ile ”….Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyulmakla bir taraf lehine diğer taraf aleyhine usuli kazanılmış hak oluşur. Bu durumda mahkemece, hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılıp gerektiğinde konusunda uzman bir bilirkişiden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile bozulmuş, yasaya ve usule uygun bulunan Bozma ilamı üzerine yargılamaya devam edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller Yargıtay Bozma ilamları dikkate alınarak tarafların iddialarının Yargıtay bozma ilamları doğrultusunda değerlendirilerek Davacı tarafça talep edilebilecek alacak miktarının belirlenmesi açısından Mahkememizce res’ en atanan Mali Müşavir, akaryakıt sektör bilirkişisi ve sözleşme uzmanı akademisyen bilirkişi vasıtası ile Bilirkişi incelemesi yapılmış, düzenlenen 26/04/2019 Tarihli raporda özetle ”…1- Taraflar arasında 16,05.2002 tarihli ilk sözleşme ile davacı tarafından dava konusu tutarın davalıya kredi olarak verildiği, bu tutarın sözleşmenin sona erme tarihi olan 15.05.2022 tarihinde iadesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Bayilik sözleşmesi 20 yıllık süre için yapılmış olmakla birlikte, davalının şirket haline dönüşmesi nedeni ile 28,06.2007 tarihinde 5 yıllık istasyonlu bayilik sözleşmesi olarak yenilendiği anlaşılmaktadır.2- Davacı tarafından kredi olarak 15.05.2022 yılında nakden ve defaten geri ödenmek üzere davalıya 24.05,2002 tarihinde 400.000,00 TL ödendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı bu tutarın aslında bir tür kira veya intifa bedeli olduğunu ifade etmekte ise de sözleşmenin açık hükmü ve İadenin kararlaştırılmış olması dikkate alındığında bu tutarın ödünç olarak verildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay bozmasında da bu husus uyuşmazlık konusu olmamıştır .3- İlk bayilik sözleşmesinden sonra, onu yenileyen bir sözleşmenin yapılmış olması halinde ilk sözleşmenin davalının iddia ettiği gibi yok hükmünde sayılmayacağı da açıktır, ayrıca bir sözleşme geçersiz olsa bile ondan doğan borçlar ortadan kalkmazlar borç ilişkisinin ona ermesi borcu sona erdirmez. Örneğin, kira sözleşmesi sona erdirilse, geçersiz olsa dahi önceden birikmiş kira alacakları talep ve dava edilebilir.4- Yargıtay bozma gerekçesi incelendiğinde de bozmanın alacağın varlığı konusunda değilH sona erme ve muacceliyet konusunda olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin sona erdirilip erdirilmediği, erdirilmiş ise zamanı konusunda inceleme yapılması İstenmektedir. Borç verilmesine sebep olan bayilik ilişkisi sona erdirilmeden, kredi tutarının geri istenemeyeceği açıktır.5- İlk bayilik sözleşmesinden sonra yeni bir bayilik sözleşmesi yapıldığı ve bunun borç ilişkisinin yenilenmesi, yeni şartlarda devam ettirilmesi niteliğinde olduğu ve eski sözleşmenin de bununla çatışmayan kredi verme gibi şartlarının devam edeceği, bayilik ilişkisinin bu son sözleşmenin sona erdirilmesi ile sona ereceği ve kredi tutarının bu tarihte muaccel olacağı kanaatindeyiz. Rekabet Kurulunun tebliğ ile de bayilik süresinin kısalmasından dolayı davalıya ödenen bu fînansal destek bedelinin sebepsiz kaldığı ve davalının bu miktar borcunun olduğu, davacının talep hakkına sahip olabileceği kanaatindeyiz,6- Davalının ihtarı ile ikinci sözleşmenin 28.06.2012 tarihinde sonlandırıldığı ve kredi bedeli olarak ödenen 400.000,00 TL ‘nin sözleşmenin ve bayilik ilişkisinin sonlandırılması nedeni ile muacceliyet başlangıcı tarihinin 06.08.2012 olacağı, bu tarihten itibaren istenebileceği kanaatindeyiz. Bu tutarın faizi ise yukarıda ayrıntılı şekilde hesaplandığı üzere 39.0000.00 TL (KDV) olarak belirlenmiştir. Takdirlerinize arz ederiz. ” şeklinde görüş bildirikleri görülmüş, mahkememizce dava konusu olaya, yasaya, usule ve uygun bozma ilamı doğrultusunda düzenlenen rapor karar verilirken dikkate alınmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi:
Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; Davacı taraf, 16.05.2002 tarihli protokol ile taraflar arasında akaryakıt istasyonu bayilik ilişkisi tesis edildiğini, protokolün 8.maddesinde de düzenlendiği gibi davalıya 400.000.TL.borç para verildiğini, taşınmaz üzerinde davacı lehine intifa hakkı ve ipotek tesis edildiğini, davalı gerçek kişi olarak bayilik faaliyetini sürdürürken davalının … Dış Tic.Ltd.Şti. ünvanlı bir şirket kurduğunu ve bu şirketle 28.06.2007 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin 22.06.2012 tarihli ihtarname ile 28.06.2012 tarihinde sonlandırıldığını, davalı yanın talebi üzerine intifanın terkini için vekaletname verildiğini, intifanın 01.08.2012’de sonlandırıldığını, protokolün “Feshin Sonuçları” başlıklı 14.maddesinin dd bendi gereğince davacı tarafın verdiği borcun 06.08.2012’de muacceliyet kesbettiğini belirterek davalıya borç olarak ödenen 400.000.TL.nin 06.08.2012’den itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davaya cevabında; taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin 1977 yılından beri devam ettiğini, dava konusu ödemenin hibe olarak yapıldığını, bayilik ilişkisinin Rekabet Kurulu kararı ile son bulduğunu, davacı yanın talep etmiş olduğu alacağını davalıdan almış olduğu 2022 vadeli bono ile güvence altına aldığını, vadeden önce talepte bulunulamayacağını, davacının olumsuz tutumu ve yasal gereklilik sonucu sözleşmenin feshedildiğini, intifa hakkının bizzat davacı tarafından terkin edildiğini, davacının dayanak yaptığı 16.05.2002 tarihli protokolün 28.06.2007 tarihli bayilik sözleşmesi ile son bulduğunu, yeni sözleşmelerde söz konusu alacaktan hiç söz edilmediğini, tüm alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasında ki ihtilafın sözleşmesel dayanağı Bayilik Sözleşmesidir. Taraflar arasında düzenlenen 16.05.2002 tarihli protokolün “Borç”başlıklı 8.maddesine dayanılarak dava konusu paranın borç olarak verildiği ve bunun karşılığında 400.000.TL.miktarlı (eski para ile 400.000.000.000 TL.) senet alındığı senede protokolün 8.maddesinde belirtildiği gibi vade tarihi olarak 15.05.2022 Tarihi yazılmıştır. Protokolün 6.maddesinde 20 yıl süreli intifa hakkı tesis edileceği kararlaştırılmıştır. Protokolün 8.maddesinde belirtilen tarih ve protokol uyarınca düzenlenen ve teminat niteliğinde olduğu anlaşılan senedin vade tarihinin intifa hakkının protokole göre sona ereceği 20 yıllık sürenin son bulduğu tarih olarak 15.05.2022 Tarihi görülmektedir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmeden sonra davacı ile davalının kurucusu bulunduğu … Dış Tic.Ltd.Şti.arasında 28.06.2007 tarihli 5 yıl süreli yeni bir bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. Düzenlenen bu sözleşme süresi sonunda bayii tarafından fesih edilmiştir. Davalı taraf dava konusu bedelin bir tür kira veya intifa bedeli olduğunu iddia etmektedir. Taraflar arasında düzenlenen 16/05/2002 Tarihli Protokolün 8.md si başlığının açıkça ” BORÇ” başlığı altında düzenlendiği, madde metninde de ”….400.000.000.000.TL.borç vermeyi kabul ve taahhüt etmiştir…” ibaresinin yer aldığı ayrıca bayinin borcunu 15/05/2022 Tarihinde nakden ve def’ aten ödeyeceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Bu hali ile verilen paranın ödünç olarak verildiği anlaşılmaktadır. Her iki Sözleşme incelendiğinden İlk düzenlenen bayilik sözleşmesinden sonra, onu yenileyen bir sözleşmenin yapılmış olduğu görülmüş olmakla ilk düzenlenen sözleşmenin yok hükmünde sayılması mahkememizce mümkün görülmemiştir. İlk sözleşme ile verilen borcun bayilik ilişkisinin sonra ermesi ile iade edileceği hususunun kararlaştırıldığı açıkça düzenlenmiştir. Davalı tarafın ihtarı ile ikinci sözleşme 28.06.2012 tarihinde, , intifa ise 01/08/2012 Tarihinde sonlandırılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen Protokolün ”Feshin sonuçları” başlıklı 14.md.sinin a-dd bendi uyarınca sözleşmenin feshi halinde fesih tarihinden itibaren 2 iş gün içinde dava konusu bedelin muaccel olacağı kararlaştırılmış olmakla 400.000.TL.nin 06.08.2012 Tarihi itibari ile muaccel olacağı anlaşılmakla davacı tarafın davasının kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-)Davacı tarafın davasının KABULÜ ile; 400.000.TL.nin 06/08/2012 Tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve KDV si ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine;
2-)Alınması gereken 27.324,00.-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 6.831,00.-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 20.493,00.TL. harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 29.950,00. TL. nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan toplam 9.503,05.TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Taraflarca yatırılan, bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememiz dosyasından verilen karar daha önce yargıtay incelemesinde geçmiş olmakla;ilgililere kararın tebliğinden itibaren 15 Gün içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile TEMYİZ YOLU açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı.23/05/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Peşin Harç : 6.831,00,- TL
Başvuru Harcı : 24,30 .- TL
Vekalet Harcı : 3,75 .- TL
Bilirkişi Ücreti: 2.400,00.- TL
Posta Giderleri: 244,00.- TL
Toplam : 9.503,05.- TL