Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/416 E. 2020/286 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/416 Esas
KARAR NO : 2020/286

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2018
KARAR TARİHİ : 14/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili ile davalı arasında 01.03.2014 tarihli “Sağlık Hizmetleri Danışmanlığı, Kalite Denetimi ile Tıbbi Cihaz Temin ve Bakım Sözleşmesi” ve aynı tarihli ve sözleşmenin eki niteliğindeki “protokol” akdedildiğini, müvekkili şirket ve yetkilileri sözleşme ile üstlenmiş oldukları tüm yükümlülüklerini sözleşmeye uygun olarak yerine getirmelerine rağmen, davalı taraf haklı bir gerekçe olmadan aralarındaki sözleşmeyi … 3. Noterliği’nin tarih ve … yevmiye numaralı fesih bildirimi 01.09.2015 tarihi itibariyle fesh ettiğini, davalı taraf sözleşmeyi fesh etmesine rağmen müvekkilinin haksız fesih nedeniyle uğramış olduğu zararı karşılamadığı gibi, hak edişlerini de ödemediğini, bunun üzerine müvekkili şirket hak edişlerine karşılık olarak … tarih … yevmiye numaralı faturayı tanzim etmiş ve davalıya gönderdiğini, faturaya rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle davalı hakkında icra takibi başlatılmış fakat davalı itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı itirazının iptali ile takibin devamına, davalının % 20’ı tazminata mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirket tarafından sunulan sağlık hizmetine ilişkin olarak davacı firmadan organizasyon ve kalite danışmanlığı ile denetim hizmeti alınması ve gerekli olduğu takdirde eksik olan tıbbi cihazların temini ve tüm cihazların bakımı hizmeti alındığını, söz konusu hizmet alımına ilişkin olarak taraflar arasında 01.03.2014 tarihinde “Sağlık Hizmetleri Danışmanlığı, Kalite Denetimi ile Tıbbi Cihaz Temin ve Bakımı Sözleşmesi” ni akdettiğini, müvekkili Şirket söz konusu hizmet karşılığında, sözleşme devam ettiği süre boyunca her ay ödemelerini düzenli ve eksiksiz olarak banka aracılığıyla gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin sözleşme uyarınca herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin taraflar arasındaki sözleşmenin gereklerini eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen, davacı şirket, hukuka ve ticari örf ve adetlere aykırı davranarak Müvekkili Hastanenin imajını ve güvenirliliğini zedeleyecek beyanlarda bulunduğunu, davacı taraf taşere ettiği ve hizmet satın aldığı şirketlere olan borçlarını ödememesine gerekçe olarak Müvekkili Hastaneden olan alacaklarını alamadığını gösterdiğini, müvekkili hastanenin iflas etmek üzere olduğu yönünde beyanlarda bulunduğunu, müvekkili şirket bu durumu anılan dava dışı şirket yetkililerinin davacı şirkete olan borçlarını ödemeleri aksi halde kendileri ve kendileri gibi bir çok şirketin ve şirket çalışanlarının mağdur olacağını belirtmeleri üzerine öğrendiğini, dava dışı şirket yetkilisinin Müvekkil Şirkete gelip ödeme yapılmasını aksi halde sadece davacının değil kendileri gibi birçok şirketin mağdur edildiğini ve Müvekkil Şirketin…’da bu şekilde lanse edildiğini, şirketlerin Müvekkil Şirketle ticari ilişki kurmak istemediği yönünde beyanlarda bulunduğunu, müvekkil şirket kendisiyle hiçbir alakası olmayan bir şirket tarafından olmayan bir ödemenin yapılması konusunda görüşme yapmaya maruz bırakıldığını, asılsız beyanların Müvekkilince öğrenilmesinden sonra, davacı tarafın bu asılsız söylemlerine son vermesi hususunda Davacı ve Davalı Şirket yetkilileri arasında yüz yüze görüşme gerçekleştirilmiş; davacının söz konusu hukuka aykırı eylemlerini sonlandırması istendiğini, bunun üzerine yine de aynı eylemlere devam eden Davacı Şirkete karşı; eylemlerini sonlandırması aksi takdirde ise işbu hukuka aykırı eylemler sebebiyle sözleşmenin cezai şart ödenmeksizin derhal feshedileceği, Müvekkili Hastane tarafından Davacı tarafa 10.08.2015 tarihinde düzenlenmiş bir ihtarname ile bildirildiğini, müvekkili Şirket tarafından yapılmış sözlü ve yazılı ihtarlara rağmen, Davacı taraf hukuka aykırı eylemlerini sonlandırmadığı, asılsız ve hiçbir doğruluğu olmayan tüm haksız söylemlerini sürdürmeye devam ettiği; yine Müvekkil Şirketle hiçbir alakası olmayan 3. Bir şirketin yetkilisinin Müvekkil Şirketle görüşmeye gelmesi neticesinde öğrenildiğini, bunun üzerine taraflar arasındaki sözleşme Müvekkili Şirket tarafından, … 3. Noterliği’ nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile fesih bildirimi yapılarak 01/09/2015 tarihinde feshedildiğini, müvekkili Şirket, Taraflar arasındaki Sağlık Hizmetleri Danışmanlığı, Kalite Denetimi ile Tıbbi Cihaz Temin ve Bakımı Sözleşmesi’ nin Fesih başlıklı 6. Maddesinin 6.2.A bendine uygun olarak ( Aynı aykırılığın birden fazla kez tekrarlanması durumunda Tarafların derhal fesih hakkı saklıdır.) feshetmiş ve zaten sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerinde getirmiş olduğundan, karşı tarafın hiçbir alacağı bulunmadığını, bundan hareketle Müvekkili Şirket … 11. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla başlatılan takibe itiraz ettiğini, davacı taraf, takibe konu etmiş olduğu 17.12.2015 tarihli … serisi … sıra nolu faturada alacak cinsini “servis bedeli” olarak belirttiğini, taraflar arasındaki sözleşme organizasyon ve kalite danışmanlığı ile denetim hizmeti alınması ve gerekli olduğu takdirde eksik olan tıbbi cihazların temini ve tüm cihazların bakımı hizmeti’ne ilişkin olup Müvekkili Şirketin bu Sözleşmedeki yükümlülükleri arasında ayrıntısı bilinmeyen “Servis bedeli” olarak tanımlanabilecek bir bedel ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, Sözleşmenin Müvekkil Şirketin hak ve yükümlülükleri kapsamında “servis bedeli” ödemek anlamında yorumlanabilecek bir madde bulunmamakla Sözleşmede “servis bedeli” ifadesinin karşılığı dahi tanımlanmadığını, itiraza konu faturanın düzenleme tarihi Sözleşmenin fesih tarihi olan 01.09.2015 tarihinden ve fesih bildirim tarihi olan 3 ay sonra 17.12.2015 olduğunu, fatura içeriğinde “servis bedeli” olarak talep edilen bedel Nisan 2014 Döneminden – Temmuz 2015 Dönemlerine ilişkin olduğunu, faturanın, geriye dönük dönemlere ilişkin içerikle 17.12.2015 tarihinde Sözleşmenin feshinden sonra düzenlemiş olması da kötü niyetli bir şekilde haksız kazanç elde etmeye yönelik hareket ettiğinin göstergesi olduğunu, düzenlenmiş olan fatura içeriği olmayan bir borç üzerinden geçmişe yönelik olarak düzenlendiğini, fatura hiçbir şekilde anlaşılmamış ve haklı olarak da takibe itiraz edildiğini, sözleşmenin tarafların ödeme ve faturalandırma yükümlülüklerini gösteren Hakediş ve Ödemeler” başlıklı 4./3 Maddesinde açıkça taraflar arasındaki sözleşme kapsamında verilen hizmete ilişkin düzenlenecek faturalar tarafların mutabakatı halinde ödeneceğini, davacı ile fatura içeriğine ve fatura bedeline ilişkin mutabakat sağlanamamış, fatura yasal süresi içinde davacıya iade edildiğini, davacının mevcudiyetini iddia ettiği ancak Sözleşme ilişkisi dışında, sözleşmenin fesih tarihinden sonra tanzim edilen ve içeriği daha önce talep/dava edilmemiş olan faturanın kabulü mümkün olmadığını, Müvekkili Şirketin anılan faturadan ve sona ermiş sözleşmesel ilişkiden kaynaklı herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili Şirketin Sözleşmeden kaynaklı ödemesi gereken ‘’servis hizmeti” olarak tanımlanacak bir ödeme yükümlülüğü bulunmamakla birlikte;Müvekkili Şirket tarafından usulüne ve sözleşmeye uygun şekilde feshedilmiş sözleşmenin fesih bildirim tarihinden 5 ay, taraflar arasındaki ticari ve sözleşmesel ilişkinin tam anlamıyla sona erdiği tarihten 3 ay sonra düzenlenmiş, taraflar arasında mutabakatı gerçekleştirilmemiş olan faturaya ilişkin herhangi bir borcu bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi ile davacı aleyhine %20 oranında tazminata karar verilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin de davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya konu … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur,incelendiğinde;davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 28/09/2017 tarihinde faturadan kaynaklı 83.845,79 TL asıl alacak, 14.465,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 98.310,91 TL’lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 02/10/2017 tarihinde tebliğ olduğu,davalı borçlu vekili borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 14/09/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere mali müşavir ve akit uzmanı bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 05/11/2018 teslim tarihli raporda özetle;
a) Davacı şirket ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiki süresinde yapıldığı, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı ( 2016 yılı hariç),
Davalı şirket ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdik ve GİB onaylarının süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı,
b)Davacı firma, ticari defterlerinde TAKİP ve DAVA tarihinde 83.845,79 TL alacaklı olduğu,
Davacı şirketin “icra takip ve dava konusu “ 2014 Nisan…..2015 Temmuz Ayı Servis Bedeli” açıklamalı 17/12/2015 tarih ve 83.845,79 TL tutarındaki faturasına davalı şirket ticari defterlerinde rastlanılmadığı, dolayısıyla defterlerde davalı şirket alacaklı olmadığı tespit edilmiştir.
c)Davacı taraf, davalıya sözleşme kapsamında servis hizmetleri verdiğini, bu sebeple dava dışı şahıslara ödemeler yaptığını beyan etmektedir. Dava konusu, alacağın dayanağı faturalarda bu sebeple düzenlenmiştir. Ancak, davacının söz konusu fatura bedellerini talep etmesi için öncelikle davalı adına ve onayı ile söz konusu hizmetin verildiğini ispatlaması gerektiği kanaatindeyiz. Bunun için ise, dava konusu fatura ile talep ettiği tutarın nasıl hesaplandığını, dayanak belgeleri ibraz ve atıfta bulunarak detaylı olarak izah etmesi gerektiği açıktır. Ayrıca, davacının alacağını kanıtlaması için davalının hizmetin verildiğini onayladığı, her ayın Kilometre Günlüğü ve Geri Ödeme Formlarını da ibraz ederek gerekmektedir. Aksi takdirde alacağını kanıtlayamadığından alacak talebinde bulunamayacağı yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya HMK 281 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 18/01/2019 tarihli ara kararı gereğince dosya ek rapor hazırlanmak üzere mali müşavir ve akit uzmanı bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 22/07/2019 teslim tarihli ek raporda özetle;
1-Kök raporumuzda, davacının alacağını kanıtlaması için davalı şirket tarafından onaylanmış ve hizmetin verildiğini belgeleyen, her aya ait kilometre günlüğü ve geri ödeme formlarını ibraz etmesi gerektiğini belirtmiştik. Davacı taraf, itiraz dilekçesinde yalnızca açıklamalarda bulunmuş olup, belirtmiş olduğumuz belgeleri veya hizmet verildiğini kanıtlayacı başkaca bir belge ibraz etmemiştir. Davalı şirket tarafından da hizmet verildiği ve işin yapıldığı kabul edilmemektedir. Bu sebeple mevcut durumda davacı alacağının doğduğunun ispat edilemediği kanaatindeyiz.
2-Yine ilk raporda tespit edildiği gibi, davacı firma, ticari defterlerinde takip ve dava tarihinde 83.845,79 TL alacaklı olarak görünmektedir. Davacı şirketin “icra takip ve dava konusu “ 2014 Nisan…..2015 Temmuz Ayı Servis Bedeli” açıklamalı 17/12/2015 tarih ve 83.845,79 TL tutarındaki faturasına davalı şirket ticari defterlerinde rastlanılmamıştır. Bu sebeple defter kayıtlarına göre davalı şirketten alacaklı olmadığı ilk raporumuzda ifade edilmiştir.
3-Mahkemeniz takdirlerine göre davacı tarafından söz konusu hizmetin verildiği ve alacağın doğduğu kanaati oluşur ise, takip öncesi gecikme ihtarı gönderen davacı şirketin takip tarihine kadar talep edebileceği gecikme faizi hesaplanmıştır. İhtarname 25.01.2016 tarihinde davalı tarafa tebliğ olmuştur. Davacı şirketin, 83.845,79 TL asıl alacak üzerinden 01.02.2016 temerrüt tarihinden 28.09.2017 takip tarihine kadar talep edebileceği T.C.M.B kısa vadeli avans ( ticari faiz) avans faizi 13.550,28 TL olarak hesaplandığı yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Mahkememizin 17/12/2019 tarihli duruşmasında, ” Davacı tarafından düzenlenen … tarih, … yevmiye numaralı fatura içeriğinde belirtilen Servis hizmetlerinin davacıdan almadığına ve bu fatura nedeni ile borçlu olmadığına”ilişkin yemin verdirilerek davalı şirket yetkilisi …’dan soruldu: Arkadaşlarımdan edindiğim bilgiye göre, davacı tarafından düzenlenen … tarih, … yevmiye numaralı fatura içeriğinde belirtilen Servis hizmetlerinin davacıdan almadığıma ve bu fatura nedeni ile borçlu olmadığıma davalı şirket adına yemin ederim şeklinde beyanda bulunmuştur.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Davanın fatura alacağından kaynaklı İtirazın iptali davası olduğu,
Buna göre, taraflar arasında 01/03/2014 tarihli Sağlık Hizmetleri Danışmanlığı, Kalite Denetimi ile Tıbbi Cihaz Temin ve Bakım Sözleşmesi yapıldığı, sonrasında bu sözleşmenin 01/09/2015 tarihinde davalı tarafından feshedildiği, davacının sözleşme gereğince vermiş olduğunu iddia ettiği hak edişe binaen 17/12/2015 tarihinde düzenlenen 83.845,79 TL servis bedeli karşılığı faturanın tahsili yönünde icra takibi başlattığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davacının itirazın iptalini istediği, davalının böyle bir hizmet almadığını, keza sözleşmenin kapsamında bu hizmetle ilgisi olmadığını savunduğu, davacı defterlerinde sözkonusu fatura gereği davacı alacaklı görünüyorsa da davalı defterlerinde faturanın kaydına rastlanmadığı, davacı tarafça önceki tarihlerde davalı tarafça hastaların taşınması işiyle ilgili olarak kendilerine bir takım ödemeler yapıldığını, hizmetin verildiğini iddia etmekle fatura bedelinin ödenmesini istemişse de, sözkonusu verildiği iddia olunan hizmetin sözleşme kapsamında olmadığı, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere faturaya konu alacağın nasıl hesaplandığını ortaya koyacak şekilde davalı tarafından onaylanmış ve hizmetin verildiğini belgeleyen her aya ait kilometre günlüğü ve geri ödeme formlarının ibrazı gerektiği, davacının dosyaya bu yönde delil sunmadığı, davalı şirket yetkilisinin davet edilen yemini eda ettiği, borçlu olmadıklarını, hizmetin alınmadığını beyan ettiği, bu haliyle takibe konu faturaya esas hizmetin verildiğine ilişkin ispat yapılamadığından davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının reddine,
2-Takibin kötüniyetli olarak yapıldığı ispatlanamadığından davalının icra inkar tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 1.187,36 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.132,96 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 13.289,54 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde Mahkeme kasasındaki belge aslının iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 14/07/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)