Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/410 E. 2018/1028 K. 08.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/410 Esas
KARAR NO : 2018/1028

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/05/2018
KARAR TARİHİ : 08/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında yapılan 07/11/2017 tarihli sözleşme gereğince 40 dairelik inşaatın kaba inşaatının müvekkili tarafından inşa edildiğini, söz konusu sözleşmenin bir tarafın davalı firma diğer tarafının ise yüklenici olarak …, … ve müvekkili … olduğunu, her ne kadar sözleşmede yüklenici olarak … ve …’ın imzası bulunsa da bu kişilerin haklarını 22/02/2018 ve 06/03/2018 tarihli sözleşme ile devrettiklerini, bu nedenle davalı tarafından yapılacak ödemelerin müvekkiline yapılması yönünden … 40. Noterliği vasıtası ile ihtarda bulunduklarını, ancak davalı yanca yüklenici tarafların kendi arasında yaptığı sözleşmelerin kendilerini bağlamadığı yönünden cevap verdiklerini, müvekkilinin bu durumda mağdur olduğunu ve yapılan iş karşılığı olan bedeli tahsil edemediğini ileri sürerek müvekkilinin yapmış olduğu kaba inşaat yapım bedelinin davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça davaya cevap dilekçesi verilmemiştir.
Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3.maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda, davacının tacir olmadığı ve uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığı çözmede mahkememiz görevsiz olup, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan davacının davasının 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın görev nedeni ile reddine, HMK 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinin ardından iki haftalık yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/10/2018

Katip …

Hakim …