Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/389 E. 2021/81 K. 01.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/389 Esas
KARAR NO : 2021/81 Karar

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 01/05/2018
KARAR TARİHİ : 01/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; Müvekkili ile davalı … şirketi arasında, müvekkiline ait … adresindeki büro-ofis ve yazıhanelerden oluşan fabrika binasının sigortalanması için … poliçe nolu sigorta poliçesi düzenlendiğini, bu poliçelerin her yıl yenilendiğini, en son 19.01.2018- 19.01.2019 tarihlerini kapsayan İşyeri Paket Sigorta Poliçesinin düzenlenmiş olduğunu, sigortalı fabrikanın yazılı kira sözleşmesine istinaden kiracı üçüncü kişi şirket tarafından kullanılmakta iken sigortalı taşınmazın 25.12.2017 tarihinde karşılıklı mutabakatla kira sözleşmesinin feshine istinaden tahliye edildiğini, teslim alınmasından hemen sonra davacı sigortalı tarafından tüm kapı ve pencereleri ile demir kapısının kilitlendiğini, 19.01.2018 tarihinde saat 17:00 sıralarında davacı şirket finans müdürü … tarafından kontrol edildiğini fakat bir anormallik tespit edilmediğini, 25.01.2018 tarihinde yine davacı şirket finans müdürü … tarafından sigortalı fabrikaya gidildiğini, bu kez binanın dış kapısının yerinde olmadığını, binanın dışında bulunan beton kulübenin kapı ve pencerelerinin yerinde olmadığını, binaya ait ofisin kapılarının ve tesisat kablolarının yerinde olmadığını, binanın çeşitli yerlerinde kapıların yerinde olmadığını ve yine ofis kısmında pencerelerin yerinde olmadığını yani binanın hırsızlandığının görüldüğünü, şirket finans müdürü …’nın aynı gün en yakın karakola giderek hırsızlık olayından şikayetçi olduğunu, aynı gün sigortalı fabrika binasında tutulan olay yeri inceleme ve tespit tutanağı ile yukarıdaki şekilde hırsızlığın gerçekleştiğinin sabit olduğunu, yaşanan hırsızlık olayı için davalı … şirketine bildirim yapıldığını ve dava dışı … isimli şirketten 127.270,00 TL + KDV tutarında onarım teklifi alındığını, davalı şirketin poliçe dahilinde davacı şirketin zararını karşılamayı kabul etmediğini, davalı şirketin sigortalı fabrikadaki zararı 134.200,00-TL olarak tespit ettiğini, bundan %25 oranında eski-yeni tenzili yaparak nihai zararı 100.650,00-TL olarak belirlediğini, yapılan ekspertiz çalışması sırasında fabrikaya girmeyi engelleyecek herhangi bir koruma önlemi olmadığının görüldüğü gerekçeleriyle zararın sigorta teminat dışı kaldığını ifade ederek müvekkili şirketin talebini karşılamayı reddettiğini, davalı … şirketinin gerekçelerinin sözleşmeye ve hukuka aykırı olduğunu, poliçe kapsamından davacı şirketin yaşanan hırsızlık nedeniyle doğan zararlarının poliçe dahilinde olduğunu, davalı … şirketinin Hırsızlık Sigortası Genel Şartlarını gerekçe gösterebilmesi için bunun içeriği hakkında sigorta poliçesi düzenlenmeden önce ayrıca ve açıkça müvekkili sigortalıyı bilgilendirmesi ve aydınlatması gerekmekte olduğunu, bu konuda bilgilendirme formunun olmadığını, müvekkili şirketin bilgilendirilmediği konularda önlem almadığı gerekçesiyle zararın davalı … şirketince poliçe teminatı dışında tutulmak istenmesinin açıkça kötüniyet olduğunu, kira sözleşmesi fesih protokolünde kiracının tahliye tarihinin 25.12.2017 tarihi olduğunu, müvekkili şirketin finans müdürünün hırsızlık olayını öğrendiği tarihin 25.01.2018 tarihi olduğunu, Binanın 30 günden fazla boş kalmadığını, davalı … şirketinin hırsızlık olayının tek seferde meydana gelmediği, muhtelif tarihlerde meydana geldiği yönündeki iddiasının somut ve ve delile dayanmayan tamamen farazi bir iddia olduğunu, bu iddianın ispatlanabilir olmadığını, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik poliçe limiti dahilindeki 100.650,00-TL alacaklarının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmasına, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin davalı … şirketine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; Davacıyla imzalanan sigorta poliçesinin Bina Sabit Tesisat Hırsızlık Klozu adı altında “Poliçede bina yangın teminatı alınmış olması kaydı ile işyerinin bina, bina sabitlerine (kapı, doğrama, armatür vb. sabit tesisatlar) yapılacak olan hırsızlıklar ile hırsızlık nedeni ile binaya verilecek zararlar Hırsızlık Sigortası Genel Şartları hükümleri saklı kalmak kaydıyla, olay başı bina sigorta bedelinin %2’si ve poliçe süresince bina sigorta bedelinin %7’si ile limitli olarak teminat verilmiştir.” düzenlemesinin mevcut olduğunu, bu nedenle davacının taleplerinin poliçe teminatına girip girmediğinin Hırsızlık Sigortası Genel Şartları ve Poliçede yer alan özel şartlar çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, sigortalı fabrika binasında yeterli/gerekli koruma önlemlerinden bekçi, köpek, polis merkezine bağlı alarm vb. koruma önlemlerinin alınmaması sebebiyle bina içerisine muhtelif zamanlarda giren hırsızların maddi olarak değerli kıymetleri çalarak kaçmaları şeklinde gerçekleştiğini, davalı sigortalı yetkilisinin fabrika binasının şehir içinde olması nedeniyle bu önlemleri almaya gerek görmedikleri açıklamasını yaptığını, sigortalının gerekli önlemleri almaması nedeniyle hırsızlık hadisesinin gerçekleşmesinde kusurlu olduğunu, hırsızlık hadisesinin muhtelif zamanlarda gerçekleşmiş olması nedeniyle ani ve beklenmedik olarak değerlendirilemeyeceğini, komşu işyeri yetkilisinin beyanına göre binanın 2-3 aydır boş olduğunun anlaşıldığını ve hırsızlık hadisesinin bu süre içerisinde gerçekleştiğini, birinci seferde fabrika kapılarının açılarak/kırılarak içeri girildiğini, daha sonra fabrika kapılarını açık olarak gören şahısların açık kapıdan kırma/delme yapmadan içeri girip diğer eşyaları çaldıklarını, davacının beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, zira poliçe tanzim sürecinde davacı şirket ile e-posta ortamında yazışmalar yapıldığını, poliçe teklifinin gönderildiğini, uygunluk onayının sorulduğunu, e-posta yazışmalarında davacı şirket yetkilisinin, poliçe teklifini kabul ettiğini, poliçenin tanzimine onay verdiğini, dolayısıyla e-posta ile davacı şirket ile paylaşılan ve onay alınan poliçeye karşılık, davacı yanın bilgilendirilmedik şeklindeki beyanının gerçek olmadığını, komşu yerde faaliyet gösteren işyeri yetkilisinin beyanında sigortalı hırsızlık olayının olduğu binanın 2-3 aydır boş olduğunun ifade edildiği, yine bina içerisinde hırsızlıktan kaynaklı tahribata bakıldığında 2-3 aylık boş kalma süresinde hırsızlık olayının meydana geldiğinin anlaşıldığını, Hırsızlık Sigortası Genel Şartları A4 Ek Sözleşme ile Teminat Kapsamına Dahil Edilebilecek Haller 4.1de Sigorta Sözleşmesinde gösterilen yerlerin içinde aralıksız 30 günden fazla kimse bulunmaması düzenlemesi mevcut olduğunu, binanın uzun zamandır uğranılmayan metruk bir yer olduğunun ayna beyan ortada olduğunu, hayatın olağan akışına göre sık sık gidilen bir yerin mevcut resimlerde görülen yerden daha farklı olması gerektiğinin açık olduğunu, dolayısıyla dava konusu taleplerin Hırsızlık Sigortası Genel Şartları A4 uyarınca Teminat Dışı olduğunu, dava konusu hırsızlık hadisesinin tek seferde meydana gelmediğini, birinci seferde fabrika kapılarını açarak / kırarak içeri giren hırsızların olay gerçekleştirdikten sonra fabrika kapısını açık olarak gören şahısların herhangi bir kırma / delme işlemi gerçekleştirmeden fabrika içerisine girerek fabrika içerisindeki maddi kıymetleri çalması şeklinde gerçekleştiğini, zararın Hırsızlık Sigortası Genel Şartları A1 uyarınca da teminat dışı olduğunu, sigortalının hırsızlık hadisesinin meydana gelmesinde kusuru bulunduğunu, bu nedenle de verilen zararın teminat dışı olduğunu, dava konusu taleplerin poliçe genel ve özel şartları gereğine teminat dışı olduğunu ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği, Mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller; Sigorta Poliçesi ve Hasar dosyası, Kira Sözleşmesi fesih protokolü, Olay yeri tespit tutanağı, Şikayetçi İfade Tutanağı, Bilirkişi Raporları
Sigorta Uzmanı …’dan alınan bilirkişi 31/01/2020 tarihli raporda özetle;
“…Hırsızlık Sigortası Genel Şartlarının taraflar arasında uygulanamayacağını söylemenin mümkün olmadığı;
– Davacının bu yöndeki beyanının esas alınması halinde binanın henüz 30 gün boş kalmamışken hırsızlık olayının gerçekleştiği, dolayısıyla rizikonun poliçe kapsamında olduğu söylenebilecekken, dosyada mevcut sigorta eksper raporundaki (sh. 10) tespitten hareketle binanın 2, 3 aydır boş olduğuna yönelik kanaatin esas alınması halinde ise rizikonun teminat kapsamında olmayacağı;
– Diğer taraftan bu durumun net bir şekilde tespit edilememesi ve/veya bu konuda kesin bir kanaate varılamaması halinde, meselenin sigorta hukukunun genel ilkeleri uyarınca, rizikonun sigorta ettirenin beyanına göre gerçekleştiğinin; hırsızlığın bina henüz 30 gün boş kalmış değilken gerçekleştiği ve dolayısıyla rizikonun poliçe kapsamında olduğunun kabulünün gerekeceği;
– Davaya konu sigorta sözleşmesi açısından davacı … ettirenin sözleşme öncesi beyan yükümlülüğüne aykırı davranmış olduğundan bahsedilemeyeceği ” hususunda görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili ile davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlar doğrultusunda
Bilirkişiden Ek Rapor alınmak yoluna gidilmiştir.
Bilirkişi Ek Raporu 16/10/2020 tarihinde dosyaya sunulmuştur. Ek Rapora göre;
“… kök rapor aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelenmiş olup; diğer tüm tespit ve değerlendirmelerimiz gibi kök raporumuzdaki değerlendirmelerimiz bakidir. Diğer taraftan, esasen bu konuda kök raporumuzda davacı … ettirenin kusurlu olup olmadığından ziyade mesele, tarafımızca sözleşme öncesi beyan yükümlülüğü ve rizikonun ağırlaşması bağlamında incelenmiş ve tespitlerimiz de buna yönelik olmuştur. Dolayısıyla kök raporda davalının rizikonu gerçekleşmesinde kusurlu olup olmadığı, esasen uzmanlık alanımızın da dışında olup, değerlendirilmemiştir. Ancak bu vesile ile ifade etmek gerekirse, hukukun genel ilkesi gereği kusur iddiası, iş bu iddianın sahibi tarafından ispatı gereken bir husus olup; dosya kapsamında bu yöne bir ispatın varlığından söz etmek ise mümkün değildir.” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi Raporu ve ek raporu hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilaf; Davacı şirkete ait olup davalı … şirketi tarafından 19/01/2018-19/01/2019 yıllarını kapsayan İşyeri Paket Sigorta Poliçesince sigortalanan iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayı ile ilgili olarak davacının davalıdan zarar talep edip edemeyeceği, davalı … şirketinden davacı tarafın alacaklı olup olmadığı, alacağı var ise ne kadar alacağı olduğu hususlarında toplanmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Taraflar arasında davacıya ait … adresindeki büro-ofis ve yazıhanelerden oluşan fabrika binasının sigortalanması için … poliçe nolu sigorta poliçesi düzenlendiği, bu poliçelerin her yıl yenilendiği, en son 19.01.2018- 19.01.2019 tarihlerini kapsayan İşyeri Paket Sigorta Poliçesinin ayakta olduğu, 19.01.2018 – 25.01.2018 tarihleri arasında mezkur adreste hırsızlık olayı olduğu, mezkur adresin dava dışı kiracısının kira sözleşmesinin 25.12.2017 tarihinde karşılıklı mutabakatla feshedildiği, yaşanan hırsızlık olayının davalı … şirketine bildirildiği, binanın onarımı için dava dışı şirketten teklif alındığı, davalı … şirketinin meydana gelen zararın giderimi için yapılan başvuruyu reddettiği, ihtilafın davalı … şirketinin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği, Hırsızlık Sigortası Genel Şartlarının taraflar arasındaki ilişkiye uygulanıp uygulanmayacağı, zararın sigorta poliçesi kapsamında olup olmadığı, davacı tarafın rizikoyu ağırlaştırıp ağırlaştırmadığı hususlarında olduğu,
Aydınlatma yükümlülüğünün sigortacıya ait olduğu, sigortacının asgari bilgilendirme yapıldığını ispat etmesi gerektiği, davacının tacir sıfatı sebebiyle basiretli davranma yükümlülüğü olduğu, taraflar arasındaki poliçenin “bina tanımı” başlıklı düzenlemesinde yer alan “… Hırsızlık sigortası genel şartları hükümleri saklı kalma kaydıyla…” ifadesi ile davaya konu poliçeye yönelik Hırsızlık Sigortası Genel Şartlarının tarafları bağladığı, dava dışı üçüncü kişinin 25.12.2017 tarihinde dava konusu yeri tahliye ettiği, binadaki hırsızlık olayının 19.01.2018 tarihinden sonra olduğu, 25.01.2018 tarihinde hırsızlık olayının fark edildiği, buna göre dava konusu yerin 30 gün geçmemişken hırsızlığa uğradığı, sigorta eksper raporunun ispatlanabilir deliller içermediği, bu konunun net olarak tespit edilemediği, bu halde sigorta hukukunun genel ilkeleri uyarınca sigorta ettirenin beyanının esas alınması gerektiği, o halde hırsızlığın bina henüz 30 gün boş kalmış değilken gerçekleştiği ve dolayısıyla rizikonun poliçe kapsamında olduğunun kabul edilmesi gerektiği, sözleşmenin yenilendiği tarihin 19.01.2018 tarihi olduğu, o halde sigorta poliçesinin yenilendiği tarihte davalı … şirketinin dava konusu yerin o anki halini bilmesi gerektiği, dolayısıyla sigortalının gerekli önlemleri almaması nedeniyle hırsızlık hadisesinin gerçekleşmesinde kusurlu olduğu iddiasına itibar edilemeyeceği, zira kural olarak sigortacının teminat altına alınan alanı incelediği ve sözleşmeyi de buna göre yapmış olması gerektiğinin değerlendirildiği, davacı şirketin basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü, davalı … şirketinin de yükümlülüğü olduğu, sözleşmenin yenilendiği tarih ile hırsızlığın yapıldığı tarihin çok yakın olması (6 gün) rizikonun ağırlaşmasından dolayı sigorta ettirenin beyan yükümlülüğü kapsamına girmeyeceği zira aradaki bu sürenin çok kısa olduğu değerlendirildiğinden davacının davasının kabulü ile 100.650,00-TL’nin 01.05.2018 dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;.
1-) Davacının davasının KABULÜ ile 100.650,00-TL’nin 01.05.2018 dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 6.875,40-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 1.718,86-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 5.156,54-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 13.511,75-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı, 1.718,86-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 170,00-TL posta giderinden ibaret toplam 2.929,96-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-)Taraflarca yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.01/02/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)