Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/356 E. 2020/533 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/356 Esas
KARAR NO : 2020/533

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2018
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;davacıya ait … plakalı aracın 28.11.2017-2018 tarihleri arasında davalı … tarafından Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davacının tüm sigorta primlerini ödediğini, davacının 02.01.2018 tarihinde henüz 1100 km yaptığı kazasız durumdaki aracı ile … bağlantısından dönmekte iken virajı alamayarak talihsiz bir şekilde köprü ayağına çarptığını, kaza sırasında aracının stop etmemesi üzerine davacının o sırada çalışır durumdaki aracına bindiğini ve evine geri döndüğünü, çünkü kaza sırasında araçta herhangi bir büyük zarar görünmediğini, aracın çalıştığını, ancak sabah aracını çalıştırmak istediğinde çalıştıramadığını, aracın bir daha çalışamayacak düzeyde bir hasar aldığını, olay gecesi davacının aracına binerek …’daki evine gittiğini, yaklaşık 10 km yol aldığını, araçta normal bir insanın farkedemeyeceği teknik bir arıza meydana geldiğini, rizikonun gerçekleştiği yere ait fotoğrafların sunulduğunu, davacının rizikonun gerçekleştiği gecenin sabahında aracının çalışmadığını farketmesi üzerine sigorta şirketine durumu bildirdiğini ve aracının tamir edilmesini, eğer bu mümkün değilse poliçe uyarınca ekspertiz tarafından belirlenecek rayiç bedelin ödenmesini talep ettiğini, sigorta şirketi yetkililerinin davacıyı arayarak böyle bir ödeme yapmayacaklarını, davacının olay günü olay yerini terk ettiğini, bu durum göz önüne alındığında talepte bulunamayacağının beyan edildiğini, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, bilirkişi tarafından rayiç bedel belirlenerek sigorta kapsamındaki aracın değerinin şimdilik 7.000 TL ile tüm alacağın dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında özetle; somut olayda davacının rizikoyu doğru ve gerçeğe uygun bir şekilde ihbar etme yükümlülüğünü ihlal ettiğini, dava konusu poliçeden kaynaklanan haklarını zayi ettiğini, sigortalının03.01.2018 tarihli beyanında aracıyla seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybedip köprünün ayağına çarptığını, aracı çalıştığı için sürerek evine geldiğini, sabah aracını çalıştırıp servise gitmek isterken aracının çalışmadığını, karşı komşusunun çekicisi ile aracı servise çektiğini beyan ettiğini, yapılan ihbar üzerine düzenlenen ekspertiz raporunda, sol ön kaporta, mekanik, elektrik ve elektronik kısımlarından hasar aldığının tespit edildiği, sigortalı aracın direksiyon pompasında giden motor elektrik tesisatının kopmuş olduğu, direksiyon pompası yağının boşaldığının tespit edildiği, aracın bu hali ile seyir edemeyeceği kanaatine varıldığı, hasar ile kanaatin olumsuz olduğunun belirtildiğini, teknik raporda ayrıntılı inceleme yapılarak fotoğraflar ile hasar durumunun açıkça gösterildiğini, aracın ekspertizi neticesinde sol ön kaporta, mekanik, elektrik ve elektronik kısımlarından hasar aldığının tespit edildiği, aracın direksiyon pompasına giden elektrik tesisat kablosunun hasar aldığı, pompanın yağının boşalmış olduğunun tespit edildiği, aracın bu hali ile seyir edemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığının belirtildiğini, aracın hareket kabiliyetini etkileyecek, çalışmasına engel olacak parçalar mevcut olması nedeniyle aracın kaza sonrası hasarlı halde yürütülmesinin mümkün olmadığının belirtildiğini, bu tespitlere rağmen aracın 10 km yol gidebilmesinin olağan bir durum olmadığını, sigortalının kaza sonrası polisi aramaması ve olay yerinde zabıt tutturmadan ayrılması nedeniyle de hasarın şüpheli görüldüğünü, incelemeye alındığını, inceleme neticesinde Araştırma Raporu düzenlendiğini, 25.01.2018 tarihli Araştırma Raporu ile davacının kazadan hemen sonra dayısı …’i aradığını beyan etmesine rağmen kaza gününe ait arama kaydının incelenmesinde dayısını aradığına ilişkin arama kaydının bulunmadığı, 03.01.2018 tarihli ve 17.01.2018 tarihli yazılı beyanlarında çelişkili ifadelerde bulunduğunun somut delillerle ortaya konulduğunu, KTK.nun 81.maddesi gereğince trafik kazalarına karışanların kazayı yetkili ve görevli memurlara bildirmek, bunlar gelinceye kadar veya bunların iznini almadan kaza yerinden ayrılmamak zorunda olduklarını, olay tek taraflı kaza olduğundan istisnai durumun olaya uygulanmasının mümkün olmadığını, tek taraflı kazalarda en önemli ispat aracının kaza tespit tutanağının yetkili ve görevli polis memurları tarafından tutulmasının zorunluluk olduğunu, davaya konu Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesinde trafik kazası tespit tutanağının istenebilecek belgelerden olduğunun düzenlendiğini, davacı tarafından kazaya ilişkin tutanak ibraz edilemediğini, kaza yerinin tutanak tutulmadan terk edildiğini, davacının KTK ve poliçe özel ve genel şartları kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kazanın nasıl ve kim tarafından hangi şartlarda meydana geldiğini, kasten belirsiz kıldığını, davacı sigortalı tarafından doğru ve gerçeğe uygun ihbar yükümlülüğünün kasten ihlal edildiği tespit edildiğinden, poliçeden doğan haklarını zayi ettiğinden davanın reddi gerektiğini, dava konusu taleplerin Kasko Sigorta Poliçesi Genel Şartlarının A.5.10.maddesi gereğince teminat kapsamı dışında olduğunu, sürücünün salt kaza yerinden ayrılmasının teminat dışı hal olarak düzenlendiğini, ancak sürücünün zorunlu hallerde olay yerini terk etmesi durumunun istisnai olarak düzenlendiğini, davacının hasar başvurusunda, gece olması ve üzerinde yüklü çek ile para olması sebebiyle kaza yerini terk ettiğini iddia ettiğini, kaza yerini terkini gerektirecek tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu halin olmadığının kendi beyanları ile sabit olduğunu, sürücünün olay yerini terk etmesinin gerçekte sürücünün kim olduğu, alkollü veya ehliyetsiz olma durumunu belirsiz kıldığını, Genel Şartların A.5.10.maddesinin ihlali niteliğinde olduğunu, hasarın teminat kapsamında kalıp kalmadığı hususunda ispat yükünün yer değiştirdiğini, dava konusu riziko ve hasarın poliçe teminatı kapsamında kaldığının ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğunu, kabul anlamı içermemek kaydıyla, sigortacının meydana gelen zarar bakımından sorumluluğunun aracın kaza tarihindeki rayiç değeri ile sınırlı olduğunu, ancak gerçek zararı gidermekle yükümlü olduğunu, aracın pert sayılması gerekip gerekmediği, aracın hasarlı ve hasarsız hali ile piyasa değerinin araştırılması, ekonomik olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, hasar ihbarı üzerine yapılan ekspertiz incelemelerinde araçta meydana gelen hasar miktarının 30.599,38 TL olduğunun tespit edildiğini, ekspertiz raporunda belirtilen hasar miktarının üzerindeki taleplerin her durumda kabul edilemeyeceğini, gerçek zararın uzman bilirkişilerce tespitini talep ettiklerini, davacının faize ilişkin taleplerinin kabul edilemeyeceğini, davalı şirkete usulüne uygun olarak ihbar yapıldığının ve tazminat hesabına esas olabilecek tüm belge ve bilgilerin ibraz edildiğinin davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesiyle davalının temerrüdünden bahsedilebileceğini, temerrüde düşürdüğünü davacının ispat etmesi gerektiğini, ticari faiz taleplerinin yerinde olmadığını bu nedenle açılan davanın reddini talep etmiştir.
… 4. Tüketici Mahkemesi’nce yapılan değerlendirme sonucu 26/02/2018 tarih ve … Esas-Karar sayılı kararıyla; davanın ticaret mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya tevzi bürosu tarafından mahkememize tevzi edilmesi üzerine mahkememiz esasına kayıt edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, trafik kayıtları, hasar dosyası, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sigorta poliçesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, 02/01/2018 tarihinde davacıya ait … plakalı aracın bozulması nedeniyle oluşan hasar miktarı ve davalının belirlenecek hasar miktarından sorumlu olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
Tarafların bildirmiş oldukları delillerin roplanmasının ardından mahkememizin 07/09/2018 tarihli ara kararı gereğince dosyamız rapor hazırlanmak üzere makine mühendisi ve sigorta hukuku alanında uzman bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 14/12/2018 teslim tarihli raporda özetle;
HASAR İLE KAZA YERİ ŞARTLARININ UYUMU YÖNÜNDEN YAPILAN DEĞERLENDİRME VE KANAAT:
Dosyada bulunan ve dava konusu … plakalı aracın hasarlı durumunu gösteren fotoğrafların incelenmesinden ve olay yerine ait fotoğraflarla karşılaştırılmasından, araçtaki hasarlı bölgeler ile kaza yaptığı ileri sürülen yerin fiziksel koşullarının uyumlu olduğu, aracın sağ ve sol ön yan kısımlarıyla çarpmasının mümkün olduğu, ayrıca olay yerinde yapılan araştırma sonucu düzenlenen rapora göre olay yerinde mavi boya kalıntılarının olduğu, ayrıca araçtan dökülen parçaların da yerde olduğu belirtildiğinden, dava konusu kazanın iddia edilen yer ve koşullarda meydana gelmiş olabileceği kanaatine varılmıştır.
Davalı şirketçe dosyaya sunulan araştırma raporunda, araçta direksiyon pompasının elektrik kablosunun kopuk olduğu, ayrıca yağının boşaldığı, bu şartlarda aracın kendi kendine çalışarak olay yerinden ayrılmasının mümkün olmadığı belirtilmişse de, anılan hasarların aracın ilk darbe aldığı anda meydana gelmemiş olabileceği ve devamında kullanım sırasında da oluşabileceği kanaatine varılmıştır.
HASAR YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEME VE KANAAT:
Dava konusu … plakalı … marka … tipi 2017 model ve araç üzerinde yapılan ekspertiz incelemesi sonucu düzenlenen 05.02.2018 tarihli Kasko Ekspertiz raporuna göre araçtaki hasar miktarı aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir:
Hasarlı parçalar toplamı 32.835,72
İndirim 4.925,36
Ara toplam 27.910,36
Diğer parçalar net toplamı 130,02
İşçilikler toplamı 3.000,00
İndirim 450,00
Ara toplam 2.550,00
Hasar toplamı 30.590,38 TL’dir.
Anılan ekspertiz raporunda hasarlı olduğu belirtilen parçalar, dosyadaki hasarlı araç fotoğraflarıyla ve kaza şartlarıyla uyumludur. … A.Ş. tarafından düzenlenen HESAPLAMA SONUCU başlıklı ekspertiz raporunda ise toplam hasar miktarı yaklaşık 48.327,04 TL olarak tespit edilmiştir.
Kasko ekspertiz raporu ile yetkili servis ekspertiz raporundaki hasarlı parçalar birbiriyle uyumlu olup yetkili servis tarafından belirlenen parça ve işçilik fiyatları da piyasa rayiçlerine uygun bulunmuştur.
Davacı tarafından dosyaya sunulan onarım faturalarının incelenmesinden, toplam onarım bedeli KDV dahil 15.576,00 TL olarak belirtilmiştir.
Aracın kazadan önceki değerinin ortalama 65.000,00 TL olduğu ve bu değer aracın tamiri için harcanan bedel ile karşılaştırıldığında, aracın tamirinin ekonomik olduğu kanaatine varılmıştır.
Dolayısıyla davacının davalı şirketten talep edebileceği toplam onarım masrafı KDV dahil 15.576,00 TL’dir.
SİGORTA ŞİRKETİNİN SORUMLULUĞU YÖNÜNDEN İNCELEME VE KANAAT:
Dosyada bulunan … no.lu ve 28.11.2017/2018 vadeli Kasko Poliçesinin incelenmesinden, poliçede …’in olmadığı, aracın 2017 model … marka … tipi olduğu, kasko değerinin rayiç değer olduğu tespit edilmiştir.
Kaza tarihi 02.01.2018 olduğundan, poliçe düzenleme tarihi ile kaza tarihi arasının 1,5 ay olduğu, kaza tarihinin poliçe vadesi içinde olduğu tespit edilmiştir.
1- Kasko Sigorta Poliçesi ile ilgili anlaşmazlıklar, Hazine Müsteşarlığı tarafından tasdik edilen Kasko Sigortası Genel Şartlarında belirtilen hükümler dairesinde çözümlenmektedir. Poliçe genel şartları A/1 a maddesinde;
a) Gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar sonucunda meydana gelen hasar niteliği itibarıyla teminat kapsamındaki rizikodan kaynaklanmıştır. Meydana gelen kazada kayaya çarpma suretiyle aracın takla attığı, dolayısıyla çarpma kaynaklı hasar olduğu ve poliçede yer alan rizikolardan olduğu anlaşılmaktadır.
3- TTK 1409. Md. hükmüne göre ;
(1) Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.
(2) Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.
TTK 1409. mad. TTK 1452/3.maddesi düzenlemesi ile emredici olup, sigorta ettiren kimsenin zararına olarak mukavele ile değiştirilemez. Değiştirilirse kanun hükümleri re’sen tatbik olunur. Şeklindeki düzenlenmiştir.
Hasarın kasko poliçesi genel ve özel şartları kapsamında bir rizikodan doğmuş olduğu ve meydana gelen zarar miktarının ispat külfeti sigortalıya ait olmakla birlikte, hasarın teminat dışı olan rizikolardan kaynaklandığı, beyanın KASTEN GERÇEĞE AYKIRI olduğu konusundaki savunmanın da 6102 sayılı TTK 1409. Md. gereğince davalı … tarafından ispat edilmesi gerekmektedir.
Kasko Sigortası Genel Şartları’nın B.1.5 nci maddesine göre, sigortalı, sigortacının isteği üzerine rizikonun gerçekleşmesi nedenlerini ayrıntılı şekilde belirlemeye, zarar miktarı ile delilleri saptamaya ve rücu hakkının kullanılmasına yararlı bilgi ve belgeleri gecikmeksizin sigortacıya vermekle yükümlüdür. İhbar yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemesi durumunda müeyyide genel şartlarda düzenlenmemiş ancak, bu husus rizikonun teminat dışında kaldığı haller arasında da sayılmamıştır.
Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında, gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir. Bu sebeple, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Davalı … kazanın beyan edilen yer ve koşullarda meydana gelmediğini iddia etmiş ve teknik açıdan yapılan incelemelerde, rizikonun davacı sigortalının beyan ettiği şekilde meydana gelmesinin mümkün olduğu anlaşılmakla davalı şirketin iddiasını ispat edemediği kanaatine varılmıştır. Bu durumda kazanın beyan edilen yer ve şartlarda meydana gelmediğinin ispat edilmesi yükümlülüğü yer değiştirmemiştir.
Yukarıda teknik olarak açıklandığı üzere sigortalının doğru beyanda bulunma yükümlülüğüne aykırı davranmadığı, kazanın meydana gelişiyle ilgili olarak doğru beyanda bulunduğu tespit edilmekle kazanın ve hasarın poliçe kapsamında olduğu ve davalı şirketin poliçeden doğan ödeme yükümlülüğünün bulunduğu yönünde tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Tarafların alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazlarda bulunmaları üzerine dosyamız tarafların itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor hazırlanmak üzere bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 26/06/2019 teslim tarihli raporda özetle;
HASAR YÖNÜNDEN YENİDEN YAPILAN İNCELEME VE KANAAT:
Davacı vekili 02.01.2019 tarihli beyan dilekçesinde, davacıya ait … plakalı … marka … tipi 2017 model araçtaki hasara ilişkin olarak her ne kadar dosyaya 15.576,00 TL’lik fatura sunulmuşsa da, bu harcamanın aracı tam olarak tamir etmediğini, aracın aracı kullanılacak hale de getirmediğini, davacının kendi ekonomik durumu kapsamında bu harcamaları yaptığını, onarım için gereken masrafın daha fazla olduğunu, bu bağlamda yetkili servis tarafından tanzim edilen ve kök raporda da uygun bulunan ve ekspertiz raporunda da belirtilen 48.327,04 TL’lik meblağın onarım masrafı olarak tespit edilmesinin gerektiğini belirtmiştir.
Kök raporda araçtaki hasar miktarı aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir:
Hasarlı parçalar toplamı 32.835,72
İndirim 4.925,36
Ara toplam 27.910,36
Diğer parçalar net toplamı 130,02
İşçilikler toplamı 3.000,00
İndirim 450,00
Ara toplam 2.550,00
Hasar toplamı 30.590,38 TL’dir.
Anılan ekspertiz raporunda hasarlı olduğu belirtilen parçalar, dosyadaki hasarlı araç fotoğraflarıyla ve kaza şartlarıyla uyumludur. … A.Ş. tarafından düzenlenen HESAPLAMA SONUCU başlıklı ekspertiz raporunda ise toplam hasar miktarı yaklaşık 48.327,04 TL olarak tespit edilmiştir.
Kasko ekspertiz raporu ile yetkili servis ekspertiz raporundaki hasarlı parçalar birbiriyle uyumlu olup yetkili servis tarafından belirlenen parça ve işçilik fiyatları da piyasa rayiçlerine uygun bulunmuştur.
Davacı tarafından dosyaya sunulan onarım faturalarının incelenmesinden, toplam onarım bedeli KDV dahil 15.576,00 TL olarak belirtilmiştir.
Aracın kazadan önceki değerinin ortalama 65.000,00 TL olduğu ve bu değer aracın tamiri için harcanan bedel ile karşılaştırıldığında, aracın tamirinin ekonomik olduğu kanaatine varılmıştır.
Dolayısıyla davacının davalı şirketten talep edebileceği toplam onarım masrafı KDV dahil 15.576,00 TL’dir.
Aracın kazadan önceki değerinin 65.000,00 TL olduğu, yetkili servis tarafından belirlenen onarım bedelinin KDV dahil 48.327,04 TL olduğu dikkate alındığında, araçtaki hasarın aracın değerine yaklaştığı, bu nedenle aracın tamirinin ekonomik olmadığı, bu nedenle pert total sayılması gerektiği tespit edilmiştir.
Aracın kazadan sonraki hasarlı haliyle satış değeri, hasarın ağırlığı, davacının aracını 15.576,00 TL masraf yaparak trafiğe çıkabilir hale getirdiği hususları da dikkate alındığında, 35.000,00 TL’dir. Dolayısıyla araçtaki gerçek hasar miktarı
65.000,00 – 35.000,00 = 30.000,00 TL’dir şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Tarafların ek rapora yönelik de itirazlarda bulunmaları üzerine dosyamız, davacının alacaklı olup olmadığı, varsa miktarı, önceki rapora verilen itiraz dilekçesi kapsamında davacının olay mahallinden kazaya uğrayan araçla ertesi gün evine kadar geldiği, ancak daha sonra hareket ettiremediğini savunduğu, alınan ekspertiz raporlarında ise aracın bu hali ile hareket etmesinin imkansız olduğunun anlaşılması karşısında, önceki raporda kaza sonrası aracın hareket etmiş olabileceği de belirtildiğinden davalı tarafın savunması doğrultusunda kaza sonrasında davacı tarafından aracın hareket ettirilmesi nedeni ile araçta zarar oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise bunun da miktarının belirlenmesini, yine davacının kaza sonrası olay yerinden ayrılması olayının kaza yeri, saati ve diğer etmenler de göz önüne alınmak sureti ile kasko sigortası genel şartlarının A.5.10 maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak rapor düzenlenmesi için önceki heyetten farklı makine mühendisi ve sigorta hukuku alanında uzman bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 11/03/2020 teslim tarihli raporda özetle;
TEKNİK DEĞERLENDİRME
1.KAZANIN OLUŞUMU HUSUSUNDA: Araçtaki hasarlı bölgelerle kaza yapılan yerin fiziksel koşullarının uyumlu olduğu, aracın sağ ve sol kısımlarına çarpma ile, olay yerindeki direklerde görülen mavi boya kalıntıları, ayrıca araçtan dökülen kırık parçaların kaza yerinde olamsı kazanın iddia ailen yer ve koşullarda meydana geldiği kanaatini oluşturmaktadır.
2.HASAR HUSUSUNDA: Ekspertiz raporunda hasarlı olduğu belirtilen parçalar; dosyadaki hasar foroğraflarıyla ve yetkili servis ekspertiz raporundaki hasarlı parça listesiyle uyumludur.
3.KAZADAN SONRA ARACIN HAREKETİNİN MÜMKÜN OLMADIĞI HUSUSUNDA: Ekpertiz raporunda ve teknik raporda direksiyon pompasına giden motor elektrik tesisatının kopmuş olduğu, direksiyon pompası yağının boşaldığı, bu haliyle aracın hareket etmesinin mümkün olmadığı varsayımına, bir araç direksiyon pompasının sağladığı sürüş konforu olmadan da, direksiyon mekanik sistemiyle sürülebileceğinden itibar edilmememesi gerekir.
4.KAZADAN SONRA KULLANILAN ARAÇTA HASARIN ARTMIŞ OLABİLECEĞİ HUSUSUNDA: Hasarın kullanım sırasında arattığı varsayımı, kaza sonucu kısmen hasarlı olmasına karşın çalışabilen ve dolayısıyla aracın hareketine mani olmayan parçalarda hasarın artmasını ilgilendirdiğinden, bu kapsamdaki hasar artışını sadece o tür parçalarda aramak gerekir. Ekpertiz raporunda hasarlı olarak listelenen parçalardan direksiyon pompası bu türden bir parçadır. Ancak pompa elektrik kablosunun kopuk olduğu rapor edildiğinden direksiyon pompasının çalışması sözkonus olamayacağından, pompa hasarının aracın hasarlı halde kullanılmasıyla meydana gelmiş veya artmış olması mümkün görülmemelidir.
5.KÖK VE EK RAPORDA BELİRTİLEN ONARIM MALİYETLERİ ARASINDAKİ FARK HUSUSUNDA: Dosyaya sunulan aracın onarıma ait faturalarda; sağ far, sol far, kaput, sol çamurluk, ön panel, direksiyon pompası, ön tampon, sol sis ve çerçevesi, akü, sağ sis ve çerçevesi değiştirilen parçalar olarak listelenmiştir. Değiştirilen bu parçalar 05.01.2018 tarihli ekspertiz raporunda bulunmaktadır. Ancak 05.01.2018 tarihli olan ve 30.590,38 TL onarım maliyeti belirleyen ekspertiz raporunda, bunların dışında yenilenmesi gereken parçalar olarak; ön tampon, orta ızgara, sol ön çamurluk bandı ön parça, ön tampon alt demiri-alt bakaliti, sağ kaput amortisörü, sağ çamurluk, sol ön davlumbaz, ön ve uç traversler, sol ön direk iç sacı-takviyesi-şasi kolu-şasi kolu ön kapaması, ön cam ızgararası-desteği-kapağı, sağ arka stop, kondansatör, motor beşiği, sol alt salıncak, ön amortisör, radyatör ve radyatör kartonu-hava yönlendiricisi-fan rölesi, fan şasesi, fan motor grubu, turbo soğutucu, motor muhafaza sacı, sağ arka çamurluk, arka tampon ve korna belirtilmektedir. Bu durum kök ve ek rapordaki onarım maliyetleri arasındaki farkı açıklamaktadır.
6.HASAR ONARIM MALİYETİ HUSUSUNDA: Heyetimiz 05.01.2018 tarihli ekspertiz raporunda belirtilen ve daha önceki bilirkişi heyetinin Ek Raporunda uygun görülen 30.590,38 TL onarım maliyeti kanaatine katılmaktadır. Araç hasarının tam olarak giderilmesi için değiştirilmesi gerek başka parçaların da bulunması yapılan ilk onarımın maliyetinin ekspertiz raporunda belirtilen 30.590,38 TL onarım maliyetinden düşük olmasını açıklamaktadır. Yetkili servisçe belirlenen 48.327,04 TL ‘ninse, genelde görülen parça ve işcilik değerlerinde piyasa şartlarına ve pazarlığa balılıkla, KDV ‘nin dahil olması dikkate alındığında, ekspertiz raporunda belirtilen 30.50,38 TL onarım maliyetine göre yüksek kalması anlaşılabilir bir durumdur.
7.ARACIN ONARIMININ EKONOMİK OLUP OLMADIĞI HUSUSUNDA: 05.01.2018 tarihli ekspertiz raporunda toplam hasarın oluşturduğu 30.590,38 TL masraf, araçtaki değer kaybıyla birlikte dikkate alındığında heyetimiz daha önceki bilirkişi heyetinin II. Ek Raporunda varılan kanaate katılmaktadır. Aracın hasarlı haliyle satış fiyatının 35.000,00 TL olduğu tespiti ve 30.000,00 TL hasar miktarı birlikte ele alındığında aracın pert total sayılması makul olmaktadır.
SİGORATA MEVZUATI AÇSINDAN DEĞERLENDİRME
1.Davacıya ait araç davalı … nezdinde … no.lu poliçe ile 28.11.2017-28.11.2018 dönemi için rayiç değer teminatlı olarak genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı bulunmaktadır.
Kasko Sigorta Genel Şartları A.1. md. “Bu sigorta ile sigortacı, sigortalının, karayolunda kullanılabilen motorlu taşıtlardan doğan menfaatinin aşağıdaki tehlikeler dolayısıyla ihlali sonucu uğrayacağı maddi zararları temin eder.
b)     Gerek hareket gerek durma haline iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi ,yuvarlanması gibi kazalar ile 3. şahısların kötü niyet veya muziplikle yaptığı hareketler “ teminat kapsamına alınmıştır.
Mevcut kazaya ilişkin dosya kapsamında yer alan sürücü beyanı, ekpertiz raporu ve araştırma raporu incelendiğinde; sürücünün yağışlı hava sebebiyle direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi neticesinde kazanın meydana geldiğini beyan ettiği sabittir. Davacıya ait aracın belirtilen yer ve zamanda kazaya karışmadığına ilişkin dosya kapsamında kayıt bulunmamaktadır.
Kaza akabinde araç sürücüsünün kazalı aracı çalıştırarak evinin önüne getirdiği görülmektedir. Dosya kapsamında ve teknik kanaate göre aracın kaza sonrası çalışmasının mümkün olduğu belirtilmekle ve aksi duruma ilişkin belge bulunmaması sebebiyle aracın beyan edilen yerden çalıştırılarak davacının konutunun önüne getirildiği kanaatine varılmaktadır.
2. Kasko Sigortası Poliçe Genel Şartları’nın “Teminat Dışında Kalan Zararlar” başlıklı A.5 maddesinde tahdidi olarak sayılan haller A.5.10.maddesi “Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 no.lu bentlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması” halinde meydana gelen hasarın teminat dışında kalacağı belirlenmiştir. 5.4 ve 5.5. maddeleri alkollü veya ehliyetsiz araç kullanma sebebiyle sürücünün kimliğinin tespit edilememesi halleridir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. Maddesine göre; sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığının ispat yükü sigortacıya aittir. Sigorta Şirketince rizikonun, Kasko Sigortası Genel Şartları A.5. maddesinde sayılan teminat dışı kalan zararlardan olduğunu şüpheye mahal vermeyecek şekilde somut ve net delillerle ispatlanması gerekmektir.
Sigortalının ihbar yükümlülüğünün kasten yerine getirilmediğinin ya da iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde kullanıldığının tartışmaya mahal vermeyecek somut kanıtlarla sigortacı tarafından ispat edilmesi gereklidir.
İspat yükü gereğince davacı, dosyaya beyanını sunmuştur.
Davacı beyanı ve yazılı ifadeler ile dosya kapsamında bulunan belgeler incelendiğinde sürücünün kaza mahallini terk etmediği kanaatine varılmıştır.
Kazanın meydana geliş şekline göre hasarın davacı ve aracının sürücüsünün ihbar ve iddia olunduğu şekilde meydana geldiği, davacının mülkiyetindeki ve kullanımındaki aracın olay mahallini terk ettiğine ilişkin dosya kapsamında yeterli delil bulunmadığı , araç sürücü ifadelerinin hayatın olağan akışına uygun olduğu, araç sürücüsünün kaza mahallinin terk ettiğine, kaza mahallini değiştirdiğine veya kazanın farklı zamanlarda meydana geldiğine ilişkin kanıt bulunmadığı belirlenmiştir. Yaralamalı kaza olmaması sebebiyle resmi merciler tarafından tutanak tanzim olunmayacağı yasa gereğidir.
T.T.K. 1409.2- 1410. maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartlarının B.1.5 maddesi ve T.T.K. 1446. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanılırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
Davalı … tarafından kazanın ihbar olunduğu şekilde meydana gelmediği, Kasko Sigortası Genel Şartları C.2 maddesi ile rizikonun gerçekleştiğine ilişkin doğru beyan mükellefiyetine uymadığı hususunu ispat edemediği dosya kapsamındaki belgelerle sabittir.
Dolayısı ile davacının, doğru beyan yükümlülüğüne uymadığı ispatlanamamış ve kazanın poliçe teminatı kapsamında meydana gelmediğini ispat yükü davalı şirket üzerinde kalmıştır. Davalı tarafından davacının doğru beyan mükellefiyetini yerine getirmediği, kaza yeri veya zamanını değiştirdiği hususunu ispatlayan delil ibraz olunmadığından meydana gelen hasarın poliçe teminatı kapsamında bulunduğu ve zarardan sigorta şirketinin sorumlu olacağı kanaatine varıldığı şeklinde tespitlerde bulunulduğu, raporun ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun ve alınan önceki raporlarla aynı yönde tespitler içerir şekilde ve bu raporları irdeler nitelikte düzenlenmiş olduğu, hüküm kurmaya elverişli tespit ve değerlendirmeler içerdiği görülmüştür. Bu doğrultuda mahkememizin 29/09/2020 tarihli duruşmasının ara kararı ile davalı vekilinin yeniden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafın 02/01/2018 tarihinde davalıya sigortalı aracıyla seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybedip köprünün ayağına vurması nedeniyle aracında hasar oluştuğunu, araç çalıştığı için aracı sürerek evinin önüne geldiğini, sabah kalkıp aracını çalıştırıp servise gitmek isterken aracının çalışmadığını, aracını servise çektirdiğini, aracında oluşan bu hasarının kaskosu tarafından karşılanmasını istediğini, kazanın gerçekleştiği anın gece olması nedeniyle köprü altı karanlık olduğundan ve üzerinde yüklü çek ve para olduğundan durmayarak yoluna devam ettiğini, ertesi gün olay yerine giderek fotoğraf çektiğini beyan ederek tazminat isteminde bulunduğu, davalı tarafın ise davacının dava konusu ettiği taleplerinin teminat kapsamı dışında kaldığını savunduğu görülmüştür. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının birbiriyle uyumlu olduğu, aynı yönde tespit ve değerlendirmeler içerdiği görüldüğünden mahkememizce bu raporlara itibar edilmiştir. Bu doğrultuda HMK’nın 190.maddesi gereğince rizikonun teminat dışında kaldığı hususunu davalı … şirketinin ispatla mükellef olduğu, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden ise davalı … tarafından araç sürücüsünün kaza mahallinin terk ettiği, kaza mahallini değiştirdiği ya da kazanın farklı zamanlarda meydana geldiği yönündeki iddiasının ispatlanamadığı kanaatine varıldığı, buna göre söz konusu olayın poliçede yer alan rizikolar içerisinde yer aldığı, davacının taleplerinin Kasko Genel Şartları gereği teminat kapsamında bulunduğu ve davalı … şirketinin ortaya çıkan zarardan sorumlu tutulması gerektiği, davalı tarafça ıslaha konu maddi tazminat talepleri bakımından zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de eldeki davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, bu sebeple zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmakla davacının 28/09/2020 tarihli ıslah dilekçesi de nazara alınarak davanın kabulüne karar verilerek toplam 30.000,00 TL zarar miktarının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kabulü ile, toplam 30.000,00 TL zarar miktarının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alırak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 2.049,30 TL harçtan peşin alınan 632,54 TL ( Peşin harç +Islah Harcı ) harcın mahsubu ile bakiye 1.416,76 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam: 3.742,04 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 10/11/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

MASRAF BEYANI
668,44 TL Harç Masrafı
2.800,00 TL Bilirkişi Ücreti
273,60 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 3.742,04 TL