Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/350 E. 2023/470 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/350 Esas
KARAR NO : 2023/470

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2018
KARAR TARİHİ : 31/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı 17/04/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında makine alım satımı yapıldığını, fatura bedelinin bir kısmını borçlu yanın ödediğini ve cari hesapta kalan bakiye bedel olan 44.158,97 TL lik kısım üzerinden … 9.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, borçlunun haksız ve dayanaksız şekilde süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek, itirazda bulunduğunu ve takibi durdurduğunu, müvekkili ile borçlu şirket arasında cari hesap mutabakatı yapıldığını ve borçlu şirketin 12/01/2018 tarihli evrakta da 44.158,97 TL müvekkili şirkete borçlu olduğunu kabul ve beyan ettiğini, fakat borçlu şirketin geçen süre zarfında müvekkili şirkete hiç bir ödeme yapmadığını, alacağın likit olduğunu, borçlunun defterleri incelendiğinde de bu hususun ortaya çıkacağını belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, kötü niyetli olarak itiraz ederek takibin durmasına neden olan davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 25/06/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından müvekkili aleyhine … 9. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla başlatılan takibin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davalı şirketin ekonomik olarak sıkıntıda olduğu dönemde 97.441,01 TL borcuna karşılık nakit ödeme yapmak yerine …tarihli … sıra nolu faturada 3 adet makinenin satışı işleminin yapıldığını, ancak satışa konu makinelerin müvekkili şirkete teslim edilmediğini, taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre makinelerin faturalandırılan tutarda satılması halinde bakiye tutar kalırsa davacı şirkete ödeneceğinin kararlaştırıldığını, satın alınan makinelere davacı tarafından alıcı bulunacağı hususundaki vaatleri de dikkate alınarak 97.441,01 TL borca karşılık 3 adet makinenin faturalandırılmasının kabul edildiğini, ancak satılan 16.000,00 TL tutarlı …’nin alıcı bulamaması nedeniyle 06/10/2017 tarihli iade fatura kesildiğini bu hususta davacının herhangi bir itirazının bulunmadığını, anlaşma çerçevesinde faturalandırılan 100.000 TL tutarlı …’nin davacının vaat ettiğinin aksine alıcı bulamadığını, makinenin 14/02/2018 tarihinde …Şti.’ye 40.120,00 TL karşılığı satılabildiğini, davacı tarafça 100.000,00 TL değer biçilen ve bu tutarla faturalandırılan iş bu makinenin 2 yıl sonra ve değerinin neredeyse 1/3 fiyatına ancak satılabildiğini, ayrıca makinenin alıcıya taraflarınca teslim edilmesi ile bir çok gizli ayıbının olduğunun tespit edildiğini, makinenin satıldığını duyan davacının şirketin her ne kadar bakiye tutaraın tahsili için taraflarına başvurmuş olsa da makinenin ayıplı olduğu ve tespit edilen değerden çok daha düşük fiyata saıldığını ve ödemelerin 12 taksit halinde yapılacağının kendilerine bildirildiğini, taraflar arasında imzalanan cari mutabakattaki imzaların şirket yetkililerine ait olmadığını, geçerliliğinin de söz konusu olamayacağını, davacı tarafın her ne kadar alacağın likit olduğundan bahisle %20 icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de müvekkili şirketin icra takibine konu tutarda bir borcunun bulunmayıp, alacağın mahkemece yapılacak inceleme neticesinde tespit edileceğinden davacının icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, takibin haksız ve kötü niyetli olan davacının %20 oranında tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Tanık beyanları, bilirkişi raporları, … 9.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, 02/09/2020 tarihli Keşif Tutanağı dosyada mevcuttur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
23/01/2019 tarihli celsede dinlenen tanık … : “2,5 yıldır ben … teknik servis müdürü olarak çalışıyorum. Tek bir baskı makinasıdır. Markası ….tir. … kendisi getirmiştir. Arkasında herhangi bir servis sağlayıcısı yoktur. Bu … nitelikli sert zeminlere baskı yapan nitelikli bir makinadır. Ben geldiğimde makina … dijitalde çalışmayan bir vaziyette durmaktaydı. Makina çok özellikli olduğu için çalıştırmadık. Zira çalıştırması, … boyaları ve ekipmanları çok maliyetli olduğundan çalıştırmamayı tercih ettik. Satılana kadar bekledik. Satıldığında da kurulum yaparken bu makine mekatronik bir makinedir. Bilgisayar şifresi çinliler tarafından süreli olarark verildiğinden sesarttan mehmet beye danıştık. … bey burada bir çinlinin yardımcı olduğunu söylemişti ama biz onu görmedik. Çindeki bildiğimiz şirketlere danışarak … ulaştık. ….yardımcı olamayacağını söyledi. Ayrıca daha sonra içindeki sensörler ve motor dişlerinin de kırık olduğunu gördük. Japon yapıştırıcısı ile yapıştırılmıştır. Gerek makinenin çalıştırılamaması gerek ayıplar gerekse parçaların çok maliyetli olmasından dolayı kurulum bekleyen müşteri bize ihtar çekti. Biz de çinle yazıştık. Ayrıca deniz reklama durumu bildirdik. Bu süreçte içindeki ayıplı parçaları değiştirdik ve kart üretici çinli firmayla yazışmaya geçerek şifreleri de online olarak makineyi aktif hale getirdik. Müşteri şu anda makineyi kullanmakta ama memnun değil. Şikayetleri bulunmakta. Asıl burada önemli olan makinenin içerisinde bulunan kartuşlardır. Bunların da herbiri 3500 dolar tutmaktadır. Dolayısı ile makina tam manası ile düzgün olarak çalışmamaktadır. Sorulan soruya cevaben; Makinanın … dijitale Tema Reklamdan geldiğini biliyorum. Aynı yerde oldukları için sahiplerinin aynı olduğunu düşünüyorum. Zira beylikdüzüne merkezine gittiğimde orada tek tabela vardı. O da … reklamdı. Bunun dışında bir bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
20/03/2019 celsede dinlenen davalı tanığı …; ”Ben …’ın ortağıyım. … bizim müşterimizdi. Bi zaman sonra bu firmanın ortağı vefat etti. Diğer ortak kardeşi borçları ödemede zorluk yaşadı. Ödeme güçlüğü çektiğinden bize olan kalan borcuna karşılık makineler vererek ödemek istedi. Makinelerin değeri borcundan fazlaydı. Biz makinaları şirkete getirtmedik. Onlar beylikdüzündeydi. Onlara … gönderip satış yapılmasını bekledik. 3 makinadan birisi satıldı. Birini … iade ettik modası geçtiğinden. Büyük olan makina ise 1,5 sene satılamadı. Sonra da yarım yamalak çalıştı. Şu anda bu makinayı … çalışır hale getirip yarı fiyatından da daha altına satıldı. Satıldığı yerle de şu anda bu makinanın bozukluğundan dolayı sorunlar vardır. Ama nereye satıldığını bilmiyorum. 3 makinadan satılan kendi değerinde satılmıştır. Diğer ikisinde de bu belirttiğim ayıplardan dolayı biri sesarta iade edilmiş, diğeri de … tarafından ayıplarından dolayı yarı fiyatından da daha düşük fiyata ismini bilmediğim bir yere satılmıştır.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
07/02/2020 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;” Yukarıda açıklandığı üzere dava konusu makine üzerinde keşfen inceleme yapılması için gerekli organizasyon yapılmadığından inceleme yapılamamış ve bir teknik görüş oluşturulamamıştır. Davalı şirket yetkilileri tarafından gerekli organizasyonun yapılması halinde keşfen inceleme yapılabilecektir. Ön görüş ve kanaatim Sayın Mahkemenin takdirlerine saygı ile arz olunur.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
16/09/2020 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; ” Gerek … tarafından satın alındığı ve gerek ise makine üzerinde yapılan keşif sırasında da 02/09/2020 tespit edildiği şekliyle makine ayıplıdır. Yani ayıp iddiası yerindedir.” şeklinde beyanda bulunulmuştur.
09/07/2021 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda özelte; Ayıbın ”Açık Ayıp”mı yoksa ”Gizli Ayıp”mı olduğu: Davaya konu makinedeki ayıp; Davalı …A.Ş. açısından ”Gizli Ayıp”tır. En önemlisi davacı … San. Tic. Ltd. Şti. makineyi normal rayiç değerine satmış ancak makinenin yapılarından hiç bahis etmemiştir. Açık Ayıp ya da Gizli Ayıph var ise bunun hangi süreçte gerçekleştiği: Davaya konu makinedeki ayıp davacı … firmasının uhdesindeyken oluşmuştur. Makinenin davacı …’da iken normal bakımlarının yapılmadığı gibi … Programının lisanslı olmamasına göz yumulduğu (… firmasının haberi olması durumunda makineyi bulunduran Patentli yazılım izinsiz/haksız kullanmaktan işlem görebilecektir) davacı …’ın teknik servisinin makinenin kalibrasyonunu düzgün yapmadığı ayrıca tüm bu ayıpları satın alana (…) bildirmediği anlaşılmıştır. Böylece dava konusu makinede ”Gizli Ayıp”ın gerçekleştiği süreç davacı … uhdesindeyken oluşmuştur. Ayrıca davacı bu ayıpları, makineyi satarken davalıdan gizlediği kanaatine ulaşılmıştır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
25/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”Dosya mevcudu, davacı yan ticari defterleri, dava ve icra dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin muhasebesel yönden tetkiki sonucunda ve raporumuz içinde açıklanan nedenlerle/netice-i taleple bağlılık ilkesi sayın Mahkemece ayrıca gözetilmek kaydı ile; 7.1 Davacı Ticari Defterlerinin”Usulüne Uygunluk Yönünden”tetkik edilmesi: Davacı yan 04/03/2022 günü saat 14:00 de yapılan incelemeye katılmamış yerinde inceleme talebinde de bulunmamıştır. 7.2 Davalı Ticari Defterlerinin ”Usulune Uygunluk Yönünden”tetkik edilmesi;İncelenen davalı şirkete ait 2016-2017-2018 yılı ticari elektronik defterlerine ait beratların yasal sürelerinde alındığı, Envanter defterlerinin açılış tasdikinin yasal süresinde yapıldığı bu anlamda davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tasdik edildiği, 7.3 Davalı yanın incelenen 2016-2017-2018 yılına ait ticari defterlerinde davacı yana takip tarihi olan 14/03/2018 tarihi itibariyle 44.918,87 TL borçlu olduğu, 7.4 Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişisi …tarafından keşif esnasında makinenin mevcut değerinin 34.000,00 +%18 KDV =40.120,00 TL tespit edildiği, sayın Mahkemece bu tespitin benimsenmesi halinde davacı yanın davalı yana 75.441,13 TL borçlu olacağı, 7.5 Davacı ile davalı arasında ticari satış sözleşmesinin kurulduğu ve davacının satıcı davalının alıcı olduğu ilişkide makine satımı gerçekleştiği, 7.6 Satılan makinenin zilyetliğinin, taraflar arasındaki ilişki nazara alındığında hükmen teslim yolu ile davalıya nakledildiği ve ayıba karşı ihbar süresinin bu tarihten itibaren başlayacağı, 7.7 Dava dosyasına mübrez belgeler incelendiğinde süresinde yapılmış bir ayıp ihbarına rastlanılmadığından, ayıba karşı tekeffülün şekli şartlarının somut ihtilafta gerçekleşmediği, sonuç ve kanaatine varılmıştır” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
16/01/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “Satılanın, zilyetliğinin hükmen teslim yolu ile davalıya nakledildiği ve ayıba karşı ihbar süresinin bu tarihten itibaren başlayacağı, … tarafından hazırlanan ek raporda, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu ve ayıpların satış anında mevcut olduğu tespit edildiğinden, davalının zilyetliğin devir tarihinden itibaren 8 gün içinde makineyi muayene ederek/ettirerek ayıp ihbarında bulunması gerektiği, dava dosyasına mübrez belgeler incelendiğinde süresinde yapılmış bir ayıp ihbarına rastlanılamadığından, ayıba karşı tekeffülün şekli şartlarının somut ihtilafta gerçekleşmediği,” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, cari hesap ilişkisi olduğundan bahisle açılan itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır. Dava dosyamızda ise taraflar arasında imza altına alınan cari hesap mutabakat metni olduğundan şartların oluşmuş olduğu görülmüştür. (YHGK 28.03.2018 tarih, 2017/19-1634 Esas ve 2018/633 Karar sayılı ilamı).
Delillerin davayı etkileyecek çekişmeli hususlarda gösterileceği ve ispat faaliyetinin çekişmeli vakıalar için söz konusu olduğu hususu göz önünde bulundurulmalıdır ( 6100 sayılı HMK m.187/1). TMK 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir. HMK’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Kendisine ispat yükünün düştüğü taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse davayı kaybeder. O taraf davacı ise davası reddedilir, davalı ise mahkûm edilir. Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır.
Somut olayda davalı takibe yaptığı itirazda, davacı yana borçlu olmadığı savunması ile takibe itiraz etmiş ve huzurdaki davada cevap dilekçesi borcun bir kısmının nakit olarak elden, bir kısmının ise makine satışı ile ödendiği savunmasında bulunduğu, davalı yan ise teslim edilen makinelerin ayıplı olduğunu iddia ettiği görülmüştür. Bu durumda elden ödenen bedel yönünden ispat yükünün davalı yanda olduğu, davacı yanca teslim edilen makinelerin ayıplı olup olmadığı hususunda ispat yükünün davacı yanda olduğu görülmekle, makinelerin ayıplı olup olmadığı hususunda keşif yapılmasına, ticari ilişki karşılığı bedelin ödenip ödenmediği ile bedelin ticari kayıtlara nasıl işlendiği ve davacının alacaklı olup olmadığı hususunda tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce 02/09/2020 tarihinde yapılan keşif sonrası hazırlanan kök ve ek raporda; davaya konu makinedeki ayıp, Davalı …A.Ş. açısından ”Gizli Ayıp”tır. En önemlisi davacı … San. Tic. Ltd. Şti. makineyi normal rayiç değerine satmış ancak makinenin yapılarından hiç bahis etmediği, açık ayıp ya da gizli ayıp var ise bunun hangi süreçte gerçekleştiği, davaya konu makinedeki ayıp davacı Seart Reklam firmasının uhdesindeyken oluştuğu, makinenin davacı …’da iken normal bakımlarının yapılmadığı gibi …Programının lisanslı olmamasına göz yumulduğu (… firmasının haberi olması durumunda makineyi bulunduran Patentli yazılım izinsiz/haksız kullanmaktan işlem görebilecektir) davacı …’ın teknik servisinin makinenin kalibrasyonunu düzgün yapmadığı ayrıca tüm bu ayıpları satın alana (…) bildirmediği, böylece dava konusu makinede ”Gizli Ayıp”ın gerçekleştiği süreç davacı … uhdesindeyken oluştuğu, ayrıca davacı bu ayıpları, makineyi satarken davalıdan gizlediği kanaatine ulaşıldığı, belirtilmiş olmakla davaya konu makinelerin gizli ayıplı olduğu, ancak bunun davalıya teslimi aşamasında olduğu anlaşılmış ve davacının bu yöndeki iddia ve itirazları kabul edilmemiştir.
HMK’nun 222/3 maddesi; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü içermektedir. Bununla beraber Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/425 K. 2021/440 sayılı kararında; “Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatının gerektiği düzenlendiğinden, ticari defterlerin kesin delil olduğu anlaşılmaktadır.” şeklinde belirtildiği üzere HMK’nun 222’deki şartları oluştuğunda ticari defterlerin ispat gücü bakımından sahibi lehine kesin delil niteliği taşıdığı kabul edilecektir.
Yukarıda kapsamda Mahkememizce taraflara ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, bilirkişi olarak atanacak mali müşavir bilirkişiye bildirilmesine, taraf vekillerine inceleme gün ve saatinde ticari defter ve belgelerini ibraz etmesi, aksi takdirde ibrazdan kaçınmış sayılacağı duruşmada ihtar edilmiş, ancak buna rağmen davacı yanın ticari kayıtları sunulmadığından, davacı yanın ticari kayıtları ibrazdan kaçındığı kabul edilmiştir.
Nitekim dosyamıza sunulan 25/04/2022 tarihli bilirkişi kök raporunda ve 16/01/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacı yan 04/03/2022 günü saat 14:00 de yapılan incelemeye katılmamış yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı, incelenen davalı şirkete ait 2016-2017-2018 yılı ticari elektronik defterlerine ait beratların yasal sürelerinde alındığı, Envanter defterlerinin açılış tasdikinin yasal süresinde yapıldığı bu anlamda davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tasdik edildiği, davalı yanın incelenen 2016-2017-2018 yılına ait ticari defterlerinde davacı yana takip tarihi olan 14/03/2018 tarihi itibariyle 44.918,87 TL borçlu olduğu, Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişisi … tarafından keşif esnasında makinenin mevcut değerinin 34.000,00 +%18 KDV =40.120,00 TL tespit edildiği, sayın Mahkemece bu tespitin benimsenmesi halinde davacı yanın davalı yana 75.441,13 TL borçlu olacağı, satılanın, zilyetliğinin hükmen teslim yolu ile davalıya nakledildiği ve ayıba karşı ihbar süresinin bu tarihten itibaren başlayacağı, … tarafından hazırlanan ek raporda, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu ve ayıpların satış anında mevcut olduğu tespit edildiğinden, davalının zilyetliğin devir tarihinden itibaren 8 gün içinde makineyi muayene ederek/ettirerek ayıp ihbarında bulunması gerektiği, dava dosyasına mübrez belgeler incelendiğinde süresinde yapılmış bir ayıp ihbarına rastlanılamadığından, ayıba karşı tekeffülün şekli şartlarının somut ihtilafta gerçekleşmediği, yönünde rapor hazırlandığı anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında yer alan kayıtlar ve tarafların da aksini iddia etmedikleri gibi, davacı ile davalı arasında ticari satış sözleşmesinin kurulduğu ve davacının satıcı davalının alıcı olduğu ilişkide makine satımı gerçekleştiği, ancak satılan makinenin zilyetliğinin, taraflar arasındaki ilişki nazara alındığında hükmen teslim yolu ile davalıya nakledildiği ve ayıba karşı ihbar süresinin bu tarihten itibaren başlayacağı görükmektedir. Ancak davalı yanca davacıya ayıp ihbarının yapıldığına yönelik hiçbir kaydın sunulmadığı anlaşılmakla davalı yanın bu husustaki itirazları kabul edilmemiştir.
Davacı yan her ne kadar ticari defter ve kayıtlarını da ibraz etmemiş ise de, davalının incelenen ticari kayıtlarında davalının davacı yana 44.918,87 TL borçlu olduğu anlaşılmakla ve ticari kayıtların sahibinin aleyhine delil olabileceği anlaşılmaktadır. Aynı kapsamda davalı yanca mutabakat metninin şirket yetkilisi tarafından imzalanmadığı itirazı da ticari kayıtlar karşısında imza incelenmesine gerek duyulmamıştır. Anlatılan gerekçe ile davanın asıl alacak yönünden kabulü ile takibin kaldığı yerden devamına, usulüne uygun olarak davalı yan temerrüde düşürülmediğinden ya da ödeme için belirli bir tarih belirlenmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının icra takibine haksız yere itirazda bulunması, alacağın fatura alacağından kaynaklı olması sebebiyle likit olması nedeni ile toplam alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının (İİK md.67/2) davalıdan tahsilde tekerrür olmamak üzere alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla KISMEN KABULÜNE,
Davalının … 9.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın asıl alacak yönünden iptali ile takibin 44.158,97 TL asıl alacak ile bu alacağa takip tarihi olan 16.03.2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek ticari avans faizi uygulanarak devamına, fazlaya ilişkin faiz isteminin REDDİNE,
2-İİK mad. 67/2 uyarınca alacak likit ve itiraz haksız olduğundan 44.158,97 TL alacağın %20’si olan 8.831,79 TL icra inkâr tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 3.016,50 TL nispi karar harcından peşin yatırılan 618,46 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.398,04 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafça yatırılan 618,46 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti, 272,00 TL posta giderinden ibaret toplam 4.313,10 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları dikkate alınarak 3.719,49 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 7.047,59 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır