Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/349 E. 2020/326 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/349 Esas
KARAR NO:2020/326

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/04/2018
KARAR TARİHİ:15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalı yanın takip dayanağı faturaları ödememesi nedeniyle …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine giriştiği, davalı borçlu …’ün müvekkilinden elektrik hizmeti aldığı … no’lu tesisat için müvekkilline 03.01.2008 tarihinde Alçak Gerilim elektrik Enerjisi Satışına ilişkin abonelik sözleşmesi imzalandığını, söz konusu tesisatın bulunduğu … Mah. … Cad. No…. … adresinde faturaların ödenmemesi nedeniyle müvekkili şirketin bu bedeli tahsil edebilmek için …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, …’ün borca haksız bir şekilde kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu,davalı borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, haksız itiraz eden boçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında özetle; davacı tarafın hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine giriştiğini, icra takibinin haksız olduğunu, icra formunda belirtilen borcun kendisine ait olmadığını, söz konusu yerde müvekkilinin herhangi bir elektrik sarfiyatı yapmadığını, takip konusunun 18.08.2008 ve 13.04.2009 arası dönemlera ait fatura borçlarını kapsadığını, oysa müvekkilinin 30.04.2008 tarihinde işyerini kapatarak belirtilen adresten taşınarak ayrıldığını, 30.04.2008 tarihinden sonra işyerinde meydana gelmiş borç ile müvekkilin bir ilgisinin bulunmadığını, davacı tarafın borcu müvekkilinden talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla aynı alacak için icra takibi başlattığını, müvekkili tarafından bu alacağa itiraz edilip takibin durdurulduğunu ve dosyanın derdest olduğunu, bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Davaya konu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur,incelendiğinde;davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 12/04/2016 tarihinde Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve Perakende Satış Sözleşmesinden kaynaklı 48.722,50 TL Enerji Bedeli, 68.078,89 TL Gecikmiş Gün faizi, 12.254,19 TL Faizin KDV’si olmak üzere toplam : 129.055,58 TL’lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 30/04/2016 tarihinde tebliğ olduğu,davalı borçlu vekilinin 04/05/2016 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizin 08/05/2019 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere Elektrik Mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 01//11/2019 teslim tarihli raporda özetle;
• Davalı taraf söz konusu işyerini 30.04.2008 tarihinde terk ettiğini beyan etmektedir. Ayrıntısı dosya içeriğinde verildiği şekilde işyeri terk edecek abonenin işyerini terk etmeden önce yazılı olarak aboneliğin feshini istemelidir. Davalı tarafın bu işlemi yapmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, dosyadaki bilgilerde Vergi Dairesi bilgileri olmadığından …’ün işyerini üzerine alıp almadığı, bu işyerinde vergi mükellefi olup olmadığı ve işyerini terk ettiği tarih belli ise bu bilgilerin dosyada olmadığı görülmüştür.
• Elektrik mevzuatına ve taraflar arasında imzalanmış abonelik sözleşmesine göre abone olunan mahal devredileceği zaman aboneliğin belli bir zaman öncesinden sonlandırılması için elektrik idaresine yazılı bildirim yapılması gerekmektedir. Sözleşmenin özel hükümleri kısmında bulunan 1. maddesinde; abonenin birden fazla tesisatta aboneliğinin olması durumunda, abone grupları farklı olsa bile birikmiş elektrik borcunun olması durumunda borcu bulunmayan diğer tesisat/tesisatlarında elektriğinin kesilmesini peşinen kabul eder denilmektedir. Ayrıca, sözleşmeye göre davalının söz konusu mahalden çıkmadan 1 hafta önce o zamanki Türkiye Elektrik Kurumuna yazılı bildirim yaparak aboneliğinin sonlandırılması istenmelidir. Ancak, bu şekilde sözleşme sonlandırlabilir. Aksi durumda fesh ancak icra takibine girişilmeden önce elektrik şirketi tarafından yapılmaktadır. Dosyada da olay bu şekilde olmuştur.
• Diğer özel hüküm maddeleri ile birlikte abonenin önceki dönem ve kaçak kullanım durumunda tahakkuk ettirilecek borçları ödemeyi taahhüt ettiği, aksi durumda tüm tesisatlardaki elektriğin kesileceği açık bir şekilde belirtilmiştir. Sözleşmenin genel hükümler kısmındaki 2. maddede; faturalar ve ödeme başlığı altında; her okuma döneminde tüketimin faturalandırılacağı, faturada belirtilen süreye kadar fatura meblağı ödenmediği taktirde abonenin elektriğinin kesileceği, eğer abone 30 gün içinde borcunu ödemez ise abonelik fesih işlemi uygulanacağı ve borç hakkında gecikme faizi ile birlikte icra takibine girişileceği açıkça belirtilmiştir.
• Borç tarihinde geçerli olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin aşağıdaki verilen maddesine göre söz konusu tesisatta borç meydana geldiğinde, elektrik kesme işleminin yapılabileceği, ancak kesin hüküm olarak ne zaman kesileceği hakkında bilgi verilmediği görülmektedir.
Zamanında ödenmeyen borçlar
MADDE 24 — (1) Zamanında ödenmeyen borçların tahsiline ilişkin hususlar; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında düzenlenir.
(2) Müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması halinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir.
(3) Perakende satış sözleşmesinde belirlenen gecikme zammı fatura son ödeme tarihinden itibaren uygulanır. Uygulanacak gecikme zammı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranını aşamaz.
• Sonuç olarak, ayrıntıları rapor içinde verildiği şekliyle, … no’lu tesisatın abonelik bilgileri incelendiğinde, borç tarihlerinde abonenin davalı … olduğu, …’ün imzaladığı abonelik sözleşmesi gereği … no’lu tesisatın bulunduğu mahali terk etmeden önce elektrik idaresine basit bir yazılı müracatta bulunarak sözleşmeyi fesh etmesi gerektiği, Yargıtay kararlarında da bu durumun açıkça belirtildiği, sayaç okuyanların tesisatı kimin kullandığının tespitini yapmalarının mümkün olmadığı,
• Rapor içinde verilen tablodan ve faturalardan görüleceği üzere borcun meydana geldiği 2008/08 ilk dönem faturasında önceki dönemlerden intikal eden 133.714,21 TL.’lik ödenmemiş borç olduğu görüldüğü, davacı tarafın davalıdan talep ettiği bedelin ise takibi yapılan bu borçla bir ilgisinin olmadığı,
• Dosyadaki bilgilerde …’ün imzaladığı 03.01.2008 tarihli sözleşmenin mevzuata uygun şekilde karşılıklı fesh edildiğine dair bir bilginin olmadığı, Yargıtay kararlarında elektrik aboneliği abonesi tarafından sonlandırılmadıkça abonenin söz konusu tesisatta sorumluluğunun devam edeceği ve meydana gelebilecek fatura borçlarından da kendisi tüketim yapmasa bile sorumlu olacağının açıkça belirtildiği, davacı tarafın borcu tahsil etmek için tesisatın abonesi adına icra takibi başlatmasında Yargıtay kararlarına göre de haklı olduğu, icra takibi itibariyle davalı tarafın toplam borcunun 130.811,05 TL. olduğu hesaplandığı, icra takip formunda ise toplam borcun 129.055,58 TL. olduğunun görüldüğü, aradaki 1.755,47 TL.’ lik farkın neden kaynaklandığının bilinmediği, dosya içeriğine göre davacı tarafın itirazın iptali talebinde haklı olduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalı vekiline HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 15/09/2020 tarihli duruşmasının ara kararı ile; Dosya kapsamı ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğundan davalı vekilinin yeni bir bilirkişiden yeni rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası getirtilip incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 12/04/2016 tarihinde Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve Perakende Satış Sözleşmesinden kaynaklı 48.722,50 TL Enerji Bedeli, 68.078,89 TL Gecikmiş Gün faizi, 12.254,19 TL Faizin KDV’si olmak üzere toplam 129.055,58 TL’lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 30/04/2016 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu vekilinin 04/05/2016 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Somut olayda davacı vekili, davalı borçlu … ile davacı arasında 03.01.2008 tarihli Alçak Gerilim elektrik Enerjisi Satışına ilişkin abonelik sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafından sözleşmeye bağlı olarak tahakkuk ettirilen 9 adet ödenmemiş dönem faturası bulunduğunu, bu faturaların tahsili amacıyla başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiş, davalı vekili ise takip konusunun 18.08.2008 ve 13.04.2009 arası dönemlere ait fatura borçlarını kapsadığını, oysa müvekkilinin 30.04.2008 tarihinde işyerini kapatarak belirtilen adresten taşınarak ayrıldığını, 30.04.2008 tarihinden sonra işyerinde meydana gelmiş borç ile müvekkilin bir ilgisinin bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında 03/01/2008 tarihli abonelik sözleşmesinin imzalandığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu faturalar nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, davalı tarafından usulüne uygun olarak aboneliğin feshedilip edilmediği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Eldeki davada tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden dosyamız elektrik mühendisi bilirkişisi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi 04/11/2019 havale tarihli raporunda “… … no’lu tesisatın abonelik bilgileri incelendiğinde, borç tarihlerinde abonenin davalı … olduğu, …’ün imzaladığı abonelik sözleşmesi gereği … no’lu tesisatın bulunduğu mahali terk etmeden önce elektrik idaresine basit bir yazılı müracatta bulunarak sözleşmeyi fesh etmesi gerektiği, Yargıtay kararlarında da bu durumun açıkça belirtildiği, sayaç okuyanların tesisatı kimin kullandığının tespitini yapmalarının mümkün olmadığı,
Rapor içinde verilen tablodan ve faturalardan görüleceği üzere borcun meydana geldiği 2008/08 ilk dönem faturasında önceki dönemlerden intikal eden 133.714,21 TL.’lik ödenmemiş borç olduğu görüldüğü, davacı tarafın davalıdan talep ettiği bedelin ise takibi yapılan bu borçla bir ilgisinin olmadığı,
Dosyadaki bilgilerde …’ün imzaladığı 03.01.2008 tarihli sözleşmenin mevzuata uygun şekilde karşılıklı fesh edildiğine dair bir bilginin olmadığı, Yargıtay kararlarında elektrik aboneliği abonesi tarafından sonlandırılmadıkça abonenin söz konusu tesisatta sorumluluğunun devam edeceği ve meydana gelebilecek fatura borçlarından da kendisi tüketim yapmasa bile sorumlu olacağının açıkça belirtildiği, davacı tarafın borcu tahsil etmek için tesisatın abonesi adına icra takibi başlatmasında Yargıtay kararlarına göre de haklı olduğu, icra takibi itibariyle davalı tarafın toplam borcunun 130.811,05 TL. olduğu hesaplandığı, icra takip formunda ise toplam borcun 129.055,58 TL. olduğunun görüldüğü, aradaki 1.755,47 TL.’ lik farkın neden kaynaklandığının bilinmediği, dosya içeriğine göre davacı tarafın itirazın iptali talebinde haklı olduğu” yönünde tespitlerde bulunmuştur.
Yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; 04/11/2019 havale tarihli bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun nitelikte düzenlenmiş olduğu, itirazın iptali davalarında kural olarak ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıda ise de davalı tarafından 30/04/2008 tarihi itibariyle sözleşmeye konu işyerini kapatıp belirtilen adresten taşınmış olduğundan kendisi tarafından kullanılmayan elektrik borcunun takibe konulduğunu savunduğu, bu kapsamda HMK’ya göre ispat yükünün, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu dikkate alındığında davalının ispat yükünü üzerine aldığı, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden davalı tarafından mevzuata uygun şekilde abonelik ilişkisinin sona erdirildiğinin ispat edilemediği, bu durumda davacı tarafından borcun tahsil edilmesi için tesisatın abonesi olan davalı aleyhine icra takibi yapılmasında haklı olunduğu anlaşılmakla hükme esas alınan 04/11/2019 havale tarihli rapora göre ve ancak taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, davalının …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 48.722,50 TL enerji bedeli, 68.078,89 TL gecikme faizi, 12.254,19 TL KDV üzerinden kaldığı yerden devamına, şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
Davanın kabulüne,
1-Davalının … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 48.722,50 TL enerji bedeli, 68.078,89 TL gecikme faizi, 12.254,19 TL KDV üzerinden kaldığı yerden devamına,
2-Şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 8.815,78 TL harçtan peşin alınan 2.203,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.611,83 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 16.210,28 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam: 3.209,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 15/09/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)