Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/319 E. 2018/1406 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/319 Esas
KARAR NO : 2018/1406

DAVA : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/04/2018
KARAR TARİHİ : 25/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalının sigortalısı …’a ait … plakalı araç tarafından 15/02/2018 günü … e ait … plakalı araca çarparak hasar verdiğini, araçta eksper raporuyla 800,00 TL değer kaybı tespit edildiğini, araç maliki …’ün alacağını davacı şirkete temlik ettiğini, araçtaki değer kaybından davalının sorumlu olduğunu, davalıya 15/03/2018 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ancak 15 gün içinde cevap vermediğini ve ödeme yapmadığını bu nedenle şimdilik 100,00 TL değer kaybı alacağının ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faizi ile birlikte, 236,00 TL ekspertiz ücreti masrafının yargılama gideri olarak davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Davacının temlik alacağı nedeniyle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu ispatlamasının gerektiğini, temlik sözleşmesinin kendisine tebliğ edilmediğini, temlik şartlarının ispat edilmemesi halinde davanın reddinin gerektiğini, değer kaybının ZMMSP genel şartları ekine göre belirlenmesi gerektiğini, ayrıca aracın daha önceden kazaya karışıp karışmadığının araştırılması gerektiğini, bu nedenle Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine yazı yazılması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, kusur yönünden inceleme yapılması gerektiğini, eksper raporuna delil tespiti olarak başvurulduğunu, delil tespitiyle ilgili olarak kendilerine bildirimde bulunulmadığını, bu nedenle davacının eksper raporunun hükme esas alınmaması gerektiğini, eksper ataması yapılmadan önce sigorta şirketiyle paylaşılması gerektiğini, alacak muaccel olmadan yapılan ekspertiz ücretine ilişkin taleplerin reddini istediklerini, delil tespit gideri olarak ödenen ekspertiz ücretinin yargılama giderleri ile birlikte hüküm altına alınması gerektiğini, davacının faiz başlangıç tarihine ve faiz oranına ilişkin taleplerini kabul etmediklerini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı değer kaybı alacağına yönelik tazminat davasıdır.
Somut olayın; Dava konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre 15/03/2018 günü saat … sıralarında … ilçesinde sürücü … yönetimindeki … plakalı aracıyla trafik ışıklarıyla kontrol edilen kavşağa geldiğinde kırmızı yanan ışıklarda duran sürücü …’e ait … plakalı araca arkadan çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
Yargılama sırasında alınan kusur bilirkişisinin raporuna göre; Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …, yönetimindeki aracının hızını mahal şartlarına göre ayarlamamış, tedbirsiz ve dikkatsiz araç kullanmış, önündeki araçlarla arasında emniyetli ve güvenli bir takip mesafesi bırakmamış, önündeki araç yeşil ışıkta harekete geçtiği sırada kendisi aşırı sürati ve yakın takibin nedeniyle duramayıp bu araca arkadan çarpmıştır. Bu nedenle dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı araç sürücüsü … % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, Davacı tarafa ait … plakalı aracın sürücüsü … ise yeşil ışıklı trafik lambalarında harekete geçtiği sırada arkasından aşırı süratle gelip aracına arkadan çarpan davalı taraf araç sürücüsüne karşı alabileceği bir önlem olmadığından olayda sürücüsüne yüklenebilecek bir kusur oranı mevcut olmadığı belirtilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2002/130-E 2002/4512-K.sayılı ilamında; “…tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir…” denilmektedir.
KTK 90. Md. hükmüne göre ; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır. Şeklindeki düzenleme ile trafik kazasından kaynaklanan tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde BK.nun haksız fiile ilişkin hükümlerine atıf yapılmıştır.
6098 TBK 49 ve müteakip maddeleri gereğince meydana gelen kaza sebebiyle zarar görenin mal varlığında meydana gelen eksilme zararlarını isteyebileceği gibi, dolaylı olarak uğradığı zararlar da zarar verenden istenebilecektir. Bu çerçevede bakıldığında, değer kaybı zararı, davacının mal varlığında meydana gelen bir zarar kapsamındadır. Zira, araç tamamen onarılmış olsa dahi, teknolojinin gelişmesi sebebiyle, parça değişimi yapılmamış olsa dahi, araçların kaza geçirdiği, kaportanın onarım ve boya gördüğü konuları kolaylıkla tespit edilebilmekte bu da aracın kaza geçirmesi sebebiyle kazanın şekline göre değişen oranlarda bir kısım değerinden kaybetmesine sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla, değer kaybı araçla doğrudan ilişkili olup, zarar görenin gerçek zararını ifade etmektedir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2002/7795E. ve 2003/5255 K. sayılı kararında;”…borcun bizzat borçlu tarafından ifasında alacaklının menfaati olmadıkça borçlu borcunu şahsen ifaya mecbur değildir. Borç üçüncü bir şahıs tarafından borçlunun bilgisi dışında tediye edilebilir. BK md: 162 ‘ye göre alacaklı üçüncü şahıs ile yapacağı yazılı bir sözleşme ile bu maddedeki ayrıntılı durumlar dışında alacağını borçlunun rızasını aramaksızın üçüncü şahsa temlik edebilir ’
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/11-1602 E., 2013/712 K. sayılı kararında; “Alacağın temlikinin söz konusu olabilmesi için, evvelemirde temlik edilecek bir alacağın mevcut olması gerekir. Kural olarak, bütün alacaklar temlik edilebilir. Böylece halen iktisap edilmiş (kazanılmış) bir alacak kadar ileride iktisap olunacak bir alacak da keza muaccel bir alacak kadar bir vadeye veya şarta bağlanmış olan alacaklar da temlik olunabilir şeklinde belirtildiği üzere alacağın temlik ediliş şekli, içeriği karşısında yasaya ve içtihatlara aykırı bir durum bulunmamaktadır. Zira; temlik esnasında henüz sigorta tazminatı kesin olmayan yazılı şekil şartına uyarak yapılan temliğin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19.10.2015 tarih, 2015/2163 E., 2015/10755 K. sayılı ilamı ile; “Araçta meydana gelen değer kaybı, aracın kaza tarihindeki hasarsız 2.el piyasa değeri ile hasarı onarıldıktan sonraki 2.el piyasa rayici arasındaki farktır. Eksik inceleme ile hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamına göre davaya konu kaza sebebiyle davacı tarafa ait araçta meydana gelen değer kaybının hesaplanması, (aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, km’si vs göre piyasa rayici belirlenerek) araçtaki hasarın giderilmesi için makul onarım süresinin ve bu süre içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) davacının yaptığı iş, araca olan ihtiyaç durumu, kiralama ücretinin tespiti hususlarında dosyada bulunan bilirkişi raporunun da irdelenip değerlendirildiği ayrıntılı, açıklamalı ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ”
Buna göre; sigorta şirketi değer kaybından sigortalısının/sürücünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olabilecektir.
Ekspertiz ücreti yönünden ise; TTK m. 1426 / 1 ; “ Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır. ” delaleti ve T C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın 16199 sayı ve 05.10.2012 tarihli sektör duyurusu uyarınca ekspertiz ücretinin makul giderlerden olduğu konusu netlik kazanmıştır.
Mahkememizin 13/07/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince dosya, Makine Mühendisi kusur-hasar bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 19/11/2018 teslim tarihli raporda özetle; 1. Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, 2. Davacıya temlik eden …’e ait … plakalı araçtaki değer kaybının 353,95 TL. olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen 28/11/2018 tarihinde harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; ”Dava dilekçemizin sonuç ve istem kısmında talep ettiğimiz 100,00 TL alacak talebimizi “müspet zarar kapsamında, değer kaybına ilişkin 353,95 TL’nin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesini talep ediyoruz,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir. Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, Davacıya temlik eden …’e ait … plakalı araçtaki değer kaybının 353,95 TL. olduğu anlaşılmakla; Davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre 353,95 TL değer kaybı tazminatının 100,00 TL sinin dava tarihinden itibaren, 253,95 TL ‘sine de ıslah tarihi olan 28/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre 353,95 TL değer kaybı tazminatının 100,00 TL sinin dava tarihinden itibaren, 253,95 TL ‘sine de ıslah tarihi olan 28/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 40,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 353,95 TL. (AAÜT 13/2 Maddesi gereği ) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam : 1.124,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda dava değeri itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 25/12/2018

Katip …

Hakim …

Davacı Masraf Dökümü :
Harç giderleri : 71,80-TL
Ekspertiz Ücreti : 236,00-TL
Bilirkişi Ücreti : 650,00-TL
Teb.-müz.posta giderleri : 167,00-TL
Toplam : 1.124,80-TL