Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/315 E. 2018/957 K. 17.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/315 Esas
KARAR NO : 2018/957

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2018
KARAR TARİHİ : 17/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, … bayisi olarak … İli … İlçesi … Mahallesinde faaliyet gösterdiğini, Müvekkilinin bankacılık işlemleriyle ilgili olarak … Bankası ile çalıştığını, banka ile üye iş yeri sözleşmesi yapıldığını, davalı banka ile müvekkili şirket arasında davaya konu 06.04.2017 tarihinde, … T.C.kimlik numaralı … adlı tüketici, 4 adet televizyon sipariş ederek 10.500,00 TL’yi Sanal Post üzerinden ödemesinin gerçekleştirildiğini, sonrasında ilgili kişi adına fatura kesildiğini, bu kişi tarafından gönderilen ve şirket yetkilisi olan kişiye imza karşılığında ürünlerin teslim edildiğini, aynı tüketicinin 07.04.2017 tarihinde telefonla müvekkili şirketi tekrar arayıp ve benzer şekilde ürün siparişi verip sanal post üzerinden ödemesini gerçekleştirdiğini, bu durumdan şüpheye düşen müvekkilinin, bu sefer ürünleri teslim etmediğini ve çalışmış olduğu … Bankası’nı arayarak bu kişi hakkında şüpheli işlem sezdiğini ve konu hakkında araştırma yapılmasını hem sözlü hem de yazılı olarak mail yazışmaları ile bildirdiğini, bir süre sonra … Bankası tarafından, şirketlerine yapılan e-mail bildiriminde, kart hamilinin yapılan bu işleme itiraz ettiğini, … isimli şahsı tanımadığını ve yapmış olduğu itiraz neticesinde bankadaki mevcut hesaplarından çekilen tutar kart hamilinin hesabına geri iadesinin yapıldığını bildirdiğini, bu konu hakkında öncelikle … Bankası’nın Teftiş Kurulu Başkanlığı’na müracaatta bulunulduğunu, taraflarına verilen cevabi yazıda BDDK’ya başvuru yapılması gerektiğinin bildirildiğini, Ardından BDDK’ya yapılan başvuru neticesinde şu cevabın verildiğini, “Ayrıca, POS cihazları Banka Kartları veya Kredi Kartlarının Amaç Dışı Kullanım Hallerinin Belirlenmesi Hakkında Mesleki Tanzim Kararı ve Türkiye Bankalar Birliği ile Türkiye Katılım Bankaları Birliği Fiktif İşlem Değerlendirme Komistesinin Oluşumu, Çalışma Esas ve Usulleri Hakında Tebliğ kapsamında Türkiye Bankalar Birliği’ne başvurulması taktirinizdedir” , bunun akabinde Türkiye Bankalar Birliği’ne yazı gönderildiğini, Bankalar Birliğinin de bu konuda kurumun sorumlu olmadığını ve mahkemeye başvurulması gerektiğininin bildirildiğini, müvekkili şirket adına söz konusu 10.500,00 TL zararının karşılanabilmesi için dava açılmadan önce idari tüm başvuruların yapıldığını, davalı tarafından, kart hamilinin … Bankası’nın işlemlerin kendisine ait olmadığına ilişkin yaptığı itirazın içeriğinin müvekkili şirketle paylaşılmadığını ve bu konuda yasal bir dayanağın taraflarına gönderilmediğini, halbuki, şirketleri tarafından şüphe duyulan bu işlemler için bankayı arayarak bilgilendirilmek istediklerini, şüpheli hareketler sezdikleri için hem bankanın hem de müşterinin mağduriyet yaşamaması için 07.04.2017 tarihinde ikinci işlem yapılır yapılmaz davalıyı bilgilendirdiklerini, davalı … Bankası’nın, iyiniyetli davranan şirketlerine karşı bu şekilde bir işlem yaparak zarara uğrattıklarını, yapılan işlemin hukuka aykırı bir işlem olduğunu, müvekkilinin yaptığı işlemin doğru ve geçerli işlem olduğunu, davalı banka ile arasındaki sözleşmeye uygun olarak gerçekleştirildiği ve 10.500,00 tl müvekkiline ait olması gerektiğini, davalı bankanın detaylı bir inceleme ve araştırma yapmadan, kart hamilinin itiraza konu beyanı ile … Bankası’nın 30.05.2017 tarihli kararıyla 10.500,00 TL’lik bedelin hesaplarından çekilen işleme itiraz ettiklerini ileri sürerek davalı bankanın yasal hiçbir gerekçe göstermeden, müvekkili şirketin yapmış olduğu işlemini iptal ederek 10.500,00 TL’yi hesaplarından çekmesi nedeniyle, 10.500,00 TL’nin ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı, dava konusu etmiş olduğu harcama itirazına konu olan tutar ile ilgili iddialarında; davalı konumunda olması gerekenin müvekkili Banka değil bahsi geçen siparişleri veren …’un olması gerektiğini, bu nedenle davanın husumetten reddinin gerektiğini, müvekkili banka ile davacı şirket arasında üye işyeri sözleşmesi akdedildiğini, davacı tarafından … adlı tüketicinin 4 adet sipariş verdiğinin ve davacı şirket hesabına sanal post üzerinden ödeme gerçekleştirildiğinin iddia edildiğini, tüm bu işlemler üzerine davacı şirketin, … adlı kişi tarafından tekrar sipariş verildiğini ve yapılan işlemlerin şüpheli işlem olduğunu zannederek gerekli araştırmaların yapılması için müvekkili bankaya başvuruda bulunulduğunu, müvekkili banka tarafından kart hamiline … nolu kart ile 06/04/17 tarihinde davalı üye işyerinden gerçekleştirilen 4000,00+3000,00+3500,00 TL lik işlemlerden bilgisinin olup olmadığının sorulduğunu, kart hamili, … isimli şahsı tanımadığını, harcamanın kendisine ait olmadığı yönünde itirazda bulunduğunu ve “Bana Ait Değil” konulu itirazını içeren mailleri üye işyeri yetkililerine ve şubeye gönderdiğini, kartsız işlemlerle ilgili itirazlarda uygulanan akışın yurtiçi ve yurtdışı tüm bankalarda aynı olduğunu, mail order / sanal pos işlemlerde riskin üye işyerine ait olduğunu, bu riskin üye işyeri sözleşmesinde davacı yana bildirildiğini, dava konusu harcamanın face to face ile gerçekleştirilmediğini, davacının taleplerinin dürüstlük kuralına aykırı olup hakkın kötüye kullanılmasını teşkil ettiğini, ispat yükü üzerinde olan davacının, müvekkili banka aleyhine ileri sürdüğü iddiaları ispatlayamadığını, müvekkili bankanın anılan olayda, hukuka aykırı fiilinin bulunmaması nedeni ile davacının doğduğunu iddia ettiği zararla hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağının bulunduğundan da söz edilemeceğini, Bilinçli tercihi sonucu bahis oynadığını davacının dilekçesinde ikrar ettiğini, haksız fiil sorumluluğunun şartlarının bulunmaması nedeni ile müvekkili bankanın sorumluluğundan söz edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
28/05/2014 tarihinde yürülüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, kapsam başlıklı 2. maddesinde “bu kanun, her türlü tüketici işlemiyle tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinin (k) bendinde “tüketici: ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, aynı maddenin (l) bendinde “tüketici işlemi: mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık v.b sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” olarak tanımlanmıştır. Yine aynı yasanın 73/1 maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir ” ve 83/2 maddesinde “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlerin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, anılan yasa hükümleri gereğince, … adlı tüketicinin davacıdan 06.04.2017 tarihinde, 4 adet televizyon sipariş ederek 10.500,00 TL’yi Sanal Post üzerinden ödemesinin gerçekleştirmesi üzerine davacı tarafından ilgili kişi adına fatura kesildiği, bu kişi tarafından gönderilen ve şirket yetkilisi olan kişiye imza karşılığında ürünlerin teslim edildiği, aynı tüketicinin 07.04.2017 tarihinde benzer şekilde ürün siparişi verip sanal post üzerinden ödemesini gerçekleştirmesinden şüpheye düşen davacının davalı bankadan konu hakkında araştırma yapılmasını istemesi üzerine davalı bankanın, kart hamilinin yapılan bu işleme itiraz ettiğini ve … isimli şahsı tanımadığını belirttiğinden bankadaki mevcut hesaplarından çekilen tutarın kart hamilinin hesabına iade edildiğini davacıya bildirdiği, davacının 10.500,00 TL zarara uğradığı iddiası ile açılan davaya bakma görevinin Tüketici mahkemesine ait olduğu kanısı ile 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından görev nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre ;
Davanın görev nedeni ile reddine, HMK 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinin ardından iki haftalık yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilininin ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/09/2018

Katip …

Hakim …