Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/300 E. 2019/832 K. 30.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/300 Esas
KARAR NO : 2019/832

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında tütün mamülleri alım satımına ilişkin ticari ilişki içerisinde davalının müvekkili şirketten muhtelif tarihlerde ürünler satın aldığını ve davalının 7.306,16 TL bakiye borcunun tutarlarını ödememesi üzerine aleyhine … 32. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası ile faturalara konu teslim edilmiş mallara dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının süresi içerisinde borca, yetkiye itiraz ederek, takibin durduğunu, takibe yapılan itirazın haksız olduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın hukuki ilişkiyi ispatı için yazılı belge gerektiğini, yazılı belgenin sözleşme ya da borç kabulünü gösteren bir belge olabileceğini ve varsa imzasını içeren sevk irsaliyesinin borcu ispat etmese de mal teslimini ispat edebileceğini, faturanın yeterli olmayacağını zira tek taraflı düzenlendiğini beyan ederek yetki nedeni ile ve esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 32. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası, ticari defter ve belgeler üzerinde yaptırılan inceleme sonucu aldırılan mali müşavir bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki tütün mamülleri alım-satımına ilişkin ilişki nedeni ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazın yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
HMK 10 ve TBK 89.maddeleri gereğince yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
İlgili … 32. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 19/12/2017 tarihinde cari hesaba dayalı 7.306,16 TL alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 oranından başlayacak ticari faizi ile birlikte tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlunun 21/02/2018 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; yetkiye, borca ve ferilerine, imzaya itirazlarının bulunduğunu ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılmak suretiyle rapor düzenlemesi için dosya mali müşavir …’ya tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan raporda özetle, Davacı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği, taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri ticari bir münasebet olduğu, davacı şirket ticari defterlerinde yapılan incelemede davacının, davalıdan 2016 yılından gelen 6.537,65 TL alacağı bulunduğu ve bu alacağı 01.01.2017 tarihine devrettiği, 2017 yılında ise davalıya satılan veya satışı yapılan her gün bir adet olmak üzere yüzlerce fatura satış kaydı bulunduğu, bu faturalara davalı tarafından da her gün nakit ödeme yapılmakta olduğu, davalıya yapılan mal/hizmet satışlarda davacı tarafın davalıdan yapmış olduğu nakit ve veya kredi kartı tahsilatlarını BK 101 madde gereğince davalı borcundan mahsup ettiği, Borçlar Kanunu gereğince Alacaklı ile borçlu arasında aynı konuda birden çok borç bulunması halinde ifa’nın hangi borca ait olduğu da esas itibariyle borçlu ile alacaklının anlaşmasına göre belirleneceği, birden fazla borçları bulunan borçlunun, ödeme zamanında bu borçların hangisini tevdi etmek istediğini alacaklıya beyan etmek hakkına sahip olduğu, borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödemenni, kendisi tarafından derhal itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılacağı, davacıya ait ticari defterler incelendiğinde davalıya kesilen faturalar ile ilgili ve davalının ödeme yaptığı makbuzlar ile ilgili ödemenin hangi borç için yapılmış olduğuna dair hiçbir işaret ve belirti bulunmadığı, böyle durumda BK 102 madde ” Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur…” hükmü gereğince davacı tarafın davalıdan yapmış olduğu tahsilatları vadesi, gelmiş ilk borç için yapmış olduğu ve bunu ticari defterlerine kayıt ettiği, davacıya ait ticari defterlerde takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan 7.306,16 TL alacaklı olduğu, davacı tarafın bu alacağını 18.10.2017 tarihli 1.378,02 TL, 19.10.2017 tarihli 1.318,44 TL, 20.10.2017 tarihli 4.946,98 TL tutarlı faturalardan kaynaklandığını beyan ettiği, bu faturalar üzerinde yapılan incelemede faturaya konu malların davalı tarafından teslim alınmış olduğuna dair davalı işletmeye ait kaşe ve üzerinde imza bulunduğu, faturaların davalıya teslim ve tebliğ edilmiş olduğu ve bu alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %9,75 oranından başlayacak, değişen oranlardan faiz uygulanması gerekeceği beyan edilmiştir. Bilirkişi Raporu, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişlidir.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir.
Somut olayda, ispat yükü davacı alacaklıda olup davacı tarafın ticari defterlerinde davayı konu faturaların ve alacağın işli olduğu, faturaların davalı tarafa tebliğ edilmiş olduğu, davalı tarafça faturalara yönelik itirazda bulunulmadığı, davalı tarafça ticari defter ve belge ibraz edilmediği gibi herhangi bir ödeme belgesi de sunulmadığı anlaşılmış, alacağın varlığının kanıtlandığı kabul edilerek davanın kabulü ile, davalı tarafından … 32. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile, davalı tarafından … 32. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 499,08 TL ilam harcından peşin yatırılan 88,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 410,83 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 88,25 TL Peşin harç, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 142,90 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 967,05 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/09/2019

Katip …

Hakim …