Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/299 Esas
KARAR NO : 2018/618
DAVA : Alacak (Elektrik Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2015
KARAR TARİHİ : 11/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Elektrik Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili davacı şirket ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşme uyarınca, davacıya ait … abone numarası ile davalının …’de 2012 yılında 7 ay, 2013 yılında 12 ay ve 2014 yılında 3 ay elektrik dağıtım hizmeti sunduğunu, müvekkili davacı şirketin kendisine gönderilen elektrik faturalarının tamamını ödediğini, ancak davacının ödediği bu faturalarda hizmet bedeli karşılığı olmayan kayıp/kaçak bedeli alındığının tespit edildiğini, davalı şirketin tüketiciden alınan kayıp/kaçak bedelinin hukuki dayanağını 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 4.maddesi ve bu maddeye dayanılarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 11.08.2002 gün ve 24843 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ’in gösterildiğini, Enerji Piyasası Denetleme Kurumuna tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiğini, yoksa EPDK’ya sınırsız bir fiyatlandırma görevi verilmediğini, davalı … şirketinin müvekkili davacı şirketten haksız olarak tahsil ettiği 86.802,60 TL’nin davalıdan tahsili amacıyla iş bu davanın açıldığını, bu nedenle fazla ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hukuka aykırı olarak 2012, 2013 ve2014 yıllarında müvekkili davacı şirketten tahsil edilen 86,806,60 TL’nin ödenme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili … Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili davalı şirket ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşmenin 14.6.maddesine göre sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığını, bu yetki sözleşmesi uyarınca HMK 17.maddeye göre özel yetkili mahkemenin İstanbul Merkez Mahkemeleri olduğunu, ayrıca HMK 6.maddeye göre genel yetkili mahkemenin müvekkili davalı şirketin dava tarihindeki yerleşim yeri mahkemesi olup, davalı şirketin sicilde kayıtlı adresinin Şişli/İstanbul’da bulunduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesini gerektiğini, husumete ilişkin itirazlarının da bulunduğunu, zira müvekkili davalı şirketin elektrik piyasasında faaliyet gösteren bir tedarik şirketi olup, kayıp/kaçak bedelini tahsil etme görevinin enerjinin sahibi olan dağıtım şirketlerine ait olduğunu, müvekkili davalı şirket tarafından temin edilen elektrik enerjisinin davacı şirkete temin edildiği tesisin ….’nin faaliyet bölgesi içinde olduğunu, dava konusu alacağın müvekkili davalı şirketin uhdesinde kalmadığından pasif husumet yokluğundan dolayı davanın reddi gerektiğini, mevzuat gereği iletim sistemindeki kayıp/kaçakları önleme yükümlülüğünün dağıtım şirketlerine ait olduğunu, abonelerden tahsil edilen kayıp/kaçak bedellerinin dağıtım şirketine ödendiğini, müvekkili davalı şirketin tedarikçi sıfatıyla serbest tüketici niteliğine sahip abonelere (2012 yılı için yıllık 25.000 kwh üzeri) perakende elektrik enerjisi satışı gerçekleştirdiğini, tedarik şirketlerinin kayıp/kaçak bedellerini tüketiciden sadece tahsiline aracılık etmekte olup, iş bu bedellerden her hangi bir kar ya da gelir sağlamadığını, abonelerden kayıp/kaçak bedeli alınmasının hukuka ve mevzuata uygun olduğunu, kayıp/kaçak bedelinin 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunun Geçici 9.maddesine göre “ulusal tarife” adı altında EPDK tarafından belirlenerek uygulandığını, 01.04.2011 tarihinden itibaren uygulanmakta olan bu tarifenin EPDK’nun 28.12.2010 tarih ve 2999 Sayılı kararı ile belirlendiğini, tarifelerin uygulanmasında dağıtım lisansı sahibi şirketler bakımından yasal zorunluluk bulunduğunu, anılan kurul kararının EPDK’nun düzenleyici bir işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, davanın reddi gerektiğini savunarak, davanın dağıtım şirketi olan ….’ye ihbarını istemiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yapılan değerlendirme sonucu 02/10/2015 tarih ve 2015/55-701 Esas-Karar sayılı kararıyla; davanın İstanbul Mahkemeleri’nin yetki alanına girdiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dosya tevzi bürosu tarafından mahkememize tevzi edilmesi üzerine mahkememiz esasına kayıt edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen Kayıp Kaçak Bedeli ve vs. adı altında alınan ücretin iadesi talepli alacak davasıdır.
Somut uyuşmazlığın; davalı kurumun abonelerinden dolayısıyla da davacıdan Kayıp Kaçak Bedeli ve vs. adı altında ücret isteyip isteyemeyeceği; buradan varılacak sonuca göre de davalının davacıdan tahsil ettiği kayıp-kaçak bedelinin iade edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davacı ile davalı arasında elektrik enerjisi satışına ilişkin abonelik sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmeye istinaden davalı tarafından davacıdan kayıp-kaçak bedeli tahakkuk ettirildiği hususunda tartışma bulunmamaktadır.
Kayıp-kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamı ve HGK kararı uyarınca dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 Sayılı yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Dava tarihi itibarı ile HGK kararı uyarınca davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama harç ve giderleri kural olarak davada haksız çıkan aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. Aynı şekilde vekalet ücreti yönünden haksız çıkan taraf aleyhine hüküm kurulur. Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden, dolayısı ile vekalet ücretinden sorumlu tutulması olanaklı değildir. Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 07/06/2017 tarih ve 2016/20106 Esas,2017/9319 Karar sayılı içtihadı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24.Hukuk Dairesinin 2016/12 esas, 2016/12 karar sayılı ve 07/12/2016 tarihli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24.Hukuk Dairesinin 2016/16 esas, 2016/16 karar sayılı ve 06/12/2016 tarihli kararları da bu doğrultudadır. Bu nedenlerle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek davacı lehine yargılama gideri ve maktu vekalet ücreti takdir edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 1.482,38 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.446,48 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam: 177,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacıya ait artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalıya ait artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 11/05/2018
Katip …
Hakim …
MASRAF BEYANI
63,60 TL Harç Masrafı
113,50 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 177,10 TL