Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/276 E. 2018/1364 K. 17.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/276 Esas
KARAR NO : 2018/1364

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2018
KARAR TARİHİ : 17/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkili arasında et alımına ilişkin ticari ilişki bulunduğunu ve davalının ticari ilişki sonucu müvekkili şirketten muhtelif tarihlerde ürünler satın aldığını ve 6.147,65 TL bakiye borcunu ödemediğinden aleyhine … 23. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası ile faturalara konu teslim edilmiş mal/hizmete dayalı olarak ilamsız icra takibi yaptığını, davalının süresi içerisinde borca itiraz ederek, takibin durduğunu takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin adresinin … olduğunu, … İcra Daireleri yetkili olup itirazın iptali davasının görüldüğü İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olmadığınI, davacının … ve … isimli iki şahıs tarafından işletilmekte iken yapılan alışverişler sonucu kesilen faturaların, davacı şirketin e-faturaya geçiş sürecinde sistemde görünmesine rağmen manuel olarak kesildiğinden, davacının müvekkili tarafından uyarıldığını ve davacı şirket muhasebecisinin imzaladığı ve müvekkili firmaya yazılan hata ve sorumluluğun kabulünü içeren metni gönderdiğini, devam eden süreçte yukarıda isimleri yer alan şahısların birlikte çalışmalarının sonlandığı ve müvekkilinin ilgili dönem mahsuplaşması için muhatap bulamadığını ve aylar sonra iş bu davaya konu icra takibi ile muhatap olduğunu beyan ederek esasa girilmeden yetkisizlik nedeni ile davanın reddine, davanın esasına girilmesi halinde ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 23. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası, e-mail yazışmaları, ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan biilrkişi incelemesi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki et ve et ürünlerinin satışına ilişkin ticari ilişki nedeniyle düzenlenen irsaliyeli faturalardan dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, gerek icra dairesinin yetkisine yönelik olarak gerekse mahkememizin yetkisine yönelik itirazların yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
HMK 10 ve TBK 89. maddeleri gereğince davacının yerleşim yerinin Fatih / İstanbul olduğu dikkate alınarak davalı tarafın icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir.
İlgili … 23. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 21/02/2018 tarihinde dört adet faturaya dayalı olarak 6.147,65 TL asıl alacak, 1.172,58 TL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 7.320,23 TL alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 avans faiz oranından işleyecek faizi ili birlikte tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 23/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 01/03/2018 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; takibe dayanak faturalardan dolayı alacaklı görünene herhangi bir borçlarının olmadığını ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılmak suretiyle rapor düzenlemesi için dosya mali müşavir bilirkişi …’ya tevdi edilmiş, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu 28/11/2018 tarihli raporda özetle, Davacı şirketin ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre açılış tasdiklerinin yapıldığı, Yevmiye defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK m 64/3 hükmüne göre bulunması gereken kapanış (görüldü) tasdikinin yapılmadığı anlaşıldığından delil niteliğini haiz olmadığı, davalı şirketin ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz olduğu ancak dava konusu asıl alacağı doğuran faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, birbirini teyit ettiği, taraflarca bilinebilir olduğu, davacının ticari defterlerinde, davalıdan takip tarihi itibariyle 6.427,65 TL alacağının işli olduğu ancak davalının 6.147,65 TL asıl alacak talep ettiğinden davacının, davalıdan 6.147,65 TL asıl alacak, 1.115,86 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.263,51 TL alacağının tespit edildiğini ve asıl alacak 6.147,65 TL’ye takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %9,75 oranından başlayacak değişen oranlarda faiz işletilmesi gerekeceği bildirilmiştir. Bilirkişi Raporu, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişlidir.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir.
Somut olayda, davalı tarafından taraflar arasındaki hukuki ilişkide davacı tarafın hatalarından dolayı müvekkili şirketin idari para cezası ödediği ve müvekkiline kesilen faturaların e-faturaya geçiş sürecinde sistemde görünmesine rağmen manuel olarak kesildiği ve davacının uyarılmasına rağmen hataya devam edildiği ileri sürülmüş ise de, davacıya ait ticari defterlerde davalı ile olan cari ilişkisi 2015 yılında başlamakta ve 2015 yılında davalıya 05.10.2015 tarih, 433842 seri numaralı fatura ile 1.711,95 TL bedelli mal/hizmet satışı gerçekleştirilmiş olduğu bilgisi bulunmaktadır. Davacı tarafın ticari defterlerinde 31.12.2015 tarihi itibariyle 1.711,95 TL bedelli fatura nedeniyle aynı miktarda 1.711,95 TL alacağı 2016 yılına devir ettiği tespit edilmiştir. Davacı vekili ticari defter kayıtlarında tahsilat görülmemesine rağmen 1.711,95 TL bedelli faturadan icra takibinde 1.431,95 TL talep etmektedir. Davacı 280,00 TL’nin tahsil edildiğini belirtmesine rağmen, davalıdan 280,00 TL tahsil edildiğini ticari defterlerine kayıt etmemiştir. Davacı 2016 yılında ise üç adet fatura kesmiştir. Kesilen üç adet fatura üzerinde teslim alınmış olduğuna dair imza bulunmaktadır. Davalıya kesilen bu üç adet fatura ile birlikte davacı kayıtlarında, 31.12.2016 tarihi itibariyle taraflar arasındaki borç/alacak ilişkisinin davacı lehine 6.427,65 TL bakiye verdiği tespit edilmiştir. Davalıya ait ticari defterlerde ise, dava konusu dört adet faturadan dolayı davalının, davacıya 6.427,65 TL borçlu olduğu kayıtlıdır. Mali anlamda tarafların C/H muavin defter kayıtları birebir uyumlu olup birbirlerini teyit etmektedir. Bu durumda her iki tarafın birbirleri ile örtüşen ve alacağın varlığını deyimleyen ticari defter kayıtlarının varlığı karşısında davalının itiraz sebeplerini kanıtlayamadığı kabul edilerek ve taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile davalı tarafından … 23. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 6.147,65 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile davalı tarafından … 23. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 6.147,65 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 419,94 TL ilam harcından peşin yatırılan 68,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 351,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 68,39 TL peşin harç, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 112,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 916,29 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluklarında verilen karar açıkça okundu. 17/12/2018

Katip

Hakim …