Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/256 E. 2018/535 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/256
KARAR NO : 2018/535

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 16/03/2018
KARAR TARİHİ : 12/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’un tasfiye memurluğu gözetiminde 26/12/2005 tarihinde tasfiye edilen dava dışı … Ve Tic. Ltd. Şti nin müvekkili firmaya borcu olduğunu, cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödememesi nedeniyle hakkında 21/12/2005 tarihinde … 14. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibin itirazsız olarak kesinleştiğini, kesinleşen takip nedeniyle 13/06/2008 tarihinde haczedilen menkullerle ilgili … Ve Tic. Ltd. Şti nin istihkak iddiası üzerine … 10. İcra Hukuk Mahkemesinde … tarihinde dava açıldığını, yapılan yargılama sonunda haczedilen malların … Ltd. Şti ne ait olduğunun tespit edildiğini, şirketin 26/12/2005 tarihinde tasfiye edildiği ancak tasfiyeden önce 21/12/2005 tarihinde hakkında icra takibi başlatıldığını, tüzel kişiliğin sona erdirilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak yapılmasının gerektiğini, tasfiye için eksik bırakılan hususlar olması halinde tüzel kişilik sicilden silinse bile tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabulünün olanaksız olduğunu, tasfiyenin hukuken sona erebilmesi için şirketin ilgili olduğu tüm uyuşmazlıkların sonuçlanması ve mümkün ise borçların ödenip alacakların tahsil edilmesinin gerektiğini, tasfiyenin eksiksiz yapılmamış olması ve ihyası talep edilen şirket hakkında takip olması nedeniyle TTK nun geçici 7. Maddesi hükmü gereğince … Ve Tic. Ltd. Şti nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /
Davalı … Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Sicil Müdürlüğünün davaya konu olayın cereyan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 34. maddesi ve Ticaret Sicil Tüzüğünün 28. maddesi hükümleri çerçevesinde işlem yaptığını, ( 6762 Sayılı TTK’nun 34.maddesi karşılığı olarak 6102 Sayılı TTK’nun 32. maddesine yer verildiğini) tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memuru tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurun sorumluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerini müvekkili sicil müdürlüğünün tespit etmesinin mümkün olmadığını, müvekkili kurumun davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek müvekkili kurum yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Tasfiye Memuru … davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE /
Davacı tarafından açılan dava TTK 547.maddesinde düzenlenen ek tasfiye (yeniden ihya) istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2017/492 esas, 2017/989 karar sayılı dosyasında verilen 16/11/2017 tarihli kararında: ” Şirketin sicil kaydı getirtilmiş, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında şirket tasfiye memurunun tasfiye sonu tescilini 30/12/2005 tarihinde yaptırdığı ve şirketin sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır.
Davacının, Tasfiye Halinde … Ve Tic. Ltd. Şti’nden alacaklı olduğu iddiasıyla … 14. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takip başlattığı, takibin devam ettiği anlaşılmıştır.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre Tasfiye Halinde … Ve Tic. Ltd. Şti’nin tasfiye memurunun tasfiye sonu tescilini yaptırdığı ve şirketin kaydının bu nedenle sicilden terkin edildiği anlaşılmış ise de; tüzel kişiliğinin sona erdiğinin hukuki açıdan kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olmasının gerektiği, davacının, Tasfiye Halinde … Ve Tic. Ltd. Şti hakkında başlattığı icra takibinin halen devam ettiği, bu takip sonuçlanmadan tasfiyenin kapatılmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla 6102 sayılı TTK’nın 547. maddesine göre davacının davasının kabulüne ve tasfiye işlemlerini yürütmesi için son tasfiye memuru …’un tasfiye memuru olarak atanmasına ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, iş bu kararın davalı tasfiye memurunca istinaf edilmesi üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2018/178 esas, 2018/175 karar sayılı 01/03/2018 tarihli kararında : ” HMK 122(1) gereği dava dilekçesi mahkeme tarafından davalıya tebliğ edilir.Zorunlu hasım durumunda olan davalı tasfiye memuru …’a dava dilekçesi hiç tebliğ edilmeden duruşma açılarak esasa dair karar verildiği ,Bu eksikliğin davalının savunma hakkını ortadan kaldırdığı,dava dilekçesi usulen tebliğ ettirilmeden davanın esasına ilişkin hüküm kurulması ;HMK 353(1)a-4 gereği hükmün esasa dair istinaf sebebleri incelenmeden kaldırılmasını gerektirmektedir.
TTK 547 maddesi ; tasfiyenin kapatılmasından sonra ,ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa ,son tasfiye memurları ,yönetim kurulu üyeleri ,pay sahipleri veya alacaklıların şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden ,bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler .” şeklinde düzenlenmiştir. Dosyada mevcut ticaret sicil dosyası suretine göre ticaret sicilinden terkin olan şirketin 5.1.2016 tarihli sicil gazetesinde yayınlanan 26.12.2005 tarihli 2005-2 sayılı ortaklar kurulu kararıyla tasfiye sonu bilançosunun tasdiki ile tasfiyenin sonlandırılmasına karar verildiği ve tescil edildiği,tasfiye sonu itibariyle şirket merkezi … mahallesi -… ada no:17/2 adresidir.Şirketin merkezi adresi itibariyle Bakırköy Adliyesi yargı alanı içerisindedir. Ek tasfiye davasında şirket merkezinde bulunan Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkisi kesin yetki olup, kesin yetkiye ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir.Davalı vekili tarafından istinaf sebebi olarak ileri sürülmese de bu husus re’sen incelenmiştir.Gerek davalı …’a dava dilekçesi usulen tebliğ edilip ,savunma ve delilleri tesbit edilmeksizin, gerekse ,mahkemenin kesin yetkisiz olduğu halde davanın esasına dair hüküm verilmesi verilmesi nedeniyle hükmün HMK’nun 353-(1)a-3-4 maddesi kapsamında kaldığı anlaşılmakla dava dilekçesinin tebliği sağlanmak ve yetkisizlik kararı verilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılarak, dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada, ihyası talep edilen şirketin adresinin … mahallesi … ada no:17/2 … olması nedeniyle TTK 547. Maddesi gereği mahkememiz yetki alanında kalmadığı anlaşıldığından; HMK 114/1-ç ve 115/2 maddeleri gereğince yetkiye ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiştir.
Belirtilen nedenlerle:
HÜKÜM /
1-İhyası istenilen şirketin sicilden terkin edilmeden önceki kayıtlı adresi … olup mahkememiz yargı alanında kalmadığından HMK 114/1-ç, 115/2 maddeleri uyarınca kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2- Yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
3- Dosyanın karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde talep halinde görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-Harç ve yargı giderinin HMK nun 331/2 maddesi uyarınca yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
5-Süresinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesine ( istinaf ) başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …