Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/25 Esas
KARAR NO : 2023/111
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan),
DAVA TARİHİ : 10/01/2018
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) ve sahteliğin tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’in 2 kardeşi ile birlikte kurduğu … A.Ş. De kızları ile birlikte toplam 22.000 adet azınlık hisseye sahip olduklarını, bu hisselerinin %44üne tekabül etmekte iken sonradan sermaye artışı ile yüzdelerinin düştüğünü, …’in şirketteki diğer 2 kardeşi ile ihtilafa düşünce önce hisseleri diğer kardeşlerinin almasını istediğini, kardeşleri almadıkları gibi …’e şirketten hiç bir kar pay vermediklerini, yönetimden de uzaklaştırdıklarını, bunun üzerine …’in şirket hisselerini satmak için müşteri aradığını, sonunda daha önceden tanıdığı ve bakır işi yapan …’nın hisseleri almayı teklif ettiğini, …’in 11.000 ve kızı …’in sahip olduğu, 5500 olmak üzere 16.500 adet hissesini 16.5 Tl’ye 1993 yılında Noter marifeti ile …’ya sattığını, …’in diğer kızı … ise şirkette sahip olduğu 5500 hisseyi …’nın talebi üzerine …’na sattığını, bu kişilerin ortaklığı … A.Ş’nin diğer ortaklarınca kabul edilmediğini, bu nedenle …’nın hisselerini tekrar …’e satmak istediğini, ancak …’in parası olmadığını belirterek hisseleri alamadığını, bu kişiler tarafından ortaklığa kabul için davalar açıldığını, davaların ret edildiğini, ortaklığa kabul edilmeyen …’nun hisselerinin 2500 adetini …’e 3000 hissesini ise …’a sattığını, bu iki kişinin de hisselerini … ve … isimli kişilere sattıklarını, …’nın ise 11.000 adet hissesini önce …’a sattığını, …’ın ise hisselerini …’a sattığını, ancak bu arada …, … ve … bu hisseleri bu defa …, …, …, … isimli kişilere sattıklarını belirterek bu kişilerin tehdit yoluyla hisseleri tekrar …’e satmak üzere protokol imzalattıklarını, …’den 210.000 USD’lik bonolar aldıklarını, bu bonolardan 50.000 USD ödendiğini, ancak hisse senetleri taahhütlerine rağmen …’e devredilmediğini, olayda onlarda noterde yapılmış hisse devri sözleşmesi yapıldığını, ancak yapılan devirlerin noterde beyan üzerinden yapıldığından ve ortada basılı hisseler olmadığından gerçekten hisselerin sahibinin kim olduğu belli olmadığını, ancak şirket pay defterinde paylar ilk hali ile durdurduğunu, çünkü diğer ortakların pay devrini kabul etmediğini, davalıların murisi …’ın …’e … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 1.150.000 USD’lik bonoya dayalı icra takibi başlattığını, icra tebliğlerinin hayali adrese gönderilmesi sebebi ile kesinleşme sürecinin uzadığını, bu arada uzun süredir Alzheimer hastalığı olan …’e mahkemece vasi tayin edildiğini, 2009 yılında vesayet altına alındığını, takipten geç haberdar olan vasinin vesayet yetkisine dayanarak dava açtığını, usule ilişkin açılan davanın 8 sene sürdüğünü, …’ın 2012 yılında vefat ettiğini, 2017 yılında ise davanın reddine karar verildiğini, kararın istinaf edildiğini, mirasçı sıfatı ile davacı olan tarafların diğer iddia ve davaları açmak için … 9. İcra Mahkemesinin kararını beklediğini, ancak davanın çok uzaması nedeni ile işbu davayı İstanbul 9. İcra Mahkemesi kararının yazılmasını müteakip açtığını, bononun sahte ve kopyalama vs. Yöntemleri kullanılarak sonradan düzenlendiğini, bononun ön yüzündeki yazı ve imzaların … ve … Battal’ın eli mahsulü olmadığını belirttiğini, bu durumda bononun ön yüzünün sahte olduğunu, bononun arka yüzünde de cirolar bakımından şüpheler olduğunu, son iki cironun karalanarak …’a iade edildiğini, son iki ciranta üzerinden bu bono takibe konulmak istendiğini, ancak ceza korkusu nedeni ile bononun tekrar …’a döndüğünü, bono arkasında … yazısının bononun üst tarafında adeta başka yerden kesilmiş halde olduğunu, cirodaki yazının …’e ait olduğu gözle anlaşılmakla birlikte imzanın …’in diğer imzaları ile bağdaşmamakta olduğunu, noter ihtarı ile senet tanziminden önce bildirdiğini, bono arkasındaki imza ve yazının başka kağıttan kopyalanmış olabileceği gibi boş kağıda imza attırılıp bono şekline de getirilmiş olabileceğini, …’in fiil ehliyeti olmadığını, bononun mücerretliliğinin ortadan kalktığını, hisse satımı dışında tarafların aralarında hiçbir hukuki ilişki mevcut olmadığını, takip konusu senet bono vasfına haiz olmadığını, bir an için bono olduğu kabul edilse dahil bononun ön yüzünde isim ve imzası olan …, … bononun arka yüzündeki … ve … birbirlerini çok iyi tanıdıklarını, bu tanışıklığın bono tanziminden öncesine ait olduğunu, …’in hayatta iken böyle bir bononun verilmediğini …’a ihtar ettiğini, suça temayülünü görerek …’ı uyardığını, ancak …’ın ihtara cevap vererek bono olduğunu iddia etmediğini, bono üzerinde bedelin nakden ödendiği yazılı olduğunu, ancak bono üzerinde ve arkasında gözüken bütün kişiler taraflar arasında herhangi bir nakit verişinin olmadığını, taraflar arasındaki tek ilişkinin hisse alım satımı olduğunu belirttiğini, … A.Ş.’nin değeri ve dava konusu yapılan hisselerin kıymeti çok düşük olduğunu, 1.150.000 USD yapması ticari olarak mümkün olmadığını, bononun tanziminin de çelişkili olduğunu, alacaklı olması gerekenlerin de borçlu yapıldığını, icra takibinin kötü niyetle yapıldığını, …’ın … 8. Asliye Ceza Mahkemesinde verdiği ifadede hisseleri 1.150.000 USD vererek … ve …’ten aldığını söylediğini, …’ın hisseleri …’dan aldığı resmi noter senedi ile de sabit olduğunu, o halde …’ın 1.150.000 USD’lik senedi …’dan alması gerektiğini, ancak ortada Battal’dan alınmış bir senet olmadığını, bonoda sahteciliğin yapıldığının kesin olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; öncelikle telafisi güç ve imkansız zararların doğmaması, borcun bulunmadığının ve ortada bir sahteciliğin bulunduğunun kuvvetle muhtemel olması nedeni ile teminat olarak gösterilen gayrimenkuller de dikkate alınarak tedbir kararı verilmesini, … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası konusu borcun bulunmadığının tespit edilerek takibin iptalini, kötü niyetli icra takibi nedeni ile davalıların takip konusu meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, takip konusu bono üzerinde ayrıca sahtecilik ve imza incelemesi yaptırılarak davalılara yargılama gideri ve vekalet ücretinin yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; kambiyo senedinin mücerretliği ilkesi gereği dava konusu senet temel ilişkiden bağımsız olduğunu, davalı müvekkilinin alacak iddiasını açıkça ispatlamak olduğunu, davacının dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmemekle birlikte öncelikle kambiyo senetlerindeki en temel ilkelerden olan mücerretlik ilkesi gereği dava konusu kambiyo senedi tek başına davacının iddia ettiği tüm sebeplerden ari olarak müvekkilinin alacak iddiasının açık ispatı olduğunu, davacıların dava konusu bono senedi nedeni ile borçlu olmadıklarını, bonoda alacaklı olması gereken kişinin borçlu yazıldığını, bu bedelde bir bononun verilmesinin mümkün olmadığını, takibe konu bononun şekil şartları tam olarak hukuken geçerli şekilde düzenlendiğini, birbirine bağlı cirolar ile davalı müvekkillerinin murisi …’a teslim edildiğini, davacıların murisi tarafından davalı müvekkillerinin murisi aleyhinde … 9. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas 2017/554 karar sayılı dosyasından açılan dava sonucu verilen 18/09/2017 tarihli karar ile takip borçlusu …’in senedi düzenlenme tarihinde fiil ehliyetine sabit olduğu tespit edildiğini, yine … 8. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında yer alan 26/05/20010 tarihli bilirkişi raporu ile senedin arka yüzündeki 1. Ciranta … içerikli isim yazısının ve bu isim yazısı altında bulunan imzanın … isimli şahsın eli mahsulü olduğunun tespit edildiğini, tüm bu tespitlerin takibe konu bononun geçerli bir kambiyo senedi olduğunu gösterdiğini, davacıların dava dilekçesindeki iddialarını kabul etmediklerini, takibe konu bononun hisse devri nedeni ile verildiğini alacaklı …’ın kabul ettiğini, bononun mücerretliğinin ortadan kalktığını iddia etmiş ise de bu iddianında hukuka aykırı olduğunu, takibe konu bono senedinini takip borçlusunun takip alacaklısına olan borcu nedeni ile verildiğini, takibe konu senedin ne zaman …’a verildiğinin senedin taraflar arasındaki hisse devrinden başka bir borcu da kapsayıp kapsamadığı konusunda bir bilgilerinin bulunmadığını, ancak rakibe konu senedin takip borçlusunun takip alacaklısına olan borcu nedeni ile verildiğini, davacıların noter devir sözleşmesinde yer alan devreden …’a ait beyanın ibra niteliğinde olduğunu iddia etse de noter devir sözleşmesinde yer alan bu ibranın maktu olduğunu, hukuken zorunlu olması nedeni ile tüm devir sözleşmelerinde yer aldığını, yapılan işlem nedeni ile verilmiş gerçek bir ibra olmadığını, böyle bir ibranın olduğunun kabul edilmesi halinde dahi ibranın ne karşılığında verildiğinin belli olmadığını, ortada bir senedin varlığı değerlendirildiğinde ibranın evrak verilmesi karşılığında yapılmış olmasının da mümkün olduğunu, yapılan hisse devir sözleşmesinde belirtilen nakit para dışında haricen takibe konu senedin de verilmesini kararlaştırmış olabileceklerini, davacıların dosyaya sunmuş olduğu deliller arasında hisse devrinin muvazaalı olduğu senedin baskı ile alındığı vs. Hususlarındaki iddialarının ispata yarar hiç bir delil ve belge bulunmadığını, … 8 Asliye Ceza Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasından takip alacaklısı aleyhinde dava açılmış ise de mahkemece yapılan yargılama sonucu 12/10/2011 tarihinde takip borçlusu müvekkilinin beraatine karar verildiğini, açıklanan bu nedenlerle; davacıların haksız ve dayanaksız tedbir talebinin reddini, … 9. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından verilen kararın kesinleşmesinin beklenmesini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, davacılar aleyhinde %40’dan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Birleşen Davada:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; işbu davanın … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosya numarası ile görülen menfi tespit davasında davalılarca zikredilen Noter evrakının sahteliğinin tespiti amacıyla ikâme edildiğini, bu nedenle işbu davanın anılan dava ile birleştirilmesinin talep olunduğunu, davacıların murisi takip alacaklısı müteveffa … tarafından, 1, 2 ve 3 numaralı davalıların murisi müteveffa … aleyhinde … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasından kambiyo senetlerine dayalı icra takibine girişildiğini, takibe konu bono, tüm şekil şartlarını eksiksiz olarak barındıran, hukuken geçerli ve birbirine bağlı cirolar ile muris …’a teslim edilen tamamen gerçek bir bono olduğunu, bu bononun geçerliliği ve davalıların murisi olan …’in bonodaki yazı ve imzası nedeniyle senetten sorumlu olduğu, … 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/25 Esas sayılı dosyasından alınan 05.08.2021 tarihli Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporu ile sabit olduğunu beyan ederek öncelikle işbu davanın tensip tutanağı ile birlikte …. 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini, yapılacak inceleme ile sabit olacak haklı davalarının kabulü ile … 5. Noterliği’nin … tarihli Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesi’nin HMK. m. 208 ve 209 uyarınca sahteliğinin tespitini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen hisse devri sözleşmesinin … tarafından hem noter ihtarı hem de mahkeme huzurunda kabul edildiğini, hisse devrini kabul eden kişinin ölümünden yıllarca sonra avukatça imza inkarı kötü niyetli olduğunu, davayı uzatmaya matuf kötü niyetli işlemler olduğu gibi hukuka da aykırı olduğunu, davacıların … 6. Asliye Tic. Mahkemesinin …Es. Sayılı davası ile … 5. Noterliğinin… tarih … sayılı hisse devri sözleşmesindeki imzasının … a ait olmadığını iddia ederek sözleşmenin iptali istediklerini, davacıların … 5. Noterliğinin 30.04.2021 tarih … sayılı hisse devri sözleşmesindeki imza inkarı davası; 25 yıldır süren gerçek dışı ve mahkemeleri yanıltıcı beyan serisinin bir uzantısı olduğunu, …’ın … 15. Noterliğinden gönderdiği … tarih … yevmiyeli ihtarında açıkça dava konusu yapılan … 5. Noterliğinde… tarih … yevmiyeli hisse devrinin kendisince yapıldığı, 29.700.000 TL’nin bu hisse devri ile nakit olarak alındığını kabul ve ikrar edildiğini, açık kabul varken aradan 20 yıl geçtikten ve kabul eden öldükten sonra imza inkarı hukuken kabul edilebilir bir iddia olmadığını, dava konusu hisse devrinden sonra davalı … müvekkili tehdit etmeye devam edince … Cumhuriyet Baş Savcılığına … haz. Nosu ile şikayette bulunulduğunu, asıl dava konusu 07.03.2007 tarihli 1.150.000 usd lik sahte bononun düzenleyici ve organizatörlerinin kim oldukları işbu açılan dava ile farklılaştığını, dava konusu bononun taraflar arasında verilmesinin ne aklen ne ticari olarak ne de hayatın olağan akışı içerisinde mümkün olmamasına rağmen sahte bono düzenleyen organizatörlerin sürekli gerçek dışı ve hukuk dışı faaliyetleri adeta yargı organlarınca doğruymuş gibi kabul edilerek yargı süreci sürekli uzadığını, ödememe protestosu alacaklı … tarafından değil Av. … tarafından çekildiğini, açıklanan bu nedenlerle; birleşen davada her ne kadar … 5. Noterliğinin… tarih … sayılı hisse devir sözleşmesindeki imza inkar edilmiş ise de bu hisse devri sözleşmesi ölen … tarafından daha önce hem noter ihtarı hem de mahkeme önündeki ikrar hem de davalı – karşı davacı vekillerince kabul edildiğinden davanın reddini, esas dava bakımından davamızın kabulünü, dava konusu sahte bonodan dolayı borcun bulunmadığının tespit edilerek bononun ve takibin iptalini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, sahtelik ve bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacılar vekili; İcra takibine konu, bononun sahte ve kopyalama vs. yöntemleri kullanılarak sonradan düzenlendiğini, bononun ön yüzündeki yazı ve imzaların … ve … Battal’ın eli mahsulü olmadığını, bu durumda bononun ön yüzünün sahte olduğunu, bononun arka yüzünde de cirolar bakımından şüpheler olduğunu, son iki cironun karalanarak …’a iade edildiğini, son iki ciranta üzerinden bu bono takibe konulmak istendiğini, ancak ceza korkusu nedeni ile bononun tekrar …’a döndüğünü, bono arkasında … yazısının bononun üst tarafında adeta başka yerden kesilmiş halde olduğunu, cirodaki yazının …’e ait olduğu gözle anlaşılmakla birlikte imzanın …’in diğer imzaları ile bağdaşmamakta olduğunu, noter ihtarı ile senet tanziminden önce bildirdiğini, bono arkasındaki imza ve yazının başka kağıttan kopyalanmış olabileceği gibi boş kağıda imza attırılıp bono şekline de getirilmiş olabileceğini, hisse satımı dışında tarafların aralarında hiçbir hukuki ilişki mevcut olmadığını, ileri sürmüştür.
Davalılar vekili; takibe konu edilen bononun, temel ilişkiden bağımsız olarak davalı alacaklının alacak iddiasını ispatladığını, bono bedelinin ödendiğini davacıların yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, takibe konu bono senedi, takip borçlusunun takip alacaklısına olan borcu nedeni ile verildiğini, senedin tanzim tarihi ve yapılan hisse devir tarihleri dikkate alındığında, senedin hisse devrinden çok sonra verilmiş olması senedin mücerretliğini ortadan kaldırmayacağını, yine sunulan … 5. Noterliğinin… tarih … yevmiye nolu Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesine göre, takip alacaklısı …’ın elinde bulunan 22.000 hissenin, 11.000’ini takip borçlusu …’e 5.500’ünü …’e devrettiği, noterden yapılan bu hisse devrinden sonra takip alacaklısı …’ın elinde halen 5.500 adet hisse bulunduğunu, bu durumda muhtemelen takip alacaklısı …, … Tic. A.Ş.’deki hisselerinin bir kısmını noter sözleşmesi ile bir kısmını da haricen devretmiş ve bu devirlerden doğan borç nedeniyle takibe konu edilen bono senedi takip alacaklısı …’a verilmiş olabileceğini, takibe konu senedin ne zaman takip alacaklısına verildiği, senedin taraflar arasındaki hisse devrinden başka bir borcu da kapsayıp kapsamadığı konusunda bir bilgilerinin bulunmadığını, ancak takibe konu senet, takip borçlusunun takip alacaklısına olan borcu nedeniyle verildiğini, belirterek … 5. Noterliğinin … tarihli Hisse Devir Sözleşmesindeki imzaların takip alacaklısına ait olup olmadığı yönünde imza incelemesi yapılmasını talep etmiştir.
DELİLLER;
1. Davaya konu bononun incelenmesi;
Ön tarafında; Keşidecinin …, lehtarın …, kefilin …, ödeme gününün 07.03.2007, düzenleme tarihinin 10 Ekim 2004, bedelinin 1.150.000 ABD Doları, düzenleme nedeninin nakden olduğu, yazı ile yazılan ödeme gününün 7 Mart 2003 olduğu ve 2003 yılının üzerinin çizilerek 2007 yazıldığı ve paraflandığı, senedin sağ alt kısmında iki adet üzerinde “Damga Matbaası 2003” yazılı 25000 Lira bedelli pul yer aldığı görülmüştür.
Arka kısmında; 1. Cirantanın …, 2. Cirantanın … olduğu, … …. sonra yazılan yazıların karalandığı anlaşılmıştır.
2. … 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibinin incelenmesi;
Alacaklının …, borçluların …, …, … olduğu, takibe dayanak senedin 10.10.2004 tanzim tarihli, 07.03.2007 vade tarihli, 1.150.0000 USD miktarlı bono olduğu, 1.150.000 USD asıl alacak, 90.487,67 USD faiz, 4.085,49 YTL komisyon olmak üzere toplam 1.240.487,67 USD, 4.085,49 YTL üzerinden takip başlatılmıştır.
3…. 8. Asliye Ceza Mahkemesi …esas sayılı (Bozma sonra …esas) dosyasında davaya konu bono nedeniyle sahtecilik suçundan yargılanan İcra takibini başlatan davalılar murisi alacaklı … 20.12.2010 tarihli savunmasında;
“Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. … ve …’nın %44 hissesi olan Bakır fabrikasındaki hissenini ben noterde satın aldım. Bu satım için kendilerine 1.150.000.Dolar para verdim. Ancak ben daha sonra şirkete gittiğimde pay defterine işlemediler, ortaklığımı kabul etmediler. Defalarca gidip geldim, kendileri ile avukatları ile görüştüm bu sorun çözülmedi. Bunun üzerine 1.000.TL. Bir para aldım, ayrıca 250.TL. Ve en sonunda da 29.000.TL. Olmak üzere toplamda 30.250.TL. Parayı elden verdiler. Ancak hisse devri yapılmadığı için bana … yargılamaya konu senedi önümde arkasına ciro ederek bana verdi. Ben kesinlikle sahtecilik suçu işlemedim dedi.
Soruldu; Idris Kırkıl benim amcamın oğlu olur, benim okumuşluğum yazmışlığım çok yoktur. Ben senede bakmadım, o yüzden de bu senetle ilgili olarak bir şey sormadım dedi.”
4. Kefil … ceza dosyası içeriğinde yer alan 02.07.2008 tarihli polis ifade tutanağında; “evrak ekindeki senedi de ilk defa görüyorum. Böyle bir senedin varlığından yeni haberim oldu. Senet üzerine beni neden kefil olarak yazdıklarını anlamış değilim. Ayrıca senet üzerinde benim herhangi bir imzam da yoktur. Bu senet tamamen benim bilgim dışında düzenlenmiş ve benim ismimi de kefil olarak yazmışlar” demiştir.
5. … 5. Noterliği… tarih, … yevmiye numaralı Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmenin incelenmesinde;
… Şirketi ünvanlı şirket hissedarlarından … ın hissesini, … ve … e devrettiği görülmüştür. Sözleşme içeriğinin ilgili kısmı aşağıdaki şekildedir;
“Devir Edilen Hisse Miktarı ve Değeri.: 29.700.000.000. TL (Yimidokuz milyaryediyüzmilyon)
Devir Eden…. Ticaret Sicil Memurluğunun …-… sicil numarasında tescilli …Anonim Şirketi ünvanlı şirket hissedarlarından ben … Şirkette mevcut 16.500 hisseye karşılık 11.000 hissemi 19.800.000.000. TL’si bedel mukabilinde … ‘e bakiye kalan 5.500 hissemi 9.900.000.000. TL bedelle … e hertürlü hukuk vecibeleriyle beraber aktifi ve pasifiyle birlikte devir temlik ettim. Devir temlik bedelini kendilerinden nakden ve tamamen aldım. işbu şirkette hiçbir hak ve alacağımın kalmadığını kendilerini bu konuda umumi suretle ibra eylediğimi devir almış oldukları hisseleri kendi adlarına kayıt ve tescil ettirmelerine rıza ve muvafakatimin bulunduğunu beyan, ikrar ve imza ederim.
Devir Alanlar… Taraflardan biz …- … yukarıda devir eden’ in beyanlarını aynen kabul ederek, beyanında yazılı şirkette mevcut sermayesini beyanında yazılı olduğu gibi aldığımızı, bedelini bu gün haricen nakten ve peşinen kendisine ödediğimizi bu hususta bir borcumun kalmadığını devre bahis hisselerin bu güne kadar olan bilumum vergi harç ve rusumları ile kanuni mükellefiyetlerinin devir eden’e bu günden sonrakilerin ise tarafıma aite bulunacağını beyan kabul ve ikrar ederim.”
6. … tarafından, … ve …’ e karşı keşide edilen … 15. Noterliği … tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamede, (Dava Dilekçesi (DD) Ek 36)
“… Anonim Şirketi Ünvanlı şirketin 16.500 hissesinin … 5. Noterliğinin … yevmiye, 30.04.2001 tarihli devir sözleşmesi ile size devretmiş ve devir bedeli olarak bir adet senet ve 29.700.000 TL nakit almıştım…” ifadelerine yer verilmiştir.
7. … ve … tarafından, …’a karşı keşide edilen … 35. Noterliği… tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamede; (DD, Ek 37)
“Müvekkillerim size ne bu sözleşme ile nede başka bir konu ile ile ilgili herhangi bir taahhüt yahut borç senedi (bono vs) vermemişlerdir. Böyle bir sahte bono tanzim etmeniz halinde Ağır Ceza Mahkemesinde resmi evrak tanzim etmekten yargılanırsınız” beyanlarını içermektedir.
8. … 8. Asliye Ceza Mahkemesi … esas, … karar sayılı ilamı ile “Sanık hakkında dava açılmasının sebebi 07/03/2007 tarihli 1.15000.ABD tutarlı senet oluşturmaktadır. Bu senet üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde ilk cirantanın … olduğu ve altındaki imzanın da …’e ait olduğu rapor edilmiş olmasına rağmen, … hakkında dava açılması gerekirken ciranta bulunan sanık hakkında dava açılmış olması nedeniyle sanığı isnat edilen suçları işlemediği sabit görülmüş, yargılama aşamasında …’in ölmüş olması sebebiyle ayrıca suç duyurusunda bulunulmasına gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle … hakkında beraat hükmü kurulmuştur.
– Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/3462 E, 2015/5922 K, sayılı ilamı ile “Sanığın UYAP kanalıyla MERNİS üzerinden temin edilen nüfus kayıt örneğine göre, hükümden sonra 07.12.2012 tarihinde öldüğü anlaşıldığından, kamu davasının 5237 sayılı TCK’nun 64. maddesi uyarınca düşürülmesinde zorunluluk bulunması,” gerekçesiyle beraat hükmünün bozulmasına karar vermiştir.
– Bozma sonrası … 8. Asliye Ceza Mahkemesi … E, … K, sayılı ilamı ile sanık … ın ölümü nedeni ile kamu davasının düşürülmesine hükmetmiştir.
9. … 04.05.2001 tarihli dilekçesi ile … hakkında tehdit ve hakaret iddiasıyla … CBS ye suç duyurusunda bulunmuştur. (DD, Ek 32)
10. … CBS 04.05.2001 tarihli şikayet ile ilgili 08.05.2001 tarihinde … hazırlık nosuyla takipsizlik kararı vermiştir.(DD, Ek 33)
11. … 11.05.2001 tarihli dilekçesi ile … kendisinden özür dilediğinden bahisle şikayetinden vazgeçmiştir.(DD, Ek 34)
12. … … CBS … hazırlık no ile kaydedilen 02.07.2022 tarihli şikayet dilekçesi ile … hakkında para tedariki için tehdit ve hakaret iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştur.(DD, Ek 35)
“Sanık … la Ek te sunulan … 5. Noterliğinde yapılan… tarih, … yevmiyeli Hisse devir sözleşmesi ile 16.500 hisseyi 29.700.000.000 TL ödeyerek satın almıştır.
Aradan bir iki ay geçtikten sonra sanık hisseleri ucuza sattığını belirterek müvekkili tehditle para istemiştir. Müvekkil istiyorsa hisseleri iade edebielceğini ancak fazla para vermeyeceğini belirterek tehdit ve küfürlere karşı koymuştur… Sanık bu tehdit ve küfürleri müvekkilin 0216… Ve 0212… Nolu telefonlarını arayarak ta yapmaktadır. Bu telefonların dinlenerek kayda alınmasını talep ediyoruz…” ifadeleri yer almaktadır.
13. Tanık beyanları
Tanık … “benim ayrıldığım eşim … sahibi olduğu çikolata fabrikasını satarak elde ettiği tüm gelirini altın alarak değerlendirdi, daha sonra davalılar olan çocuklarımın birikimlerini de katarak benim şahsen tanımadığım bir bakır fabrikasında ortak olarak yatırım yaptı. Ancak, ortaklık pay oranını bilmiyorum, benim eşimle ayrılmam bu ortaklık nedeniyledir. Eşimin vefatından sonra da çocuklarım olan davalılar ortaklık nedeniyle herhangi bir para almamışlardır. Davacıların murisi olan … ile iş ilişkisi nedeniyle 2003-2006 yılları arasında … ile iş yapmış olup, senet o iş ilişkisi nedeniyle düzenlenmiştir,
Tanık … “ben davalılar murisi olan …’ ın çikolata fabrikasını işlettiği dönemde yanında özel şoförü olarak çalışmaktaydım, fabrikanın işlerinin iyi olduğu dönemden sonra bir şekilde hacizler gelmeye başlayınca ben kendisine sorduğumda yüklü bir miktarda para kaptırdığını, gelen çek ve senetlerle işi döndürmeye çalıştığını söyledi,”
Davacı Tanığı …, “Ben davacılardan …’in oğluyum. Dedemin kardeşleriyle ortak olduğu bir bakır fabrikası vardı. Annem de bu fabrikaya ortaktı. Dedem, iş yerine kardeşleriyle anlaşmazlığı sebebiyle gidememeye başladı. Bu işyerinde para da alamadı. Hisselerini de kardeşlerine devretmek istedi. Kardeşleri ise hisse devrini kabul etmediler. Hisseleri kardeşleri almayınca dedem de hisseleri üçüncü kişilere devretmek istedi. Bildiğim kadarıyla en son … isimli kişiyle anlaştı. Annem ve dedem hisselerini …’ya devrettiler. Satış işleminin yapıldığı ana şahit olmadım. Ancak … parayı teslim etmek üzere bizim eve geldi. Bir poşet içerisinde 200.000(iki yüz bin dolar) USD yi dedeme teslim etti. Annemin parası da bu paranın içinde idi. Bu şekilde para alındıktan sonra biz de yazlığa gittik. Sonrasında … dedemi aramış, kendisini de şirkete almadıklarını söylemiş, bu nedenle parasını geri istediğini belirtmiş, bunu da bana dedem söylemişti. Dedem ise parasının bir kısmını alacaklılara dağıttığı için hisseleri geri alamayacağını belirtmiş. … sonradan öğrendiğim kadarıyla …’a devretmiş sonrasında İdris de … isimli kişiye devretmiş. … dedemi arayarak dedemi hisseleri devralması hususunda tehdit ettiğine şahit oldum. Hatta evin karşısına gelip kebapçıda sabahtan akşama kadar oturuyordu. Şu an çağıran kişiyi hatırlamıyorum ama dedemi yemeğe çağırmışlardı. Yemekte dedemin kardeşleri, … ve mafya gurubu olarak bilinen … isimli gurubundan … isimli kişi varmış. Dedeme 200.000 USD lık senet imzalatmışlar. Dedem yemekten sonra bize anlattı. Sonrasında bu gurup dedemi arayıp tehdit etti. Dedem 50.000 USD sini ödeyip senetlerin bir kısmını geri aldı. Kaç senet düzenlendiğini tam olarak bilemiyorum. Mafya gurubu dediğim kişiler aramayı bıraktılar.ama … hisseleri geri almamız konusunda rahatsız etmeye başladı. 2001 yılında hisseleri …’dan para ödeyerek dedem geri aldı. Sonrasında ihtar çektiler. O senedi de dedemin ödemesini istediler. Dedem karşı ihtar çekti. Başka bir senetten dolayı borcu olmadığını söyledi. Bundan sonra olaylar duruldu. Bizim akrabalarımızdan … tapuya gidiyor, gittiğinde tapuda tedbir olduğunu görmüş. Araştırdığımızda bir senetten dolayı tedbir olduğunu, dedemin adresini bilmelerine rağmen o adres dışında bir süre adrese tebligat çıkartıldığını öğrendik. Senetin önündeki tüm imzalar sahtedir. Ancak arkasındaki ciro bildiğim kadarıyla dedeme aittir. Dedem böyle bir şeyi imzaladığını hatırlamamaktadır. Alacaklı tarafın avukatının ofisine kardeşim ve dayımla birlikte gittik. Kendisiyle görüştük. Alacak konusunda anlaşmak istediğimizi belirttim. Avukat da bize alacaklının mirasçıları dışında … isimli bir kişinin olduğunu, bu keşinin sponsor olduğunu, bununla anlaşıldığı takdirde anlaşma olabileceğini, olmadığı takdirde anlaşmanın olamayacağını söyledi.(davalı vekilinin talebi üzerine soruldu) : benim bahsettiğim avukat davalı vekili olarak duruşma sırasında huzurda bulunan avukattır dedi.”
Davacı Tanığı … “Davalılar … ve … benim amca çocuklarımdır. Ben davacıların murise …’i tanırım. Yılını tam olarak hatırlamıyorum. … isimli bir arkadaşım beni … isimlik kişiyle tanıştırdı. Bakır işi yaptığını söyledi. Benim de o dönem maddi durumum iyiydi. İşletmenin %50 hissesinin satıldığını söyledi. Bunun üzerine işletmeye gidip … ile anlaştık. … kendisinin %44 hissesinin olduğunu söyledi. Bu hisse karşılığında 500.000 USD ödemeyi teklif ettik. 250.000 USD si hisseler karşılık, 250.000 USD si de hisseli tapulara karşılık olarak anlaştık. Noterden hisseleri devraldık. 250.000 USD karşılığında 2.100.000 TL verdim. Hisselerin pay defterine geçirilmesi ve tapunun devri karşılığında 250.000 USD vereceğimizi taahhüt ettik. Ancak hisseleri pay defterine geçiremediler. Mahkemelik olduk. … benim ortağımdı. Ona borcum bulunmaktaydı. Borcumun karşılığında hisselerimi …’a devrettim. Bundan sonraki süreci bilmiyorum. … 2004 yılında …’den senet aldığını söyledi. …’in senet verdiğini duymadım. Zaten … ile sonrasında görüşmemiştik.(Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu): bizi tanıyan esnaflar o dönemde sizi uzlaştıralım dediler. … de bir lokantada bir araya geldik. … kardeşleri, bir araya geldik. Bir rakamda mutabık kalalım dediler. Ben 750.000 USD istedim. Onlar 500.000 USD teklif ettiler. Verdiğim paranın karşılığında bana 210.000 USD lik evrak verelim dediler, ben de kabul etmedim. Ben de toplantıyı terk ettim. Orada davalının murisinin başka bir kişiye evrak imzalayıp verip vermediğini bilemiyorum. (davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu) : … ile …’de çikolota fabrikasında %14 oranında ortaktık. (davalı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu) : yukarıda bahsettiğim toplantı hisselerin …’a devrinden önce yapılan bir toplantıdır. …’a yapmış olduğumuz hisse devrinde 500.000-600.000 USD karşılığında hisse devrinde mutabık olmuştuk. …’in …’a ne kadar borcu olduğunu ve senet verip vermediğini bilemiyorum dedi.
Davacı vekili tarafından dosya kapsamındaki senedin tanığa gösterilmesini talep etmesi üzerine mahkememizce tanığa dosya kapsamında bulunan 1.150.000 USD bedelli senet gösterildi, soruldu: Senedin altındaki imza bana ait değildir dedi.
Davacı Tanığı … “Ben …’ı tanırım. … isimli kişinin sadece ismini duydum. … benim kayınpederimle iyi arkadaştır. …’dan hisse alacaklarını söylediler. Topkapı da böyle bir işyeri olup olmadığına bakmamı söylediler. Ben de gidip baktım. Böyle bir işyeri olduğunu gördüm. Kendilerine bildirdim. Alışveriş yaptıklarını …’dan duydum. Ancak ben yanlarında bulunmadım. … senede bağlanmış bir alacağı olduğundan da bahsetmişti. Ancak ben senedi görmedim. (davalı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu): o dönemde …’ın durumu iyiydi, lüks arabalarda geziyordu. Büyük rakamlarda para alacağı olduğundan bahsediyordu dedi.”
Davacı Tanığı …, “Davacılar benim kuzenim olurlar, yani amca çocuklarımdır. … de amcam olur. Geçmişte babamla amcam …’in ortaklığı vardı. İşyerine gelip gitmesinden dolayı …’ı da tanırım. Aile şirketimizde ortaklar arasında anlaşmazlık oldu. Şirketin ismi …A.Ş’dir. Amcam buradaki hisselerini satmak istiyordu. Ancak alacaklı olduğumuz için anlaşamıyorduk. Kendisi de bunun üzerine ”ben de hisselerimi başkalarına satacağım” dedi. Şirketin ana sözleşmesindeki maddeleri dikkate alınarak, başkasına satmasının mümkün olmadığını belirttik. Ancak sonrasında amcamın hisselerini … ve …’a haricen sattığını öğrendik. Öncesinde … hisselerini alacağını söylemişti. Babam da ”aile şirketi, sen girme” demişti, o da ” tamam girmem” diye belirtmişti. … amcamdan hisseleri aldığını, …’ın da kendisine ortak olduğunu söyledi. Ancak biz bu kişileri şirkete almadık. Onlar da bu hisseleri başkalarına satmışlar. Değişik zamanlarda mafyavari kişiler geldi. Bu arada biz davalık olmuştuk. Hisselerin devredilemeyeceğine yönelik mahkeme karar verdi. Benim bildiğim kadarıyla amcam aldığı parayı geri iade etti. Hisseler onda kaldı. Sonrasında da hisseleri bize sattı. 1.150.000 USD’lik bonoya ilişkin görgüye dayalı bir bilgim yoktur, sonradan duydum dedi. (davacı vekilinin talebi üzerine soruldu) şirket hisselerini 60.000,00 USD ye aldık. Hisse devrinin mahkeme kararıyla gerçekleşmesinin mümkün olmadığı kesinleşince, orada hazır bulunanlar arasında artık paranın iade edilmesi konusu konuşuldu. Konuşma sırasında …, …, … ile rahmetli amcam … babam … ve ben vardım. İade edilen bedelin 200.000,00 USD olduğunu duydum, (davacı vekili tarafından tanığa; toplantıdan sonra 210.000,00 USD lik bononun …, …, … isimli mafya olan kişilere verilip verilmediği hususunda bilgisi olup olmadığı soruldu). Tanık cevaben; benim bu konuda bilgim yoktur, …’deki yemekte ismini saydığım kişiler dışında tanımadığım kişiler de vardı dedi.”
14. … 30.04.2010 tarihinde, … 07.12.2012 tarihinde vefat etmiştir.
15. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi 05.08.2021 tarihli raporunda;
6. BULGULAR ve SONUÇ:
6.1. İnceleme konusu senet arka yüzünde “…” isim yazısı ve altında atılı 1. ciro imzası ile …’in mukayese imza ve yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imza ve yazının …’in eli ürünü olduğu,
6.2. İnceleme konusu senedin arka yüz 1. ciro bölümünde yer alan”…” yazısının mutat olmayan şekilde arka yüze göre sol kenara yakın olduğu, söz konusu kenarda kesim itibariyle diğer kenarlara göre düzensizlikler bulunduğu, senedin baskı itibariyle matbu basım olduğu, ancak ön yüz matbu metin bölümünde “takdirde müteakip bonoların da” ifadesinden sonra gelen “mucceliyet kesbsdeceğini” ibarelerinin yazım hataları içerdiği söz konusu ibarelerden sonra kullanılmış olan “.” işaretini müteakip yazılmış olan “ihtilaf” kelimesinin büyük “İ” harfi yerine küçük “i” harfi ile başladığı saptanmakla birlikte mevcut bulgularla inceleme konusu senedin “…” isim yazısı ve bu isme atfen atılı imzadan faydalanılarak oluşturulduğuna ilişkin daha ileri bir tespite gidilemediği,
6.3. İnceleme konusu senet ön yüzünde “07.03.2007”, “7 Mart 2003” yazısı ve “2003” ibaresinin üzeri çizilerek yazılmış “2007” ibaresi ile söz konusu ibarenin yanında atılı 2 (iki) adet imzanın bir kalem, senet ön yüzünde yer alan diğer yazı ve imzaların farklı fiziki evsafta ikinci bir kalem ile yazılmış olduğu,
6.3.1. İnceleme konusu belgede kullanılan kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından, söz konusu belgede yer alan yazı ve imzaların hangisinin önce hangisinin sonra yazıldığı hususunda zaman birimleri açısından bir tespite gidilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR.
16. Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanları …, …, …tarafından hazırlanan 06.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda;
“Yapılan incelemede arka yüzde …’e atfen atılmış birinci ciro imzasının hemen üzerinde “…” isim-soy isminin bulunduğu, kâğıdın hemen bu yazının üzerinden düzensiz biçimde kesilmiş olduğu, kesik hattının “…” kelimesinin “…” harfinin üst kavsinde kayba neden olarak geçtiği saptanımıştır. (Şekil 3). — Yapılan incelemede senedin alt kenarının da düzensizlik gösterdiği, matbu kesim olmadığı saptanmıştır. Senedin ön yüzünde “muacceliyet, kesbedeceğini” kelimelerinin yanlış yazılarak “mucceliyet, kesbsdeceğini” şeklinde yazıldığı saptanmıştır. (Şekil 4).
Yukarıda saptanan bulgular senedin matbu bir senet olmadığını, başka amaçla atılmış bir imzadan faydalanmak sureti ile oluşturulmuş sahte bir senet olduğunu göstermektedir. Şöyle ki, senedin arka yüzündeki birinci ciro imzası esasen üst tarafındaki bir metinde yazılı bilgileri onaylayan bir imza iken bu kâğıt (muhtemelen A4 boyutunda) ismin hemen üst tarafından kesilmiş (Şekil 5:1. Salha), elde kalan kısım bu kez üstten dik olarak kesilerek mevcut senet boyutlarına getirilmiş (Şekil 6: 2, Safha) ve arka yüzüne söz konusu senet formatı basılarak arkada kalan … imzası birinci ciro haline getirilmiştir (Şekil 7, 8: 3. ve 4, Safha).
İnceleme konusu alacaklısı …. borçlusu …, düzenleme tarihi 10.10.2004 tediye tarihi 07.03.2007 olan, 1.150.000 ABD Doları bedelli, borçluya ve kelile atfen atılmış imzaları içeren senedin arka yüzündeki birinci ciroya ait …’e atfen atılmış olan imzanın ve isim-soy isim yazısının, karşılaştırma belgelerindeki yazı ve imzalarına kıyasla ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan uygunluk ve benzerliklere nazaran …’in eli ürünü olduğu,
Ancak yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan ve şekillerle de gösterilen bulgulara göre inceleme konusu senedin, birinçi çiro olarak gözüken …’in başka amaçla atılmış imzasından faydalanılarak oluşturulmuş sahte bir senet olduğu kanaatine varılmıştır.”
17. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi 09.11.2022 tarihli raporunda;
6. BULGULAR ve SONUÇ:
6.1. İnceleme konusu senet üzerindeki parafların kağıdın ön yüzünün sonradan baskı yapılarak bono olarak düzenlenip düzenlenmediği hususunda teknik bir tespite gidilemediği,
6.2. İnceleme konusu senedin arka yüz 1. ciro bölümünde yer alan “…” yazısının mutat olmayan şekilde arka yüze göre sol kenara yakın olduğu, söz konusu kenarda kesim itibariyle diğer kenarlara göre düzensizlikler bulunduğu, majiskül “S” harfinin üst kısmında hat kayıpları mevcut olduğu, söz konusu yazının ve imzanın siyah mürekkepli kalem ile yazılıp ve imzalanmış olduğu,
6.3. İnceleme konusu senette arka yüz 1. ciro yazısı ve imzası ile …’in mukayese yazı ve imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu yazı ve imzanın …’in eli ürünü olduğu,
6.4. İnceleme konusu senedin baskı itibariyle matbu basım olduğu, ancak ön yüz metin bölümünde yazım hataları (evvelce verilmiş raporumuzun 6.2. maddesinde belirtilen) mevcut olduğu,
6.5. İnceleme konusu senedin ön ve arka yüzünde toner partiküllerinin mevcut olduğu ancak söz konusu partiküllerin belgenin evvelce toner kaynaklı bir yazıcıdan geçirilmesinden mi yoksa toner içerikli bir belgeye temasından mı kaynaklandığı hususunda bir ayrıma gidilemediği,
6.6. İnceleme konusu senet arka yüzünde 1. ciro isim yazısında bulunan majiskül “…” harfinin üst kesiminde yırtılma/kesilme ile uyumlu mürekkep kayıplarının bulunduğu, söz konusu kesimin yırtılma/kesilme bölümü ile kesişiminde çizgi kalitesinde ve istikrarında herhangi bir kayıp gözlemlenmediği, göz önünde bulundurulduğunda söz konusu kenarın isim yazısı yazıldıktan sonra kesilmiş/yırtılmış olduğu,
6.7. Yukarıda belirtilen maddelerde söz edilen bulgular dikkate alındığında inceleme konusu senedin isim yazısı ve bu isme atfen atılı imzadan faydalanılarak oluşturulduğuna ilişkin daha ileri bir tespite gidilemediği,
6.8. İnceleme konusu … tarihli … yevmiye numaralı Hisse Devir Sözleşmesinde … adına atılı imza ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın …’ın eli ürünü olduğu hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR.
18. Davacı tarafından 08.11.2021 tarihli uzman mütalaası sunulmuştur.
19. … 9. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … karar sayılı dosyasına sunulan İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporunda “…’in akit tarihi olan 10.10.2004 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun kabulünün uygun olduğu oy birliği ile mütalaa olunur.” görüşü bildirilmiştir.
20. Taraf ve vekillerinin açıklamaları, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
21. … 9. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … karar sayılı dosyasından açılan dava sonucu verilen 18/09/2017 tarihli karar ile takip borçlusu …’in senedi düzenlenme tarihinde fiil ehliyetine sabit olduğu tespit edilmekle davacı tarafın bu iddiası mahkememizce kabul görmemiştir.
22. Mahkememizin 24.02.2022 tarihli 11 nolu duruşmasında cevap dilekçesinde ileri sürülen … 5 Noterliğinin … tarih … sayılı Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesindeki imzanın …’a ait olmadığı iddiası yönünden davalı vekiline anılan noterliğe karşı bu davayla birleştirme istemli olarak HMK md. 208/3,4 uyarınca ayrı bir dava açmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiştir. Süresi içerisinde … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi …Esas, … Karar sayılı dosyasında açılan sahtelik davası mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir.
Birleşen dosyada;
09.11.2022 tarihli ATK raporunda yer alan “İnceleme konusu … tarihli … yevmiye numaralı Hisse Devir Sözleşmesinde … adına atılı imza ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın …’ın eli ürünü olduğu” tespiti ile 30/04/2001 tarihli … yevmiye numaralı Hisse Devir Sözleşmesinde yer alan imzanın … el ürünü olduğunun kabulü ile birleşen davanın reddine hükmedilmiştir.
Asıl davada bononun düzenlenme nedeni ve düzenlenme tarihinin sonradan doldurulduğu iddiası yönünden;
İcra takibini başlatan davalılar murisi … 8. Asliye Ceza Mahkemesi …esas sayılı (Bozma sonra … esas) dosyasında alınan 20.12.2010 tarihli savunmasında, borçlu … in senedi huzurunda ciroladığını ve bononun hisse alım satımı nedeniyle düzenlendiğini açıklamıştır. Davalılar da cevap dilekçesinde bononun düzenlenme nedenini, … 5. Noterliğinin… tarih … yevmiye nolu Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesinden sonra takip alacaklısı …’ın elinde halen 5.500 adet hisse bulunduğu, bu durumda muhtemelen takip alacaklısı …, … A.Ş.’deki hisselerinin bir kısmını noter sözleşmesi ile bir kısmını da haricen devretmiş ve bu devirlerden doğan borç nedeniyle takibe konu edilen bono senedi takip alacaklısı …’a verilmiş olabileceği şeklinde açıklamıştır.
Hisse devir sözleşmesinde devir bedelinin nakden ve tamamen alındığı açıkça yazılıdır. Bu durumda devir bedelinin alınmadığı, bir kısım hissenin haricen devredildiği ve karşılığında bono düzenlendiği ispat yükü davalı üzerinde olup bu savunmanın yazılı delil ile ispatlanması gerekmektedir. Davalılar bononun hisse devri nedeni ile düzenlendiğini ve belirtilen bu savunmalarını ispatlar yazılı herhangi bir delil sunmamıştır.
Yine … tarafından, … ve …’ e karşı keşide edilen … 15. Noterliği … tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamede, “… 5. Noterliğinin … yevmiye, 30.04.2001 tarihli devir sözleşmesi ile size devretmiş ve devir bedeli olarak bir adet senet ve 29.700.000 TL nakit almıştım…” ifadeleri ile hisse devri nedeni ile senet aldığını açıklamış ise de, anılan sözleşmede açıkça “hiçbir hak ve alacağımın kalmadığını kendilerini bu konuda umumi suretle ibra eylediğimi” belirterek senet almadığı ve her hangi bir hak ve alacağı bulunmadığını ikrar etmiştir. Davacılar murisi de cevabi ihtarnamesinde her hangi bir senet vermediğini savunmuştur. Davalı tarafın bu ikrarının aksi ancak resmi bir belge ile ispatlanabilecektir. Kaldı ki senet verildiğine dair ihtarnamenin … tarihli olmasına ve hisse devrinin de 2001 yılında yapılmasına rağmen senedin düzenleme tarihi 10 Ekim 2004 tür. Bu nedenle senetteki düzenlenme tarihinin sonradan yazıldığı sabittir.
Yukarıda yer verilen soruşturma dosyalarında davacılar murisinin şikayet dilekçeleri ve içerikleri ile dinlenen tanık anlatımları incelendiğinde, dosyaya yansıyan taraflar arasındaki husumete göre davaya konu senedin hisse devri sözleşmesi nedeni ile düzenlenmesi de ticari hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir.
Tüm bu açıklamalar ile hisse devrinden dolayı davacılar murisi … in davalılar murisi … a herhangi bir borcu bulunmadığı ve senetteki düzenlenme tarihinin sonradan yazıldığı kabul edilmiştir.
Tanık … in “Davacıların murisi olan … ile iş ilişkisi nedeniyle 2003-2006 yılları arasında … ile iş yapmış olup, senet o iş ilişkisi nedeniyle düzenlenmiştir,” şeklindeki beyanı; bu beyanın … beyanı ile örtüşmemesi ve soruşturma dosyalarındaki şikayetler nedeni ile tanık … ın ise uyuşmazlığın esasına etki edecek şekilde görgüye dayalı bilgi sahibi olmaması nedeni ile beyanı hükme esas alınmamıştır.
Asıl davada bononun sahteliği iddiası yönünden;
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alının raporlar ve mahkememizce Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanlarından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan rapor ile mahkememizce yapılan incelemede; inceleme konusu senedin arka yüz 1. ciro bölümünde yer alan”…” yazısının mutat olmayan şekilde arka yüze göre sol kenara yakın olduğu, söz konusu kenarda kesim itibariyle diğer kenarlara göre düzensizlikler bulunduğu, arka yüzde …’e atfen atılmış birinci ciro imzasının hemen üzerinde “…” isim-soy isminin bulunduğu, kâğıdın hemen bu yazının üzerinden düzensiz biçimde kesilmiş olduğu, kesik hattının “Sezer” kelimesinin “S” harfinin üst kavsinde kayba neden olarak geçtiği, senedin ön yüzünde “muacceliyet, kesbedeceğini” kelimelerinin yanlış yazılarak “mucceliyet, kesbsdeceğini” şeklinde yazıldığı, “.” işaretini müteakip yazılmış olan “ihtilaf” kelimesinin büyük “İ” harfi yerine küçük “i” harfi ile başladığı, “7 Mart 2003” yazısındaki “2003” ibaresinin üzeri çizilerek yazılmış “2007” ibaresi ile söz konusu ibarenin yanında atılı 2 (iki) adet imzanın bir kalem, senet ön yüzünde yer alan diğer yazı ve imzaların farklı fiziki evsafta ikinci bir kalem ile yazılmış olduğu tespitleri yapılmıştır.
ATK raporunun sonuç bölümünün 6.6 bendinde tespit edildiği üzere senet arka yüzünde 1. ciro isim yazısında bulunan majiskül “…” harfinin üst kesiminde yırtılma/kesilme işlemi kenarın isim yazısı yazıldıktan sonra kesilmesi/yırtılması, matbu basım senette yer alan yazım hataları, birinci ciro imzasının hemen üzerinde “…” kelimesinin “…” harfinin üst kavsinde kayba neden olacak şekilde kâğıdın hemen bu yazının üzerinden düzensiz biçimde kesilmesi, ticari hayatın olağan akışına uygun değildir. Matbu basım olduğu iddia edilen senette normalin, olması gerekenin dışında birden çok hata, olağan hayata aykırılık (genel hayat tecrübelerine) bulunması tesadüf olarak da kabul edilemezdir.
Yakarıda açıklandığı üzere Muris … ın … tarihli ihtarname ile senedin elinde olduğunu açıklamasına rağmen senedin düzenlenme tarihinin 10.10.2004 olması, senedin dayanağı olarak açıklanan hisse devir sözleşmesinin ise 2001 yılı olması, hisse devir sözleşmesinde hisse devrinden dolayı alacağının nakden ve tamamen alındığının ve her hangi bir alacağının kalmadığının belirtilmesine karşın herhangi bir yazılı delil sunulmadan senedin hisse devri nedeni ile düzenlendiğinin açıklanmış olması, … in … hakkındaki şikayet dilekçelerinin tarihi ile içerikleri, senedin ön yüzünde imzası bulunan … ve … nın beyanları, diğer tanık anlatımları ve üst paragrafta yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; senedin, arka yüzündeki birinci ciro imzası esasen üst tarafındaki bir metinde yazılı bilgileri onaylayan bir imza iken bu kâğıdı ismin hemen üst tarafından kesilmiş ve elde kalan kısım bu kez üstten dik olarak kesilerek mevcut senet boyutlarına getirilmiş ve arka yüzüne söz konusu senet formatı basılarak arkada kalan … imzası birinci ciro haline getirilerek başka amaçla atılmış bir imzadan faydalanmak sureti ile oluşturulmuş sahte bir senet olduğu, önceden basılmış matbu bir senet olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Davalılar vekilleri senedin kesilmediğini, yıpranmış olduğunu açıklamış ise de, ATK raporu ve bilirkişi raporunda senedin basılı olduğu kağıtta kesimin olduğu hatta kesime bağlı olarak kesim itibariyle diğer kenarlara göre düzensizlikler ve “…” harfinde mürekkep kayıpları olduğunun tespit edilmiş olması ile senedin fiziki incelemesinde kağıdın tüm köşelerinin karşılaştırılmasında kesim yapılan taraf ile senedin diğer taraflarında ki yıpranmanın (kesimin) birbirinden gözle görülür şekilde farklı olduğu gözlemlendiğinden davalı tarafın “yıpranma savunması” kabul görmemiştir.
ATK raporunda inceleme konusu senet üzerindeki parafların kağıdın ön yüzünün sonradan baskı yapılarak bono olarak düzenlenip düzenlenmediği hususunda teknik bir tespite gidilemediğini belirtmiş ise de, ATK dosyadaki diğer delilleri değerlendirmeden sadece teknik yönden değerlendirmede bulunmuştur. ATK sonradan baskı yapılıp yapılmadığına ilişkin kesin bir kanaat bildirmemiştir. Mahkememizce dosyadaki tüm deliller ve raporlardaki teknik tespitler birlikte değerlendirilerek sahtelik yönünden değerlendirme yapılarak kağıdın ön yüzünün sonradan baskı yapılarak bonoya dönüştürüldüğü kabul edilmiştir.
Dava konusu senedin ön ve arka yüzünde toner partikülleri mevcut ise de ATK raporundan söz konusu partiküllerin belgenin evvelce toner kaynaklı bir yazıcıdan geçirilmesi veya toner içerikli bir belgeye temasından da kaynaklanabileceğinin belirtilmesi ve davalılar vekilinin senedin fotokopisinin çekildiğine ilişkin açıklamaları uyarınca bu husus tek başına sahtelik iddiasının tespitinde delil olarak değerlendirilmemiştir.
Yargıtayın aşağıda yer verilen ilamları da mahkememizce ulaşılan sonuca benzer niteliktedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5104 Esas, 2021/5750 Karar sayılı ilamı;
“Bu anlamda somut olay incelendiğinde ise, mahkemece Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporunda, her ne kadar senedin açığa imzanın kötüye kullanılarak oluşturulup oluşturulmadığı hususunda kesin bir kanaat bildirilemediği belirtilmişse de aynı raporda, davacı yanın iddialarını ve ceza mahkemesinin kabulünü doğrular şekilde, senedin matbu ve üst kısmı forme kesim senetlerden olmadığı, yatay uzunluğunun A4 ebadıyla uyumlu olduğu ve imza ve yazıların farklı fiziki evsafta bir kalemle atılmış olduğu hususlarının tespit edilmesi karşısında mahkemece menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi, birleşen manevi tazminat davasıyla ilgili olarak ise usuli kazanılmış haklar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/10375 Esas, 2016/16150 Karar sayılı onama kararı;
“Mahkemece, benimsenen Adli Tıp Kurumu raporunda, “kağıt evsafı baskı özellikleri bakımından mutad matbu senetlerden olmadığı, senet kenarlarının forme kesim olmadığı, karşılıklı kenar uzunluklarının birbirine eşit olmadığı, satır hizalarında düzensizlik, düz çizgi ve kimi harflerde deformanslar mevcut olduğu, söz konusu senedin arka yüzünde (senet ön yüz baskısında kullanılan mürekkebe benzer) mürekkep bulaşıkları bulunduğu, mevcut bulgular birlikte değerlendirildiğinde sözkonusu senedin imzadan yararlanılarak oluşturulmuş olmasının kuvvetle muhtemel olduğu” belirtilmekle senedin açığa imzanın bono haline getirilmesi suretiyle oluşturulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.”
Kötü niyet tazminatı yönünden
Borçlu aleyhine takip başlatan alacaklının İİK’nın 72/5 maddesi gereğince kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için haksız olmasının yanısıra kötüniyetli olması da şarttır. Dosya kapsamına göre ve yukarıdaki açıklamalar gözetildiğinde, davacı hakkında icra takibi başlatan davalının senedin sahteliğini bildiği haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı takip talebinde belirtilen işlemiş faiz ile komisyon miktarını da davaya konu etmiştir. Yabancı para cinsinden yapılan icra takiplerinde, yabancı paranın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı esas alınmak suretiyle tazminat hesabı yapılması gerektiğinden İİK’nun 72 maddesi gereğince takip konusu borcun icra takip tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının %20 si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilmiştir. Davacı vekili 10.03.2022 tarihli dilekçesi ile kötü niyet tazminatının karar tarihindeki kur üzerinden hesaplanmasını ve kısa karardaki miktarın düzeltilmesini talep etmiş ise de, talep açıklanan nedenle yerinde görülmemiştir.
Vekalet ücreti hesaplaması
Dava dilekçesinde … 11. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasında borçlu bulunmadığının tespiti talep edilmiştir. Asıl alacak ve işlemiş faiz miktarının toplamı üzerinden başlatılan takip üzerine menfi tespit davası açılmış olup, dava açılırken toplam alacak miktarı üzerinden nispi harç yatırılmış olmakla vekalet ücretinin hesaplanmasında davaya konu edilen işlemiş faiz ve komisyon ücreti de dikkate alınmıştır. (Benzer şekilde yargıtay 11. HD 2007/1462 E, 2008/2803 K,) Dava değerinin yabancı para olarak gösterilmesi halinde karar tarihi itibarıyla TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığı üzerinden nispi vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğinden 1.150.000 USD asıl alacak+90.487,67 USD faiz= 1.240.487,67 USD*18.8730= 23.411.723,80 TL+ 4.085,49 TL komisyon bedeli= toplam 23.415.809,30 TL üzerinden vekalet ücreti hesaplanmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Asıl davanın KABULÜ ile davacıların … 11. İcra Müdürlüğünün ….Esas sayılı icra takibinde davalılara borçlu bulunmadıklarının tespitine,
2-)Takip konusu alacağın %20 karşılığı olan 294.614,19 TL kötü niyet tazminatının davalılardan alınarak davacılara ödenmesine,
3-)Birleşen davanın REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
4-)Alınması gereken 298.271,17-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 25.156,37-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 273.114,80-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 472.158,09 TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan 25.156,37-TL peşin harç, 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 4.800,00-TL bilirkişi ücreti, 884,90-TL posta gideri olmak üzere toplam 30.882,37-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafa iadesine,
Birleşen davada
7-)Alınması gereken 179,90-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 144,00-TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-)Davalılar vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak kendisini vekil ile temsil eden davalılara verilmesine,
9-)Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
10-)Davacı tarafından yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, duruşmada hazır bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/02/2023
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır