Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/218 E. 2019/285 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/218
KARAR NO : 2019/285

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/03/2018
KARAR TARİHİ : 26/03/2019
.
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;müvekkili banka ile takip borçlusu … TİCARET LTD. ŞTİ. arasında “Genel Kredi Sözleşmesi” imzalandığını, Sözleşme uyarınca müvekkili Banka tarafından borçluya kurumsal kredi hesabı açılarak kredi kullandırıldığını, diğer davalı borçlu …’nin ise “Müteselsil Kefalet ve Hesap Rehni Sözleşmesi” gereğince “MÜTESELSİL KEFİL” sıfatıyla borçtan sorumlu olduğunu, mezkûr ticari kredi hesabının sözleşme hükümlerine aykırı kullanımı neticesinde borçlarını ödemeyen borçlulara; … 10. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye no.lu hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, … Ltd. Şti.’ne yapılan tebligatın 27.11.2017 tarihinde iade olduğu, …ye yapılan tebligatın ise 27.11.2017 tarihinde tebliğ olduğunu, borcunu ödememekte direnen davalılar aleyhine … 2. İcra Md. … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçluların adreslerine gönderilen örnek (7) ödeme emrinde belirtilen yetkiye, borca, faize ve ferilere itiraz ettiklerini ve bunun üzerine takibin durduğunu, davalıların itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle davalıların … 2. İcra Md. … E. sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazlarının iptaline ve takibinin devamına, alacağın likit olması nedeniyle alacağının % 20’sinden aşağı olmamak üzere davalıların icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkilleri aleyhine … 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe yaptıkları itirazın yerinde olduğunu, nakdi alacağın yanı sıra, takipte talep edilen 195.899,30 TL’lik teminat mektubu blokaj bedelinin istenmesinin yersiz olduğunu, teminat mektuplarının süresiz olarak verildiğini, teminata konu işlerin tamamlandığını ve kesin kabullerinin yapılmasının beklendiğini, idarenin kesin kabulü sonrası mektupların iade edeceğini, bu nedenle blokaj olarak talep edilmesinin doğru olmadığını, %7,92 kar payı talebinin de yersiz olduğunu, müvekkillerinin itirazında herhangi bir kötü niyetlerinin olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatı talebinin yersiz olduğunu belirterek yapılan açıklamalar doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava, Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklı İİK. 67. Maddesine göre açılan İtirazın İptali davasıdır.
Mahkememizin 23/10/2018 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararı gereğince; Genel Kredi Sözleşmesinin 26. Maddesinde uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu düzenlendiğinden davalı borçluların İstanbul İcra Müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 25/12/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince; Davacı vekiline gayrinakti alacakla ilgili maktu harcı yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiştir, davacı vekili tarafından harç ikmalinde bulunulmuştur.
Davaya konu … 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur, incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine 15/12/2017 tarihli ödeme emri ile 26.201,31 TL asıl alacak, 7.128,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam: 33.330,05 TL. Nakit alacak ve gayrinakdi alacakla ilgili depo talepli takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 29/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu …’ye çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade edildiği, borçlular vekilinin 03/01/2018 tarihli dilekçesi ile yetkiye, borca, takibe, faize, ferilerine itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 23/10/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince dosya, Bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 26/11/2018 teslim tarihli raporda özetle; İnceleme ve hesaplamalar sonucunda,davalı asıl borçlu ile davalı kefilinin temerrüt tarihlerinin aynı olması ve kefilin kefalet limiti 2.000.000.00 TL olması nedeniyle,davacı bankanın davalı asıl borçlu ve kefilden takip tarihi itibarı, 26.334.47 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, 1-) Kefil yönünden,Takip tarihinden başlamak üzere 26.201.31 TL asıl alacak tamamen ödeninceye BK 589 kapsamında kefalet limitini (2.000.000 TL)aşmayacak şekilde kadar yıllık % 7.92 mkkp oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceği, 2-)Asıl borçlu yönünden Takip tarihinden başlamak üzere 26.201.31 TL asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık % 7.92 mkkp oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceği, 3-) Taraflar arasında imzalanan sözleşmede asıl borçlu ve kefil için için çek ve teminat mektubu depo edilmesine ilişkin net ve açık bir hüküm bulunmasına karşın kefil için net ve açık bir hüküm bulunmamamsı nedeniyle davacı bankanın Yargıtay içtihatları doğrultusunda davalı kefilden çek depo talebinde bulunmayacağı, 4-) Sayın mahkemenizce davacı bankanın çek ve teminat mektubu depo talebinde bulunacağına karar verilmesi halinde ise 195.899.30 TL ÇEK VE TEM.MEK.depo talbinde bulunacağı yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Yargılama sırasında bankacı bilirkişiden alınan rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Davacı banka ile davalı asıl borçlu … TİCARET LTD ŞTİ arasında 29.08.2013 tarihinde 2.000.000.00 TL lık GENEL KREDİ SÖZLEŞMESİ imzalanarak davalı asıl borçluya krediler kullandırılmak suretiyle taraflar arasında ticari bir ilişkinin oluştuğu görülmüştür.
Davalı kefil …’de iş bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığından BK 589 maddesine göre kefalet limiti 2.000.000.00 TL kapsamında aşmamak kaydı ile sorumlu olduğu,
KEFİLİN SÖZLEŞME İLE DÜZENLENEN SORUMLULUĞU ;
Taraflar arasında imzalanan MÜTESELSİL KEFALET VE HESAP REHNİ SÖZLEŞMESİ’ nde Müteselsil Kefil yukarıda belirtilen kefalet ve rehin miktarı ile sınırlı olmak üzere,müşteri/lerin bankaya karşı iş bu sözleşmenin akdinden evvel doğmuş ve iş bu sözleşmenin akdinden sonra doğacak yukarıda tanımı yapılan Borçları’na bağımsız müteselsil kefil olduğunu kabul, beyan ve taahhüt eder,
Müteselsil Kefil, Borcun yeni bîr ödeme planına bağlanması ve/veya ödeme vadelerinin uzatılması, yeniden yapılandırılması gibi hallerde de kefalet sorumluluğunun aynen devam edeceğini bildiğini, bu işlemler nedeni ile doğacak fer’i borçların da kefaletin kapsamında olduğunu kabul ve beyan eder………”hükmünde olup,
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 01.07.2012 tarihinde yeni TBK yürürlüğe girdikten sonra anılan yasaya bağlı olarak imzalanmış olduğu görülmektedir.
MADDE 583- Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe  geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.
Yasaya uygun olarak Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen ibarenin yazılı olduğunun görüldüğü,
6098 S.lı Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 584
Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. 
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
Davalı kefil … sözleşmenin akdedildiği tarihlerde şirket ortağı olduğu İTO kayıtlarından görüldüğü, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 584 üncü maddesine eklenen madde “Ek fıkra : 28.3.2013-6455 S.K. / m.77)Ticaret siciline kayıtlı ticari isletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından isletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz, ” hükmü düzenlenmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin;”MAHRUM KALINAN KAR PAYI”başlıklı 1.maddesinde,”Müşterinin vadesinde ödemesi gereken borcunu ödemede gecikmesi/temerrüdü durumunda ödenmeyen borç için borcun sebebini teşkil eden kullandırımlardan(projelerden) kar payı en yüksek olanına uygulanan kar payı oranı üzerinden hesaplanıp müşterinin ödemesi getreken taksit tutarına ilaveten ayrıca ödenmesi gereken tutarı ifade eder.”
Yine taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “HESAP KATI VE TEMERRÜT HÜKÜMLERİ” BAŞLIKLI 22.3.MADDESİ,”Müşteri hesap katı bildirimini alır almaz muaccel hale gelen tüm alacağı,Mahrum Kalınan Kar Payı ve her türlü masrafı ile birlikte bildirimdde belirtilen süre içerisinde ödemeyi aksi halde temerrüde düşeceğini, ve temerrüdün tüm sonuçlarına katlanacağını kabul ve beyan eder…..”. “hükmünde olduğu,
MKKP hesaplaması ise AYS de kar payı oranı aylık %0.66 aylık faiz oranının yıllığa çevrilmesiyle 0.66×12=7.92 olarak hesaplandığı banka tarafından bildirilmiş olup talebinin yerinde olduğu,
Hesabın Kesilmesi ve Kat Edilmesi:
İhtarname incelendiğinde; Davacı banka tarafından davalı asıl borçlu ve kefile … 10.Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ederek” Kredi hesabınız/hesaplarınız 24.11.2017 tarihi itibarıyla kat edilmiştir. Bu tarih itibarıyla alacağın baliğ olduğu tutar, 37.153.21 TL ayrıca meri teminat mektupları deposu için 2 gün ve müşteride bulunan çeklerin depo edilmesini 15 gün , nakdi borç tutarı için 2 gün içinde ödenmesi………. ihtaren bildiririz.” ihtarında bulunulduğu,
Davalı asıl borçluya gönderilen ihtarnamenin 27.11.2017 tarihinde iade edildiği, ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “ adres sözleşmesi ve müşterinin iletişim bilgileri ile yetkili imzalarında meydana gelecek değişiklikler” başlıklı 25.maddesine istinaden tebliğ edilmiş sayılmıştır.
Davalı kefile gönderilen ihtarnamenin 27.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Davalı kefile ve davalı asıl borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilmesi karşısında ihtarname ile verilen 2 günlük sürenin sonunda temerrüdlerinin 30.11.2017 tarihi itibarı ile gerçekleşmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığının 97/1055 Esas ve 97/10599 Karar sayılı emsal kararında; “Bankanın kullandırmış olduğu krediye temerrüt tarihine kadar uygulamış olduğu akti faiz kapital faizi olup, asıl alacak olarak kabulü gerekir. Bir başka deyişle temerrüt tarihine kadar kullandırılan kredinin aslı ile bunun akdi faizi asıl borcu oluşturur. Bunun sonucu olarak da temerrüt tarihinden itibaren bu toplam borç üzerinden temerrüt faizi uygulaması BK. 104/son maddesine aykırılık teşkil etmez”
Yine aynı Dairenin 2001/6131 Esas ve 2002/3673 Karar sayılı 14.05.2002 tarihli kararında belirtilen;“Muaccel bir alacağın borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur.Olayda alacaklı banka tarafından hesap kat edilmekle birlikte ödeme ihtarı davalı borçluya ihtar edilmiş olup, tanınan üç günlük ödeme süresi de eklendiğinde davalının temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, hesabın kat tarihi ile temerrüt tarihi arasında oluşan akdi faiz ile hesabın kat’ı tarihindeki alacak kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacağın belirlenip, buna temerrüt faizi uygulanarak takip tarihindeki alacağın belirlenmesi gerekir”
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2014/12099 E. 2015/6427 K. 30.04.2015 tarihli kararı;
“…hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faiz kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak bulunmalı ve bu alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönem için temerrüt faizi ve bunun gider vergisi uygulanarak bankanın asıl borçludan isteyebileceği miktar saptanmalı…”denildiği,
Yargıtay görüşleride nazara alınarak, hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faizin kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacağı oluşturduğundan 24.11.2017 kat tarihi itibarı ile yukarıda tespiti yapılan 26.676.82 TL anapara tutarına hesap kat tarihinden 30.11.2017 temerrüt tarihine kadar % 7.92 kar payı oranı üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacı bankanın davalı asıl borçlu ve davalı kefilden temerrüt tarihi itibarı ile,
26.695.31TL asıl alacaklı olduğu hesaplanmaktadır.Ancak davacı banka takip talebinde 26.201.31 TL asıl alacak talebinde bulunduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği talebiyle bağlı kalınmıştır.
TAKİP TARİHİ İTİBARI İLE DAVACI BANKA ALACAĞININ TESPİTİ;
Davacı bankanın temerrüt tarihi itibarı ile talebiyle bağlı kalınan 26.201.31 TL asıl alacağa % 7.92 mahrum kalınan kar payı oranından yapılan hesaplamaya göre davacı bankanın takip tarihi itibarı ile davalılardan 26.334.47 TL alacaklı olduğu hesaplanmıştır.
ÇEK VE TEMİNAT MEKTUBU DEPO TALEBİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ;
Taraflar arasında imzalanan sözleşmede ÇEK VE TEMİNAT MEKTUBU DEPO TALEBİNE İLKİŞKİN net bir ifadeye rastlanılamadığı,asıl borçlu ile Kefilin gayrinakdi kredilerin deposundan sorumlu tutulabilmesi için açık ve net bir şekilde sorumluluk içeren düzenleme bulunmaması nedeniyle aşağıdaki Yargıtay içtihatları doğrultusunda davacı bankanın çek ve teminat mektubu talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ ESAS NO : 2016/8702 KARAR NO : 2017/3383
“……………Dava, genel kredi sözleşmesi uyarınca davalı borçluya verilen çek karnesi nedeniyle bankanın yasal olarak çek hamiline ödemekle sorumlu olduğu zorunlu karşılık tutarının bankaya depo edilmesi istemine ilişkindir……..Bankanın bu karşılıkları muhatabına ödemeden depo edilmesini isteyebilmesi için, banka ile müşteri arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir düzenleme olması gerekir.Yapılan incelemede taraflar arasında akdedilen 02.04.2010 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinde bu yönde bir düzenleme olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış,mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.26/04/2017
YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ ESAS NO:2014/7408 KARAR NO:2014/11659 K. TARİHİ:24.6.2014
2”………Davacı teminat mektubu komisyon bedelleri ile depo talebinde bulunmuştur. Hükmü temyiz eden davalı N.. N..’nun genel kredi sözleşmelerinde kefil olarak imzası bulunmaktadır. Davacı bankanın kefillden depo talebinde bulunabilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmede açık hüküm bulunması gerekir. Ancak sözleşmede davacı bankanın kefilden teminat mektubu depo bedelini talep edebileceğine dair açık hüküm bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle davalı kefilin teminat mektubu depo bedelinden sorumlu tutulması hatalı olup hükmün bozulması gerekmiştir. 24.06.2014
YARGITAY 19.HUKUK DAİRESİ 2016/6902 ESAS 2017/7727 KARAR 05.12.2017 TARİH
“……..Davalı, dava dışı Yiğit Gıda Turizm ve İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin müşterek borçlu ve müteselsil kefilidir. Kefilin gayrinakdi kredilerin deposundan sorumlu tutulabilmesi için imzalanan sözleşmede açık ve net bir şekilde sorumluluk içeren düzenleme bulunması gerekir. Uyuşmazlık konusu sözleşmenin 36. maddesinde bu yönde bir düzenleme bulunmadığından kefil gayrinakdi kredilerin deposundan sorumlu tutulamaz. Diğer yandan kredi alacağma uygulanacak olan temerrüt faizinin kredi hesabının kat edildiği tarihte aynı tür kredilere uygulanan akdi faiz tespit edilerek sözleşme hükümleri uyarınca bunun %50 fazlasının temerrüt faizi olarak uygulanması gerekirken Merkez Bankası’na bildirilen ve krediye fiilen uygulanmayan temerrüt faizinin alacağın tespitinde esas alınmasında kabul şeklinde doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece açıklanan hususlar gözetilerek yeni bir bilirkişiden veya hükme esas alman bilirkişiden ek rapor alınarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir,”denildiği,
SONUÇ İTİBARİYLE; Davalı asıl borçlu ile davalı kefilinin temerrüt tarihlerinin aynı olması ve kefilin kefalet limiti 2.000.000.00 TL olması nedeniyle,davacı bankanın nakdi alacak yönünden davalı asıl borçlu ve kefilden takip tarihi itibarı, 26.334.47 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı,
Taraflar arasında imzalanan sözleşmede asıl borçlu ve kefil için için çek ve teminat mektubu depo edilmesine ilişkin net ve açık bir hüküm bulunmasına karşın kefil için net ve açık bir hüküm bulunmaması nedeniyle davacı bankanın Yargıtay içtihatları doğrultusunda davalılardan çek depo talebinde bulunamayacağı kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-a)Davanın kısmen kabulüne, davalıların … 2 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış oldukları itirazın kısmen iptali ile takibin tahsilde tekerrür olmamak üzere; 26.201,31 TL asıl alacak, 126,81 TL Mahrum kalınan kar payı, 6,34 TL BSMV olmak üzere toplam : 26.334,47 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kefil … yönünden takip tarihinden tahsil tarihine kadar 26.201,31 TL asıl alacağa BK 589 maddesi kapsamında kefalet limitini aşmayacak şekilde yıllık % 7,92 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi uygulanmasına, asıl borçlu Teryak Termik Makineler Yapı Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti yönünden takip tarihinden tahsil tarihine kadar 26.201,31 TL asıl alacağa yıllık % 7,92 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi uygulanmasına,
b)-Kabul edilen 26.334,47 TL alacağın % 20 oranında tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının çek ve teminat mektubu depo talebinin reddine,
3-Karar tarihine göre kabul edilen nakdi alacak yönünden alınması gereken 1.798,91 TL harçtan peşin alınan 402,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.396,36 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı taraftan peşin alınan 402,55 TL harç masrafının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Gayrinakdi alacak yönünden peşin alınan harç karar tarihine göre alınması gereken harcı karşıladığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince kabul edilen nakdi alacak yönünden hesaplanan 3.160,14 TL. vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince ret edilen nakdi alacak yönünden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
8-Davalılar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince ret edilen gayrinakdi alacak yönünden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan toplam : 961,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 750,28 TL sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Karar kesinleştiğinde Mahkeme kasasındaki belge aslının iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 26/03/2019

Katip …

Hakim …

Davacı Masraf Dökümü :
Harç giderleri : 35,90-TL
Bilirkişi Ücreti : 700,00-TL
Teb.-müz.posta giderleri : 226,00-TL
Toplam : 961,90-TL