Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/205 E. 2019/1093 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/205 Esas
KARAR NO : 2019/1093

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 23/11/2016
KARAR TARİHİ : 04/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; 15/02/2015 tarihinde müvekkilinin içinde yolcu olarak seyahat ettiği işleteni … ve sürücüsü … olan … plakalı aracın sürücünün kavşak içerisinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu oluşan kazada müvekkilinin ağır bir şekilde yaralanarak maluliyete uğradığını, tedavi giderlerine maruz kaldığını, söz konusu kazada müvekkilinin içerisinde bulunduğu araç sürcüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, söz konusu aracın davalı … Sigorta A.Ş nezdinde zmms poliçesi ile sigortalı olduğundan müvekkilinin uğradığı zararları karşılamakla yükümlü olduğunu ileri sürerek yargılama esnasında belirlenecek olan tazminatın davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen davaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; 15/02/2015 tarihinde müvekkilinin içinde yolcu olarak seyahat ettiği … plakalı araç sürücüsünün kavşak içerisinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu oluşan kazada müvekkilinin ağır bir şekilde yaralanarak maluliyete uğradığını, söz konusu aracın işleteni … ve sürücüsü … olan aracın davalı … Sigorta A.Ş tarafından kasko sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin maluliyete uğraması sebebiyle davalıların müvekkiline manevi tazminat ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürerek 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiş, ayrıca davanın mahkememizin 2018/205 E sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Sigorta A.Ş vekili asıl davaya ilişkin cevap dilekçesinde özetle; 6704 sayılı Yasa ile davadan önce başvuru yapmanın zorunlu hale getirildiğini, ancak davacı tarafın, huzurdaki davadan önce müvekkil sigorta şirketine yapmış olduğu herhangi bir başvurusu bulunmadığını, bu nedenle dava şartının gerçekleşmediğini, esasa ilişkin olarak da müvekkilinin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davaya konu kazada sigortalı araç sücüsünün kusurunun tespit edilmesinin gerektiğini, hastane masraflarının SGK tarafından karşılanması gereken masraflar olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımına uğradığını, kusur ve maluliyet oranlarının belirlenmesi gerektiğini, gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davanın diğer davalıları, usulüne uygun tebligatlara rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
DELİLLER :
Kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, sigorta poliçesi, maluliyet raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Mahkememizin 2016/1136 E sayılı dosyasından 04/10/2017 tarihinde 2017/793 K. numarası ile asıl dava yönünden verilen “Davanın usulden reddine…” ilişkin kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2018/391 E – 2018/142 K. sayılı 08/02/2018 tarihli kararı ile “…Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dava yoluna gitmeden önce sigorta şirketine başvuru yapılmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafın istinaf başvurusu; mahkeme kararında gerekçe gösterilen düzenlemenin 26.04.2016 tarihinden sonra gerçekleşen kazalar için uygulanacağı, oysaki dava konusu kazanın 15.02.2015 tarihinde gerçekleştiği, poliçenin 04.07.2014 başlangıç, 04.07.2015 bitiş tarihli olması nedeniyle bu yasal düzenlemeden önce tanzim edilmiş olduğu, başvuru zorunluluğunun dava şartı kabul edilse bile mahkemenin HMK’nın 115/2.maddesine göre giderilebilir bir dava şartı noksanlığı olduğu için tamamlatmak için süre vermeksizin davanın reddinin hatalı olduğu, KTK’nun 97.maddesindeki değişikliğin salt sigortacı kuruluşun lehine ve tek taraflı bir şekilde yorumlanmasının Anayasaya aykırılık teşkil ettiği yönlerine ilişkindir. Dava, trafik kazasında yaralanan davacının, kazaya sesebiyet veren, içinde yolcu olarak bulunduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısına karşı açtığı maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir. Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir. Olayımızda, dava tarihi olan 23/11/2016 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup, davacı tarafça dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine başvurulmadığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Mahkemece davacı vekiline, yasada öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde bu yöndeki dava şartının (hukuki yararın) yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan sigorta şirketi aleyhindeki davanın usulden reddine karar verilmelidir. Mahkemenin HMK’nın 115/2. maddesine aykırı şekilde, tamamlanabilecek nitelikteki dava şartının tamamlanması için davacıya kesin süre verilmeksizin, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde bulunmamış, bu nedenle kararın HMK’nın 353/1-a/6.maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere dosyanın yeniden görülmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile HMK 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememize İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/391 E – 2018/142 K. sayılı 08/02/2018 tarihli kararı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiş, davacı tarafça davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı ve başvrunun reddedildiği davacı vekilince sunulan dilekçe ile anlaşılmıştır.
Delillerin toplanmasının ardından İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulundan maluliyete ilişkin rapor düzenlenmesi istenilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulu mahkememize hitaben düzenlemiş olduğu raporunda özetle; … ve … kızı, 1982 doğumlu …’nın 15.02.2015 tarihli trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: E cetveline göre: %8,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa olunduğunu bildirmiştir.
Asıl dava yönünden, davacı vekili 15/05/2019 tarihinde uyaptan sunduğu dilekçesi ile davalı … Sigorta A.Ş ile sulhen anlaşma sağlandığından davalı … Sigorta A.Ş yönünden davadan feragat ettiklerini beyan etmiş, asıl davanın HMK 307. maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden, 15/02/2015 tarihinde davacının içinde yolcu olarak seyahat ettiği … Sigorta A.Ş.’ye kasko sigortası ile sigortalı, işleteni …, sürücüsü … olan … plakalı aracın sebebiyet verdiği ve davacının yaralandığı tek taraflı trafik kazası meydana geldiği, KTK gereğince davacının manevi zararından birleşen davanın davalılarının müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmış, Türk Borçlar Kanunu 56. maddesine göre, davacının maluliyet oranı, olayın davacı üzerinde yaratabileceği psikolojik etki, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyo-ekonomik durumları, paranın satın alma gücü dikkate alınarak davacının uğradığı maluliyetin üzüntü ve acısını bir nebze olsun hafifletmek amacıyla birleşen davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda 6.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 15/02/2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte, davalı … Sigorta A.Ş yönünden temerrüt tarihi olan 22/01/2019 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Asıl davanın feragat nedeniyle reddine,
Birleşen davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, 6.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 15/02/2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte, davalı … Sigorta A.Ş yönünden temerrüt tarihi olan 22/01/2019 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Asıl dava yönünden, Harçlar Kanununca alınması gerekli 44,40 TL ilam harcından peşin yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Asıl davada taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına ve asıl davanın davalısı tarafından talep edilmediğinden avukatlık ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Birleşen dava yönünden, Harçlar Kanununca alınması gerekli 409,86 TL ilam harcından peşin yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 239,08 TL harcın birleşen davanın davalıları …, … ve … Sigorta A.Ş ‘den eşit oranda alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Birleşen davada davacı tarafça yatırılan 170,78 TL harcın birleşen davanın davalıları …, … ve … Sigorta A.Ş ‘den eşit oranda alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.725,00 TL avukatlık ücretinin birleşen davanın davalıları …, … ve … Sigorta A.Ş ‘den eşit oranda alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.725,00 TL avukatlık ücretinin birleşen davanın davacısından alınarak vekil ile temsil olunan birleşen davanın davalısı … Sigorta A.Ş’ye verilmesine,
ATK Başkanlığının 11/03/2019 fatura tarihli, 562,00 TL bedelli faturasının birleşen davanın davalıları …, … ve … Sigorta A.Ş tarafından faturada belirtilen Adli Tıp Kurumu Başkanlığının hesabına yatırılmasına, bu hususta gerekçeli karardan bir örneğin İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmesine,
Birleşen davada, davacı tarafça yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 381,70 TL tebligat, müzekkere ve posta giderlerinden oluşan toplam 426,10 TL yargılama giderlerinden davanın kabulü oranında 51,13 TL’sinin birleşen davanın davalıları …, … ve … Sigorta A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/12/2019

Katip

Hakim