Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/146 E. 2023/742 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/146 Esas
KARAR NO : 2023/742

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 12/02/2018
KARAR TARİHİ : 11/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı asil 12/02/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; “… 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine ilişkin istemli olduğunu, davalı şirkete devrettiği dava konusu icra dosyasındaki … Şubesinden verilme 23/05/2015 keşide tarihli 24.500 TL tutarlı çekin, yine… Şubesinden verilen 15/03/2015 keşide tarihli 23.325,00 TL tutarlı çek ile, … Bankası … Şubesinden 31/03/2015 keşide tarihli 16.325,00 TL tutarlı çek nedeni ile çekte ciro imzası bulunması dikkate alınarak taraflarına icra takibi yapıldığını, çeklerdeki ciro olarak atılan imzaların kendisine ait olmadığını, açıklanan bu nedenlerle; takip dayanağı çeklerdeki imzaların kendisine ait olmaması nedeni ile … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı (Temlik Veren) vekili 09/04/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili olduğu banka aleyhine ikame olunan haksız davada öncelikle husumet itirazlarının olduğunu, dava dilekçesinde söz konusu çeklerden kaynaklı takip dosyasının…A.Ş.’ye devredildiğinin açık olduğunu, banka tarafından çeklerdeki imzaların davacıya ait olup olmadığının bilinmesinin mümkün olmadığını, kötü niyetli veya icra takibi yapılmasında haksız olduğunun düşünülemeyeceğini, davacının bankanın müşterisi olmamasından dolayı imza kontrolünün yapılabilmesinin mümkün olmadığını, açıklanan bu nedenlerle; davanın davalı banka yönünden reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı (Temlik Alan) vekili 16/04/2018 tarihli dilekçesinde özetle; takibe konu senetler davacı tarafından bir sonraki ciranta …’e verildiğini, oradan da temlik eden …’e geçtiğini, müvekkilinin ise icra dosyasını temlik alan olduğunu, takibe konu senetlerin davacı tarafından cirolanıp cirolanmadığının bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, açıklanan bu nedenlerle; yapılacak suç duyurusunun HMK md.165 gereğince bekletici mesele yapılmasını, davanın çekler üzerindeki …ŞTİ ile …Şti.’ye ihbarını, haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan … Limited Şirketi ve ihbar Olunan … Şirketi’ne duruşmaya davet tutanağı ve ihbar dilekçesi ile dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği, cevap dilekçesi sunmadıkları ve duruşmalara katılmadıkları görüldü.
DELİLLER: Bilirkişi Raporu, ATK raporu, Temlik Belgeleri, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
19/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “İnceleme konusu çek asıllarının dosyaya sunulması sonrası çeklerin arka yüzündeki 1.ciro imzaları ile davacı …’ın mukayese imzaları arasında grafolojik ve grafometrik usullere göre optik cihazlar kullanılarak ve çıplak gözle yapılan incelemede ; imzalar arasında tersim tarzı, istif, eğim, seyir, sürat baskı derecesi ve alışkanlıklar yönünden farklar bulunduğunu saptadığımdan çeklerin arkasındaki münker imzaların …’ın eli mahsulü olmadığı” görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
07/04/2022tarihli ATK raporunda özetle; “tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu çeklerdeki basit tersimli 1.ciro imzaları ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir kanaat raporudur.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, takibe konu … Bankası T.A.O. … Şubesine ait 23.05.2015 keşide tarihli 24.500,00 TL bedelli çek, …Bankası T.A.O. … Şubesine ait 15.03.2015 keşide tarihli 22.325,00 TL bedelli çek ile … Bankası … Şubesine ait 31.03.2015 keşide tarihli 16.325,00 TL bedelli çeklerde yer alan davacı lehtara ait imzaların sahte olduğu bahisle … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında borçlu olunmadığına ilişkin açılan menfi tespit davasıdır.
Davaya konu … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında; alacaklı temlik veren … Bankası A.Ş. vekili tarafından 13.08.2015 tarihinde borçlular (1-… Ltd. Şti., 2-…ve 3-… Ltd. Şti.) hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde; 63.150,00 TL asıl alacağın, 2.036,35 TL işlemiş avans faizi, 6.315,00 TL çek tazminatı ile 189,45 TL çek komisyonu olmak üzere 71.690,80 TL toplam alacağın tahsili istenilmiştir. Borcun sebebi olarak “…Bankası T.A.O. … Şubesine ait 23.05.2015 keşide tarihli 24.500,00 TL bedelli çek, … Bankası T.A.O. … Şubesine ait 15.03.2015 keşide tarihli 22.325,00 TL bedelli çek ile … Bankası … Şubesine ait 31.03.2015 keşide tarihli 16.325,00 TL bedelli çek” gösterilmiştir.
Takibe ve eldeki davaya konu yapılan çek keşidecisi dava dışı …Ltd. Şti., lehtarı davacı …, çekin sırasıyla ilk cirantası davacı lehtar, ondan sonraki cirantaları sırasıyla dava dışı …Tic. Ltd. Şti., çekin hamili … Bankası A.Ş.’den temlik yoluyla alan davalı Davalı …A.Ş. (Eski Ünvan: …A.Ş.)’dir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (6102 TTK’ nın 778, eTTK. 690, 730).
6102 sayılı TTK’nın 818. maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 677. maddesi uyarınca; ”bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez” imzaların bağımsızlığı (istiklali) şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz, ancak ciro zincirini de koparmaz.
İmzaların bağımsızlığı ilkesi, ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılmasına olanak sağlamaz. Diğer bir deyişle, “imzaların istiklali (bağımsızlığı)” ilkesine göre senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Poliçeye imza koyan kişi, diğer imzaların geçersiz veya sahte ya da mevhum kişilere ait olmasının riskini de taşır. Buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar. Poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir. Kanun yapıcı, 6102 sayılı TTK’nun 677. maddesinde senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul etmiştir. Çekteki imzalar, bu imzalarda ismi geçen şahıslar yönünden herhangi bir sorumluluk yaratmasa bile, senet yine de geçerli kalır. Çekin geçerli kalmasının sonucu ise, diğer imzaların sahiplerinin sorumluluklarının devam etmesidir. (Reha Poroy/ Ünal Tekinalp; Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 17. Baskı, İstanbul 2006, s. 141-142; Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 2.Bası, Ankara 1997, s. 414 vd; Hüseyin Ülgen / Mehmet Helvacı / Abuzer Kendigelen/ Arslan Kaya; Kıymetli Evrak Hukuku Ders Kitabı, İstanbul 2004, s. 126 vd; Naci Kınacıoğlu; Kıymetli Evrak Hukuku, 5.Baskı, Ankara 1999, s. 122 vd; Gönen Eriş; Türk Ticaret Kanunu, Kıymetli Evrak ve Taşıma, Ankara 1988, s. 174 vd- s.286; Yargıtay 11.HD.3.11.1987 tarih, 347/5865 Esas ve Karar sayılı kararı; Oğuz İmregün; Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 1998, s.58 vd; İsmail Doğanay; Türk Ticaret Kanunu Şerhi, c.II , 3. Baskı, Ankara 1990 s.1611 vd.).
6102 sayılı TTK’nun 686/1.maddesi; “Bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse son ciroyu imzalayan kişi, poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır” hükmünü içermektedir.
Sahte imza bir başkasının imzasının taklit edilmesi hali olup, takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı yasanın TTK’nın 677. maddesi hükmü gereğince; bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse ,diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez. Cirolar arasındaki zincirleme bağlılığın gözlenmesi sadece dış görünüm bakımından yapılır. Başka bir anlatımla, ciro silsilesinin (zincirinin) muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemek yeterli olup, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olması ciro zincirini etkilemez (Hulusi Gürbüz; Yargıtay Uygulaması Işığında Ticari Senetlerin iptali Davaları ve Ticari Senetlere Özgü Sorunlar, İstanbul 1984, s.295; Doğanay s.1646-1647; Murat Alışkan; Kambiyo Senetlerinde Temlik Cirosu, İstanbul 1998, s. 255 vd; Tarık Başbuğoğlu; Uygulamalı Türk Ticaret Kanunu, 1.cilt Ankara 1988, sh. 807; Erol Ertekin/İzzet Karataş; Uygulamada Ticari Senetler: Ankara 1998, s. 363).
Yine 6102 sayılı TTK’nun Kanunun 710/3. maddesi uyarınca; “Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça poliçeyi vadesinde ödeyen kişi borcundan kurtulur. Ödeyen kişi, cirolar arasında düzenli bir teselsülün bulunup bulunmadığını incelemekle yükümlü ise de, cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir.”
İmzaya veya parafa itiraz olması halinde, davaya bakan mahkeme tarafından, imza incelemesi yapılacaktır. (Geçerli bir çek için keşideci imzasında ve/veya yazısında tahrifat veya sahtecilik olmamalıdır. Aksinin tespiti, çekin geçersizliğine yol açacaktır (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E:2013/25615, K:2013/30955, T: 01.10.2013; “…6100 sayılı HMK.nun 209/1. Maddesinde; “adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme tabi tutulamaz” düzenlemesi yer almaktadır. Bu maddeyi kapsamı itibari ile ikiye ayırmak gerekir. Bunlardan birincisi senetteki imzanın inkâr edilmesi, diğeri ise yazının inkârıdır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde, imzaya itiraz, İİK’nun 170.maddesinde açıkça düzenlenmiş olmasın rağmen, aynı takipler yönünden yazının sahteliği iddiası konusunda bu kanunda özel bir hüküm mevcut değildir. İcra ve iflas kanunu icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle icra ve iflas kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan hukuk muhakemeleri kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Buna göre imzaya itiraz, İcra Ve İflas Kanunu’nda özel olarak düzenlendiğine göre anılan itiraz hakkında bu kanunun 170. maddesinin uygulanması zorunlu olduğundan, imzanın inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan 6100 sayılı HMK.nun 209.maddesinin uygulama yeri yoktur. Ne var ki sahtelik iddiasının imza inkarı dışında bir nedene dayanması durumunda İcra Ve İflas Kanunu’nda özel bir düzenleme bulunmadığından sorunun çözümü için 6100 sayılı HMKnun 209. maddesinin uygulanması gerekecektir….ancak sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene dayanması halinde ise 6100 sayılı HMKnun 209/1.maddesinin amir hükmü gereği icra takibi olduğu yerde durur…” ).
Sahte çek ve tahrif edilmiş çek hususu TTK mad. 812’de düzenlenmiştir. Çekin sahte olması ile tahrif edilmiş olması farklı kavramlardır. TTK mad. 812’de bu iki kavram ayrı ayrı yer verilmesi de bu farklılığın açıkça ortaya konulduğunu göstermektedir. Ancak netice olarak her iki hususa yönelik bağlanan netice aynıdır.
Sahte çek, çekteki imza veya imzalarla beyanların sahte olmasıdır. Çekte keşideci veya cirantaların imzalarının taklit edildiği hallerde imza dolayısıyla çekin sahte olduğu açık olmakla, dava konusu uyuşmazlık kapsamında iddianın çekin sahteliği yönünde olduğu görülmektedir.
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; dava konusu çeklerde, davacı lehtar durumunda olup, lehtarı tarafından çeklerin ciro yoluyla dava dışı 3.bir şirkete devrettiği, devam eden başka ciro yolu ile dava dışı bankanın hamil olduğu görülmüştür. Görünüşe göre çeklerin tüm unsurlarının tam olduğu, davacının ise çeklerin arka kısmında bulunan imzasını inkar ettiği anlaşılmaktadır. Çeklerin metnine göre ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmamakta ise de davacının iddiaları kapsamında çeklerde imza sahteliği nedeniyle çeklerin sahte olduğu ileri sürülmekle sadece lehtar yönünden dosya ele alınmıştır.
İmzanın sahteliğinin herkese karşı ileri sürülebileceği, imzanın sahte olmasının ciro silsilesini bozduğu, davalının ancak kendisinden önceki cirantalara başvurabileceği bilinmekle lehtar yönünden inceleme yapılmış, zira imzanın davacı tarafından oluşturulmadığının tespiti halinde çeklerin sahte olduğu ortaya çıkacağından TTK 812. maddesi kapsamında muhatabın sorumluluğuna yol açan sahtelikten kasıt, esasen çek üzerinde keşideciye izafe edilen imzanın gerçekte keşideciye ya da yetkili temsilcisine ait olmama olduğundan, muhatap banka TTK’nın 801.maddesine göre ciro zincirindeki imzaların sıhhatini araştırmakla yükümlü olmadığı, bu nedenle kambiyo ilişkisine dâhil olan kişilerden sadece keşidecinin ya da cirantaların imzasındaki sahtelik durumunda sahte bir çekten söz edilebileceğini anlaşılmakla, sadece lehtar yönünden imza incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Dava konusu çeklerdeki cironun lehtar olan davacıya ait olup olmadığı yönünde hazırlanan 20/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda; inceleme konusu çek asıllarının dosyaya sunulması sonrası çeklerin arka yüzündeki 1.ciro imzaları ile davacı …’ın mukayese imzaları arasında grafolojik ve grafometrik usullere göre optik cihazlar kullanılarak ve çıplak gözle yapılan incelemede ; imzalar arasında tersim tarzı, istif, eğim, seyir, sürat baskı derecesi ve alışkanlıklar yönünden farklar bulunduğunu saptadığımdan çeklerin arkasındaki münker imzaların …’ın eli mahsulü olmadığı” görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yapılan itiraz üzerine alınan 06/04/2022 tarihli ATK bilirkişi raporunda; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu çeklerdeki basit tersimli 1.ciro imzaları ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği, imzaların davacının eli ürünü olmadığı yönünde 2 farklı rapor tanzim edildiği görülmekle, imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar dava dosyasının, … 11.İcra Müdürlüğünün … Esas ve … Esas sayılı dosyalarındaki davalı imzaları ile dava konusu çeklerdeki davalı imzalarının kıyaslanması için dosyanın ATK Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınmasına karar verilmiş ise de; dava konusu çeklere yönelik 2 ayrı imza incelemesine yönelik raporun bulunması ve birbirlerini teyit ettiği, bir kısım icra dosyalarına dayanak belgelerdeki imzalara yönelik yapmış olduğu itirazların ise bu yargılamanın konusu olmadığından, … 11.İcra Müdürlüğünün … Esas ve …Esas sayılı dosyalarındaki davalı imzaları ile dava konusu çeklerdeki davalı imzalarının kıyaslanması için dosyanın ATK Fizik İhtisas Dairesine gönderilmesi ara kararından dönülmesine, karar verilmiştir.
Anlatılan kapsamda Davacı/Borçlu …’ın, Temlik Alan Davalı …A.Ş.’ye (Temlik Veren …Bankası) …Bankası T.A.O. …Şubesine ait 23.05.2015 keşide tarihli 24.500,00 TL bedelli çek, …Bankası T.A.O. … Şubesine ait 15.03.2015 keşide tarihli 22.325,00 TL bedelli çek ile …Bankası … Şubesine ait 31.03.2015 keşide tarihli 16.325,00 TL bedelli çekten dolayı … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın KABULÜNE,
Davacı/Borçlu …’ın, Temlik Alan Davalı … A.Ş.’ye (Temlik Veren … Bankası) … Bankası T.A.O. … Şubesine ait 23.05.2015 keşide tarihli 24.500,00 TL bedelli çek, … Bankası T.A.O. … Şubesine ait 15.03.2015 keşide tarihli 22.325,00 TL bedelli çek ile …Bankası … Şubesine ait 31.03.2015 keşide tarihli 16.325,00 TL bedelli çekten dolayı … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Alınması gereken 4.897,20 TL nispi karar harcından peşin yatırılan toplam 1.224,30 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 3.672,90 TL harcın davalı temlik alandan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 17.900,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalı temlik alandan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.224,30 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 848,90 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.614,30 TL yargılama giderinin davalı temlik alandan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan, kullanılmayarak artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/10/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır