Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/125 E. 2019/274 K. 22.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/125 Esas
KARAR NO : 2019/274

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/02/2018
KARAR TARİHİ : 22/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davacı ile davalı arasında yapılan 14.09.2017 tarihli Spiral boru makinesi yapımına ilişkin olarak düzenlenen sözleşme gereği davacının sözleşmede belirtilen 50.000,00 TL’yi davalıya ödemeyi, davalının ise spiral boru makinesi yapmayı ve sözleşmenin imza edilme tarihinden itibaren 20 iş gününde makineyi teslim etmeyi taahhüt ettiğini, sözleşme gereği davacının 15.09.2017 günü 15.000,00 TL, 29.09.2017 günü 5.000,00 TL, 27.10.2017 tarihinde 5.000,00 TL, 27.10.2017 tarihinde 25.000,00 TL olmak üzere toplam: 50.000,00 TL’yi …’ün banka hesabına gönderdiğini, buna karşılığı en geç 13.10.2017 tarihinde teslim edilmesi gereken makinenin davacıya 30.10.2017 tarihinde yani 11 gün geç teslim edildiğini, makinenin davalı tarafından 02.11.2017 tarihinde kullanıma hazır şekilde kurulup teslim edildiğini, sonrasında makinede gizli ayıp olduğunun tespit edildiğini, bu durum hakkında davalıya derhal telefonla bilgi verildiğini, bu bilgilendirme sonucu 09.11.2017 tarihinde makinedeki bu ayıbı gidermek ve makineyi tamir etmek için işyerine geldiğini, 150’lik kalıpların değişmesi gerektiğini, ve yapılan alım satım sözleşmesi içeriğine göre makinede olması gereken 125 ve 315’lik kalıpların ise eksik olduğunun tespit edildiğini, ancak bunlara ilişkin bir şey yapılmadığını, davalı tarafla defalarca sözlü iletişim kurulmasına rağmen kendilerine dönüş yapılmadığını, üstelik kendilerine 50.000,00 TL spiral boru makinesi ve 9.000,00 TL (1 takım 20.mm 80 mm)çapında 13 adet kalıp açıklamasıyla % 18 KDV dahil 69.620,00 TL’lik seri A sıra 017801 no.lu 01.11.2017 tarihli faturanın düzenlendiğini, 6102 sayılı TTK’nın 23/c maddesine göre gizli ayıplı mallardaki hükümlerdeki haklardan kaynaklı olarak 6098 sayılı TBK’nın Alıcının Seçimlik Hakları başlıklı 227. Maddesinin 1. Fıkrasında belirtilen seçimlik haklarından satılanı geri vermeye hazır olduklarını davalı tarafa … 40. Noterliğinin … tarihinde … no.lu ihtarnamesi ile bildirdiklerini, davalıya 3 gün içinde ayıplı malı alması ve ödenen 50.000,00 TL’yi iade etmesi için süre verildiğini, aksi halde yasal hakların kullanılacağının ihtar edildiğini, ihtarnamenin 19.01.2018 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalının ayıplı malın iadesi ve bedelinin ödenmesi konusunda bir girişimde bulunmadığını, davalının bir iyileştirici çabası olmadığından bu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek, ayıplı malın bedeli 50.000,00 TL’nin davalıya ihtar tebliğ tarihi olan 19.01.2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte kendilerine iadesine, ayıplı malın davalıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir,yokluğunda yargılamaya devam edilerek yokluğunda karar verilmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava, ayıplı malın satış bedelinin davalıdan tahsili talepli alacak davasıdır.
Mahkememizin 10/07/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere İTÜ Makine Mühendisliğinde görevli Makine Mühendisi ve akit uzmanı bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 27/12/2018 teslim tarihli raporda özetle;1. Dava konusu … marka spiral boru makinesinin gizli ayıplı olduğu, 2. Makinedeki ayıpların tamir yoluyla giderilmesinin mümkün olmadığı ve yeniden imalinin gerektiği, bu sebeple gizli ayıbın önemli ayıp olarak kabul edilebileceği,3. Davacının seçimlik haklarından malın tümüyle iadesi seçeneğini kullanmasının mümkün olduğu ve ödediği satış bedelinin iadesini talep edebileceği, 4. Davacının ödeme belgelerinden anlaşıldığı kadarıyla 50.000 TL tutarında satış bedelini ödediği ve bunun iadesini talep edebileceği, bu tutara ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 19.01.2018’den itibaren faiz talep edilebileceği yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi heyet raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Dosyada bulunan 14.09.2017 tarihli sözleşmede, işin adını SPİRAL BORU MAKİNESİ olduğu, tarafların davalı … MAKİNE ile davacı … HAVALANDIRMA- … olduğu, 14.09.2017 tarihinde düzenlendiği, işin süresinin 20 gün olduğu,garanti süresinin 3 yıl olduğu, yapılacak işin bedelinin 20.000 TL peşin bakiyesi malın tesliminde olmak üzere toplam 50.000,00 TL olduğu, makinenin kurulumunun … Havalandırma …’na ait olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce makine mühendisi teknik bilirkişiye HMK. 278/4 maddesi uyarınca verilen yetki üzerine, teknik bilirkişinin dava konusu makine üzerinde mahallinde yaptığı incelemeler sonucu; 1- Makinenin kenet kaçırdığı,2- Makinenin hız anahtarının çalışmadığı, 3- Makinenin kulesi dönerken makine gövdesine çarptığı, 4- Makinenin 150 mm ve daha küçük kalıplar için ayarlanamadığı, 5- Makinenin testeresinin ters çalıştığı, 6- Makinenin inverter’i çalışmadığından makinenin ilk kalkış hızı çok yüksek olup kullanılan saç metal malzemeyi ezerek hurdaya çevirdiği, 7- Kenedin yeterince sıkışmadığı, 8- Sehpa tekerleklerinin hatalı takıldığı, 9- Makineyi dengeye (teraziye) almaya yarayan ayarlı pabuçların takılmadığı tespit edilmiştir.
YAPILAN DEĞERLENDİRME VE KANAAT:
Yapılan incelemede, dava konusu spiral boru makinesindeki ayıpların ilk teslim aşamasında anlaşılmasının mümkün olmadığı, ancak kurulup çalıştırmasından ve değişik fonksiyonları kullanıldıktan sonra anlaşılabileceği, zira tüm fonksiyonlarının aynı anda kullanılmasının mümkün olmadığı, ancak ihtiyaç duyulduğunda kullanılacağı, bu nedenle makinenin gizli ayıplı olduğu tespit edilmiştir
Davacı taraf, satın almış olduğu ürünün ayıplı olduğunu, tamirinin yapılamadığını iddia etmette ve ödemiş olduğu bedelin iadesini talep etmektedir.
TBK. m. 227 hükmüne göre: “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir”. Görüldüğü üzere, sözkonusu hüküm, ayıba karşı tekeffülde alıcı lehine seçimlik bazı haklar öngörmüştür. Alıcı, dilerse, satılanı redde hazır olduğunu beyanla satım sözleşmesinin feshini, dilerse, somut olayda olduğu gibi, satılanı alıkoyup satış parasından indirim yapılmasını talep edebilir. Alıncının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı da saklıdır.
İspat kuralına ilişkin MK. m. 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”. HMK. m. 190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Davacının iddiasının haklı görülebilmesi için, anılan kurallar uyarınca, dava konusu kulaklığın ayıplı olduğunun ve ayıp ihbarının da süresi içinde yapıldığının geçerli delillerle, davalı tarafından, ispat edilmesi gerekmektedir.
Tacirler arasındaki alım-satım sözleşmesinin ayıplı ifasına ilişkin TTK. m. 23/1-c hükmüne göre: “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır”. TTK. m. 23/1-c hükmü esasında, ayıplı ifa halinde, ihbar yükümlülüğü sürelerini düzenleyen bir hükümdür. Bu madde kapsamında ayıplar bakımından üçlü bir ayrım yapılmaktadır: Teslim sırasında belli olan yani açık ayıplar, denetim (muayene) sonucu ortaya çıkan ayıplar ve gizli ayıplar. TTK. m. 23/1-c gizli ayıplar bakımından TBK. m. 223/2 hükmüne yollama yapmaktadır.
Ayıp ihbarları TTK. m. 18/3’de öngörülen ihtar ve ihbarlar kapsamında olmadığından herhangi bir şekle tabi değildir (Hüseyin Ülgen/Ömer Teoman/Mehmet Helvacı/Abuzer Kendigelen/Arslan Kaya/N.Füsun Nomer Ertan, Ticari İşletme Hukuku, İstanbul 2006, n. 753; Son İçtihatlar Dergisi, 1967, S. 228, s. 71). Gerçekten de Yargıtay’ın 01.12.1972 gün ve 4894/5113 sayılı kararında da bu durum “ayıp ihbarı olaya ilişkin bulunduğundan her türlü delille ispat edilebilir…” şeklinde açıkça ifade edilmiştir.
Dosyaya sunulan delillerden ve teknik bilirkişi tespitlerinden ; dava konusu ürünün ayıplı bir ürün olduğu, süresi içerisinde ayıp bildiriminin yapıldığı, ancak ayıpların satıcı tarafından giderilemediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının yukarıda yer alan TBK. m. 227 hükmüdeki “satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme” hakkını kullanmakta haklı olduğu sonucuna varılmaktadır.
Gerçekten de Yargıtay kararlarında bu hususu şu şekilde dile getirilmiştir:- “Teknik servis belgeleri kapsamına göre, sözlü de olsa, iş sahibi davalının “ayıp” ihbarında bulunduğu anlaşılmaktadır. Çünkü bu belgelerin kapsamından davacının teknik elemanlarınca sistemdeki kusurların giderilmesi işlemlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Yazılı sözleşmede kararlaştırılan (2) yıllık garanti süresi de gözetildiğinde davalının süresinde ayıp ihbarında bulunduğunun kabulü gerekir” (Y. 15. HD.’nin E. 2004/6552, K. 2005/4281 sayı ve 15.7.2005 tarihli kararı).
– “… davacının aracı birden fazla tamire götürmesi nedeniyle servislerin aynı arazının tamirle giderilemeyeceğini, üretimden kaynaklandığını bilmeleri gerekir. Bunun davacıya söylenmemesi arızanın gizlenmesi ve davacıyı oyalama sonucunu da doğurur” (Y.H.G.’nin E. 2004/4-84, K. 2004/99 sayı ve 25.2.2004 tarihli kararı). Yine başka bir kararda “…servisin tüketiciyi sonuç alınamayan tamirlerle oyalaması ve arızanın belli periyotlarla tekrarlaması karşısında davada zamanaşımının varlığından da söz edilemez” ifadelerine yer vererek aynı görüşü benimsemiştir (HGK.’nn E. 2004/4-84, K. 2004/99 sayı ve 25.2.2004 tarihli kararı).
– “…arızaların varlığı davacının müracaatı üzerine davalı tarafın yetkili servisince tespit edilmiştir. Parça değişiklikleri, yağlama, tamir gibi geçici tedbirlerle sorunun giderilmeye çalışıldığı, ancak yapılan tamir ve işlemlerden sonra da aynı tür arızaların ortaya çıktığı … anlaşılmaktadır. … Davalı üretici ve ithalatçı firmalar onarımı yetkili servis istasyonları eliyle yaptırmaktadır. Bu istasyonlar satılan araçların teknik özellikleri itibariyle arıza ve ayıbı doğru ve tam teşhis edebilecek, en kısa sürede ve tam anlamıyla giderebilecek elemanlar bulundurmak zorundadır. … Kaldı ki, üretim hatasının varlığını rahatlıkla tespit edebilecek nitelikte olması gereken servisin tüketiciyi sonuç alınamayan tamirlerle oyalaması ve arızanın belli periyotlarla tekrarlaması karşısında hilenin (hatta yasal değişiklikle ayrıca ağır kusurun da) varlığı belirgin olmakla davada zamanaşımının varlığından da söz edilemez” (HGK.’nın, E. 2005/4-487, K. 2005/553 sayı ve T. 5.10.2005 tarihli kararı. Ayrıca aynı yönde; HGK.’nın, E. 2005/4-309, K. 2005/391 sayı ve 22.6.2005 tarihli kararı).
Sonuç itibariyle; Dava konusu … marka spiral boru makinesinin gizli ayıplı olduğu, Makinedeki ayıpların tamir yoluyla giderilmesinin mümkün olmadığı ve yeniden imalinin gerektiği, bu sebeple gizli ayıbın önemli ayıp olarak kabul edilebileceği, Davacının seçimlik haklarından malın tümüyle iadesi seçeneğini kullanmasının mümkün olduğu ve ödediği satış bedelinin iadesini talep edebileceği, Davacının ödeme belgelerinden anlaşıldığı kadarıyla 50.000 TL tutarında satış bedelini ödediği ve bunun iadesini talep edebileceği, davacı tarafından davalı tarafa … 40. Noterliğinden çekilen … tarih ve … yevmiiye nolu ihtarname ile davalıya 3 gün içinde ayıplı malı alması ve ödenen 50.000,00 TL’yi iade etmesi, aksi halde yasal hakların kullanılacağının ihtar edildiği, ihtarnamenin davalıya 19.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede verilen 3 günlük sürenin sonunda davalının 23/01/2018 tarihinde temerrüde düştüğü, davacının 23.01.2018’den itibaren faiz talep edilebileceği, bu nedenle davacının TBK. m. 227 hükmüdeki “satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme” hakkını kullanmakta haklı olduğu anlaşılmakla; Davanın kabulüne, 50.000,00 TL alacağın 23/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı tarafından davacıya satılan ayıplı ürünün davacı tarafından davalıya iadesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kabulüne, 50.000,00 TL alacağın 23/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalı tarafından davacıya satılan ayıplı ürünün davacı tarafından davalıya iadesine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 3.415,50 TL harçtan peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,62 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 5.850,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam: 2.415,78 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 22/03/2019

Katip …

Hakim …

MASRAF BEYANI
889,78 TL Harç Masrafı
1.400,00 TL Bilirkişi Ücreti
126,00 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 2.415,78 TL