Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1210 E. 2021/808 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1210 Esas
KARAR NO : 2021/808

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2017
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01.07.2009 tarihli ve çeşitli tarihli ek protokoller Temizlik Hizmetleri Sözleşmeleri imzalandığını, işbu sözleşme ile davalının müvekkili şirketin merkez ve şubelerine temizlik hizmeti sağladığını, işbu sözleşme gereğince davalı müvekkili şirkete yönlendirdiği işçilerle temizlik hizmeti sağladığını, bunun karşılığında da müvekkili şirket tarafından davalıya işçilerin ücretleri, kıdem tazminatları da dahil olmak üzere tüm özlük hakları peşin olarak davalıya hizmet bedeli adı altında aydan aya ödendiğini, sözleşmelerin devamı süresince taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “Ücret” başlıklı 12. Maddesi ve sözleşmenin eki niteliğinde olan EK-1 çizelgesi gereğince müvekkilii şirket düzenli olarak tüm işçilerin kıdem tazminatlarını da davalıya ödediğini, son zamanlarda davalının işçilerle yaşadığı maaş ile alakalı problemleri nedeniyle ve müvekkili şirketin de temizlik hizmetini kendi bünyesinde yürütmek istemesinden dolayı müvekkili şirket tarafından davalıya … 16. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numarası ile gönderilen ihtarname ile taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesi 16.01.2017 tarihinde sona erdirildiğini, davalı ile olan iş akdinin feshinden kısa bir süre sonra davalı tarafından davalı bünyesinde çalışan işçilerin iş akitlerine son verilmiş olduğunu ve davalının işçilerin kıdem tazminatlarını ödemediklerini işçilerin kendilerine açmış olduğu kıdem tazminatı talepli davaları ile öğrendiklerini, müvekkili şirket tarafından kıdem tazminat da dahil olmak üzere, işçilerin tüm özlük hakları davalıya peşin olarak ödenmesine rağmen, davalı tarafından işçilere kıdem tazminatları ödenmediğinden dolayı, davalı ile birlikte müvekkili şirkete de işçiler tarafından kıdem tazminatı talepli davalar açılmaya başlandığını, şu ana kadar müvekkili şirkete yaklaşık 30 a yakın dava açılmış olup, her geçen gün de dava açanların sayısı arttığını, müvekkili şirket işçilerin kıdem tazminatlarını peşin olarak davalıya ödemesine rağmen, davalı bu ödemeleri işçilere yapmadığı için müvekkili şirket muhtemelen işçiler tarafından açılan davalar nedeniyle mükerrer ödeme yapmak zorunda kalacağını, aynı zamanda, davalıya kıdem tazminatı adı altında yapmış oldukları ödemelerin davalı tarafından işçilere ödenmediği için davalının sebepsiz zenginleşmesine neden olduğunu,,..” iddialarında bulunarak; alacak değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 100.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
… 6. İş Mahkemesinin … E. … K. Sayılı ve 08/03/2018 tarihli görevsizlik kararı üzerine dosya yargı yeri belirlenmesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine gönderilmiş olup, 2018/1485 E. 2018/2209 K. Sayılı 06/12/2018 tarihli karar ile mahkememiz yargı yeri olarak belirlenmiş olmakla, dosya mahkememize gönderilerek yukarıdaki esas numarasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, dava dosyaları, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imza edilen hizmet sözleşmesi kapsamında alacak istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı taraf, davalı ile aralarında 01/07/2009 tarihli ve çeşitli tarihli ek protokoller ile Temizlik Hizmetleri Sözleşmeleri imzaladıklarını, davalının kendilerine şirket merkez ve şubelerinde temizlik hizmeti sağladığını, davalı şirketin yönlendirdiği işçilerin tüm özlük haklarının peşin olarak davalıya hizmet bedeli altında aydan aya ödendiğini, hizmet sözleşmesinin 16/01/2017 tarihinde sona erdirildiğini, bu fesihten kısa bir süre sonra davalının işçilerin iş sözleşmelerini sona erdirmesi nedeniyle kendilerine karşı kıdem tazminatı talepli davalar açıldığını, kendileri tarafından işçilerin tüm özlük haklarının peşin olarak davalıya ödenmesine rağmen davalı tarafından işçilerinin ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle mükerrer ödeme yapılacağını ve davalının sebepsiz zenginleştiğini beyan ederek tespit edilecek miktarın ödeme tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı taraf ise yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmayarak davacının iddialarını inkar etmiş sayılmıştır.
Buna göre taraflar arasında 01/07/2009 tarihli ve çeşitli tarihli ek protokoller ile Temizlik Hizmetleri Sözleşmeleri imzalandığı ve davacı tarafça işçilerin kıdem tazminatı haklarının davalıya dava tarihinden önce ödendiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, imza edilen sözleşmeler uyarınca tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği, davalı tarafından işçilere kıdem tazminatlarının ödenmediği iddiasına dayalı olarak davacının davalıdan alacak istemine bulunup bulunamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Taraf delillerinin toplanmasının ardından Mahkememizin 14/02/2020 tarihli ara kararı gereğince tarafların ticari defterleri de incelenmek suretiyle rapor hazırlanmak üzere dosyamız mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 11/05/2020 teslim tarihli raporda özetle; “Dosya mübrez belgelerin incelenmesi ve değerlendirmesinde, Davacı tarafın 03/07/2017 dava tarihi itibariyle davalı şirketten alacağı bulunmadığı, diğer bir anatımla, davacı tarafın dava tarihi itibariyle davalı şirket çalışanlarına herhangi bir ad altında ödeme yapmadığı tespit edildiği, Davacı tarafın işbu dava tarihi ve sonrası davalı şirket çalışanlarına ödeme yaptığını kanıtlayacak herhangi bir belgede dosyaya ibraz etmediği” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur. Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya HMK 281 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Rapora yönelik itirazlarda bulunulması üzerine Mahkememizin 03/11/2020 tarihli ara kararı gereğince dosyamız ek rapor hazırlanmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 12/08/2021 tarihli ek raporda özetle;
“Davacı vekilinin dosyaya sunmuş olduğu tüm belge ve çalışmaların tek tek incelenmesinde;
a) Davacı şirketim, davalı şirkete ticari faaliyetin gerçekleştiği 2008-2016 yılları arasında (bu yıllar dahil) Kıdem Tazminatı adı altında toplam 663.920,38 TL ödeme yaptığı, diğer bir değişle işbu dava öncesinde davalı şirkete toplam 663.920,38 TL Kıdem Tazminatı ödemesi yaptığı, b) Davacı şirket, davalı şirket ile ticari faaliyetin sona erdirildiği 2016 yılından sonra davalı çalışanlarının İş Mahkemelerinde açmış olduğu davalar neticesinde, mahkeme kararlarının icra takibine konu edilmesi ile davalı çalışanlarına Kıdem Tazminatı adı altında Faiz dahil toplam 328.954,85 TL ödeme yaptığı” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur. Alınan kök ve ek raporların hüküm kurmaya elverişli tespit ve değerlendirmeler içerdiği, davacı vekilinin son celseki talebinin dosyanın esasına etki etmeyeceği anlaşıldığından ek rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu kapsamda yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında 01/07/2009 tarihli ve çeşitli tarihli ek protokoller ile Temizlik Hizmetleri Sözleşmeleri imzalandığı hususunda herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, 4857 Sayılı İş Kanununun 2/6.maddesi doğrultusunda, davacı ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin mevcut olduğu, davacı asıl işverenin, davalı alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunundan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte bilirkişi raporunda, davacı tarafın ibraz ettiği sözleşme ve eki fiyatlandırma listesi incelendiğinde, davacı şirketin Kıdem Tazminatı açıklaması ile davalı tarafa ödeme yaptığı, bir başka deyişle davalı tarafın fatura toplamına kıdem tazminatı tutarını da ekleyerek fatura düzenlediği tespit edilmiştir.
Buna göre iç ilişkide davacı tarafın, işçilere yaptığı ödeme miktarında davalıya rücu talebinde bulunması mümkün ise de eldeki davada işçilere ödeme yapılmadan davalının sebepsiz zenginleştiği söylenemeyeceğinden ve dosya kapsamında dava tarihi nazara alındığında davacı tarafından işçilere yapılan bir ödemenin olmadığı, bu nedenle dava tarihi itibariyle davacı tarafça talep edilebilecek bir alacak miktarının bulunmadığı, davacının rücu talebinde bulunma şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 1.707,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.648,45 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 16/11/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)