Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1209 E. 2019/1162 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1209 Esas
KARAR NO : 2019/1162

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/04/2013
KARAR TARİHİ : 18/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili şirkete ait malların davalı şirketin soğuk hava depolarında saklandığını, 29/08/2012 tarihinde davalıya ait depolarda meydana gelen yangında müvekkili şirketin mallarının zayi olduğunu, müvekkili şirketin yangın sebebi ile uğramış olduğu zararın bir kısmının davalı şirket tarafından ödenmiş olsa da müvekkili şirketin zararının tam olarak karşılanmadığını, şöyle ki: davalıya ait yanan depoda müvekkili şirketin mallarının yangın sebebi ile kullanılamayacak hale gelmekle birlikte yangın sebebi ile kullanılamayan bu süre içerisinde bedelleri de tazmin edilemeyen mallar da fiyat artışlarının olduğunu, müvekkilinin aynı malları daha fazla bedel ödeyerek satın aldığını, yine 3065 Sayılı KDV Kanunu’nun 29.maddesinde “mükellefler yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den bu kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak üzerlerine fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirim konusu yapabileceklerdir” hükmünün bulunduğunu, Fakat aynı kanunun 30. maddesinde deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı’nın yangın sebebi ile mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere zayi olan mallara ait KDV’nin indirim konusu yapılamayacağının” hükme bağlandığını, bu durumda yangında zayi olan mallara ait KDV’nin indirim konusu yapılamaması sebebiyle müvekkilinin zarara uğradığını, ayrıca söz konusu yangının meydana geldiği 29/08/2012 tarihinden zarar tazmin amacı ile ödeme yapıldığı güne kadar işlemiş olan 176 günlük faizin de ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 16/10/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini 65.620,15 TL olarak arttırmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın açılan davasının tespit davası mı yoksa bir eda davası mı olduğunun belli olmadığını, öncelikle davanın davanın şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da,dava konusu olayın müvekkili açısından önlenmesine imkan bulunmayan bir mücbir sebepten dolayı meydana geldiğini, davacının zararının karşılandığını, davacının bakiye taleplerinin dava konusu yapılmasının mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı tespit dosyası örneği, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen ve zarar gören mamullere ait fatura örnekleri, davacı tarafından yapılan ödeme belgeleri, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Mahkememizin 2013/123 Esas – 2015/232 Karar sayılı dosyasından 06/04/2015 tarihinde verilen “… Davacının davasının kabulü ile 21.931,02 TL Kdv alacağı, 23.179,50 TL fark bedeli, 20.509,63 TL faiz olmak üzere toplam 65.620,15 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine…” ilişkin kararını Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2015/15252 2016/7423 Karar sayılı 22/09/2016 tarihli kararı ile “…Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, davacıya ait malların davalıya ait antrepoda depolandığı sırada antrepoda çıkan yangında yanması nedeniyle fiyat artışından kaynaklanan zararın, KDV indiriminden doğan zararın ve faiz zararının tahsili istemine ilişkindir. 6098 sayılı BK’nun 572 (Mülga BK.nun 474) maddesi hükmü gereğince ardiyeci, kendisine bırakılan malları bir komisyoncu gibi özenle saklamak ve mallarda ayrıca önlem alınmasını gerektiren bir değişiklik olursa, durumu imkân ölçüsünde saklatana bildirmekle yükümlüdür. Her akit gibi ardiye sözleşmesinde de malı tevdi eden şahıs alacağını kısmen ve ya tamamen istifade edemediği takdirde ardiyeci kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bundan doğan zararı BK’nun 96 maddesi hükmünce tazmine mecburdur. Somut uyuşmazlıkta da davacı vekili, diğer alacak kalemleri dışında 3065 Sayılı KDV Kanunu’nun 29. ve 30. maddeleri gereğince yangında zayi olan mallara ait KDV’nin indirim konusu yapılamaması sebebiyle müvekkilinin zarara uğradığını iddia ederek 21.931,02 TL’nin tahsilini talep etmiş, mahkemece bu zarar kaleminin de davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ancak, davacı vekili yangında zarar gören malların yerine yangından sonra daha yüksek fiyata mal almak zorunda kaldığını iddia etmiş ve aradaki fiyat farkı nedeniyle mahkemece tazminata hükmedilmiştir. Bu durumda, davacının yangından sonra ikame olarak aldığı mallardan dolayı da KDV indiriminden yararlanıp yararlanmadığı araştırılıp eğer ikame olarak alınan mallardan dolayı davacı taraf KDV indiriminden yararlanmış ise zayi olan mallardan dolayı işbu davada KDV zararının talep edilmesinin davacı yönünden sebepsiz zenginleşmeye neden olacağı nazara alınarak sonucuna göre karar verilmek gerekirken bu husus nazara alınmadan yazılı gerekçe ile KDV alacağına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına Bozulmasına…” ifadelerine yer vererek bozmuş, mahkememizce usule ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 02/10/2019 tarihinde sunmuş olduğu son dilekçesi ile ekindeki Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü yazısı ve uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı dikkate alınarak rapor düzenlemesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, Mali Müşavir bilirkişi Doğan Gül tarafından mahkememize sunulan raporda özetle; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi İlamı, davacı vekili beyanları ve eki özelge incelendiğinde, davacı şirketin zayi olan ürünlerin yerine satın almış olduğu ürünlerden tedarikçi firmaya KDV ödediği, bu KDV’yi de indirim konusu yaptığı, yani KDV indiriminden faydalandığı, davacı şirketin zayi olan ürünler sonrası aldığı ürünleri bedelsiz ve KDV’siz satın almadığından, yani ürün bedeli ve KDV’sini ödeyerek ürünleri satın aldığından, tabiki bu ürünlerin KDV’sinden faydalanabileceği, ödediği KDV’nin zayi olan ürünlerin KDV’si ile illiyet bağı kurulamayacağı, yapılan her bir alım birbirinden bağımsız olduğu, her bir alım için KDV ödediği, davacı şirketin zayi olan ürünlerden tedarikçiye ödediği ve faydalanamadığı KDV’yi davalı … şirketin talep edebileceği beyan edilmiştir.
Bilirkişi Raporu, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişli olup davacı şirketin zayi olan ürünleri …Tic. A.Ş.’den birim fiyatı 23,89 TL + KDV den aldığı, davacı şirketin yangın sonrasında … A.Ş. firmasında aynı özellikteki ürünleri birim fiyatı 25,91 TL + KDV’den aldığı, davacı şirketin zayi olan ürünleri satın alırken dava dışı … A.Ş. firmasına 21.931,02 TL KDV ödediği, bu KDV’yi de ürünlerin satışından tahsil ettiği/edeceği KDV’ye mahsup etmesi ile, üzerinde KDV yükü kalmadığı/kalmayacağı, yani KDV indiriminden faydalandığı ancak davalı şirketin deposunda çıkan yangından zayi olan ürünlerin 21.931,02 TL KDV’sini KDV Kanunun 30/c maddesi gereğince 1. Nolu KDV Beyannmesi ile Gelir İdaresine beyan ederek ödediği yani, iki kez KDV ödemek zorunda kaldığı, ilkin ürünleri satın alırken dava dışı … A.Ş. firmasına, ikinci sefer ürünlerin zayi olması ile Gelir İdaresine ödediği, davacı şirketin zayi olan mallar yerine dava dışı … A.Ş. firmasından ürünler aldığı ve bu ürünlere ilişkin … A.Ş. firmasına ürün bedeli ve KDV’sini ödediği, davacı şirketin ödediği bu KDV’yi de satmış olduğu ürünlerden tahsil ettiği/edeceği KDV’ye mahsup ettiği, yani KDV indiriminden faydalandığı, davacı şirketin ikinci kez almış olduğu ürünlerden ödediği KDV’nin, birinci kez almış olduğu ve zayi olan ürünlerin KDV’si ile illiyet bağı kurulamayacağı, her bir işlemin birbirinden bağımsız olduğu çünkü, davacı şirketin kasasından çıkan toplam KDV’ye bakmak gerektiği, davacı şirketin üç kez KDV ödediği, birinci sefer zayi olan ürünler alırken tedarikçiye, ikinci sefer ürünler zayi olduğundan Gelir İdaresine, üçüncü sefer zayi olan ve bedelli aldığı ürünler için KDV ödediği, davalı şirketin deposunda çıkan yangından ürünler zayi olmamış olsaydı, Gelir İdaresine 21.931,02 TL ödemeyeceği, Gelirler Genel Müdürlüğünden alınmış B.07.0.GEL., 0.53/5330-102 sayılı özelgede de, zayi olan ürünlerin KDV’sinin indirim konusu yapılamaycağının yani satıştan tahsil ettiği KDV’ye mahsup edilemeyeceğinin, daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin Beyananme ile ilave KDV olarak beyan edilerek ödenmesi gerektiğinin bildirildiği anlaşılmış, davacının davasının kabulü ile 21.931,02 TL Kdv alacağı, 23.179,50 TL fark bedeli, 20.509,63 TL faiz olmak üzere toplam 65.620,15 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davacının davasının kabulü ile 21.931,02 TL Kdv alacağı, 23.179,50 TL fark bedeli, 20.509,63 TL faiz olmak üzere toplam 65.620,15 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 4.482,50 TL harçtan peşin yatırılan 170,80 TL peşin harç ile 950,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.731,70 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 7.568,22 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 24,30 TL başvuma harcı, 170,80 TL peşin harç, 950 TL ıslah harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 157,40 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 1.802,50 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/12/2019

Katip …

Hakim …