Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1208 E. 2019/332 K. 03.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1208 Esas
KARAR NO : 2019/332 Karar

DAVA : TAZMİNAT (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/12/2018
KARAR TARİHİ : 03/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 11/01/2004 tarihinde davalı … nezdinde … Zorunlu Sorumluluk Sigortası Poliçesi ve 3. Şahıs Sorumluluk Sigortası Poliçesi ile sigortalı … A.Ş.’ne ait tüpgazdan sızan gaz neticesinde evinde banyo yapmakta olan müteveffa …’nun karbonmonoksit zehirlenmesi neticesinde vefat ettiğini, müvekkillerinin müteveffanın eşi ve çocuğu olup söz konusu vefat nedeni ile müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını, …’nun müteveffanın eşi olduğunu ve kendi adına asaleten, kızı …’na ise velayeten dava açtıklarını, BK 55/1 maddesi hükmü gereği müvekkillerinin uğramış olduğu tüm maddi zararların karşılanması gerektiğini, yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu müvekkillerinin tüm maddi zararlarının belirlenebileceğini, davalı … şirketinin poliçe limiti dahilinde müvekkilinin zararını tazmin etmekle yükümlü olduğunu, bu nedenlerle davacının eşi … için 86.000,00-TL, kızı … için 8.000,00-TL olmak üzere toplan 94.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketinin sorumluluğu, 11/01/2004 olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan … ZSP limiti ile sınırlı olmak üzere, poliçe limitini aşan bakiye tazminat miktarı için ise davalı … şirketinin sorumluluğu, 11/01/2004 olay tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 3. Şahıs SSP limitleri ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsilini, davacı eş … için 1.000,00-TL ve kızı … için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 2.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketinin sorumluluğu 11/01/2004 olay tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 3. Şahıs SSP limitleri (ferdi) ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren ticari favans faizi ile birlikte tahsilini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını ve davanın esastan reddedilmesi gerektiğini, meydana gelen olayda müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, olayın şofben borusunun düzgün takılmaması ve havalandırma bağlantısının uygun koşullarda bulundurulmamasından meydana geldiğini ve bu hususların davacıların murisinin sorumluluğunda olduğunu, müvekkilinin poliçe limitinin tüpgaz için 30.000,00-TL, şahıs için 4.000,00-TL olduğunu ve poliçe limiti üzerinde kalan talebin reddinin gerektiğini, … şirketinin kusurunun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafın müvekkili şirketin temerrüde düştüğünü ispatlaması gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmesi durumunda faizin yasal faiz üzerinden hesaplanması gerektiğini, bu nedenlerle müvekkil şirket hakkındaki davanın reddini, red sebebi ile davacı taraf aleyhine masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçeleri, Soruşturma dosyaları, Bilirkişi incelemesi
Makine Mühendisi Bilirkişi Prof. … ve Aktüerya Tazminat Hesap Uzmanı Bilirkişi …’ca hazırlanan 14/07/2015 tarihli Bilirkişi Raporunda; “…11/01/20104 tarihinde meydana gelen tüp gaz kazası sonucu 12/01/2004 tarihinde vefat eden …’nun geride kalan hak sahiplerinden, davacı eş …’nun poliçedeki teminatla sınırlı olarak nihai ve gerçek maddi zararının 34.913,57-TL’den ibaret bulunduğu, davacı kızı …’nun poliçedeki teminatla sınırlı olarak nihai ve gerçek maddi zararının 9.086,57-TL’den ibaret bulunduğu…” belirtlenmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna, bilirkişi kurulunda sigorta hukukçusunun bulunmadığı, poliçe sorumluluğuna dair değerlendirmenin hatalı olduğu ve vefat edene ait müterafık kusur değerlendirmesinin yapılmamasının hatalı olduğu şeklinde itiraz etmiştir.
Bunun üzerine Yrd. Doç Dr. …’ce ek rapor düzenlenmiştir. 21/01/2016 tarihli ek raporda; “… Davacıların müteveffanın eşi ve kızı olduğu, müteveffa ile sigortalı … arasında akdi ilişki bulunduğu, zamanaşımı süresinin 10 yıl uygulanacağı, davacı eşin toplam 34.913,57-TL zararının hesaplandığı, ancak sigorta poliçesi gereği azami 30.000-TL tazminat talep edilebileceği, diğer davacı kız evladın ise 9.086,43-TL hesaplanan zararın tamamını tazmin talep edebileceği, ancak dava konusu müteveffanın ölümünün gaz kaçağı değil, karbonmonoksit zehirlenmesi sebebi ile meydana geldiği ve yanmış gazın ölüme sebep olduğu gözetilerek sigorta teminatı kapsamında değerlendirilemeyeceği, davalı ve sigortalısının dağıtımını yaptığı gazın yanma ünitesine kadar olan aşamadan sorumlu olduğu, yanma ünitesinden yani şofbenden sonraki aşamadan kaynaklı zararlarda sigorta güvencesinin bulunmadığı, aksi kanaat halinde davacılar lehine hükmedilecek tazminata olay tarihinden itibaren tazminat faizi şeklinde yasal faiz işletilebileceği… ” şeklinde beyanda bulunulmuştur.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz ederek, davalının poliçe genel şartları gereği kusursuz sorumluluğu söz konusu olduğundan 21/01/2016 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmaması, 14/07/2015 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 25/04/2016 havale tarihli beyan dilekçesi ile; … Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında, tüpün bulunduğu yerde infilakı, tüpün gaz kaçırması, tüpün yangın çıkarması sonucu oluşacak zararların teminat altına alındığını, dava konusu olayda tüpün bulunduğu yerde infilakı, tüpün gaz kaçırması, tüpün yangın çıkarması söz konusu olmadığını, dava konusu ölüm olayının poliçe teminatında olmadığından müvekkil şirketin mesuliyetinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi Prof. Dr. … ve Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. …’ce düzenlenen Bilirkişi Raporuna göre; “… Sayın Mahkemece atıfta bulunulan ve dikkate alınması gerektiği belirtilen Yargıtay 11. HD 2014/969 E., 2014/8164 K. Sayılı 30/04/2014 tarihli İlamı gözetilerek yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, Bilirkişi Heyetimiz;
Davanın karbonmonoksit zehirlenmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olmasına karşın, 5307 sayılı K. 8. Maddesinde tüp bayilerinin iki kg ve üzeri tüp teslimini ve bağlantısını adreste yapmaları gerektiği ve bu işi yaparken de tüpleri cihaza bağlamak, sızdırmazlık kontrolü yapmak, tüplerin kullanılması konusunda tüketiciyi bilgilendirmek görevi olan bayiin tüp takılan yerdeki eksiklikte tüketiciyi uyarması gerektiği,
Somut olayda uygunsuz ortamı görmesi gereken ve buna göre tüp bağlamaktan kaçınması gereken sigortalı bayisinin böyle yapmamasında açıkça özensizlik içinde davrandığı,
Zehirlenme karbonmonoksit kaynaklı tespit edilse de, GAZ KAÇAĞI olgusunun gerçekleşmediği anlamına gelmeyeceği, ortamda muhtelif gazların bulunması ve zehirlenmede etkili olmasının muhtemel olduğu,
Somut olayda gaz kaçağı olgusunun kabulü ile,
Müteveffanın davacı eşi …’nun gerçek – nihai maddi zararının 34.913,57-TL olduğu ve davalıdan azami 30.000,00-TL tazminat talep edebileceği,
Müteveffanın davacı kızı …’nun zararı için ise 9.086,43-TL tazminat hesaplandığı, tamamını davalıdan talep edebileceği,
Olay tarihi 12/01/2004 tarihinden itibaren hükmolunacak tazminata yasal faiz- tazminat faizi uygulanması gerektiği…” sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna beyan dilekçesi ile kök rapordaki tazminat hesabının dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.
Yargıtay 11. HD.nce verilen 30/04/2014 tarihli ve 2014/969 E, 2014/8164 K. Sayılı İlama konu davanın karbonmonoksit zehirlenmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu, 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8. Maddesinde tüp bayilerinin iki kilogram ve üzeri tüp teslimini ve bağlantısını adreste yapacakları, yine Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın LPG Dağıtım Bayileri ve Tüketicilerin Uyması Gereken Şartlara İlişkin Teblğin 14. Maddesine göre, tüpleri cihaza bağlamak, sızdırmazlık kontrolü yapmak, tüplerin kullanılması hususunda tüketicileri bilgilendirmek görevi olan bayinin tüp takılan yerde herhangi bir eksiklik gördüğünde tüketiciyi uyarması, uyarıya rağmen eksiklikleri gidermezse gerektiğinde tüpü takmaması gerektiği, Yargıtay 11. HD.’nin mezkur kararına konu somut olayda davacı babanın şofben, baca bağlantısı olmadan monte edilmiş, şofbenden sızan gazın banyo içerisine dolarak çocukların karbonmonoksit zehirlenmesinden vefat etmesine neden olduğu, şofbende kullanılan tüpün satış fişinden anlaşılan tarihe göre Mahkemece davalı tüp malikinin ve bayisinin sorumluluğunun açıklana kanun ve tebliğ maddelerine göre değerlendirilip tartışılmadan ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararının bozulması gerektiği belirlenmiştir.
Mahkememizce 29/06/2016 tarihli ve 2014/595 E., 2016/562 K. Sayılı karar ile “…_yukarıda değinilen- Yargıtay Kararı ile birlikte dosyamızdaki olay değerlendirildiğinde gaz kaçağı denildiğinde herhalde yanmamış az kaçağı değil, birtakım yanmamış gazlar, yanmış gazlar ve hatta çiğ LPG kaçağının akla gelmesi gerektiği, böylesi farklı bir gaz kaçağının dahi söz konusu olduğunda zehirlenmede etken sebebin halen karbonmonoksit zehirlenmesi olabileceği yönünde teknik değerlendirmeler de gözetildiği,… Zehirlenme olgusunun zehirleyici gazlarla meydana geldiği ve asıl etken karbonmonoksit gazı ise de başkaca gaz kaçağı olmadığı anlamına gelmeyeceği, bu nedenle sigortacının sorumluluğuna gidilmesinin gerektiği, yapılan yargılama sonunda davanın karbonmonoksit zehirlenmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olmasına karşın 5307 sayılı Kanunun 8. Maddesinde tüp bayilerinin sorumluluklarının belirtildiği ve bu yasa ve yönetmelik gereği dosyamızdaki olayda uygunsuz ortam görmesi gereken ve buna göre tüp bağlamaktan kaçınması gereken sigortalı bayisinin böyle yapmamasında açıkça özensizlik içerisinde davrandığı, zehirlenme karbonmonoksit kaynaklı tespit edilse de gaz kaçağı olgusunun gerçekleşmediği anlamına gelmeyeceği, ortamda muhtelif gazların bulunması ve zehirlenmede etkili olmasının muhtemel olduğu ve bu nedenle davalı … şirketinin talep edilen zarardan sorumlu olduğu ve her iki poliçede kişi başına teminat tutarının 40.000,0 +4.000,00 olduğu ve yaptırılan aktüerya incelemesi sonucunda davacı eş …’nun zararının 9.086,43-TL olarak hesaplandığı ve davacı eşin talebinin tamamına, davacı kız …’nun talebinin taleple bağlılık ilkesi gereği 9.000,00-TL’sinin olay tarihi olan 12/01/2004 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin talebin reddine” dair karar verilmiştir.
Davalı …Ş., Mahkememiz kararını zamanaşımı defi, hükme esas alınan 5307 sayılı Kanunun dava konusu ölüm olayının meydana gelmesinden sonra yürürlüğe girmesi, şofben bacasının bağlantısından kaynaklanan ölüm olayının “… poliçesi” teminatında olmadığı, vefat edene ait müterafık kusur değerlendirmesinin yapılmaması, olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi yönlerinden temyiz etmiştir.
Yargıtay 11. H.D.’nce verilen 17/09/2018 tarihli ve 2016/14384 E., 2018/5330 K. Sayılı Bozma İlamı ile, “…Dava, davacıların murisinin banyo yaptığı sırada karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu vefat etmesi nedeniyle “… Zorunlu Sorumluluk Sigortası” şirketinin sorumluluğuna dayalı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. … Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 1. maddesi uyarınca bu sigorta, LPG tüpleyen firmaların, doldurdukları veya tüketiciye intikal ettirdikleri “tüplerin”, kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu (kusurları olsun veya olmasın) verecekleri bedeni veya maddi zararlara karşı sorumluluklarını temin eder. Oysa, dosya kapsamından, davacıların murisinin banyoda bulunan tüpün gaz kaçırması sonucu vefat etmediği, şofbenden çıkan yanmış gazlar sonucu karbonmonoksit zehirlenmesinden vefat ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekten de, olay yeri inceleme raporunda, olayın meydana geldiği saatlerde havanın aşırı rüzgarlı olduğu, şofbenin havalandırma borusunun emaneten soba dirseğine takılı olduğu ve kenarlarından rahatlıkla yanmış gaz kaçağı olabileceği belirtilmiş, ayrıca otopsi zaptında da ölüm sebebinin karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı solunum ve dolaşım durması olarak belirlenmiştir. Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporlarında da davacıların murisinin banyoda bulunan şofbenin yanmış gaz tahliye boru bağlantısının teknik kaidelere uygun olarak yapılmaması nedeniyle karbonmonoksit zehirlenmesi sonucunda vefat ettiği belirtilmiştir. Bu durumda, mahkemece, davacıların murisinin banyoda bulunan tüpün gaz kaçırması sonucu vefat etmediği, şofbenden çıkan karbonmonoksit zehirlenmesinden vefat ettiği, bu nedenle “… Zorunlu Sorumluluk Sigortası” teminatı kapsamında bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ihtimale dayalı olarak düzenlenmiş ve denetime elverişli olmayan ek bilirkişi raporuna itibar edilerek murisin zehirlendiği ortamda muhtelif gazların bulunması ve zehirlenmede etkili olmasının muhtemel olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması…” şeklinde bozma hükmü kurulmuştur.
Davacı vekili yargıtay ilamına dair beyan ve direnme talepli dilekçesi ile; dilekçe ekinde … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Hz nolu ve 12/01/2004 tarihli evrakında tanık beyanında olay günü banyoda tüpgaz kokusunun olduğu hususunda ifade mevcut olduğu, karbonmonoksit gazının kokusuz olduğu yaygın olarak bilindiği dolayısıyla Yargıtay Bozma İlamına direnme kararı verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememiz 03/04/2019 tarihli duruşmasında Yargıtay 11. H.D.’nce verilen 17/09/2018 tarihli ve 2016/14384 E., 2018/5330 K. Sayılı Bozma İlamına uyma kararı verilerek davacının davasının reddine dair karar verilmiştir.
GEREKÇE :
Dava … zorunlu sorumluluk sigorta poliçesi ve 3. Şahıs sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
Davacılar vekili davacı asillerin mirasbırakanının evde banyo yapmakta iken, davalının sigortalısına ait tüpgazdan sızan gazdan zehirlenerek vefat ettiğini, davalının … Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi ve bu poliçenin teminat limitini aşan kısmı için 3. Şahıs Sorumluluk Sigortası Poliçesi gereğince müvekkillerinin destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olduğunun ileri sürmüş ve tazminat talep etmiştir.
Davalı vekili ise, davacıların murisinin şofbenin tahliye borusunun düzgün bağlanmaması neticesinde çıkan karbonmonoksit gazından zehirlendiğini, bu nedenle teminat kapsamında olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen 29/06/2016 tarihli ve 2014/595 E., 2016/562 K. Sayılı karar ile davacıların murisinin karbonmonoksit gazından zehirlendiğinin tespit edildiği, ancak bu durumun ortamda tüpgazdan kaynaklanan gaz kaçağı olgusunun gerçekleşmediği anlamına gelmeyeceği, ortamda muhtelif fazların bulunması ve zehirlenmede etkili olmasının muhtemel olduğu, davacıların destekten yoksun kalma tazminat miktarının teminat limitinden fazla olduğu, bu nedenle davalının poliçe limiti ile sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacıların mirasbırakanının vefat olayının şofbenden çıkan yanmış gazlar sonucu karbonmonoksit zehirlenmesinden dolayı gerçekleştiği, olay yeri inceleme raporunda, olayın meydana geldiği saatlerde havanın aşırı rüzgarlı, şofbenin havalandırma borusunun emaneten soba dirseğine takılı olduğu ve kenarlarından rahatlıkla yanmış gaz kaçağı olabileceği belirtildiği, otopsi zaptında da ölüm sebebinin karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı solunum ve dolaşım durması olarak belirlendiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında da ölüm olayının banyoda bulunan şofbenin yanmış gaz tahliye boru bağlantısının teknik kaidelere uygun olarak yapılmaması nedeniyle karbonmonoksit zehirlenmesi sonucunda gerçekleştiğinin belirtildiği, ölüm olayının şofbenden çıkan karbonmonoksit zehirlenmesi olarak kabul edildiğinde, söz konusu vefat olayının “… Zorunlu Sorumluluk Sigortası” teminatı kapsamında olmadığından davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
Davacının Davasının REDDİNE
1-)Harçlar kanununca alınması gereken 44,40 TL Karar ve ilam harcının peşin alınan 327,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 283,50 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
2-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesaplanan 10.430,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
4-)Davalı tarafça yatırılan ve harcanan 580,00 TL posta giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine;
5-)Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 15 gün içinde TEMYİZ YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 03/04/2019

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)