Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1175 E. 2020/630 K. 11.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1175 Esas
KARAR NO : 2020/630 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2018
KARAR TARİHİ : 11/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun … 14. İcra Dairesi … E. Sayılı Temlik Sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik icra dosyasında borçlu sıfatı ile bulunduğunu, davalı ile müvekkili arasındaki Alacağın Temliki Sulh İbra ve Feragat Sözleşmesi yapıldığını, söz konusu sözleşme kapsamında davalı ile müvekkili arasındaki sözleşmede belirlilen taksitlerden Haziran 2010 taksidine kadar ödenmesi gereken taksitlerinin ödendiğini, ancak bu tarihten sonraki taksitlerin ödenmediğini, davalının icra dairesine yaptığı itirazda sözleşmeyi inkar etmemiş olduğunu, bu nedenle itiraz sebepleriyle bağlılık kuralı uyarınca sözleşmeyi kabul ettiğini, davalının ticari defterleri de incelendiğinde alacağın anlaşılacağını, borçlunun haksız olan itirazının reddine, takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatı ile alacağın doğum tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen faizin uygulanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Her ne kadar sözleşme başlığında “Alacağın Temliki” denmiş olsa da, alacaklı tarafın değişmemiş olduğunu, tam aksine borçlunun değişmiş olması nedeniyle sözleşmenin “borcun nakli sözleşmesi” olduğunu, devreden borçlunun Tasfiye Halindeki … A.Ş.’nin borçlu sıfatının ortadan kalktığını borcun …A.Ş.’ye geçtiğinin görülmekte olduğunu, alacağın devrinin borçlunun onayı olmaksızın gerçekleştirilebileceğini, ancak Borcun Nakli Sözleşmesi için alacaklının kabul beyanının olması gerektiğini, bu çerçevede Tas. Hal. … A.Ş.’nin borcunun … A.Ş’ne devrini davacı tarafın kabul ettiğinin de sözleşmeden anlaşıldığını, sözleşmenin niteliğinin borcun nakli olmasından dolayı yeni borçlu davalı şirketin eski borçlunun alacaklıya karşı haiz olduğu itiraz ve defileri alacaklıya karşı ileri sürebildiğini, bu çerçevede dava dışı Tas. Hal. … A.Ş.’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini ve kar ve zarar hesabı sahiplerine tasfiye sürecinde alacak isabet edip etmeyeceği ve edecekse bu alacağın miktarının ancak tasfiye sonucunda belli olacağını, emsal kararlarda davalı …’ın tasfiye halinde olduğu, tasfiye sonuçlanıp şirketin kar ve zarar durumunun tespit edilememesi nedeniyle davacının kar ve zarar hesabına yatırdığı paraya ilişkin olarak talepte bulunmasının mümkün olmadığı, dava tarihi itibarıyla henüz muaccel hale gelmediğine dair karar verildiğini, borcu nakleden … A.Ş.’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini, söz konusu kurumun BDDK’nın 10/02/2001 tarih ve 171 sayılı kararı ile tasfiye sürecine girdiğini, tasfiye sürecinin halen devam ettiğini, tasfiye süreci devam ederken hesap sahibinin tasfiye sonucunu beklemeden icra takibi başlatması, dava açması gibi yollarla talepte bulunmasının yasal olarak mümkün olmadığını, bunun da itiraz olarak ileri sürüldüğünü, davanın zamansız açıldığını, borcun nakli sözleşmesinin yapıldığı sırada borç/ alacak muaccel olmadığını, sözleşmeye konu borç / alacağın tasfiyeye tabi olduğunu ve dolayısıyla alacağın muaccel olmadığını, Tas. Hal … A.Ş.’nin tasfiye halinde olduğu, tasfiye sonuçlanıp kar ve zarar durumu belirginleşmeden davacının hak talep etmesinin mümkün olmadığını, tasfiyenin sonuçlanmadığı ve alacağın muaccel olmadığından dava konusu alacağın takip ve dava tarihi itibarıyla talep edilebilir olmadığını, icra takibinin sözleşmeye aykırı olduğunu, takip dayanağı sözleşmesinin 4/3 maddesi gereği her bir taksidin ödeme günündeki TCMB Döviz Alış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak ödeyeceğini, sözleşmenin açık hükmüne rağmen davacı tarafın yabancı para takibi başlattığını, işlemiş faiz talebinin yasal dayanağı olmadığını, dolayısıyla davanın reddi ile %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Deliller; … 14. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra dosyası, Ticaret Sicil Gazetesi, BA-BS Formları, Davalı tarafın ticari defterleri, Bilirkişi Raporu
Davacı vekilince 13.03.2019 tarihli beyan dilekçesinde; Ticaret Sicil Gazetesi 18.10.2018 tarihli nüshasının sunulmuş olduğu, … A.Ş’nin … Ltd. Şti ile Birleşmiş olduğunun beyan edilmiştir.
Davalı vekilince sunulan 14.03.2019 tarihli beyan dilekçesinde; davalı … Ltd. Şti vekili olarak dosyaya kayıtlarının yapılması talep edilmiştir.
… 14. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasının incelenmesinden; Davacı alacaklı …’nun, … A.Ş. Aleyhine 10/08/2018 tarihinde toplam 8.309,72-USD üzerinden icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 14/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, 14/08/2018 tarihinde borçlunun takibe, ödeme emrine, borcun tamamına, işlemiş faize ve diğer tüm ferilerine, faiz oranına itiraz etmiş olduğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra dosya Bilirkişi …’ya tevdi edilmiş ve 27.05.2020 tarihinde sunulan Bilirkişi Raporunda ;
“Dosya mevcudu, Dava ve icra Dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin muhasebesel yönden tetkiki sonucunda ve raporumuz içinde açıklanan nedenlerle;
Davacı …’nun dava dışı Tasfiye Halinde … A.Ş’den alacağının bulunduğu kara ve zarara katılma hesabı ile ilgili sunmadığından davacının dava dışı Tasfiye Halinde … A.Ş’deki 07.04.2009 sözleşme tarihi itibariyle mevcut alacak miktarının nelerden ibaret ve tutarının tespit edilemediği, faiz hesaplamalarının dosyada mevcut sözleşme taksitlerine göre hesaplandığı,
Davacının davalıdan itirazın iptali davası kapsamında sözleşmeden kaynaklanan 30.873,00 USD alacağından 24.123,00 USD tutarını Türk lirası olarak tahsil ettiği, geriye kalan 6.750,00 USD tutarında davacının alacağının bulunduğu,
Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin borcundan kaynaklanan ancak tasfiyesi sürecinde bu alacaktan kaynaklı icra takibinin yapılıp yapılamayacağı hususunun Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı,
Tasfiye sonucunda katılım hesabı sahibi olan … 30.873,00 USD alacağından bakiye kalanı olan 6.750,00 USD alacağını ve buna bağlı olarak 1.565,95 USD faiz alacağını tasfiye sonunda oluşabilecek bir alacak kalır ise bu alacak miktarı kadar davalıdan olan alacağını talep edebileceği,
Huzurdaki Davanın ve icra takibinin erken açılan dava konumunda olup olmadığı hususlarının değerlendirilmesinin Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı,
Tarafların, İnkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı,
Sonuç ve kanaatine varılmaktadır…” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi Raporuna itiraz edilmiş fakat bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olduğundan aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilaf; İcra takibinden dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, temlik edilen alacağın muaccel olup olmadığı, alacağın talep edilebilir olup olmadığı hususlarında toplanmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Taraflar arasında “Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi” olduğu, sözleşme lafzına göre temlik alan davalı şirketin muhatap davacıya mezkur sözleşmede belirtilen tarihlerde Tas. Halinde … A.Ş.’den olan alacaklarından belirtilen tutarları ödeyeceğini yükümlenmiş olduğu, davacı vekilince açılan iş bu davada davalının bu ödeme tarihlerine uymayarak ödemelerini yapmamasından dolayı icra takibi başlattığı, davalının da icra takibine itiraz etmiş olduğunu, itiraz ile duran icra takibine devamı talep edilmiştir.
Davacının takibe konu ettiği bu alacağın, fon kullanımından doğan kar ve zarara katılma hesabı olduğu,
Özel Finans Kurumlarının Kuruluş ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik m3
“Katılma hesabı, özel finans kurumlarına Türk Lirası veya yabancı para cinsinden nama yazılı olarak “kar ve zarara katılma hesabı cuzdanı” karşılığında yatırılan fonların bu kurumlarca kullandırılmasından doğacak kar veya zarara katılma sonucu veren , karşılığında hesap sahibine önceden belirlenmiş faiz, kar ve sair nam adı altında bir getiri ödenmeyen ve anaparanın aynen geri ödenmesi garanti edilmeyen fonların oluşturduğu hesapları ifade eder” denmektedir.
Dava dışı Tas Hal … A.Ş nezdinde “kar zarara katılma hesabı açan davacının dava dışı Tas Hal … A.Ş ‘nin karına ortak olduğu gibi zararına da ortak olduğu, mutlak bir kar elde edilmesinin her zaman mümkün olmadığı yatırılan ana paranın dahi azalmasının söz konusu olabileceği,
Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin tasfiye halinin devam ettiği, tasfiyenin sona ermesi halinde tasfiye oranında oluşacak miktar kadar alacağın muaccel olacağı,
Dava dışı finans kurumu olan Tas Hal…. A.Ş’nin 11.02.2001 tarijhli ve 24315 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan BDDK 1171 sayılı kararına ve 4389 sayılı Kanunun 20nci madde hükmü ile faaliyet izninin kaldırıldığı, 11.02.2001 tarihinde tasfiyesine karar verildiği, tasfiye kararının … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce 28.02.2001 tarihinde tescil edildiği ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 28.02.2001 / 5246 sayılı nüshasının 223-224 numaralı sayfalarında ilan edildiği, tasfiyenin tamamlanmadığı,
Dava dışı finans kurumunun halen tasfiye halinde olması, tasfiye sonuçlanıp kar ve zarar durumu belirginleşmeden davacının alacak talep etmesinin mümkün olmadığı, Tasfiye sonuçlanmadığı ve alacağın bu aşamada muaccel hale gelmediğinden davacının davasının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacının davasının REDDİNE,
2-)Davacı tarafından yatırılan 527,06-TL peşin harçtan 54,40-TL karar ve ilam harcının mahsubu ile 472,66-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-)Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 6.525,40-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
4-)Davalı tarafça yatırılan 6,40-TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine;
5-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-)Davacı tarafca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) nezdinde 2 hafta içinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.11/12/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)