Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1157 E. 2023/315 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1157 Esas
KARAR NO : 2023/315

DAVA :Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/12/2018
KARAR TARİHİ : 12/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 04/12/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Olay günü olan 25/09/2018 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikleti ile … Caddesi’nden … şehir merkezi istikametine doğru seyir halinde iken sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … Sokak’tan … Caddesine sola dönüş yaptığı esnada aracının sol arka yan kısımları ile çarpışması sonucunda çift taraflı, yaralanmalı, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, 25/09/2018 tarihli Kaza Tespit Tutanağında bu kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’ün, asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, … Plaka sayılı aracın sürücüsü olan müvekkili …’ın söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığını ve … Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, tibia kırığı ve kalça kırığı mevcudiyeti ile sakat kaldığını, vuku bulan bu olay neticesinde … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından …Soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta Anonim Şirketi’ne … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı sigorta şirketinden karşılanması amacıyla doğrudan doğruya davalı … Sigorta’ya 05/11/2018 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu, ödeme yapılabilmesi için tüm evrakların davalı sigorta şirketine teslim edildiğini, davalı sigorta şirketine 15 gün içerisinde cevap verilmediği takdirde dava yoluna başvurulacağı başvuru dilekçesinde ihtaren bildirildiğini ancak müvekkilinin maluliyet oranını bildirir engelli sağlık kurulu raporunun kaza tarihinden itibaren 1 yılın dolmamış olması nedeniyle temin edilme imkanı bulunmadığından davalı sigorta şirketine teslim edilemediğini, bu nedenle göndermiş oldukları başvuru dilekçesi ekinde sunulan maluliyet beyanı ile sigorta şirketinden medikal inceleme neticesinde sakatlık oranının tespit edilmesinin talep edildiğini, başvuru neticesinde Sigorta şirketi tarafından kendilerine 14/11/2018 tarihinde gönderilen dilekçe ile müvekkiline ait heyet raporu, dava konusu kaza sebebiyle başlatılmış bulunan soruşturma dosyasına ilişkin takipsizlik kararı, bordro ve Iban bilgisi talep edildiğini, ilgili evraklar gönderildiği takdirde dosyanın değerlendirmeye alınacağının belirtildiğini, söz konusu kazanın 25/09/2018 tarihinde gerçekleşmiş olduğunu, müvekkilinin maluliyetine ilişkin engelli sağlık kurulu raporunun temin edilebilmesi için gerekli olan bir yıllık sürenin 25/09/2019 tarihinde dolacağını, dolayısıyla engelli sağlık kurulu raporunu alabilmek için gereken sürenin henüz dolmadığını, bununla birlikte raporun alınmasından sonra sigorta şirketi tarafından dönüş yapılıp yapılmayacağının belli olmadığını, davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılıp yapılmayacağına ilişkin net bir cevap da verilmediğini, bu nedenle söz konusu süreyi beklemenin hak kaybına yol açacağını ayrıca söz konusu süre geçene kadar davacı müvekkilinin hak kaybına uğrayacağını ve mağduriyetinin artarak devam edeceğini, açıklanan nedenlere istinaden 3.500,00TL daimi maluliyet (sakatlık) ve 100 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 3.600,00 TL tazminatın davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 05/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 14/01/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından sigorta kuruluşuna elde edilmiş/elde edilebilecek eksik belgeler sunulmaksızın doğrudan dava yoluna gidilmesinin yazılı başvuru şartının hiç yapılmamış olması anlamına geleceğini, davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, söz konusu olayda müvekkili sigorta şirketi, davacı taraftan “30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu”nu ve “Hak sahibine ait banka hesap bilgileri”ni sunmasını istediğini ancak davacı tarafın bu talepleri yerine getirmediğini, söz konusu olayda davacının davalı sigorta şirketine başvurusunda Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Ek:6’da belirtilmiş olan “Tazminat Ödemelerinde İstenilecek Belgeler” başlıklı bölümünde bedeni zararlar ve sürekli sakatlık hallerinde istenecek belgelerden “30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu”nu sunmadığını, davacının talepleri arasında geçici iş göremezlik tazminatının olduğunu, bu talebin hukukî bir dayanağı olmadığını, haksız ve yersiz olduğunu, davacı tarafa SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme veyahut gelir bağlama işleminin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin olduğunu, sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplanmasında Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Poliçesi Genel Şartları ve Eklerinde yer alan kural ve ilkelere göre gerçekleştirilmesi gerektiğini, dolayısıyla 25.09.2018 tarihli trafik kazası sonucunda meydana gelen tazminat taleplerine ilişkin 01.06.2015 yürürlük tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik) Sigortası Genel Şartlarının uygulanacağını, davacı tarafça kalıcı maluliyetin gerçekleştiğine ilişkin davacı asilin geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle maluliyet durumuna ilişkin tüzüğe uygun daimi iş göremezlik raporu alınması gerektiğini, nitekim daimi maluliyete ilişkin alınacak raporun Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini, Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerinin esas alındığı tam teşekküllü bir sağlık raporu gerektiğini, bu nedenle Adli Tıp Kurumu’ndan davacı için daimi maluliyet durumuna ilişkin tüzüğe uygun bir rapor alınması gerektiğini, bilhassa daimi maluliyete ilişkin alınacak raporun Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini, vücut bütünlüğünün ihlâl edildiğini iddia edilen davacı asilin çalışma gücünü ne oranda kaybettiğinin zararın hesaplanmasında göz önünde bulundurulması gereken önemli unsurlardan olduğunu, çalışma gücünde meydana gelen eksilmeler hesaplanırken zarar gören organ veya vücut kısmının türü göz önünde bulundurularak belirli tıbbi kurallar çerçevesinde değerlendirme yapılması gerektiğini, tazminat hesaplamasında mağdurun son 3 aylık vergilendirilmiş gelirine ait belgeler esas alındığını, 3 aylık ücret ortalamasının yılda 12 ay alındığı kabul edildiğini, ücret bilgisine dair resmi belge olmadığı durumda ise hesaplama dönemi itibari ile geçerli asgari geçim indirimi dâhil yıllık net asgari ücret esas alındığını, dolayısıyla davacının kaza tarihi olan 24/09/2018 tarihinden önce son 3 aylık vergilendirilmiş yıllık ücret ortalamasının esas alınması gerektiğini, davacının devam ettiği bir işi olduğuna dair bir belge sunulmadığını, AGİ’siz net asgari ücretin hesaplamalarda gözetilmesi gerektiğini, davacının çalışma süresi hesaplanırken bir kimsenin çalışma süresinin hiçbir zaman ömrünün tüm süresi kadar uzun olamayacağı gerçeğinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini, söz konusu davacının doğum tarihinin 01/01/1995 tarihi olduğunu, hesaplama yapılırken bunun gözetilmesini talep ettiklerini, faiz başlangıcının ancak davanın açıldığı tarih olarak kabul edilebildiğini, davaya konu alacak haksız fiilden kaynaklandığını ve haksız fiillerden doğan alacaklara yasal faiz işletildiğini, davacı ile müvekkili sigorta şirketi arasında herhangi bir ticari iş ilişkisi de bulunmadığını, sigorta poliçesinden kaynaklanan uyuşmazlığa yasal faizin işletilmesi gerektiğini, alınan ekspertiz raporu bulunmadığını, kazaya sebep olma açısından her iki sürücünün de kusur oranının tespit edilmediğini, bu noktada sigorta şirketinin herhangi bir ödeme yapmasının söz konusu olmadığını, arz edilen sebepler nazara alınarak davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi raporları, Adli Tıp Kurumu Raporları, hastane kayıtları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Bilirkişi …’nun 07/03/2022 tarihli raporunda özetle;”Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 Esas 2019/40 Karar sayılı iptal kararı dikkate alınarak Yargıtay’ ın yerleşik içtihatlarında kabul ettiği Prograsif Rant Hesaplama yöntemlerine göre hesaplama yapıldığı, her ne kadar daha önceleri Yargıtay’ ın yerleşik içtihatları bakiye ömür süresi için PMF 1931 Tablosu esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği yönünde ise de; Yargıtay 17. HD. 2020/2598 E. sayılı dosyasından verdiği 2021/34 K. nolu ve 14/01/2021 günlü ilamında özetle “Dairemizce de 2020 Aralık ayı itibariyle tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 Tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.” denilmekle işbu raporda davacının yaşam süresinin TRH 2010-ERKEK Tablosu esas alınarak belirlendiği, dava konusu olay tarihi 25/09/2018 olmakla, 01/06/2015 – 20/02/2019 tarihleri arasında meydana geldiğinden maluliyet tespitinin “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiği, işbu sebeple dosyada mübrez “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri esas alınarak düzenlenen Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’ nun 23/10/2020 tarihli raporunda tespit edilen %7 maluliyet oranına göre hesaplama yapıldığı, 25.12.2021 tarihli ve 31700 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7349 sayılı Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3/b maddesi ile Asgari Geçim İndirimi kaldırılmış olup, davacının işleyecek emeklilik/pasif devresi de, bilinen son net asgari ücret (2022 yılı için; 4.253,40 TL (aylık net asgari ücret) x 12 ay = 51.040,80 TL (yıllık net asgari ücret)) esas alınarak hesaplandığı, hesaplamaya konu kazada hak sahibi davacıya, SGK tarafından iş kazası ve meslek hastalığı sigorta dalından, davalı sigorta şirketine rücu edilebilecek peşin sermaye değerli ödeme yapıldığına dair dosyada mübrez herhangi bir SGK yazı cevabı bulunmadığından peşin sermaye değeri tenzili yapılamadığı, davacı Tarık’ ın meslekte kazanma gücü/efor kaybına ait toplam bakiye maddi zararının 151.990,57 TL olduğu, davacının bakıcı gideri talebi bulunmadığından işbu yönde hesaplama yapılamadığının” belirtildiği görülmektedir.
Bilirkişi …’nun 15/08/2022 tarihli ek raporunda özetle;” Davalı … Sigorta’nın ”Geçici İş Göremezlik Tazminatının Poliçe Kapsamında Olmadığı”, ”01/06/2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik) Sigortası Genel Şartları Kapsamında Değerlendirme Yapılması”, Maluliyet Tespitinde Esas Alınacak Yönetmelik”, Davacının Çalışma Süresi”, ”Kusur Durumu” yönlerinden yapılan itirazlarına katılmanın mümkün olmadığının belirterek, takdiri sayın Mahkemeye bıraktığının” sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
30/10/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporunda özetle; “Mevcut belgelere göre; İlyas oğlu 01/01/1995 doğumlu, …’ın dava konusu olay (25/09/2018) tarihinde müracaat ettiği hastanede sol tibia ve sol kalça bölgesinde ağrı ve kırık tanımlandığı, olay tarihli grafileri ve yeni çekilmiş grafileri dosyasında bulunmadığı, gönderilmesi halinde yeniden değerlendirilebileceği, mevcut belgelere göre kişinin 25/09/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; mevcut belgelerle kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğunun” belirtildiği görülmüştür.
06/11/2020 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporunda özetle; “Mevcut belgelere ve Kurulumuzca yapılan muayeneye göre yeniden yapılan değerlendirmede; … ve … oğlu, 01/01/1995 doğumlu, …’ın 25/09/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar; a) eklem hareket açıklığı, kalça eklemi hareket kısıtlılığı, Tablo 3.8a veTablo3.8b’ye göre alt ekstremite özürlülük oranı %10, b) baldır atrofisi, tablo 3.5’e göre alt ekstremite özürlülük oranı %3, balthazard formülüne göre tüm alt ekstremite özürlülük oranı %13, tablo 3.2’ye göre; 1. Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %7 (yüzdeyedi) olduğu,2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, 3. Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 1 (bir) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceğinin” belirtildiği görülmüştür.
27/01/2021 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporunda özetle; “03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği, mevcut belgelere göre; İlyas ve Mintiha oğlu, 01/01/1995 doğumlu, …’ın 25/09/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII(37a……….3)A %7 E cetveline göre %5,2(yüzdebeşvirgüliki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9(dokuz) aya kadar uzayabileceği, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 1 (bir) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceğinin” belirtildiği görülmüştür.
28/04/2021 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporunda özetle; “Olayda sürücü …’ ün %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu kanaatinin” belirtildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle davacının geçici ve sürekli iş göremezliğinden kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davanın, 25/09/2018 tarihinde davacı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikleti ile dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde davacının yaralandığı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davalı sigorta şirketine başvuru yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığı, işbu davanın zararın tazmini amacıyla açıldığı anlaşılmıştır.
Meydana gelen trafik kazasında sürücülerin kusur oranlarının tespiti için hazırlanan 28/04/2021 tarihli ATK kusur raporunda; sürücü …, sevk ve idaresindeki araç ile olay mahalli kavşağa geldiğinde, ana yol üzerindeki araç trafiğini yeterince kontrol etmeden, seyir halinde olan motosikletin hız ve mesafesini dikkate almadan ana yola katılım yapmak için kavşakta sola manevra yaptığı sırada, sol tarafından gelen davacı sürücü idaresindeki aracın seyir yönünü kapatarak olaya sebebiyet verdiği, ilk geçiş hakkını kavşaktan düz devam etmekte olan davacı sürücüye vermediği anlaşılmakla olayda %80 kusurlu, davacı sürücü …, sevk ve idaresindeki motosiklet ile olay mahalli kavşağa uygun bir şekilde yaklaşıp kavşaktan sola manevra yapan araca karşı zamanında etkili fren tedbirinde bulunarak olayı önlemesi gerekirken bu hususlara riayet etmemiş olduğu anlaşılmakla olayda %20 kusurlu olduğu, belirtilmiştir.
Meydana gelen trafik kazasında davacının geçici ve sürekli iş göremezliğinin tespiti için dosya Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmiş 27/01/2021 tarihli raporda; davacının 25/09/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII(37a…3)A %7 E cetveline göre %5,2(yüzdebeşvirgüliki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9(dokuz) aya kadar uzayabileceği, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 1 (bir) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği, belirtilmiştir.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, … Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, …, … Üniversitesi ve … Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin T:22/12/2020, E:2019/5206, K:2020/8874; T:14/01/2021, E:2020/2598, K:2021/34 Karar sayılı ilamları).
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas – 2020/40 sayılı Kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen kapsamda dosyamıza sunulan ve hükme esas alınan 07/03/2022 tarihli aktüerya hesabında; davacı …’ ın meslekte kazanma gücü/efor kaybına ait toplam bakiye maddi zararının 151.990,57 TL olduğu, yönünde rapor hazırlanmıştır. Taraflarca rapora itiraz edilmekle bilirkişiden 15/08/2022 tarihli ek rapor alınmış, raporda ise itirazların kök raporu değiştirmediği belirtilmiştir. Mahkememizce usul ve yasaya uygun olarak değerlendirilen aktüerya bilirkişisinin raporuna itibar edilerek, 25/09/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi limitleri dahilinde davacı lehine tazminata hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı yanca 19/12/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı başvuru neticesinde ödeme yapılmadığı, bu anlamda davalı sigorta şirketi yönünden faiz başlangıcına yönelik olarak; 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları’nın B 2/a maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Bu durumda, ilke olarak davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihi itibarıyla, belirlenen tazminat alacağının tamamı için anılan tarihlere uygun faiz uygulanması (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, T:04/11/2019, E:2017/2236, K:2019/10117; T:02/10/2018, E:2015/15961, K:2018/8502; T:17/06/2019, E:2016/16837, K:2019/7682 sayılı ilamları), gerektiği görülmekle, davalı sigorta şirketinin davacı sigortaya başvuru tarihinin 8 iş günü sonrası olan 02/01/2020 tarihinden faiz talep edebileceği anlaşılmakla fazlaya ilişkin faiz talebinin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;.
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
A-Davacının geçici iş göremezliğinden kaynaklı 13.492,10 TL tazminatın, 19/12/2019 tarihli sigortaya başvuru tarihinin 8 iş günü sonrası olan 02/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
B-Davacının sürekli iş göremezliğinden kaynaklı 138.498,47 TL tazminatın, 19/12/2019 tarihli sigortaya başvuru tarihinin 8 iş günü sonrası olan 02/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 10.382,48 TL harçtan peşin+ıslah yatırılan toplam 2.631,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.750,93 TL bakiye karar harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 23.798,59 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 4.439,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2023

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)

Peşin Harç : 35,90 TL
Başvuru Harcı :35,90 TL
Vekalet Harcı : 5,20 TL
Islah Harcı : 2.595,60 TL
Bilirkişi ücreti :1,500,00 TL
Posta Masrafı : 266,50 TL
TOPLAM : 4.439,10 TL