Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1090 Esas
KARAR NO : 2019/396
DAVA : Tazminat (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/11/2018
KARAR TARİHİ : 29/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …, … ili … ilçesinde telefon alım ve satımı ile tamiri konusunda faaliyet gösteren bir esnaf olduğunu, 10.07.2018 tarih ve … gönderi kodlu fatura ile … tarih ve … nolu fatura ve… nolu sevk irsaliyesi ile iki adet … marka … model cep telefonunu …Tic.Ltd.Şti.’ye teslim edilmek üzere davalı kargoya teslim ettiğini, ürünün alıcısına teslim edilmediğini öğrendiğini ve derhal davalı ile iletişime geçtiğini, kargonun müvekkili tarafından adrese teslim edilmek üzere davalı … şirketine verildiğini, yapılan araştırma neticesinde de kargonun şubede alıcı firma kaşesi ile başvuru yapan bir kişiye teslim edildiğinin öğrenildiğini, davalı firmanın bu kargoyu adreste teslim etmek yerine şubede teslim ettiğini, benzer şirket bilgileri ile alıcıya ait olmayan bir kaşe kullanılmak sureti ile müvekkilinin alıcısına gönderdiği kargonun başka kişilerce teslim alınmasından dolayı müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek davalı firmanın kusuru ile taşıma sorumluluğunda olan kargonun teslim edilmemesi nedeni oluşan (fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile ilk aşamda) 13.200 TL maddi zararın tazmini ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından 10.07.2018 tarihinde … firmasına gönderilmek üzere 1 adet kargonun teslim alındığını, taşıması sağlıklı bir şekilde yapılan kargonun varış birimine ulaştırıldığını ve alıcı firma kaşesi ile kargoyu almaya gelen şahsın kargo bilgilerini eksiksiz olarak vererek ve teslim nüshasına imza atarak kargoyu teslim aldığını, müvekkil şirketin somut vakıada kusuru bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunun 3.maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir. Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması ve tarafların tacir olmaları gerekir.
6502 Sayılı Kanunun 3. maddesine göre tüketici işlemi, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb. sözleşmeleri de dahil olmak üzere mesleki ve ticari amaçla hareket etmeyen tüketicilerce kurulan her türlü sözleşme ve işlemi kapsar. Kanun koyucu aynı kanunun 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” diyerek kanunun uygulanma alanını daha da genişletmiştir. Aynı kanunun 73. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketmeye yönelik uygulamalarda değişebilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu düzenlemesi yer almıştır.
Somut olayda, anılan yasa hükümleri gereğince esnaf olan davacının davalıya karşı açtığı davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu kanısı ile 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından görev nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın görev nedeni ile reddine, HMK 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinin ardından iki haftalık yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin görevli mahkemece esas hüküm ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/04/2019
Katip …
Hakim …