Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1081 E. 2021/209 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1081 Esas
KARAR NO : 2021/209

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2018
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Tic A.Ş’nin hisselerinin 07/08/2014 tarihinde davalı tarafından müvekkili … A.Ş, … ve … arasında ki … AŞ’ye dair hisse alım satım sözleşmesi ile satıldığını, Sözleşmenin 8.8.1 maddesi uyarınca düzenlenen Sosyal Sigortalar yükümlülüklerine ilişkin verilen beyan ve tekeffülerin gerçeği yansıtmadığını,eksik olduğunu davalının kusurlu bulunduğunu, Sosyal Güvenlik kurumunca resen tahakkuk ettirilen borcun bir kısmının Davacı … tarafından 24/07/2018 tarihinde E-borcu yoktur belgesinin alınması sırasında öğrenildiğini, bir kısmının ise 03/09/2018 Tarihinde öğrenildiğini, Davacı … tarafından borcun ödenmek zorunda kalındığını, ödemeden sonra SGK tarafından ödenen bedelin bir kısmının iade edildiğini, ancak davacının zararının halen mevcut olduğunu belirterek, Öncelikle HMK 389.md ve devamı maddeleri gereğince davalının mal kaçırması ve bu davada alacağın tahsil edilmemesini ve davalının mallarını kötüniyetle devretmesini önlemek amacıyla davalı şirketin tespit edilecek menkul ve gayrimenkullerinin üzerine ihtiyati tedbir konulmasına akabinde 1.442.023,57.TL. nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Tic AŞ hisselerinin satış sürecinde … AŞ’nin finansal danışman olarak atandığını, … yatırım tarafından şirketten alınan bilgiler çerçevesinde bilgilendirme dökümanı hazırlandığını, bu bilgilendirme dökümanı muhtemel alıcıların şirket hakkında daha detaylı bir araştırma ile satın alma sürecine devam etmek isteyip istemediğine karar vermesine yardımcı olması için hazırlandığını, döküman üzerinde ilk incelemenin yapılması akabinde 24/06/2014 tarihinde davacılardan …, İş Yatırım temsiclileri … Yönetimi ve … Yatırım’ın katılımıyla toplantı gerçekleştiğini ve yapılan toplantıda tarafların direkt olarak hisse satım sözleşmesi imzalanması konusunda mutabakata vardıklarını, bu sürecin başlamasıyla davacı … ve …’nun hukuk ve finansal danışmanlarının incelemesine açılmak üzere bilgi odası oluşturulduğunu ve bu bilgi odasında şirket ile ilgili binlerce sayfaya ulaşan kayıt ve bilgiler ve yatırımcıların danışmanları tarafından talep olunan ve şirket elinde bulunan tüm bu belgelerin esasen davacıların uhdesinde bulunan ticari açıdan gizli nitelikte düşünülecek dökümanlar olduğunu bu dosyalar hakkında gizliliki kararı verilip verilmeyeceği hususunda davacıların görüşlerinin sorulmasını akabinde talep edildiğine dosyaya ibraz edebileceklerini, alıcılara sunulan bilgilerin hiçbir eksiklik içermediğinin hüküm 07/08/2014 imza tarihli sözleşmenin beyanların bütünlüğü başlığı taşıyan 8.12 maddesinde hüküm altına alındığını, sürecin sonucunda … Tic AŞ hisselerinin 07/08/2014 tarihli hisse alım satım sözleşmesi ile satıcı … AŞ tarafından alıcılar …, … ve … Tic Ltd Şti ye satıldığını, söz konusu hisse alım satım sözleşmesine göre herhangi bir talepten haberdar olduğu günden itibaren 3 iş günü içinde satıcıları bilgilendirecek ve satıcı şirkete ancak söz konusu talebe ilişkin kesin ve temyiz edilmeyecek bir mahkeme kararının iletilmesi üzerine kesin ve temyiz edilemeyecek bir mahkeme kararının iletilmesi üzerine sorumlu olacağının belirlendiğini, bu kapsamda davacının bildiriminin sözleşme hükümleri kapsamında bir bildirim niteliği taşımadığı şeklinde noter ihtarı ile cevap verdiklerini, davacıların söz konusu borcun varlığına dair SGK nezdinde gerekli idari ve yasal yollara başvurmaksızın adeta SGK ile sulh olma iradesiyle tahakkuk ettirilen borcu ödediğini ve kendilerince bu durumun nasıl olsa ben ödediğim meblağı sözleşme gereği satıcılardan alırım düşüncesiyle hareket ettiğini, bu durumun dürüstlük kuralına ve sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, davacı alıcıların SGK tarafından resen tahakkuk ettirilen meblağın 2004 yılı 4-5-6-7 aylar, 2005 yılı 7-12 aylar ile 206,2007,2008,2009,2010 ve 2011 yıllarının tamamı ile 2012 yılı 1. Aya ilişkin sigorta pirim borcu olduğunu öğrendikleri halde SGK nezdinde ne idari nede hukuki hiçbir yola başvurmadıklarını, davacıların sözleşme gereğince hiçbir hukuki yola başvurmadan, hukuki yolların neticesinde şirket aleyhine kesinleşmiş bir mahkeme kararı elde etmeksizin müvekkili şirketten doğrudan doğruya tazminat talebinde bulunduğunu, sözleşme görüşmelerinin sürdüğü sırada resmi yazı ile şirketin 07/07/2014 günü itibariyle herhangi bir ödenmemiş pirim borcunun bulunmadığını ifade edilen güncel borcu yoktur yazısı sonrasında SGK tarafından satıştan 10 yıl aşkın bir süre önceki 2004 yılının 4.ayına kadar uzanan pirim borçları olduğu iddiası ile şirkete borç tahakkuk ettirdiğini, burada SGK nın ağır kusurlu bir davranışının söz konusu olduğunu, müvekkilinin gerçekleşen dava konusu olayda kusur ve sorumluluğu bulunmadığını beyan ederek davanın reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Deliller :
Ticaret sicil kayıtları, yazılan müzekkere cevapları, SGK yazıları, bilirkişi incelemesi, taraflar arasında imzalanan sözleşme, yapılan yazışmalar ve tarafların açıklamaları
GEREKÇE :
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Davacı … A.Ş.’nin 24.07.2018 tarihinde SGK’dan “ihale konusu olmayan işlerle ilgili e- borcu yoktur belgesi” alması sırasında 130.222,99-TL borcu olduğu ve bu borcun gecikme zammı ile birlikte toplam 4 80.750,00-TL olduğunu, yapılan araştırmada bu borcun kaynağının 2004 yılı 4-5-6- ve 7, 2011 yılı 12 ve 2012 yılı 1. aylara ilişkin sigorta prim borcu olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan 24.07.2018 tarihli ihale konusu olmayan işlerle ilgili e-borcu yoktur belgesinde 130.249,87 TL borç tutarı aslı bulunduğu, SGK tarafından bu işverenin borcu vardır bu belge ile ihaleye katılınmaz ibaresinin bulunduğu, Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan 03.09.2018 tarihli belgede borçların dökümünün 03.09.2018 tarihi itibarıyla toplamda 2,318.474,61 TL olduğu, bu işverenin borcu vardır bu belge ile ihaleye katılınmaz ibaresinin bulunduğu, şirketin yürüttüğü ticari faaliyetleri çerçevesinde ihalelere girdiği için Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan e-borcu yoktur belgesi alması zorunlu olduğundan borcun öğrenildiği sırada yürürlükte olan 11.05.2018 tarihli 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandın iması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun kapsamında yapılandırmadan yararlanarak faizi ile birlikte 6.974.673,74- TL olan borcu 01.10.2018 tarihinde defaten 2.318.474,63-TL olarak ödemiş olduğu, davacılardan … A.ş. tarafından yapılan ödemeden sonra Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 876.451,06-TL iade edilmiş, kalan tutar 2.318.474,63-876.451,06 = 1.442.023,57 TL davacı … tarafından dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan talep etmiştir.
Taraflar arasında 07.08.2014 tarihli “Hisse Alım Satım Sözleşmesi” imzalanmıştır. Sözleşmede satıcının beyan ve tekeffülleri 8. Maddede, alıcıların beyan ve tekeffülleri 9. Maddede düzenlenmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu, … Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 07.07.2014 tarihli yazısında … Ticaret A.ş nin (davacı) 07.07.2014 tarihi itibariyle yasal ödeme süresi geçmiş prim ve idari para cezası borcu bulunmadığı açıklanmıştır.
Uyuşmazlık davacı tarafın dava dışı SGK’ya prim borcu ödemesi nedeniyle ödenen bedelin taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalı tarafa rücu edilip edilmeyeceğine ilişkindir.
Davacı taraf avalı tarafa göndermiş olduğu e-posta ve ihtarnameler ile SGK’dan “ihale konusu olmayan işlerle ilgili e- borcu yoktur belgesi” alması sırasında 130.222,99-TL borcu olduğu ve bu borcun gecikme zammı ile birlikte toplam 4 80.750,00-TL olduğunu, yapılan araştırmada bu borcun kaynağının 2004 yılı 4-5-6- ve 7, 2011 yılı 12 ve 2012 yılı 1. aylara ilişkin sigorta prim borcu olduğunu öğrendiğini ve faizi ile birlikte toplam 480.750,00 TL tazminat ödenmesini bildirmiştir.
Davalı taraf cevabi e-posta ve ihtarname ile bildirimin sözleşmeye uygun yapılmadığını, sözleşmenin tazminat borcu şartlarını düzenleyen hükümlerinin yerine getirilmediğini bu nedenle tazminat borcu bulunmadığını bildirmiştir.
Yapılan bilirkişi incelemesinde davacı tarafın sözleşmenin 10.2 maddesinde belirtilen prosedürün işletilmediği, davacının sözleşmeye uygun hareket etmediği bu nedenle tazminat talebinde bulunamayacağı açıklanmıştır.
Davacı taraf “e borcu yoktur” belgesinin alınması sırasında borcun sistemden öğrenildiğini, bu nedenle sözleşmenin 10.3 maddesinde düzenlenen prosedürün işletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Madde açıklanan taleplerle sınırlı olmamak üzere şirkete yönlendirilecek talepler hakkında sözleşmenin 10.2 Maddesinde belirtilen prosedürün işletileceği belirtilmiştir. Madde bütünününde sadece yazılı başvuru ve talepler halinde 10.2 maddesinin işletileceği, bunun dışındaki borçlarda 10.3 maddesinin işletilecileği anlamı taşımadığından davacının bu yöndeki itirazı kabul görmemiştir.
Taraflar arasında imzalanan devir sözleşmenin “Tazminat” başlıklı 10. Maddesinde bir borç ortaya çıktığında nasıl hareket edilmesi gerektiği ve davalı tarafın hangi şartlarda ödeme yapacağı açıkça belirlenmiştir. Buna göre davacı herhangi bir borçtan haberdar olduğu günden itibaren 3 iş günü içerisinde davalıyı (satıcıyı) bilgilendirecek ve davalı (satıcı) ancak borç talebine ilişkin kesin ve temyiz edilemeyecek bir mahkeme kararının iletilmesi ile sorumlu olacaktır. Buna göre borç kalemleri ortaya çıktığında davacının derhal sözleşmenin 10. Maddesini işletmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında tazminat talebinden önce sözleşmenin şartlarının yerine getirildiğine dair delil sunulmamıştır. Sözleşmede şartlar yerine getirilmeden tazminat talebinde bulunulamayacağından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın REDDİNE.
2-)Davacı tarafından yatırılan 24.626,16.TL. Peşin harçtan 59,30.TL.karar ve ilam
harcının mahsubu ile 24.566,86.TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine,
3-) Davalılar vekilleri lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince red olunan kısım üzerinden hesaplanan 83.270,82 TL. nisbi vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-)Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/03/2021

Başkan …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Katip …
(e-imza)