Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1075 E. 2019/471 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/94 Esas
KARAR NO : 2019/482

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/08/2011
KARAR TARİHİ : 17/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … 41. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalı aleyhine … 3. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, ancak davalının yetkiye ve borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, yetki itirazı sebebiyle dosyanın … İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, … 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı davalının borca ve faize itiraz ederek takibi durdurduğunu, takibin devamı açısından huzurdaki davayı açma zaruretinin hâsıl olduğunu, davalının itirazının yerinde olmadığından itirazın iptalinin gerektiğini, davalı tarafa, müvekkili şirketle yaptığı alışveriş sonrasında aşağıda dökümü yazılı faturaların düzenlendiğini ve fatura konusu malların faturalara ekli irsaliyeyle davalıya teslim edildiğini, davalıya kesilen ve bedeli ödenmeyen fatura muhteviyatı malların ekli irsaliyelerle teslim edildiği halde fatura bedellerinin 14.039,01 TL’lik kısmı ödenmediği için müvekkili tarafından faturaya ilişkin icra takibi yapılmak zorunda kalındığını, davalının borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin 24.152,34 TL alacak üzerinden devamına, % 40 tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili … 41. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; icra takibine karşı verdikleri 31.05.2011 tarihli itiraz dilekçelerinde de belirtildiği üzere takip talebinde ve ödeme emrinde, 01.07.2001 ve 26.07.2010 tarihli faturalarda alıcı olarak her ne kadar davalı Müvekkilinin Borçlu olarak gösterilmişse de, Davalı Müvekkilinin yaklaşık 10 yıldan beri memleketi olan …’de ikamet ettiğini, faturaların gönderildiği iddia edilen fırının işleticisinin Müvekkili … olmayıp, bu tarihlerde fırın işleticisinin … isimli kişi olduğunu, bu sebeple huzurdaki davaya husumet yönünden itiraz ettiklerini, takip ve davaya mesnet yapılan söz konusu faturaların yukarıda açıklanan sebeplerle davalı Müvekkiline tebliğ edilmediğini, zira, o tarihlerde davalı Müvekkilinin ikamet ettiği memleketi olan Rize’de bulunduğunu bu nedenle söz konusu faturaların Davalı Müvekkiline tebliğ edilmediğini, esasen söz konusu fırının her ne kadar şeklen Davalı Müvekkili adına görülüyorsa da, gerçekte ve fiilen Davalı Müvekkilinin söz konusu fırının işleticisi olmadığını, fırının işleticisi olması ve söz konusu faturaların kendisine tebliğ edilmesi durumunda dava konusu borca karşı müvekkilinin itirazının söz konusu olmayacağını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davaya konu … 37 İcra Müdürlüğü’nün … ( Kapatılan … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas ) Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur,incelendiğinde;davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 31/03/2011 tarihinde fatura alacağından kaynaklı 14.039,01 TL’lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 19/04/2011 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu vekili 20/04/2011 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
… 41. Asliye Ticaret Mahkemesince davacının ticari defterlerinin incelenmesi için Samsun Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine 20/09/2012 tarihli duruşma ara kararı gereği talimat yazılmış, talimat mahkemesince alınan bilirkişi raporunda özetle;1- Davacı … Anonim Şirketi’nin tutmakla zorunlu olduğu 2010-2011 takvim yıllarına ait Yevmiye ve Envanter Defterlerinin yasal süresi içerisinde açılış tasdiklerinin yapıldığı ancak kapanış tasdiklerinin yapılmadığından TTK hükümlerince lehine delil olarak kullanılması mümkün bulunmadığı, inceleme sunulan resmi defterlerin 3568 Sayılı Kanunda belirtilen Tek Düzen Muhasebe Standartları, Türk Ticaret Kanunu ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununda belirtilen esaslar çerçevesinde usulüne uygun olarak tutulduğu tespit edilmiştir.
… 41. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2013 tarihli ara kararı gereğince davalının ticari defterlerinin incelenmesi için dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 08/05/2013 havale tarihli raporda özetle; Davalı tarafça incelemeye 2010-2011 yılına ait yevmiye defterinin ibraz edilmediğini incelemeye ibraz olunan 2010 ve 2011 yılına ait yevmiye defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı ancak kapanış tasdiklerinin yapılmadığı bu nedenle TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğunu,davalının yasal defterlerinde yapılna incemeleme dava konusu alacağın dayanağı faturaların davalının yasal defterlerinde kayıtı olmadığını davalıya herhangi bir ödeme yapılmadığını ve davalının davacıya borçlu olduğuna yönelik olarak herhangi bir kaydını bulunmadığını,söz konusu irsaliyeler üzerinde teslim alan kısmında isim ve imzaların mevcut olduğunu, davalı tarafça incelemeye ibraz edilen yasal defterlerde sevk irsaliyelerini teslim alan kısımlarda isim ve imzaları yer alan kişilere ait herhangi bir kaydın bulunmadığını,isim ve imzaları bulunan kişilerin nakliyeci olduğunu ,bu kişilerin de irsaliyelerin ve faturaların bir nüshasını alıcıya teslim ettiğini,davacı tarafça davalıya dava konusu alacak dayanağı faturalar ve sevk irsaliyelerinin tebliğ edildiğine yönelik olarak herhangi bir belge ibraz edilmediğini,davalı tarafça incelemeye ibraz edilen yevmiye defterleriyle sınırlı olmak üzere dava konusu alacak iddiasının ıspata muhtaç kaldığını beyan etmiştir.
Mahkememizce (Kapatılan … 41. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce) yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin (Kapatılan … 41. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin) 23/10/2014 tarih ve 2014/890 Esas, 2014/284 Karar sayılı kararımız ile; davanın kısmen kabulü ile Davalının … 37.İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasındaki itirazının kısmen iptali ile takibin 7.676,00 TL alacak üzerinden devamına, 7.676,00 TL asıl alacak üzerinden takipten itiberen yıllık %15 oranı aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, Davalının haksız itirazı nedeni ile hükmolunan 7.676,00 TL üzerinden %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce (Kapatılan … 41. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce) verilen 23/10/2014 tarih ve 2014/890 Esas 2014/284 Karar sayılı kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş olup Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 24/10/2018 tarih ve 2018/377 esas, 2018/5190 karar sayılı bozma ilamı ile;” Davacı 17.320,01 TL bedelli ve 8.686,00 TL bedelli iki faturaya dayalı olarak, bakiye 14.039,01 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatmış, davalının itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davasını açmıştır. Dava dilekçesinde ise takibe dayanak bu iki faturadan dolayı toplam 14.039,01 TL tahsilat yapamadığını belirtmiştir. Bu durumda davacı bu iki faturadan dolayı alacağının 11.967,00 TL’lik kısmını tahsil ettiğini zımnen kabul etmiştir. Davalı ise aradaki ticari ilişkinin varlığını tümden reddetmiştir. Yapılan yargılamada davacı bu iki faturadan yalnızca 8.686,00 TL bedelli faturaya konu malların teslimini ispat etmiş, diğer 17.320,01 TL bedelli faturaya konu malların teslimini ispat edememiştir. Buna göre teslimini ispat ettiği mallardan dolayı davacının 8.686,00 TL’lik bir alacağının bulunduğu ve ancak 8.686,00 TL alacağı bulunmasına rağmen 11.967,00 TL’lik tahsilat yaptığı, bu şekilde ispat ettiği alacak miktarından fazla bir miktarda tahsilat yaptığı anlaşılmıştır. Mahkemece bu yön gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davacının 11.967,00 TL’lik tahsilat yaptığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,”gerekçesiyle mahkememizce verilen karar bozularak dosya mahkememize gönderilmiş olup mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 24/10/2018 tarih ve 2018/377 esas, 2018/5190 karar sayılı bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN;Dava fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce uyulan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında da belirtildiği üzere, Davacı 17.320,01 TL bedelli ve 8.686,00 TL bedelli iki faturaya dayalı olarak, bakiye 14.039,01 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatmış, davalının itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davasını açmıştır. Dava dilekçesinde ise takibe dayanak bu iki faturadan dolayı toplam 14.039,01 TL tahsilat yapamadığını belirtmiştir. Bu durumda davacı bu iki faturadan dolayı alacağının 11.967,00 TL’lik kısmını tahsil ettiğini zımnen kabul etmiştir. Davalı ise aradaki ticari ilişkinin varlığını tümden reddetmiştir. Yapılan yargılamada davacı bu iki faturadan yalnızca 8.686,00 TL bedelli faturaya konu malların teslimini ispat etmiş, diğer 17.320,01 TL bedelli faturaya konu malların teslimini ispat edememiştir. Buna göre teslimini ispat ettiği mallardan dolayı davacının 8.686,00 TL’lik bir alacağının bulunduğu ve ancak 8.686,00 TL alacağı bulunmasına rağmen 11.967,00 TL’lik tahsilat yaptığı, bu şekilde ispat ettiği alacak miktarından fazla bir miktarda tahsilat yaptığı gözetilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının kötüniyeti ve ağır kusuru tespit edilemediğinden ve şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 208,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 164,10 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 85,25 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı.17/05/2019

Katip …

Hakim …