Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1054 E. 2020/461 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1054 Esas
KARAR NO : 2020/461 Karar

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2018
KARAR TARİHİ : 14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili …’un 20/04/2015 tarihinde davalı … A.Ş. ile Sermaye Piyasası Araçları Alım Satımına Aracılık İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi ve Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Sözleşmesi imzalayarak … hesap numarası ile işlem yapmaya başladığını, 10.08.2018 tarihinde …- … işlemleri sırasında müvekkilinin davalı şirket çalışanlarının ağır kusuru, haksız ve hukuka aykırı fiilleri ve asılsız beyanları sonucu yaklaşık 55.000.000-TL zarara uğratılmış olduğunu, müvekkilinin davalı şirket ile yatırım işlemlerine başladığı tarihten itibaren yapılan işlem kayıtlarının celbi halinde müvekkilinin yatırım alışkanlıkları ile USD kurunda meydana gelen artışa bağlı olarak oluşan kârın her saat başı teminata eklenerek yeniden alım yönünde işlem yaptığını, 20 kat kaldıraçlı işlemler sonucu teminatın 20 katı tutarında alım yaptığının anlaşılacağını, hal böyle iken 10/08/2018 tarihinde USD kurunda başlayan yüksek artışa bağlı olarak teminatının 20 katı tutarında USD alım emri vermesine rağmen bu talebinin davalı şirket çalışanı tarafından “Merkez bankasının müdahale ettiği”, “alım emrinin yerine getirilemediği”, “tavan olduğu” gibi asılsız beyanlarla müvekkilinin iradesinin sakatlandığını ve müvekkilinin alım emrini yerine getirmek yerine kendisini satışa yönlendirildiğini, daha sonra davalı şirket çalışanının beyanlarının aksine USD kurunun 7,40’a kadar çıkması nedeniyle mahrum kaldığı kâr ile birlikte müvekkilinin 13.08i2018 Pazartesi günü hesabının vergiler ve aracı kurum komisyonu düşüldükten sonra hesabında yaklaşık 55.000.000-TL olacağını, davalı şirketin sorumluluğunun hukuki sebepleri, müvekkilin uğramış olduğu zarar ve davalı şirketin hukuka aykırı haksız fiili ile müvekkilin zararı arasındaki illiyet bağının aşağıdaki şekilde olduğunu,… (…) tarafından uygulamaya ilişkin 11.07.2013 tarihli Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren III.37.1 No.lu Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğin 19uncu maddesinde, müşteri emrini en iyi şekilde gerçekleştirme yükümlülüğü, özen ve sadakat borcu, yatırımcının piyasa koşullarından dolayı teminatından daha fazla zarara uğraması halinde söz konusu zararın yatırımcıdan talep edilemeyeceği, aynı tebliğin 48. Maddesinin 2. Bendinde yatırım danışmanlığı faaliyetinin yürütülmesi sırasında yatırım kuruluşları tarafından uygun yatırım kararlarını almalarını sağlayacak yönde tavsiyelerde bulunulması gerektiği, sunulan yorum ve tavsiyelerde yatırımcıları yanıltıcı, aldatıcı bilgi ve tecrübe eksikliklerini istismar edici, yanlış, gerçek dışı veya “en sağlam”, “en iyi”, “en güvenilir” gibi sübjektif ve abartılı ifadelere yer verilmemesi gerektiğini, … tarafından çıkarılmış olan 17.12.2013 tarihli Resmi gazetede yayımlanmış Yatırım Kuruluşlarının Yapamayacakları İş ve İşlemler başlıklı 56. i) maddesinde, aracı kurumların müşterilerin hak ve yararlarını zedeleyici işlemlerde bulunamayacağı, iyi niyet kurallarına aykırı hareket edemeyeceklerini, piyasa hakkındaki bilgisizlik ya da tecrübesizliklerinden yararlanıp müşterilerinin alım-satım kararlarını etkileyerek kendi lehlerine kazanç sağlayamayacağını, 56.j) maddesinde aracı kurumların herhangi bir şekilde gelirlerini arttırmak amacıyla müşteriye tanınan limitleri aşmak da dahil müşterilerin gereksiz ve/veya aşırı miktarda alım-satım yapmalarına ortam hazırlayamayacağını, bu amaçla müşterilerini yönlendiremeyeceğini ve müşteri talimatı olmaksızın müşteri hesabına işlem yapamayacaklarını, … tarafından çıkarılan III.37.1 No.lu Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğin 49. Maddesine göre davalı şirket ile müvekkili arasında yatırım danışmanlığı ilişkisi bulunabilmesi için taraflarca imzalanmış bir yatırım danışmanlığı faaliyetine ilişkin Çerçeve Sözleşmenin imzalanmış olması gerektiği ancak müvekkili ile davalı şirket arasında böyle bir sözleşmenin bulunmadığını, davalı şirketin çalışanları tarafından yasal düzenlemelere aykırı olarak müvekkilinin iradesini sakatlayarak zarara uğratıldığını, müvekkilinin daha önce davalı şirkete yatırmış olduğu teminatlar ve bu teminatlar karşılığında satın almış olduğu tamamı 31 Ağustos vadeli yaklaşık 8.400 adet kontrata sahip olduğunu, müvekkilinin 10/08/2018 tarihinde pozisyonunun yaklaşık 1 Milyon TL arttırmasının 10/08/2018 tarihindeki iradesinin “Alım Yönünde” olduğunu gösterdiğini, Müvekkilinin davalı şirket ile yatırım işlemlerine başladığı tarihten itibaren yapılan işlem kayıtlarının celbi halinde müvekkilinin yatırım alışkanlıkları ile USD kurunda meydana gelen artışa bağlı olarak oluşan kârın her saat başı teminata eklenerek yeniden alım yönünde işlem yapıldığı, 20 kat kaldıraçlı işlemler sonucu teminatın 20 katı tutarında alım yapıldığının anlaşılacağını, Hal böyle iken müvekkilinin 10.08.2018 tarihinde USD kurunda başlayan yüksek artışa bağlı olarak teminatının 20 katı tutarında USD alım emri vermesine rağmen bu talebinin davalı şirket çalışanı tarafından “Merkez Bankasının müdahale ettiği”, “alım emrinin yerine getirilemediği”, “tavan olduğu” gibi asılsız beyanlarla müvekkilinin iradesinin sakatlandığını ve müvekkilinin alım emrini yerine getirmek yerine kendisinin satışa yönlendirilerek (daha sonra davalı şirket çalışanının beyanlarının aksine USD’nin 7,40’a kadar çıkması nedeniyle mahrum kaldığı kâr ile birlikte toplamda) yaklaşık 55.000.000.-TL zarara girmesine sebep olunduğunu, Davalı şirket çalışanlarının müvekkili ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinin yasal olarak kayıt altında tutulmasının zorunlu olduğu, 10/08/2018 tarihli görüşme kayıtlarının davalı şirketten celbi halinde davalı şirket çalışanlarının hukuka aykırı müdahalesinin ve gerçeğe aykırı beyanları sonucu olarak müvekkilinin iradesinin sakatlanmış olduğunun ve yine oluşan 55.000.000.-TL zararın bu haksız fiil sonucu oluştuğunun kanıtlanacağını, 10/08/2018 tarihindeki telefon görüşmelerinin yanında daha önceki 1 aylık telefon kayıtlarının celbi halinde müvekkilinin müdahaleden önceki “yatırım alışkanlıklarının” da kanıtlanacağını ve davalı şirket çalışanının hukuka aykırı haksız müdahalesi olmasa müvekkilinin 13/08/2018 Pazartesi günü hesabının vergiler ve aracı kurum komisyonu düştükten sonra yaklaşık 55.000.000-TL civarında olacağının yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda anlaşılacağını, Davalı şirketin yapılan her işlemde komisyon aldığı da dikkate alınırsa müvekkilinin uzun vadeli yatırımlarının davalı şirkete yeterli komisyon kazandırmadığı, müvekkilinin iradesinin sakatlanarak satışa yönlendirilmesinin müvekkilinin aleyhine davalı kuruma daha fazla komisyon kazandırmak amacına yönelik olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, iddia edilerek yukarıda açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 10.000-TL alacağın davalı şirketten hükmen tahsiline, oluşan zararın davalı şirket çalışanlarının haksız fiili neticesinde oluştuğundan yargılama sonunda bilirkişi tarafından tespit edilecek ve hüküm altına alınacak olan alacağın haksız fiil tarihi olan 10.08.2018 tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasını ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkil şirketin ilgili mevzuata aykırı hiçbir davranışının bulunmadığını, dava konusunun kaldıraçlı işlem (…) olmayıp, türev işlem (vadeli işlem) olduğunu, Türev işlemlerle (vadeli işlemlerle) ilgili mevzuatta müşterinin teminatından daha fazla zarara uğraması halinde söz konusu zararın müşteriye yansıtılamayacağına ilişkin bir düzenlemenin kesinlikle yer almadığını, bu düzenlemenin kaldıraçlı işlemlerle (… işlemler) ilgili olduğunu, Davacı tarafın dava konusu ile ilgisiz farklı ürün ve hizmetler için geçerli olan mevzuat hükümlerini sanki …’da gerçekleşen türev işlemleri için geçerliymiş gibi iddialarına dayanak yaparak Mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, davacıya müvekkil şirket çalışanı tarafından mevcut durum hakkında bilgi verildiğini, telkinde bulunulmadığını, müşteriye bilgi verilmesinin irade sakatlayıcı beyan olamayacağını, kendi yatırım kararlarından davacının kendisinin sorumlu olduğunu, konuşmaların … A.Ş. uygulaması, … A.Ş.’den gelen yazı cevabı ve piyasa kuralları dikkate alınarak bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davacıya saat 11.25 itibariyle mevcut borsa uygulamasından ve üst limitten bahsedildiğini, bu bilgilendirmenin yanlış, gerçeğe aykırı, yönlendirici ya da yanıltıcı bilgilendirme veya irade sakatlayıcı beyan olmadığını, vadeli işlem ve opsiyon piyasasında işlem gören tüm sözleşmeler için günlük fiyat değişim limitleri bulunduğunu, bu limitlerin … tarafından gün başında belirlenmiş alt/üst limitleri olduğu, bu limitlerin altında ya da üstünde işlem görmesinin mümkün olmadığını, nitekim 10.08.2018 tarihinde saat 11.25 itibariyle … kodlu vadeli işlem sözleşmelerinde tavan fiyatın 6,0990 olduğu, bu hususun … A.Ş. tarafından dosyaya gönderilen müzekkerede belirtildiğini, böylelikle davacıya müvekkil şirket çalışanı tarafından verilen bilginin tam ve doğru olduğunun anlaşılacağını, davacının tüm işlemlerini sözleşmelerde belirtildiği şekilde kendisi tarafından müvekkil şirkete kayıtlı telefon hatlarından ilettiği emirlerle gerçekleştirdiğini, bu emirler ve sonuçlarıyla bağlı olduğunu, üstelik davacının iddiasının aksine müvekkil şirket çalışanları tarafından eksi bakiyenin artmaması için pozisyonlarının kontrolü hakkında defalarca uyarıda bulunulduğunu, 10.08.2018 tarihinde saat 16.48, 17.04, 17.09, 17.34’te yapılan konuşmaların bu hususa örnek olduğunu ancak, kendisinin piyasaya resmi kurumlardan müdahale gelir, piyasa gevşer beklentisiyle pozisyonlarını ve işlemlerini devam ettirdiğini, ayrıca müşterinin hesabında yeterli işlem teminatı olmadığında müvekkil şirketin müşteri emirlerini gerçekleştirme zorunluluğunun da bulunmadığını, davacının kendi yatırım kararı ile yapmış olduğu 10.08.2018 tarihli türev işlemlere ilişkin işlem teminat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, yapılan teminat tamamlama çağrılarına rağmen nakit olarak ya da pozisyonlarını eksiltmek suretiyle kapatmadığından hesabının 3.026.878,52-TL eksiye düştüğünü, davacının müvekkil şirket ile imzaladığı sözleşme hükümlerini ihlal ettiğinden ve eksi bakiyeyi kapatmadığından davacıya borcun ödenmesi ihtarının yapıldığını, ihtar edilen muaccel borcu ödememesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davacının icra takibine itirazı üzerine itirazın iptali davası açıldığını, davacının borçtan kurtulmak ve haklı görünebilmek amacıyla kötü niyetli şekilde müvekkil şirkete huzurdaki tazminat davasını açtığını, müvekkil şirketin 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında yatırım hizmeti ve faaliyetinde bulunmak üzere kurulan … A.Ş. iştiraki olan ve Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Yetki Belgesi bulunan geniş yetkili bir aracı kurum olduğu, müşterilerine “türev araçlar” olarak anılan vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin alım-satımı ile ilgili müşterilerine hizmet verdiği, bu hizmeti verirken genel olarak … düzenlemelerine, emir ve işlemlerin gerçekleştirilmesinde … A.Ş. … kurallarına, piyasadaki risk ve teminat uygulamalarında da … Bankası A.Ş. kurallarına uygun hareket etmekle yükümlü olduğu, dolayısıyla müvekkil şirket ile müşterileri arasında imzalanan sözleşmelerin yalnızca sözleşmenin tarafları arasındaki ilişkiler değil aynı zamanda sermaye piyasasının tüm aktör ve mekanizmaları dikkate alınarak … mevzuatı, Borsa ve Takas düzenlemeleri kapsamında hazırlandığını, Türev piyasasında yatırımcıların … A.Ş. … (…) üyesi bir kuruluşta hesap açmak, teminat yatırmak ve türev piyasalarına ilişkin alım-satım kararlarını ulaştırmak suretiyle işlem yapabildiğini, …’ın …’ta alıcıya karşı satıcı, satıcıya karşı alıcı konumuna geçerek “merkezi karşı taraf (MKT)” hizmeti vermek suretiyle işlemlerin takasının tamamladığı, MKT hizmetinin hukuki ve finansal sonuçları itibariyle hem piyasa katılımcıları tarafından kabul edilen, hem de denetim otoriteleri tarafından zorunlu olarak uygulanması talep edilen bir finansal piyasa altyapı hizmeti olduğu, …’ın MKT faaliyetlerini kendi mevzuatı ve uluslararası prensipler çerçevesinde “…” modeli ile sunduğu, bu modelde takas kurumlarının hukuki muhatabının üyeler olduğu, yani piyasa işleyişi gereği piyasada gerçekleşen türev işlemlerde …’ın muhatabının takas üyeleri olduğu, müvekkil şirketin de yetkili aracı kurum olarak bir takas üyesi olduğu ve bu çerçevede müşterinin teminatına ilişkin yerine getirmemesi halinde …’a karşı sorumluluğun müvekkil şirkete ait olduğunu, Türev piyasalarda işlem yapabilmek için gerekli olan teminat yatırma sorumluluğunun müşteriye ait olduğu, müşterinin almak istediği her pozisyon için gerekli teminatı yatırmak zorunda olduğu, müşterinin yatırdığı teminatın müşterinin … nezdindeki teminat hesabına aktarıldığı, müşteri hesabının uzlaşma fiyatları esas alınarak … tarafından güncellendiği, güncelleme sonucunda teminat açığının ortaya çıkması durumunda müşteriye teminat tamamlama çağrısının yapıldığı, müşterinin teminatının izin verdiği ölçüde işlem yapabildiği, müşteriye teminat tamamlama çağrısı yapılması halinde teminat açığını kendisine bildirilen sürede para yatırarak veya pozisyon kapatarak gidermesi gerektiğini, Müşterinin teminat açığını yerine getirmemesi halinde takas üyesi olan müvekkil şirketin …’a karşı sorumlu hale geldiğini ve bir sonraki işlem günü en geç saat 15:00’de bu miktarın ödemesini yapmak zorunda kaldığını, zira müşteri kaynaklı temerrütlerin üyenin temerrüdü olarak görüldüğü ve tekrarlayan müşteri kaynaklı temerrütler nedeniyle bu temerrütler verilen sürede kapatılmış olsa bile üyelerin disiplin cezalarına muhatap olabilecekleri gibi MKT üyeliklerinin sona erdirilmesinin dahi söz konusu olabildiğini, Müvekkili şirket ile davacı müşteri arasındaki uyuşmazlığın kaynağının esasen davacının teminat yükümlülüğünü yerine getirmemesinden kaynaklandığını, müvekkil şirketin …’a ödeme yapmasına neden olan davacının müvekkil şirkete borçlu hale geldiğini, davacının müvekkil şirkete olan borcundan kurtulabilmek için huzurdaki davayı açtığını, Dava dilekçelerinde yer verilen yasal düzenlemelerin ve tebliğ maddelerinin somut uyuşmazlıkla ilgisi bulunmadığını, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun … (…) işlemleriyle ilgili olduğunu, …’nın Seri III-37.1 numaralı tebliğinin çeşitli maddelerinde tezgah üstü türev işlemlere ilişkin bazı özel hükümler bulunmakla birlikte … işlemlerine özgü düzenlemelerin esasen Borsa ve Takas merkezi tarafından yapıldığını, yine aracı kurum ve müşteriler arasındaki karşılıklı hak ve yükümlülüklere imzalanan çerçeve sözleşmelerde yer verildiğini, davacı tarafın iddialarında … işlemlere ve yatırım danışmanlığına ilişkin düzenlemelere yer vermesinin yerinde olmadığını, uyuşmazlığın çözümünde esas alınması gereken düzenlemelerin dava dilekçesinde belirtilenlerden farklı olduğunu, … konusunda uzman olan bilirkişiler tarafından inceleme yapılması durumunda bu durumun açıkça ortaya çıkacağını, Müvekkilinin, sözleşme gereğince davacı müşteri tarafından verilen emirlere uygun hareket ettiğini, asıl davacının müvekkil şirketi zarara uğrattığını, bu nedenle davacı hakkında icra takibi başlatıldığını ve itirazın iptali davası açıldığını, davacının borcunu ödememek adına kötü niyetle huzurdaki davayı açtığını, Davacının 10/08/2018 tarihli türev işlemlere ilişkin teminat yükümlülüğünü kendisine yapılan teminat tamamlama bildirimlerine rağmen teminat açığını nakit olarak kapatmak ya da pozisyonlarını eksiltmek suretiyle kapatmadığından … numaralı hesabının eksiye düştüğünü, hesabın eksiye düşmesiyle davacının yatırması gereken teminat açığının müvekkil şirket tarafından 14/08/2018 tarihinde 2.971.563.-TL olarak …’a ödemek zorunda kaldığını, taraflar arasındaki Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Sözleşmesi’nin 8. Maddesinde muacceliyet ve temerrüt konusunun açıkça düzenlenmiş olduğunu, Müvekkili şirket ile imzalanan sözleşme hükümleri davacı tarafından ihlal edildiğinden hesabında 3,026,878.52 TL eksi bakiye oluştuğunu, davacının eksi bakiyeyi kapatmamakta israrcı olması nedeniyle kendisine … 19. Noterliğinden …tarihli ve … yevmiye numaralı borcun ödenmesi ihtarı ve ekindeki müşteri hesap özeti/müşteri portföyünün gönderildiğini, Müşterinin talep edilen muaccel borcunu ödememesi üzerine … 11.İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davacı tarafından borca itiraz edildiğinden … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde… E. Sayılı itirazın iptali davası açıldığını ve bu davanın derdest olduğunu, Davacı tarafın iradesi alım yönünde olduğu ve israrla alım emri verdiği halde bu işlemin yapılmadığını iddia ettiğini, telefon kayıtları dinlendiğinde böyle bir durumun olmadığının ve davacının emirlerine göre işlem yapıldığının ortaya çıkacağını, ayrıca müşterinin hesabında yeterli işlem teminatı bulunmaması halinde müvekkil şirketin müşteri emirlerini yerine getirme zorunluluğunun bulunmadığını, Müvekkili şirketin kayıtları incelendiğinde davacının müvekkil şirketi zarara uğrattığının anlaşılacağını ifade ederek davacının açmış olduğu haksız, dayanaksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller; CD olarak sunulan 10.08.2018 ve 13.08.2018 tarihli telefon konuşmaları ses kayıtları, sözleşme, hesap dökümü, Banka kayıtları, hesap ekstresi, banka ve ticari kayıtlar, Türev Piyasalar Teminat Durum Raporu, Türev Araçları İşlem Sonuç Formu, Türev Piyasaları Hesap Ekstresi, Türev Piyasalar Müşteri Kar- Zarar Raporu, Müşteri Portföy Dökümü, İşlem Bilgileri, Türev Piyasalar Nakit Hareketleri Ekstresi, Bilirkişi Raporu
Deliller toplandıktan sonra davacı taraf, davacı vekilleri, davalı vekili ve Bilirkişi Heyetinin davalı şirketin genel müdürlük binasında 16.12.2019 tarihinde yerinde inceleme yapılmış ve dosya Borsa Emekli Başmüfettişi …, Sermaye Piyasası – Borsa Uzmanı… ve Serbest Muhesebeci Mali Müşavir …’dan oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, Bilirkişi Heyetince Mahkememize sunulmuş olan heyet raporunda özetle;
“…Davacı taraf, müvekkilinin 10/08/2018 tarihinde davalı şirket çalışanları tarafından asılsız beyanlarla iradesinin sakatlanarak vadeli döviz sözleşmesi alım yönünde verdiği emirleri gerçekleştirmek yerine “Merkez bankasının müdahale ettiği”, “alım emrinin yerine getirilemediği”, “tavan olduğu” gibi asılsız beyanlarla alım yönündeki iradesinin satışa yönlendirilerek zarara uğratıldığını, USD kurunun 7,40’a kadar çıkması nedeniyle mahrum kaldığı kâr ile birlikte toplamda yaklaşık 55.000.000.-TL zarara uğratıldığını iddia etmekte ve şimdilik 10.000.- TL alacağın davalı şirketten tahsilini talep etmektedir.
Davacı ve Davalı taraflarca dosyaya sunulan belge ve bilgiler ile Sayın Mahkemenizce verilen yerinde inceleme yetkisi ile taraf avukatlarının da hazır bulunduğu davalı aracı kurum nezdinde yapılan incelemede heyetimize sunulan belgeler ilgili mevzuat ve taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ile eklerinde yer alan hükümler doğrultusunda incelenmiştir.
Davacı müşteri …’un davalı … A.Ş. aracılığı ile … numaralı hesabından… A.Ş. Vadeli İşlemler ve Opsiyon Piyasasında işlem görmekte olan türev ürün olan Ağustos 2018 vadeli … sözleşmesinde gerçekleştirdiği işlemlerde USD kurunun yeterince yükseldiğini, daha fazla yükselmemesi için TCMB’nin piyasaya müdahale edeceği beklentisiyle 10/08/2018 tarihinde bütün varlığı ile short pozisyon alarak belli bir kurdan satış yaptığı, ancak TCMB’nin müdahale etmemesi ve diğer ekonomik ve siyasal nedenlerle USD kuru yükselince de bu işlemlerden zarar ettiği,
Davalı aracı kurum müşteri temsilcileri tarafından davacıya seans içinde verilen bilgilerin müşterinin hangi yönde pozisyon almasının uygun olacağına yönelik bir yatırım tavsiye, değerlendirme ya da yönlendirme niteliğinde olmayıp piyasanın o anki durumu hakkında müşteriye verilmesi gereken bilgiler olduğu, bu nedenle davacı müşterinin iradesinin sakatlandığını söylemenin mümkün bulunmadığı,
Nitekim Sayın Mahkemece …A.Ş.’ye yazılan tezkereye verilen 26/08/2019 tarih ve … sayılı yazıyla 10/08/2018 tarihi saat 11:25 itibariyle Ağustos vadeli … sözleşmede üst limitin 6,0990 TL, Eylül vadeli …sözleşmede 6,1898 Ekim vadeli …vadeli sözleşmede üst limitin 6,2878 olduğu bildirildiği dikkate alındığında davacı müşteriye verilen bilgilerin doğru olduğu ve müşterinin 6,0990 TL üzerinde UZUN pozisyon almasının teknik olarak mümkün bulunmadığı,
Müşteriler tarafından verilmesi piyasa kurallarına göre mümkün olmayan ve verilmediği için de gerçekleşmeyen bir işlem emrinin, verilmiş olsaydı kârlı sonuçlanacağı iddiasıyla, kendi değerlendirmeleri ve kararları sonucunda verdikleri emirlerini piyasaya aracı sıfatıyla ileten aracı kurumlardan zararın tazmin edilmesinin ilgili mevzuata ve piyasa uygulamalarına aykırı olduğu,
Davacı müşteri 10/08/2018 günü …’da 220.413,38 TL teminat ile başladığı Türev Araçlar Alım Satım İşlemlerinde … kodlu Ağustos vadeli 4.342 adet sözleşmede aldığı SHORT (KISA) Pozisyondan dolayı gün sonunda 1.000.861,01 TL teminat tamamlama yükümlülüğü altına girdiği, kendisine yapılan teminat tamamlama çağrısına rağmen teminatı tamamlamaması nedeniyle 13/08/2013 tarihinde teminat eksiği 2.971.563.- TL’ye ulaştığı, müşterinin teminat eksiğini yatırmaması üzerine … A.Ş.’nin …A.Ş …’nda Yürüteceği Merkezi Karşı Taraf Hizmeti Ve Bu Hizmete İlişkin Takas Esasları Prosedürü gereğince davalı aracı kurum tarafından … A.Ş.’ne ödeme yapılarak müşterinin pozisyonunun kapatıldığı,
Davalı … A.Ş. tarafından müşterisi olan davacı …’un … bünyesindeki Vadeli İşlemler ve Opsiyon Piyasasında (…) gerçekleştirdiği işlemler sonucunda oluşan 3.026.878,52 TL borcunu ödemediği gerekçesiyle … 11. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile İcra takibi başlatıldığı,
Davacı vekili tarafından “takip alacaklısı şirketin çalışanlarının yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak kasıtlı, ve ağır kusurla yanıltılarak ve kasıtlı yönlendirme sonucu hatalı işlem yapmaya yönlendirilmesi sonucunda hatalı işlem yapmaya yönlendirilerek zarara uğratıldığı gerekçesiyle” borca itiraz edilerek icra takibi durdurulmuş, 09/11/2018 tarihinde 2018/1054 E. sayı ile huzurda görülmekte olan “Alacak/tazminat” davasının açıldığı,
Dava konusu uyuşmazlığın …’da işlem gören vadeli USD döviz sözleşmesi işlemlerinden kaynaklandığı anlaşıldığından davacı ve davalının karşılıklı yükümlülüklerinin Türev Araçlara ilişkin … mevzuatına ve … A.Ş., …, … A.Ş. tarafından yapılan düzenlemelere göre tespit edilmesi gerektiği,
…’nın Seri III-37.1 numaralı Tebliğinde kural olarak “kaldıraçlı işlemlerle ilgili olarak yatırılan teminat tutarlarının üzerinde bir kayba uğratacak şekilde müşterilere işlem yaptırılamaz. Yatırımcının piyasa koşullarından dolayı teminatından daha fazla zarara uğraması halinde söz konusu zarar yatırımcıdan talep edilemez.” hükmünün mevzuatta ayrıca düzenlenmiş olan ve teminat yatırılarak yapılan türev işlemlerine uygulanmasının mümkün bulunmadığı,
Davacı vekilinin davalı kurumun mevzuatın zorunlu tuttuğu “Uygunluk Testi”ni yapmadığı, müvekkilin “Genel Müşteri” olduğu dolayısıyla yatırdığı teminat tutarı üzerinde kayba uğratılamayacağı iddiasına ilişkin olarak, davalı kurum ses kayıtlarında, müşteri temsilcisi tarafından telefonla müşterinin çağırıldığı belirtildiği, davacı müşterinin ise çağrıldığında gelmediyse işlem yapmasına izin verilmemesi gerektiğini belirttiği,
Davalı aracı kurumun mevcut müşteriler için uygunluk testi yapma zorunluluğu müşteri ile sözleşme imzaladığı 20/04/2015 tarihinde değil, 22/01/2017 tarihinde başladığı, müşterinin 11/07/2018 tarihinde işlemlere başladığı, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından uygulamanın geçiş aşamasında aracı kurumların uygunluk testinin yapılması için kurum tarafından gerekli girişimlerde bulunulmasına rağmen, bilgi vermeyi ve/veya testi yapmayı reddetmesi veya testi yapmaktan imtina etmesi halleri için geçerli olmak üzere ve müşteriye ulaşılamadığına ve/veya testin yapılması için yatırım kuruluşları tarafından gerekli girişimlerde bulunulduğuna ilişkin tevsik edici bilgi, belge ve kayıtların saklanması kaydıyla, bahse konu müşteriler için ilgili yükümlülüğün yerine getirilememesi nedeniyle aracı kuruluşların sorumlu tutulmamasına karar verildiği, yine aynı kararda “Uygunluk testi” ile ilgili olarak … tarafından yapılan düzenlemeye göre geçiş süresi içinde mevcut müşteriler için “uygunluk testi” yükümlülüğünün yerine getirilememesi halinde mevcut müşterilerin işlem yapmalarının engellenmesine dair bir mevzuat hükmü bulunmaması nedeniyle, … tarafından aracı kurumların mevcut müşterilerin işlemlerine devam etmelerine olanak sağlandığı,
Davacı müşteri …’un, Davalı . A.Ş.’ne telefon ile iletmiş olduğu alım/satım emirlerinin sözlü emir niteliğinde olduğu ve dosyaya sunulan CD deşifrasyon metinlerinde görüleceği üzere 10/08/2018 tarihinde saat; 09:31, 11:55, 13:05, 13:13, 13:23, 13:37, 13:43, 13:58, 14:15, 14:26, 14:28, 14:33, 14:40, 14:49, 15:02, 15:29, 15:41, 16:31, 16:48, 17:04, 17:09, 17:34, 17:56, 18:07, 18:18, 18:20, 13/08/2018 tarihinde saat; 09:47, 12:00, 12:07, 12:22, 12:46, 14:24, 14:52, 17:45’te yapılan telefon görüşmelerine ait ses kayıtlarında “uyuşmazlık konusu olayın müşterinin bilgisi ve talimatları kapsamında olduğu”,
Davacı müşterinin kendi iradesi ile vermiş olduğu talimatlar sonucunda davalı aracı kurum tarafından gerçekleştirilen türev işlemlerinin (Vadeli Döviz Sözleşmesi işlemlerinin) zararla sonuçlanmasından dolayı 13/08/2013 tarihi gün sonu itibariyle ilgili yasal düzenlemeler ve taraflar arasında imzalanan sözleşmeler gereğince teminat tamamlama yükümlülüğünün 2.971.563.- TL’ye ulaştığı, tespit edilmiş olup, davacı müşterinin davalı aracı kurumdan herhangi bir alacağının bulunmadığı…” yönünde görüş beyan etmişlerdir.
Bilirkişi Heyeti Raporu hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf; Taraflar arasındaki sözleşme sürecinde davalı tarafın eylemleri ile davacının zarara uğrayıp uğramadığının, uğramışsa miktarı yolunda toplandığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Davacı …’un 20.04.2015 tarihinde davalı … A.Ş ile Sermaye Piyasası Araçları Alım Satımına Aracılı İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi ve Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Sözleşmesi imzaladığı, … hesap numarası ile işlem yapmaya başladığı, 10.08.2018 tarihinde … – … İşlemleri sırasında davacını n davalı şirket çalışanlarının ağır kusuru, haksız ve hukuka aykırı fiileri ve asılsın beyanları sonucu yaklaşık 55.000,00-TL zarara uğratılmış olduğunu, 10.08.2018 tarihinde USD kurunda başlayan yüksek artışa bağlı olarak teminatının 20 katı tutarında USD alım emri vermesine rağmen bu talebinin davalı şirket çalışanı tarafından asılsız beyanlarla davacının iradesinin sakatlandığını ve davacının alım emrini yerine getirmek yerine kendisini satışa yönlendirildiğini, daha sonra davalı şirket çalışanının beyanlarının aksine USD kurunun 7,40’a kadar çıkması nedeniyle mahrum kaldığı kar ile birlikte davacının 13.08.2018 Pazartesi günü hesabının vergiler ve aracı kurum komisyonu düşüldükten sonra hesabında yaklaşık 55.000,00-TL olacağını, davalı şirketin sorumluluğunun hukuki sebepleri, müvekkilin uğramış olduğu zarar ve davalı şirketin hukuka aykırı haksız fiil ile müvekkilinin zararı arasındaki illiyet bağının olduğunu, şimdilik 10.000-TL alacağın davalı şirketten tahsilini talep etmiş olduğu,
Kaldıraçlı işlem; yatırılan teminat tutarı karşılığında, döviz ve kıymetli madenler ile Kurulca belirlenecek diğer varlıkların kaldıraçlı olarak elektronik ortamda oluşturulmuş bir platformda alım satımı işlemi olarak tanımlandığı, kaldıraçlı işlemlerin yatırılan teminat tutarı karşılığında döviz ve kıymetli madenlerin elektronik ortamda alım satımı olarak tanımlandığı, ülkemizde bu işlemlerin … işlemleri olarak bilinmekte olduğu, … işlemlerinin vadeli işlem olmadığı, spot işlem olduğu, işlemlerin anlık olarak gerçekleştiği ve işlem kârı ya da zararının anlık olarak ortaya çıktığı,
…’un ise … piyasasında olduğu gibi kaldıraçlı işlem yapıldığından sıklıkla birbirine karıştırıldığı, kaldıraçlı bir işlem olan … işleminin iki para çifti arasındaki paritenin anlık alım satım işlemi niteliği taşıdığı, türev ürün niteliği taşıyan Vadeli İşlem Sözleşmesinin, sözleşmenin taraflarına, standartlaştırılmış miktar ve kalitedeki bir malı, kıymeti veya finansal göstergeyi, belirlenen ileri bir tarihte, bugünden üzerinde anlaşılan fiyattan alma veya satma yükümlülüğü getirmekte olduğu,
Uyuşmazlığa konu Vadeli USD/TL döviz sözleşmelerinin türev araçlardan olduğu, alım satım işlemlerinin … A.Ş. Bünyesinde faaliyet gösteren …’da gerçekleştirildiği, …’ta işlemlerin borsa üyesi aracı kurum ve bankalar vasıtasıyla yapıldığı, yatırımcıların …’ta doğrudan işlem yapabilmesinin mümkün olmadığı, … platformlarından farklı olarak, …’ta gerçekleşen tüm işlemlerin …’ın garantisi altında olduğu, …’ta sözleşme alınması / satılması durumunda, sözleşmenin vadesine kadar beklenmesinin zorunlu olmadığı,
Dava konusu uyuşmazlığın …’da işlem gören vadeli USD döviz sözleşmesi işlemlerinden kaynaklandığı, dolayısıyla davalı ve davacının hak ve yükümlülüklerinin Türev Araçlara ilişkin … mevzuatına ve … A.Ş, …, … A.Ş düzenlemelerine göre tespit edilmesi gerektiği,
Yatırımcıların aldıkları pozisyonlarda kâr ya da zarar elde edebilecekleri, Vadeli işlem sözleşmelerin belirli vadelerde oluşacak kar tahminlerine göre pozisyon alan yatırımcıların gün sonu uzlaşma fiyatına göre kâr ederek yatırdıkları teminatı arttırabilecekleri gibi, zarar da edebilmekte oldukları, böylece yatırdıkları tüm teminatı ve kaldıraç oranı ve kârdaki değişimin büyüklüğüne bağlı olarak daha fazlasını da kaybedebilecek oldukları,
Uyuşmazlık konusu işlemlerde, müşterinin USD kurunun yeterince yükseldiğini, daha fazla yükselmemesi için TCMB’nin piyasaya müdahale edeceği beklentisiyle 10.08.2018 tarihinde bütün varlığı ile short pozisyon alarak belli bir kurdan satış yapmış olduğu, ancak TCMB’nin müdahale etmemesi ve diğer ekonomik nedenlerle USD kurunun yükselmesi ile bu işlemlerde zarar meydana geldiği,
Vadeli USD/TL işlemlerinde yatırımcıların teminat tutarlarının 20 katına kadar miktarlarda pozisyon alabilmekte olduğu, alınan sözleşme adedi ne kadar artarsa sözleşmenin büyüklüğünün artmakta olduğu ve kur farkından kaynaklanan kar veya zararın da kaldıraç etkisiyle arttığı,
Taraflar arasında “Türev Araçları Alım Satımına Aracılık Sözleşmesi” imzalandığı, bu sözleşmeye ek olarak ayrıca Finansinvest Komisyon ve Masraf Tarifesi, Türev Araçlar Risk Bildirim Formu, Vadeli İşlem ve Opsiyon Sözleşmeleri İşlem Örnekleri, Türev Araçları Müşteri Tanıma Anketi, Bireysel Müşteri Tanıma Anketi imzalandığı,
Müşterinin okuduğunu ve anladığını belirterek imzaladığı “Türev Araçlar Risk Bildirim Formu’nun ikinci sayfasında, “…piyasada oluşacak fiyat hareketleri sonucunda aracı kuruluşa yatırdığının teminatın tümünü kaybedebileceğiniz gibi, kayıplarınız toplam teminatını dahi aşabilecektir.”, “…Hiçbir ihbara gerek duymadan pozisyonun piyasa değerinden, özen borcu çerçevesinde zararına da olsa kapatılmasına razı olunması gerekmektedir…” gibi hükümler bulunduğu,
Müşterinin … piyasasında yatırım yapmasının beklentilerine uygun sonuçlar doğurmayabileceği konusunda aracı kurumun kendisini uyarmış olduğu, bu uyarıya rağmen … A.Ş. …’nda işlem yapma konusunda sorumluluğun kendisine ait olduğunu beyan kabul ederek 20.04.2015 tarihinde imzalamış olduğu “Türev Araçlar Müşteri Tanıma Anketi”nin 8inci maddesindeki;
“Vadeli İşlem Piyasalarında, başlangıç teminatı olarak adlandırılan ve işlemin toplam tutarının çok azına tekabül eden bir tutarın yatırılması ile düşük teminatla yüksek miktarda işlem yapılabildiğini, oluşan kaldıraç etkisi ile yüksek kazançlar sağlandığı gibi, büyük zararlar da edilebileceğini biliyor musunuz?” sorusuna “Evet” cevabının verildiği,
9uncu maddesindeki “Başlangıçta yatırılan teminatın olası zararlar sonrasında sürdürme seviyesi altına inmesi durumunda, Aracı Kurum tarafından teminat tamamlama çağrısı yapılarak, teminatınızın tekrar başlangıç seviyesine tamamlanmasının isteneceği, teminatı tamamlayamıyorsanız pozisyon kapatmanız gerektiğini, aksi takdirde temerrüde düşmüş sayılacağınızı ve Aracı Kurumun hiçbir ihbara gerek kalmaksızın pozisyonlarınızın yeterli teminat miktarına ulaşana kadar likide edilebileceğini biliyormusunuz” sorusuna “Evet” cevabının verildiği,
10. Maddesindeki “Türev Piyasaların işleyişi, takas, teminatlandırma, emirler ve işlemler, işlem gören sözleşmelerin özellikleri konularında bilgi sahibi misiniz” sorusuna “Evet” cevabının verildiği,
17/04/2015 tarihinde imzalanmış olan “Bireysel Müşteri Tanıma Anketi” 5.Risk tercihiniz kısmında “Yüksek getiri beklentisiyle, her türlü riskteki ürüne yatırım yapabilirim” şıkkının işaretlendiği,
Dava konusu olan zararın ortaya çıktığı 10.08.2018 tarihine kadar müşterinin işlem stratejisinin ağırlıklı olarak Uzun Pozisyon alma (USD Satın Alma) şeklinde gerçekleşmiş olduğu, döviz kuru sürekli arttığından gün sonu uzlaşma fiyatı daha yüksek TL kuru üzerinden hesaplandığı için düşük kurdan döviz alıp kur yükseldiğinde satmış gibi aradaki kur farkının sözleşme adedi ile çarpılması sonucunda oluşan aradaki lehte fark kâr olarak hesabına kaydedilmekte olduğu, müşterinin bu tutarın tamamını bir sonraki günde satın alacağı kontrat sayısını arttırmak için kullanmakta olduğu, satın aldığı sözleşme adedi arttıkça uzlaşma fiyatına göre kazancını daha da arttırma ihtimali yükselirken, aynı zamanda bu işlemleri gerçekleştirmek için yatırdığı teminatı kaybetme riski de aynı şekilde yükselmekte olduğu, müşterinin 10/08/2018 tarihinde teminat olarak sahip olduğu toplam varlığı 220.413,38-TL, günlük net nema 43,91 TL olduğu,
01/08/2015 tarihli ve 29432 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yatırım Hizmet Ve Faaliyetleri İle Yan Hizmetlere İlişkin Belge Ve Kayıt Düzeni Hakkında Tebliğ’inin, Müşteri emirleri başlıklı 8. Maddesinin
“…Yatırım kuruluşları müşterilerden yazılı ya da sözlü olarak emir kabul edebilir.
Müşterilerden seanstan önce veya seans sırasında telefon, faks, otomatik para çekme makinesi (ATM) kullanılmak suretiyle, elektronik ortamda ya da benzeri şekillerde imza alınmaksızın emir alınabilir. Bu emirler genel hükümler açısından sözlü emir niteliğindedir. Yatırım kuruluşlarınca telefon ile alınan müşteri emirlerine ilişkin ses kayıtlarının, faks yoluyla alınan emirlere ilişkin talimatın ve gün içinde faks ile iletilen tüm emirlerin yatırım kuruluşuna ulaştığı tarih ve zaman bilgilerini içeren toplu dökümün, internet üzerinden alınan emirler de dahil her ne türlü olursa olsun elektronik ortamda diğer şekillerde alınan emirlerde tarih, zaman ve müşteri bazında olmak üzere emri ileten müşterilere ilişkin IP (Internet Protokol) numaraları kayıtlarının, emri veren kaynağı gösterecek şekilde gerekli elektronik log kayıtlarının, emri alan yatırım kuruluşlarınca tutulması ve elektronik ortamda tutulan verilerin gerektiğinde yazılı hale dönüştürülebilecek şekilde hem emir iletimine aracılığa yetkili yatırım kuruluşu, hem de lehine faaliyet gösterilen yetkili yatırım kuruluşu tarafından tutulması zorunludur.
Sözlü alım satım emirlerine dayanılarak yapılan işlemlerde, sözlü emrin varlığını ispat yükü yatırım kuruluşuna aittir.
Alım veya satım emri vermesine rağmen herhangi bir işlem gerçekleştirilmediğini iddia eden müşteri, emri verdiğini ispatla yükümlüdür.” hükmünü havidir.
Dava dosyasına davalı aracı kurum tarafından CD içerisinde sunulan 10.08/.2018 ve 13.08.2018 tarihli telefon görüşme kayıtlarının dinlendiği, konuşmaların yazıya geçirildiği, kontrol edildikten sonra dökümlerin davalı aracı kurum yetkilileri tarafından imzalandığı ve hükme esas alınan Bilirkişi Heyeti Raporuna esas alındığı,
Davacının saat 13:05 tavan fiyatta değişiklik olmadığını, daha yüksek fiyattan UZUN pozisyon alamayacağını öğrendikten sonra bu durumdan Ağustos Vadeli sözleşmelerde satış yapılarak Eylül vadeli sözleşmelerde işlem yapmanın uygun olacağı sonucunu çıkardığını ifade etmekte ve kendi istek ve iradesiyle KISA Pozisyona geçmekte olduğunun tespit edildiği,
Telefon görüşmelerinden müşteri temsilcileri tarafından ısrarla pozisyonunun kapatması aksi takdirde büyük zarara uğrayabileceği ve temerrüde düşüp icralık olabileceği defaatle bildirildiği buna rağmen müşterinin daha önce olduğu gibi Merkez Bankası tarafından seansın kapanışına yakın müdahale geleceğini söylemekte ve bu iddiasını seans kapanışına kadar sürdürmekte olduğu, dolayısıyla, müşteri temsilcileri tarafından müşteriye verilen bilgilerin müşterinin hangi yönde pozisyon almasının uygun olacağına yönelik bir yatırım tavsiye, değerlendirme ya da yönlendirme niteliğinde olmadığı, piyasanın o anki durumu hakkında müşteriye verilmesi gereken bilgiler olduğu, bu nedenle davacı müşterinin iradesinin sakatlandığını söylemenin mümkün olmadığı,
Dava konusu olan vadeli döviz sözleşmelerinin Sermaye Piyasası Kurulu’nca 11/7/2013 tarihli ve 28704 sayılı Resmi Gazete’de yayımlan Yatırım Hizmetleri Ve Faaliyetleri İle Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğin (Seri III-37.1) “Türev Araç İşlemlerine İlişkin Özel Hükümler” başlıklı “Dördüncü Bölüm”ünün “Türev araç işlemleri” başlıklı 25. Maddesinde “(1) Kaldıraçlı işlemler dışında kalan türev araçlara ilişkin emir iletimi, işlem ya da portföy aracılığı faaliyetleri, işlemlerin niteliğine göre borsalar ve teşkilatlanmış diğer pazar yerlerinde ya da tezgahüstü piyasalarda yapılabilir.” denilmekte olduğu, dava konusu uyuşmazlığın kaldıraçlı işlem olan yabancı paraların özel işlem platformu üzerinden spot piyasada alınıp satılması olarak tanımlanan … gibi kaldıraçlı döviz alım satımı işlemlerinden olmadığı, …’da işlem gören vadeli USD döviz sözleşmesi işlemlerinden kaynaklandığı anlaşıldığı, davacı ve davalının karşılıklı yükümlülüklerinin Türev Araçlara ilişkin mevzuata göre tespit edilmesi gerekmek olduğu,
Müşteri – davacı ile aracı kurum arasında imzalanmış bir portföy aracılığı faaliyetine ilişkin sözleşme de bulunmamaktadır.
Yatırım Kuruluşlarının Kuruluş Ve Faaliyet Esasları Hakkında Tebliğ (III-39.1)’de Uygunluk testi başlıklı MADDE 33’de “Uygunluk testi, yatırım kuruluşu tarafından pazarlanan ya da müşteri tarafından talep edilen ürün ya da hizmetin müşteriye uygun olup olmadığının değerlendirilmesi amacıyla, müşterilerin söz konusu ürün veya hizmetin taşıdığı riskleri anlayabilecek bilgi ve tecrübeye sahip olup olmadıklarının tespit edilmesidir. Yatırım kuruluşları alım satıma aracılık ve halka arza aracılık faaliyetleri kapsamında yalnızca genel müşterilere uygunluk testi yapmakla yükümlüdür.” denilmekte olduğu,
Aynı tebliğin “Müşteri sınıflandırılması ve limitlendirilmesi” başlıklı maddesinde “MADDE 30 – (1) Yatırım kuruluşları tüm müşterilerini Tebliğin bu bölümünde belirtilen esaslar doğrultusunda profesyonel ya da genel müşteri olarak sınıflandırmak, bu sınıflandırmaya uygun olarak hizmet ve faaliyet sunmak ve müşteri sınıflarına uygun olarak yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır.
(2) Yatırım kuruluşları, sınıflandırma yaparken müşterilerine bu Tebliğ uyarınca yer aldıkları sınıf ve ilgili mevzuat hükümleri ile yer aldıkları sınıfı değiştirme hakları hakkında bilgi vermek zorundadır.” Hükümlerinin yer aldığı,
Uygunluk testine ilişkin olarak;
“Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Yatırım Kuruluşlarına İlişkin Rehber” Sermaye Piyasası Kurulu’nun i-….37.1 (27.06.2014 tarih ve 20/661 s.k.) sayılı İlke Kararı olarak kabul edilmiş olup, İ-….37.2 (23.09.2014 tarih ve 28/953 s.k.) sayılı, İ-….37.3 (14.05.2015 tarih ve 12/619 s.k.) sayılı, İ-….37.4 (15.07.2016 tarih ve 22/802 s.k.) sayılı İlke Kararları ile güncellenmiş olduğu,
Söz konusu rehberin “T. Geçiş Süresi” başlıklı maddesinde “2. Müşterilere çerçeve sözleşme imzalatılması, uygunluk testinin ve müşteri sınıflandırmasının yapılması yükümlülüklerinin başlaması: Yatırım Kuruluşları Tebliği’nin geçici 1 inci maddesinde “Yatırım kuruluşları bu Tebliğ ile öngörülen yükümlülükleri yerine getirdiklerini, Kurulun yatırım hizmetleri ve faaliyetleri ile yan hizmetlere ilişkin esaslar ile ilgili düzenlemeleri kapsamında Kurula yapacakları başvuru sırasında tevsik eder. hükmü yer almaktadır. Bu çerçevede, yeni müşteriler açısından çerçeve sözleşme imzalatılması, uygunluk testinin yapılması ve müşteri sınıflandırması gibi uygulamalara 01.07.2014 tarihi itibarıyla değil, Kurul’dan yeni düzenlemeler çerçevesinde izinler yenilendiği tarih itibarıyla başlanması gerekmekte olup, aynı Tebliğin geçici 3 üncü maddesi uyarınca ise mevcut müşteriler açısından söz konusu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için Kuruldan izin alınmasından itibaren ayrıca 1 yıllık süre tanınmıştır.” denilmekte olduğu,
Davalı Aracı Kurumun https://….pdf uzantılı kurumsal web sayfasından ulaşılan Geniş Yetkili Aracı Kurum belgesinin … tarafından 22/01/2016 tarihinde verilmiş olduğu,
Bu tespitten hareketle davalı aracı kurumun mevcut müşteriler için uygunluk testi yapma zorunluluğu müşteri ile sözleşme imzaladığı 20/04/2015 tarihinde değil, 22/01/2017 tarihinde başlamakta olduğu,
Diğer taraftan, konuyla ilgili olarak Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği tarafından 09/02/2017 tarihinde tüm aracı kurumlara gönderilen 772 numaralı Genel mektup ekinde duyurulan Sermaye Piyasası Kurulu’nun TSPB’ne hitaben gönderdiği 09/02/2017 tarih ve … sayılı yazı yer almakta olduğu, https://…web sayfasından ulaşılabilen düzenlemeye göre;
A) 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat kapsamında yetkilendirilen yatırım kuruluşlarının, Yatırım Kuruluşları Tebliği’nin Geçici 3. üncü maddesinde düzenlenen, faaliyet izin tarihi itibariyle mevcut olan müşterilerine yönelik uygunluk testinin tamamlanması yükümlülüklerine ilişkin olarak;
• 1) Müşteriye ulaşmak için yatırım kuruluşu tarafından gerekli girişimlerde bulunulmasına rağmen kendisinden kaynaklanmayan nedenlerle yatırım kuruluşu tarafından ilgili müşterilere ulaşılamaması veya yatırım kuruluşunun yatırım hizmet ve faaliyetlerine ilişkin yetkilendirildiği tarihten itibaren müşterinin herhangi bir işlem talebinde bulunmaması,
• 2) Yatırım kuruluşunun yatırım hizmet ve faaliyetlerine ilişkin yetkilendirildiği tarihten itibaren herhangi bir işlem yapma talebinde bulunmuş olan müşterilerin, uygunluk testinin yapılması için yatırım kuruluşu tarafından gerekli girişimlerde bulunulmasına rağmen, bilgi vermeyi ve/veya testi yapmayı reddetmesi veya testi yapmaktan imtina etmesi halleri için geçerli olmak üzere ve müşteriye ulaşılamadığına ve/veya testin yapılması için yatırım kuruluşları tarafından gerekli girişimlerde bulunulduğuna ilişkin tevsik edici bilgi, belge ve kayıtların saklanması kaydıyla, bahse konu müşteriler için ilgili yükümlülüğün yerine getirilememesi nedeniyle yatırım kuruluşlarının sorumlu tutulmamasına,
B) Geçiş süresi içinde anılan yükümlülüklerin yerine getirilememesi halinde müşterilerin işlem yapmalarının engellenmesine dair bir mevzuat hükmü bulunmaması nedeniyle, yatırım kuruluşlarınca mevcut müşterilerin işlemlerine devam edebilmelerine olanak sağlanmasına karar verilmiştir.
Davacı müşteri ile davalı şirket arasında “Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Sözleşmesi” 20/04/2015 tarihinde imzalanmış olmakla birlikte, davacıya ait …no.lu Türev Piyasalar Nakit Hareketleri Ekstresinin incelenmesinden Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasasında işlem görev türev ürünlerin (Vadeli İşlem Sözleşmelerinin) alım-satım işlemlerine 22.000.-TL teminat yatırarak fiilen başladığı tarihin 11/07/2018 olduğu,
Müşterinin yaptığı telefon görüşmesinde … ve … Bankasında da işlem yaptığını, onların da uygunluk testi yapmadıklarını beyan ettiği,
Dava konusu uyuşmazlığın10 Ağustos 2018 tarihinde … A.Ş. bünyesinde faaliyet gösteren Vadeli İşlemler ve Opsiyon Piyasasında … A.Ş. müşterisi … namı ve hesabına gerçekleştirilen USD alımı ve satımı üzerine oluşturulmuş türev ürün olan vadeli döviz sözleşmesi alım-satım işleminden kaynaklanmakta olduğu,
Dava dosyasına ibraz edilen davacı müşteri tarafından imzalanan sözleşmelerde yer alan … numaralı cep telefon hattı ile davacı müşteri ile sözlü iletişim kurulduğu, müşterinin işlemlerinin bu telefonla verdiği sözlü emirlere göre yerine getirildiği, ayrıca hesabında oluşan teminat eksiklerini tamamlaması için değişik tarihlerde kısa mesaj yoluyla bildirimlerde bulunulduğu,
Davacı müşterinin 10/08/2018 günü …’da 220.413,38 TL teminat ile başladığı Türev Araçlar Alım Satım İşlemlerinde … kodlu Ağustos vadeli 4,342 adet sözleşmede aldığı SHORT (KISA) Pozisyondan dolayı gün sonunda 1.000.861,01-TL teminat tamamlama yükümlülüğü altına girmiş olduğu, kendisine yapılan teminat tamamlama çağrısına rağmen teminatı tamamlamaması nedeniyle 13/08/2013 tarihinde teminat eksiği 2.971.563.- TL’ye ulaşmış, müşteriye 14/08/2018 günü saat 08:45:01’de gönderilen “ … hesabınıza teminat tamamlama çağrısı yapılmış olduğu, Bu gün saat 12:00’a kadar 2.971.563.- TL para girişi veya pozisyon kapama yapılmalıdır” kısa mesajı gönderilerek teminat tamamlama çağrısında bulunulmuş olduğu, müşterinin teminat eksiğini yatırmaması üzerine … A.Ş.’nin, … A.Ş …’nda Yürüteceği Merkezi Karşı Taraf Hizmeti Ve Bu Hizmete İlişkin Takas Esasları Prosedürü gereğince davalı aracı kurum tarafından … A.Ş.’ne ödeme yapılarak müşterinin pozisyonun kapatılmış olduğu,
.. A.Ş.’ye yazılan müzekkereye verilen … tarih ve … sayılı yazıyla 10/08/2018 tarihi saat 11:25 itibariyle Ağustos vadeli … sözleşmede üst limitin 6,0990 TL, Eylül vadeli… sözleşmede 6,1898 Ekim vadeli … vadeli sözleşmede üst limitin 6,2878 olduğu bildirildiği dikkate alındığında davacı müşteriye verilen bilgilerin doğru olduğu ve müşterinin 6,0990-TL üzerinde UZUN pozisyon almasının teknik olarak mümkün bulunmadığı,
Müşteriler tarafından verilmesi piyasa kurallarına göre mümkün olmayan ve verilmediği için de gerçekleşmeyen bir işlem emrinin, verilmiş olsaydı kârlı sonuçlanacağı iddiasıyla, kendi değerlendirmeleri ve kararları sonucunda verdikleri emirlerini piyasaya aracı sıfatıyla ileten aracı kurumlardan zararın tazmin edilmesinin ilgili mevzuata ve piyasa uygulamalarına aykırı olduğu,
Davacı müşteri 10/08/2018 günü …’da 220.413,38 TL teminat ile başladığı Türev Araçlar Alım Satım İşlemlerinde … kodlu Ağustos vadeli 4.342 adet sözleşmede aldığı SHORT (KISA) Pozisyondan dolayı gün sonunda 1.000.861,01 TL teminat tamamlama yükümlülüğü altına girdiği, kendisine yapılan teminat tamamlama çağrısına rağmen teminatı tamamlamaması nedeniyle 13/08/2013 tarihinde teminat eksiği 2.971.563.- TL’ye ulaştığı, müşterinin teminat eksiğini yatırmaması üzerine … A.Ş.’nin … A.Ş …’nda Yürüteceği Merkezi Karşı Taraf Hizmeti Ve Bu Hizmete İlişkin Takas Esasları Prosedürü gereğince davalı aracı kurum tarafından … A.Ş.’ne ödeme yapılarak müşterinin pozisyonunun kapatıldığı,
Dava konusu uyuşmazlığın …’da işlem gören vadeli USD döviz sözleşmesi işlemlerinden kaynaklandığı anlaşıldığından davacı ve davalının karşılıklı yükümlülüklerinin Türev Araçlara ilişkin … mevzuatına ve … A.Ş., …, … A.Ş. tarafından yapılan düzenlemelere göre tespit edilmesi gerektiği,
…’nın Seri III-37.1 numaralı Tebliğinde kural olarak “kaldıraçlı işlemlerle ilgili olarak yatırılan teminat tutarlarının üzerinde bir kayba uğratacak şekilde müşterilere işlem yaptırılamaz. Yatırımcının piyasa koşullarından dolayı teminatından daha fazla zarara uğraması halinde söz konusu zarar yatırımcıdan talep edilemez.” hükmünün mevzuatta ayrıca düzenlenmiş olan ve teminat yatırılarak yapılan türev işlemlerine uygulanmasının mümkün bulunmadığı,
Davacı vekilinin davalı kurumun mevzuatın zorunlu tuttuğu “Uygunluk Testi”ni yapmadığı, müvekkilin “Genel Müşteri” olduğu dolayısıyla yatırdığı teminat tutarı üzerinde kayba uğratılamayacağı iddiasına ilişkin olarak, davalı kurum ses kayıtlarında, müşteri temsilcisi tarafından telefonla müşterinin çağırıldığı belirtildiği, davacı müşterinin ise çağrıldığında gelmediyse işlem yapmasına izin verilmemesi gerektiğini belirttiği,
Davalı aracı kurumun mevcut müşteriler için uygunluk testi yapma zorunluluğu müşteri ile sözleşme imzaladığı 20/04/2015 tarihinde değil, 22/01/2017 tarihinde başladığı, müşterinin 11/07/2018 tarihinde işlemlere başladığı, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından uygulamanın geçiş aşamasında aracı kurumların uygunluk testinin yapılması için kurum tarafından gerekli girişimlerde bulunulmasına rağmen, bilgi vermeyi ve/veya testi yapmayı reddetmesi veya testi yapmaktan imtina etmesi halleri için geçerli olmak üzere ve müşteriye ulaşılamadığına ve/veya testin yapılması için yatırım kuruluşları tarafından gerekli girişimlerde bulunulduğuna ilişkin tevsik edici bilgi, belge ve kayıtların saklanması kaydıyla, bahse konu müşteriler için ilgili yükümlülüğün yerine getirilememesi nedeniyle aracı kuruluşların sorumlu tutulmamasına karar verildiği, yine aynı kararda “Uygunluk testi” ile ilgili olarak … tarafından yapılan düzenlemeye göre geçiş süresi içinde mevcut müşteriler için “uygunluk testi” yükümlülüğünün yerine getirilememesi halinde mevcut müşterilerin işlem yapmalarının engellenmesine dair bir mevzuat hükmü bulunmaması nedeniyle, … tarafından aracı kurumların mevcut müşterilerin işlemlerine devam etmelerine olanak sağlandığı,
Davacı müşteri …’un, Davalı … A.Ş.’ne telefon ile iletmiş olduğu alım/satım emirlerinin sözlü emir niteliğinde olduğu ve dosyaya sunulan CD deşifrasyon metinlerinde görüleceği üzere 10/08/2018 tarihinde saat; 09:31, 11:55, 13:05, 13:13, 13:23, 13:37, 13:43, 13:58, 14:15, 14:26, 14:28, 14:33, 14:40, 14:49, 15:02, 15:29, 15:41, 16:31, 16:48, 17:04, 17:09, 17:34, 17:56, 18:07, 18:18, 18:20, 13/08/2018 tarihinde saat; 09:47, 12:00, 12:07, 12:22, 12:46, 14:24, 14:52, 17:45’te yapılan telefon görüşmelerine ait ses kayıtlarında “uyuşmazlık konusu olayın müşterinin bilgisi ve talimatları kapsamında olduğu”, söz konusu ses kayıtlarının müşterinin bilgisi dahilinde olduğu ve delil vasfını haiz olduğu,
Davacı müşterinin kendi iradesi ile vermiş olduğu talimatlar sonucunda davalı aracı kurum tarafından gerçekleştirilen türev işlemlerinin (Vadeli Döviz Sözleşmesi işlemlerinin) zararla sonuçlanmasından dolayı 13.08.2013 tarihi gün sonu itibariyle ilgili yasal düzenlemeler ve taraflar arasında imzalanan sözleşmeler gereğince teminat tamamlama yükümlülüğünün 2.971.563.- TL’ye ulaştığı, tespit edildiğinden davacı tarafın davalı taraftan herhangi bir alacak hakkının bulunmamasından dolayı davacının davasının reddedilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacının Davasının REDDİNE,
2-)Harçlar Kanununca alınması gerekli 54,40-TL ilam harcının peşin yatırılan 170,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye 116,38-TL harcın davacıya iadesine,
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Asgari Avukatlık Ücret Tarifesine göre 3.400,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı tarafından yapılan 36,40-TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yüzene karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) nezdinde 2 hafta içinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.14/10/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)