Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/979 E. 2019/528 K. 31.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/979
KARAR NO : 2019/528

DAVA : Alacak (Trafik Kazasından Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/11/2017
KARAR TARİHİ : 31/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Trafik Kazasından Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;davalı şirkete sigortalı …’nın malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 11.08.2017 tarihinde …’a ait … plakalı araca çarparak hasar görmesine neden olduğunu, olayda davalı taraf sürücüsünün % 100 kusurlu olduğunu, … plakalı aracın 14.04.2017/2018 vadeli … no.lu poliçeyle davalıya ZMM sigortalı olduğunu, araçtaki hasarın 2.646,74 TL olarak tespit edildiğini, davalının KDV dahil hasardan sorumlu olduğunu, araçta değer kaybı oluştuğunu, 250,00 TL eksper ücreti ödediklerini, bunun da davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, 03.10.2017 tarihinde davalıya başvurduklarını ancak cevap verilmediğini ve bir ödeme de yapılmadığını, bu nedenle şimdilik 150,00 TL hasar, 100,00 TL değer kaybı ve 250,00 TL ekspertiz ücretinin davalı şirketten 13.10.2017 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; … plakalı aracın 14.04.2017/2018 vadeli … no.lu poliçeyle davalıya ZMM sigortalı olduğunu, davacının kazaya ilişkin fotoğrafları kendilerine iletmediğini, eksik evrakla başvurduklarından gerçek anlamda bir başvuru yapılmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, eksper ücretinin poliçeye özel olarak derç edilmedikçe sigorta şirketi tarafından ödeneceğini, poliçede ise eksper ücretinin sigortalı veya davacı tarafından karşılanacağının düzenlendiğini, davacının hasarı yüksek göstermek için eksik evrakları davalı şirkete göndermediğini, geçerliliği bulunmayan hasar raporu aldığını, bu rapor ile hasar tutarının şişirildiğini, temlik sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının değer kaybı talep hakkının olmadığını, temlik sözleşmesinin geçerli olmadığını, sözleşmede alacak kalemlerinin belirli olarak sayılmadığını, yani imzanın …’ya ait olduğuna ilişkin bir emare olmadığını, imza incelemesi yapılmasını istediklerini, temlik sözleşmesinin esaslı unsurlarında eksiklik olduğunu, bu nedenle davacının davalıdan talep hakkının olmadığını, davacının değer kaybı talep hakkı olmadığını, aracın 200.000 Km’de olduğunu, ayrıca hasarları sadece çizik olduğunu ve mini onarım ile giderilebileceğini, kazada davalının sigortalısının kusursuz olduğunu, TRAMER’de bulunan fotoğrafa göre sigortalı aracın kendi şeridinde düz seyrederken davacı yan sürücüsünün sağ şeritten sigortalı kamyonun kör noktasına girerek önüne çıktığını, sigortalı aracın önden davacıya çarpmasının söz konusu olmadığını, temerrüt süresinin ihbar tarihinden değil 8 iş günü geçtikten sonra başlayacağını, kusur yönünden belgeler toplanmadan davalının temerrüdünün gerçekleşmeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı değer kaybı ve hasar alacağına yönelik tazminat davasıdır.
Mahkememizin 31/05/2019 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince; Kaza tarihi, dava tarihi itibari ile davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Somut olayın;Dava konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre 11.08.2017 günü saat 20.50 sıralarında … ilçesi … mahallesi 1429.sokak No:11 önünde sürücü … yönetimindeki … plakalı aracıyla geri manevra yaptığı sırada park halindeki …’a ait … plakalı … marka 2009 model araca sağ arka kısımlarından çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
Yargılama sırasında alınan kusur bilirkişisinin raporuna göre; Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …, yönetimindeki aracıyla geriye doğru manevra yapmadan önce arkasındaki park halindeki araca dikkat etmesi, aracıyla bu araç arasında emniyetli bir mesafe bırakması gerekirken bu kurallara uymamış, hatalı sevk ve idaresi sonucu geriye doğru dikkatsiz manevrasıyla park halindeki davacı taraf aracına çarpmıştır. Bu nedenle dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü … % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, Davacının ilgilisi olduğu … plakalı araç ise meskun mahalde park için ayrılan yerde kurallara uygun şekilde park halinde olduğundan sürücüsüne yüklenebilecek bir kusur oranı mevcut olmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 13/04/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince dosya, kusur-hasar bilirkişisi İTÜ Makine Mühendisliği fakültesinde görevli öğretim üyesi Makine Mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 24/09/2018 teslim tarihli raporda özetle; 1. Dava konusu trafik kazasının meydana gelişinde davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’nın % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu, 2.Toplam hasar miktarının 944,00 TL. Olduğu, dava konusu … plakalı aracın kaza anında 200.000 Km’de olduğu belirtilmiştir. Buna göre aracın Km seviyesi 165.000’in üzerinde olduğundan araçta bir değer kaybı oluşmadığının tesbit edildiği,ekspertiz ücretinin 174,33 TL olduğu, bu miktara KDV eklendiğinde toplam bedelin 205,71 TL olduğu, Davacı şirketin davalı şirketten talep edebileceği toplam maddi zararının 1.149,11 TL olduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Mahkememizin 02/11/2018 tarihli ara kararı gereğince taraf vekillerinin bilirkişi kök raporunu itiraz etmelerine üzerine dosya, kusur-hasar bilirkişisi İTÜ Makine Mühendisliği fakültesinde görevli öğretim üyesi Makine Mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 25/12/2018 teslim tarihli ek raporda özetle; Sonuç olarak kök raporda yapılan kusur, hasar, değer kaybı ve ekspertiz ücreti değerlendirmelerinde bir maddi hatanın olmadığı yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Davacı vekili e imzalı olarak UYAP sisteminden gönderdiği 20/02/2019 tarihinde harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; hasar taleplerini ıslah ederek hasar bedeli talebini 150,00 TL.den 794,00 TL. Artırıp 944,00 TL. yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2002/130-E 2002/4512-K sayılı ilamında “…tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir…” denilmektedir.
KTK 90. Md. hükmüne göre ; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.„ Şeklindeki düzenleme ile trafik kazasından kaynaklanan tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde BK.nun haksız fiile ilişkin hükümlerine atıf yapılmıştır.
6098 TBK 49 ve müteakip maddeleri gereğince meydana gelen kaza sebebiyle zarar görenin mal varlığında meydana gelen eksilme zararlarını isteyebileceği gibi, dolaylı olarak uğradığı zararlar da zarar verenden istenebilecektir. Bu çerçevede bakıldığında, değer kaybı zararı, davacının mal varlığında meydana gelen bir zarar kapsamındadır. Zira, araç tamamen onarılmış olsa dahi, teknolojinin gelişmesi sebebiyle, parça değişimi yapılmamış olsa dahi, araçların kaza geçirdiği, kaportanın onarım ve boya gördüğü konuları kolaylıkla tespit edilebilmekte bu da aracın kaza geçirmesi sebebiyle kazanın şekline göre değişen oranlarda bir kısım değerinden kaybetmesine sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla, değer kaybı araçla doğrudan ilişkili olup, zarar görenin gerçek zararını ifade etmektedir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2002/7795E. ve 2003/5255 K. sayılı kararında;”…borcun bizzat borçlu tarafından ifasında alacaklının menfaati olmadıkça borçlu borcunu şahsen ifaya mecbur değildir. Borç üçüncü bir şahıs tarafından borçlunun bilgisi dışında tediye edilebilir. BK md: 162 ‘ye göre alacaklı üçüncü şahıs ile yapacağı yazılı bir sözleşme ile bu maddedeki ayrıntılı durumlar dışında alacağını borçlunun rızasını aramaksızın üçüncü şahsa temlik edebilir ’
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/11-1602 E., 2013/712 K. sayılı kararında; “Alacağın temlikinin söz konusu olabilmesi için, evvelemirde temlik edilecek bir alacağın mevcut olması gerekir. Kural olarak, bütün alacaklar temlik edilebilir. Böylece halen iktisap edilmiş (kazanılmış) bir alacak kadar ileride iktisap olunacak bir alacak da keza muaccel bir alacak kadar bir vadeye veya şarta bağlanmış olan alacaklar da temlik olunabilir şeklinde belirtildiği üzere alacağın temlik ediliş şekli, içeriği karşısında yasaya ve içtihatlara aykırı bir durum bulunmamaktadır. Zira; temlik esnasında henüz sigorta tazminatı kesin olmayan yazılı şekil şartına uyarak yapılan temliğin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19.10.2015 tarih, 2015/2163 E., 2015/10755 K. sayılı ilamı ile; “Araçta meydana gelen değer kaybı, aracın kaza tarihindeki hasarsız 2.el piyasa değeri ile hasarı onarıldıktan sonraki 2.el piyasa rayici arasındaki farktır. Eksik inceleme ile hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamına göre davaya konu kaza sebebiyle davacı tarafa ait araçta meydana gelen değer kaybının hesaplanması, (aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, km’si vs göre piyasa rayici belirlenerek) araçtaki hasarın giderilmesi için makul onarım süresinin ve bu süre içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) davacının yaptığı iş, araca olan ihtiyaç durumu, kiralama ücretinin tespiti hususlarında dosyada bulunan bilirkişi raporunun da irdelenip değerlendirildiği ayrıntılı, açıklamalı ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ”
Buna göre; sigorta şirketi değer kaybından sigortalısının/sürücünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olabilecektir.
Ekspertiz ücreti yönünden ise; TTK m. 1426 / 1 ; “ Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır. ” delaleti ve T C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın 16199 sayı ve 05.10.2012 tarihli sektör duyurusu uyarınca ekspertiz ücretinin makul giderlerden olduğu konusu netlik kazanmıştır.
Sonuç itibariyle; Dava konusu trafik kazasının meydana gelişinde davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’nın % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacıya temlik edilen dava konusu araçtaki toplam hasar miktarının 944,00 TL. Olduğu, bilirkişi raporuna göre dava konusu … plakalı aracın kaza anında 200.000 Km’de olduğu belirtilmiştir. Buna göre aracın Km seviyesi 165.000’in üzerinde olduğundan araçta bir değer kaybı oluşmadığı tesbit edilmiştir. Davacı şirketin davalı şirketten toplam: 944,00 TL. alacaklı olduğu anlaşılmakla; Davacının değer kaybı tazminat davasının reddine, Davacının hasar bedeli tazminat davasının kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre 944,00 TL hasar bedelinin 150,00 TL’sine 16/10/2017 tarihinden itibaren, 794,00 TL’sine de ıslah tarihi olan 20/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davacının değer kaybı tazminat davasının reddine,
2-Davacının hasar bedeli tazminat davasının kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre 944,00 TL hasar bedelinin 150,00 TL’sine 16/10/2017 tarihinden itibaren, 794,00 TL’sine de ıslah tarihi olan 20/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 64.48 TL harçtan peşin alınan 45,40 TL. (Peşin harç + ıslah harcı ) harcın mahsubu ile bakiye 19,08 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı taraftan peşin alınan 45,40 TL (Peşin harç + ıslah harcı ) harç masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 944,00 TL (AAÜT 13/2 Maddesi gereği ) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 100,00 TL (AAÜT 13/2 Maddesi gereği ) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan toplam : 1.048,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 948,06 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda dava değeri itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı. 31/05/2019

Katip

Hakim

Davacı Masraf Dökümü :
Harç giderleri : 31,40-TL
Ekspertiz Ücreti : 250,00-TL
Bilirkişi Ücreti : 650,00-TL
Teb.-müz.posta giderleri : 117,10-TL
Toplam : 1.048,50-TL