Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/962 E. 2019/930 K. 21.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/962 Esas
KARAR NO : 2019/930

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2017
KARAR TARİHİ : 21/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı ile 27/07/2016 tarihinde devremülk alımı ile ilgili olarak sözleşme imzaladığını, kapora olarak 100,00 TL verdiğini, 24.900,00 TL bedelli senet verdiğini, davalı şirket temsilcisinin satın almadan vazgeçilmesi halinde sadece kaporanın iade edilmeyeceğini beyan ettiğini, davalı tarafından tarafın devremülk satışı yapılmadığını, bu nedenle senedin tarafına iadesinin istendiğini ancak iade edilmediğini ve … 25. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, dava konusu senet karşılığında davalı taraftan herhangi bir mal almadığından dolayı bononun bedelsiz olduğunu, davalının hileli işlemler yaptığını, davalıya borcunun bulunmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine, aleyhine yapılan icra takibinin iptaline, davalının tarafına tazminat ödemesine, yargılama giderlerinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Görev itirazları bulunduğunu, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü, psikolojik baskı, dayatmaca, sözleşmeyi inceleme imkanı verilmediği gibi iddiaların, gerçeğe aykırı ve hukuki dayanaktan da yoksun olduğunu, zira davacının sözleşmeyi imzaladığı sırada ayırt etme gücüne ve her türlü hak ehliyetine sahip olduğunu, şirket yetkilileri tarafından yapılan tanıtımda, satın alınan gayrimenkule ilişkin gerekli tüm bilgilerin kendilerine verildikten sonra, davacının sözleşmeyi kendi rızası ile imzaladığını, davacı taraf ile aktedilen sözleşmenin bir devre tatil değil, Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi olduğunu, bahsi geçen sözleşmenin Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olduğunu, Kat Mülkiyeti Kanununda, gayrimenkul satışlarında cayma hakkına ilişkin herhangi bir madde bulunmadığını, cayma hakkının devre tatil sözleşmelerine ilişkin bir hak olduğunu, davacı tarafın cayma hakkının bulunmadığını, sözleşmenin hiçbir satırında Cayma Hakkı düzenlenmediği gibi devre mülk sözleşmelerine ilişkin olarak mevzuatta böyle bir cayma hakkının da öngörülmediğini, cayma hakkı bulunmayan davacı tarafın, sözleşmeyi iptal talebini davalı müvekkilin ispat edilmiş kusur ve ayıplarına dayandırmasının gerektiğini, böyle bir durumun da söz konusu olmadığını, davacının alacağının, yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmesi halinde doğacak olan bir hak olduğunu ve temlikinin mümkün olduğunu, müvekkili şirketin alıcının edimini yerine getirmesi halinde, alıcıya devre mülkü teslimle yükümlü olduğunu, davacının taleplerinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 25. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, taraflar arasında imzalanan sözleşme formu örneği, taraflar arasında imzalanan taahhütname örneği, dava konusu senet fotokopisi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, … 25. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyasına konu 27/07/2016 tanzim ve 28/07/2016 vade tarihli 24.900,00 TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığı, taraflar arasında imzalanan 27/07/2016 tarihli sözleşmeye göre davacının satın almadan vazgeçmesinin sonuçları, senedin bedelsiz kalıp kalmadığı, görev itirazının yerinde olup olmadığı hususlarındadır. Davanın kambiyo senedinden kaynaklanması nedeni ile mahkememiz grevli olduğundan görev itirazı reddedilmiştir.
… 25. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyasının incelenmesinde davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 27/07/2016 tanzim ve 28/07/2016 vade tarihli 24.900,00 TL bedelli bonodan dolayı icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı borçlu taraflar arasında imzalanmış olan 27/07/2016 tarihli devremülk alımı ile ilgili sözleşmeden vazgeçtiğini ve sözleşme nedeni ile davalıya verdiği verdiği bono (kambiyo senedi) karşılığı mal almadığını ileri sürmüş, davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesini talep etmiştir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına dair taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı alacaklının kambiyo senedine dayanmış olması karşısında kambiyo senetlerinin mücerretlik (soyutluk) ilkesi gereğince davacı tarafından düzenlenen bonoda yer alan hak, taraflar arasındaki temel borç ilişkisinden bağımsız olup davalı defterlerinde dava konusu bononun ve taraflar arasındaki borç ilişkisinin yer alıp almamasının davanın esasına ve sonuca etkisi bulunmadığından davacının, davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi talebi reddedilmiştir. Davalı tarafın davacının devre mülk sözleşmesinden cayma hakkı bulunmadığını savunmuş olması ve devre mülk sözleşmesinden cayma hakkının yasal süresi içerisinde ve noter aracılığı ile kullanılmamış olmasına göre davacının sözleşmeden cayma hakkı bulunmadığı kabul edilerek davalının bu yöndeki savunmasının yerinde olduğu, davalının bonoya dayalı olarak davacıdan alacaklı olduğu ve icra takibinin yerinde olduğu anlaşılmış, davacının menfi tespit davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 44,40 TL ilam harcının peşin yatırılan 425,23 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılmış olan 380,83 TL harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.988,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacının yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/10/2019

Katip

Hakim