Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/953 E. 2018/1118 K. 30.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/754 Esas
KARAR NO : 2018/1155

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/08/2017
KARAR TARİHİ : 02/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;müvekkilinin işi gereği gerek yurt içinde gerekse yurt dışında fuarlara katılıp ticaret yapan bir şirket olduğunu, müvekkilinin bu çerçevede Almanya’daki bir fuara katılabilmek amacıyla, vize işlemleriyle kendisi uğraşmamak için bizzat bu işi yapan davalı şirketle anlaştığını, bu anlaşmanın gereği olarak davalı tarafın, müvekkilinin yurt dışına çıkmasını sağlaması bu konuya ilişkin tüm iş ve işlemleri yapması gerektiğini, bu işlemlerin yapılması için de “acente hizmet bedeli” adı altında bir ücret de alındığını, bunlara karşılık davalı şirketin asli edim borcunu tam ve gereği gibi yapmamış olması sebebiyle müvekkili şirketin bu fuara katılmak için yurt dışına çıkamadığını, müvekkilinden her ne istedi ise gerekli bilgi ve belgelerin tam ve eksiksiz olarak davalıya sunulduğunu, söz konusu vizenin alınamaması ve müvekkilinin yurt dışına çıkamamış olmasında müvekkiline atfedilecek en küçük bir kusur bulunmadığını, davalı yanın icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinden de bu durumun net olarak anlaşıldığını, davacının davalı tarafla anlaşma yapmaktaki amacına ulaşamadığını, yurt dışına çıkamadığını ancak buna mukabil davalının müvekkilinden sanki işlem tamammış gibi bedel aldığını, davacı edimini ifa edip istenen ücreti ödediği halde, davalı tarafın asli edimini ifa etmediğini ve müvekkilini de zarara uğrattığını, bu sebeple müvekkilinin yaptığı ödemenin iadesini istediğini, davalı hem sebepsiz zenginleşme çerçevesinde haksız, hem de müvekkilinin bu fuara katılamaması ve yurt dışına çıkamaması nedeniyle ciddi anlamda ticari zararının söz konusu olduğunu, müvekkilinin yurt dışına müşteri çevresini genişletmek, yeni insanlarla tanışıp kendi şirketinin adını da duyurma amacı güttüğünü, hem ticari açıdan bir zarara uğradığını, hem de bir bedel ödeyip ancak o bedelin karşılık hizmetini alamadığını, davalı tarafın görevini gereği gibi yerine getirmemesi sebebiyle müvekkilinin yaptığı ödemenin iadesini istediğini ve buna karşılık da bir icra takibi başlattığını, davalı taraf bu icra takibine karşı itirazda bulunduğunu, bu nedenle Davalı itirazının iptaline, takip tarihinden itibaren bankalara uygulanacak en yüksek mevduat faizi ile tahsiline, % 20 inkar tazminatın davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davacı tarafından vize işlemleri ücreti olarak 11.05.2016 tarihinde 2.000,00 TL – 17.05.2016 tarihinde 3.460,00 TL gönderildiğini, davacının vize başvurusunun olumsuz sonuçlanmasından sonra da müvekkili tarafından davacıya 24.06.2016 tarihli otel ceza bedeli faturası olarak 3.572,00 TL ve acenta hizmet bedeli olarak da 438,00 TL’lık faturalar kesilerek davacıya gönderildiğini, davacı tarafın bu faturalara itiraz etmiş ise de müvekkili tarafından ekte sunulan iadeli taahhütlü ihtarname ile tekrar gönderildiğini, müvekkili tarafından 30.06.2016 tarihinde davacıdan alınan ücretten artan kısmı olan 1.450,00 TL banka havalesi yoluyla iade edildiğini, bu husus davacının ve davalının banka hesaplarındaki hareket ile sabit olduğunu, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi müvekkilinin ticari defterlerine göre borç vermediğini, müvekkilinin vize temininde geç davranmasından kaynaklı bir kusurluluk hali bulunmadığını, vize süreçlerinde müvekkilin de arasında yer aldığı hizmet şirketlerinin vize teminine etkisi sınırlı olduğunu, bu sınırlı olma hali bilinen bir gerçek olduğunu, vize temin durumunda hizmet şirketleri hizmeti alan kişinin evraklarının temini ile konsolosluktaki sürecin takibinden sorumlu olduğunu, Konsolosluk, dolayısıyla egemen devlet himayesinde geçen sürece etki etmek mümkün olmadığını, Vize temin işlemi her ne kadar somut olaydaki gibi bir yönüyle hizmet sunumunun yer aldığı bir süreç olsa da, devletlerin egemenlik tasarrufu alanında bir durum olduğunu, dolavısı ile vize işlemi bakımından verilip verilmemesi veva hangi sürede verilmesi hususları tamamen karsı devlet konsolusluğunun vetki ve tekelinde olan bir durum olduğunu, bu bakımdan da davacının karsı devlete seyahatine yönelik vize işleminin belli bir süre içerisinde temin edilip edilememesi müvekkilin yetkisi ve sorumluluğunda olmadığını, bu bakımdan da davacının vize onayının ilgili konsolosluk tarafından davacının talep ettiği süre içerisinde verilmeyişinden müvekkiline kusur izafe edilmesine olanak bulunmadığını, müvekkili davacı şirket yetkilisi … adına vize işlemi alınması için gerekli edimlerini yerine getirdiğini, ancak davacı şirket yetkilisinin vize talebinde bulunduğu … devleti konsolosluğu tarafından davacıya vize verilmemiş olmasının müvekkilinin bu husustaki edimlerini yerine görülmesi imkân dâhilinde olmadığını, müvekkilinin vize temini bakımından bütün işlemleri ve hizmetleri eksiksiz yaparak çalıştırdığı personeliyle birlikte bütün hizmetleri yerine getirdiğini, davacının yaşadığı menfi durumun kaynağı müvekkilinin değil davacının dava dışı konsolosluk/egemen devlet nezdindeki olumsuz durum olduğunu, müvekkilinin verdiği hizmet karşılığı alınan ücreti tamamıyla hak ettiğini belirterek açılan davanın reddine, % 20 inkar tazminatı ödemesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava sözleşmeden kaynaklı İtirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce davacı …’ nin şirket yetkilisi … T.C nolu …’in vize başvurusunin reddine ilişkin kayıt ve belgelerin çıkartılarak gönderilmesi için … BAŞKONSOLOSLUĞU’NA müzekkere yazılmıştır,cevabi yazı dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizce davaya konu davalı … Ltd Şti tarafından … ıbana iade edildiği bildirilen ekte fotokopisi gönderilen dekonta ilişkin banka kayıtlarının çıkartılarak gönderilmesi için …BANK T.A.Ş GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne müzekkere yazılmıştır,cevabi yazı dosya arasına konulmuştur.
Davaya konu … 33 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur,incelendiğinde;davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 03/08/2016 tarihinde 3.900,00 TL asıl alacak, 37,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam: 3.937,50 TL’lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 10/08/2016 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu vekili 16/08/2016 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 19/06/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 03/10/2018 teslim tarihli raporda özetle;a) – Davacı şirket ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdik ve GİB onaylarının süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı, Davalı şirket ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiki süresinde yapıldığı, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı, b) Tarafların ticari deftlerinde, birbirlerinden borç veya alacakları bulunmadığı, Dava şirket, davalı şirkete toplam 5.460,00 TL ödeme yapmış, davalı şirket toplam 4.010,00 TL tutarında iki fatura düzenlemiş, davalı şirket aradaki 1.450,00 ( 5.460,00 – 4.010,00) TL farkı davacı şirkete nakit iade ettiği, c)… Federal Cumhuriyeti … Başkonsolosluğu … tarihli yazısında, vize başvurusu “seyahat sebebini kanıtlayacak yeterli belge sunulmamış olmasından” bildirdiği, dolayısıyla davacı tarafın 3.900,00 TL’yi talep edemeyeceği yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Davalı borçlu vekili icra dosyasına verdiği itiraz dilekçelerinde; “ alacaklı ile müvekkili arasındaki alacak yargılamayı gerektirdiğini, alacaklının takip talebinde belirttiği fatura müvekkili tarafından kesilen bir fatura olup, müvekkilinin kestiği fatura nedeniyle alacaklının alacaklı olduğunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, alacaklı ile müvekkili arasındaki sorun fuar organizasyonu kaynaklı olduğunu, söz konusu fuar ile ilgili olarak müvekkili tarafından alacaklıdan gelen talep ile gerekli işlemler başlatılmış ve iadesi talep edilen miktar kadar harcama müvekkili tarafından yapıldığını, ancak alacaklı şirket yetkilisinin vize işlemlerinde sorun çıkması ve vize verilmemesi nedeniyle alacaklı şirket yetkilisi anılan fuara katılamadığını, alacaklı şirket yetkilisinin fuara katılamayışının sebebi müvekkilinden kaynaklı bir sebep olmadığını, vize işlemlerinin olumsuz sonuçlanmasına kadar iadesi talep edilen harcamanın alacaklı adına müvekkilince yapılmış olması karşısında alacaklının bu bedeli iade talep etmesine olanak olmadığını, gerek vize işlemlerinin gerçekleşmemesinde ve gerek anılan fuara katılamamasında müvekkilinin herhangi bir kusuru olmadığını, tamamen alacaklıdan kaynaklanan nedenlerden dolayı alacaklı taraf anılan fuara katılamadığını,..” beyanlarda bulunurak; müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde talep edilen asıl alacağa itiraz etmiştir.
Davacı şirketin ticari defter kayıtlarında, davalı ile olan ticari ilişkisi 159.203 kodlu cari hesapta takip edilmiştir. Cari hesap, bilgisayar ortamında tutulan davacı firma ticari defter kayıtları ile birebir olup, mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan incelemelerde bu hesabın borç-alacak kayıtlarının, müstenidatı fatura ve belgelere uygun olduğu görülmüştür.
Davalı şirketin defter kayıtlarında, davacı ile olan ticari ilişkisi 120 Alıcılar Hesabının 120.01.G033 kodlu alt hesabında takip edilmiştir. Cari hesap, bilgisayar ortamında tutulan davalı firma ticari defter kayıtları ile birebir olup, mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan incelemelerde bu hesabın borç-alacak kayıtlarının, müstenidatı fatura ve belgelere uygun olduğu görülmüştür.
Davalı şirketin, “IFAT MUNICH TUR OTEL CEZA BEDELİ” açıklamalı 24/06/2016 tarihli 3.572,00 TL tutarındaki ve “Almanya Vize Bedeli- 410,00 TL+KDV, Acenta Hizmet Bedeli- 23,73 TL+KDV ” açıklamalı 24/06/2016 tarihli 438,00 TL tutarındaki faturalarına davacı şirket ticari defterlerinde rastlanılmamıştır.
Davalı şirket söz konusu faturaları davacı şirkete göndermişse de, davacı vekili Sarkışla Noterliğinden keşide ettiği 04.07.2016 tarihli ihtarname ekinde iade etmiştir. Davalı taraf ise İadeli Taahhütlü posta yoluyla ikinci kez davacıya göndermiştir.
Davacı şirket, davalı şirkete 11.05.2016 tarihinde 2.000,00 TL ödeme yapmıştır. Davacı şirket söz konusu ödemeyi ticari defterlerine kaydetmemiştir. Yani, davacı şirket 2.000,00 TL’yi defterlerine kaydederek davalı şirketi borçlandırmamıştır.
Davacı vekili, davalı şirkete … Noterliğinden keşide ettiği … tarih ve … yev. no.lu ihtarnamesinde; “müvekkil ile firmanız arasında Almanya da icra edilecek olan fuar organizasyonunun ziyaret edilmesi yanında gezi/tatil amaçlı olarak müvekkil yetkilisinin yurtdışı çıkış işlemlerinden başlayarak kalınacak yerin teminine kadar iş ve işlemler hususunda mutabakat sağlanmıştır. Tarafınızca konuya ilişkin talep edilen her türlü bilgi ve evrakı müvekkil zamanında teslim etmiş ilaveten de organizasyon bedeli olarak 5400 TL yi şirketinize kayıtlı olarak göndermiştir. Müvekkil tüm ticari iş ve işlemlerini, belirtili yurt dışı programına göre hazırlamış ancak şirketiniz çıkış yapılacağı günden bir gün önce müvekkile gerekli işlemlerin yapılamadığını dolayısı ile müvekkil temsilcisinin yurt dışına çıkamayacağının beyan etmiştir. Şirketinizin bu umursamaz ve sorumsuz tavrından dolayı müvekkilin birçok işi aksamış ve mağdur olmuştur. Akabinde ödenen bedelin iadesi talep edilmiş ancak bu güne değin bu bedel ödenmediği gibi birde müvekkile ekte sunulu faturalar tanzim ile tebliğ edilmiştir. (24/06/2016 tarih ve … numaralı fatura ve 24/06/2016 tarih … numaralı fatura). Hukuka ve ticari etiğe uymayan bu işlem neticesinde yasal sürede söz konusu faturalara itiraz ettiğimizi beyan ile mezkur faturaların iş bu ihtarname ile tarafınıza iade edildiğini, alacağın tahsili için yasal süreç başlatılmış olup, şirketinizin kusurundan dolayı müvekkilin uğramış olduğu maddi zarar ve itibar zedelenmesine bağlı manevi zararın tazmini içinde yasal süreç derhal başlatılacağını..” İhtarında bulunmuştur.
Davalı taraf, davacı vekiline İadeli Taahhütlü Posta yoluyla göndermiş olduğu 18.07.2016 ihtarnamesinde; “2.Muhatabın ihtarnamesinde belirttiği fuar ile ilgili olarak muhataptan gelen talep ile gerekli işlemler başlatılmış ve iadesi talep edilen miktar kadar harcama tarafımızca yapılmıştır. Ancak muhatabın vize işlemlerinde sorun çıkması ve muhataba vize verilmemesi nedeniyle muhatap anılan fuara katılamamıştır. Ancak açıkça belli olduğu üzere muhatabın fuara katılamayışının sebebi tarafımızdan kaynaklı bir sebep değildir. Kaldı ki vize işlemlerinin olumsuz sonuçlanmasına kadar iadesi talep edilen harcamanın muhatap adına tarafımızca yapılmış olması karşısından muhatabın ihtarnamesinin kabul edilebilirliği bulunmamaktadır. Dolayısı ile muhatabın ihtarnamesinde zikrettiği hususlar bakımından tarafımıza kusur yüklenmesine olanak bulunmamaktadır. Gerek vize işlemlerinin gerçekleşmemesinde ve gerek anılan fuara katılamamasında şirketimizin herhangi bir kusuru yoktur. Tamamen muhataptan kaynaklanan nedenlerden dolayı muhatap anılan fuara katılamamıştır. Bu bakımdan da muhatabın iadesini talep ettiği bedelin iadesine imkan bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle muhatap tarafından şirketimize gönderilen ihtarnameye cevaplarımızın ve itirazlarımızın bildirilmesi ve ihtarname ekinde iade edilen faturaların tekraren iş bu cevabi ihtar ekinde muhataba gönderilmesi cihetinde iş bu cevabi ihtarnamenin keşidesi zorunlu olmuştur….”ihtarında bulunmuştur.
Taraflar arasındaki anlaşmazlık; davacı şirket ortağı …’e alınması gereken Almanya vizesinin alınamamasının sebebi kimden kaynaklandığıdır.
Taraflar ödeme belgesi ve faturalar haricinde, vize alınması için aralarındaki yazışmaları, davalı tarafa teslim edilen belgelerin sureti veya listesi vs. herhangi bir belgeyi dava dosyasına ibraz etmemişlerdir. Yani, kusurun tespitine yönelik hiçbir belge dava dosyasına ibraz edilmemiştir. Zaten, … Federal Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu’ndan gelen yazıda da belge ibrazına gerek bırakmamıştır.
… Federal Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu … tarihli yazısında, “..şahsın vize başvurusu, seyahat sebebini kanıtlayacak yeterli belge sunmamış olmasından ret edilmiştir.” bildirmiştir.
Görüldüğü üzere, davacı şirket ortağının vize alamasının sebebi davalı taraf olmayıp, davacı tarafın seyahat sebebini kanıtlayacak yeterli belgenin Konsolosluğa sunulmamasından kaynaklanmiştir.
Davacı tarafın ticari defterlerine göre, dava şirket toplam 5.460,00 TL ödeme yapmış, davalı şirket toplam 4.010,00 TL tutarında iki fatura düzenlemiş, aradaki 1.450,00 TL farkda davacı şirkete nakit iade edilmiştir.
… Federal Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu … tarihli yazısında, vize başvurusu “seyahat sebebini kanıtlayacak yeterli belgenin Konsolosluğa sunulmamasından kaynaklanmiştir,” bildirdiği, dolayısıyla davacı tarafın 3.900,00 TL’yi talep edemeyeceği, dolayısıyla istenebilir bir alacağının olmadığı ve davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla;davanın reddine, Davacının kötü niyeti ve ağır kusuru tespit edilemediğinden ve şartları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının kötü niyeti ve ağır kusuru tespit edilemediğinden ve şartları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 66,61 TL harçtan mahsubu ile bakiye 30,71 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 02/11/2018

Katip …

Hakim …