Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/940 E. 2018/41 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/940 Esas
KARAR NO : 2018/41

DAVA : Alacak (Elektrik Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2016
KARAR TARİHİ : 23/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Elektrik Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirketin işlettiği otel ve bu otele bağlı lojmana elektrik temin etmek üzere 30.11.2009 ile 30.06.2010 tarihleri arasında … abonelik numarası ile elektrik temin edildiğini, fatura bedellerinin ödendiğini, davalının yasal dayanağı olmadan elektrik faturalarından kayıp kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmet, sayaç okuma bedellerinin haksız olarak tahsil edildiğini, devletin sunduğu hizmet karşılığında alacağı vergilerin kanun ile düzenlenmesi gerektiğini, davalı şirketin aktif tüketim bedeli dışında ek bedelleri talep etmesinin Anayasanın 73. Maddesine aykırı olduğunu, müvekkili tarafından ödenmiş faturalardan davalı tarafça haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmet, sayaç okuma ve trafo kaybı adı altında alınan bedeller ile fazla tahsil edilen TRT payının hesaplanarak ödeme tarihlerinden itibaren davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; mahkemenin yetkisine itiraz ederek taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 20. Maddesi uyarınca … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, HMK6. Maddesi gereğince yetkisizlik kararı verilerek dosyanın … Mahkemelerine gönderilmesine, davacının belirsiz alacak davası açamayacağını, müvekkili şirketin faturaya yansıyan kayıp kaçak v.s bedellerini …’a ödediğini, … ile müvekkili arasında sistem kullanım anlaşmasının imzalandığını, husumetin müvekkiline düşmeyeceğini, üretilen elektrik maliyetinin tüketicilere yansıtılmasının faaliyetinin doğal bir sonucu olduğunu, davacının tacir olup sözleşmeyi imzalarken mevzuat hükümlerini bildiğini belirterek usul ve esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından davalı Zorlu Elektrik yönünden tefrik edilen davanın … 2 ATM.nin … Esasına kaydedildiği,mahkemece dosyada yapılan değerlendirme sonucu 15/03/2017 tarih ve 2017/176 Esas, … Karar sayılı kararı ile; davanın … Mahkemelerinin yetki alanına girdiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın tevzi bürosu tarafından mahkememize tevzi edilmesi üzerine mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli ve vs. adı altında alınan ücretin iadesi talepli alacak davası olduğu,
Somut uyuşmazlığın; davalı kurumun abonelerinden dolayısıyla da davacıdan kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli ve vs. adı altında ücret isteyip isteyemeyeceği; buradan varılacak sonuca göre de davalının davacıdan tahsil ettiği kayıp-kaçak bedelinin iade edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davacı ile davalı arasında elektrik enerjisi satışına ilişkin abonelik sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmeye istinaden davalı tarafından davacıdan kayıp-kaçak bedeli tahakkuk ettirildiği hususunda tartışma bulunmamaktadır.
Kayıp-kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamı ve HGK kararı uyarınca dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 Sayılı yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Dava tarihi itibarı ile HGK kararı uyarınca davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama harç ve giderleri kural olarak davada haksız çıkan aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. Aynı şekilde vekalet ücreti yönünden haksız çıkan taraf aleyhine hüküm kurulur. Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden, dolayısı ile vekalet ücretinden sorumlu tutulması olanaklı değildir. Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 07/06/2017 tarih ve 2016/20106 Esas,2017/9319 Karar sayılı içtihadı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24.Hukuk Dairesinin 2016/12 esas, 2016/12 karar sayılı ve 07/12/2016 tarihli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24.Hukuk Dairesinin 2016/16 esas, 2016/16 karar sayılı ve 06/12/2016 tarihli kararları da bu doğrultudadır. Bu nedenlerle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek davacı lehine yargılama gideri ve maktu vekalet ücreti takdir edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam: 132,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacıya ait artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalıya ait artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı.23/01/2018

Katip …

Hakim …

MASRAF BEYANI
62,80 TL Harç Masrafı
70,00 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 132,80 TL