Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/79 E. 2019/581 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/79 Esas
KARAR NO : 2019/581 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/01/2017
KARAR TARİHİ: 25/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili Bankanın … Şubesi müşterilerinden davalı ile Genel Kredi sözleşmelerine istinaden üye işyeri sözleşmesi ve üye işyeri sözleşmesine ek posta/telefon ile sipariş sözleşmesi imzalandığını, davalı firmaya 20.04.2015 tarihinde Pos Cihazı tesis edildiğini, davalı vekilinin bankaya gönderdiği 8.12.2015 tarihli ihtarnamesine cevaben hazırlanan …Noterliğinin 14.01.2016 tarih …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlunun söz konusu sözleşmeler çerçevesinde gerçekleştirmiş olduğu mail order işlemlerine ilişkin olarak yoğun bir şekilde harcama itirazları gelmesi ve itirazların haklı bulunması üzerine itiraza konu tutarların müvekkili banka tarafından ilgili kart hamillerine iade etme zorunluluğu doğduğu ve bu ödemelerin chargeback kuralları gereği müvekkil bankaya ödenmesi gerektiği hususlarının ihtar edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, müvekkili Banka’nın defter ve kayıtlarının kesin delil olacağının kabul edildiğini, talep edilen temerrüt faizinin ve faiz oranının sözleşmeye ve yasaya uygun olduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu bu nedenle davalının icra takibine itirazının iptali, davalının% 20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi 06.02.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davaya cevap dilekçesi vermediği, 06.10.2017 tarihli duruşmada davayı kabul etmedikleri beyan ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER :
İstanbul …İcra Müdürlüğü… E sayılı dosyası, Genel Kredi Sözleşmesi, üye işyeri sözleşmesi, posta ve telefon ile sipariş sözleşmesi, ihtarname, banka kayıtları, bilirkişi raporu
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava, İİK’nun 67.maddesi gereğince açılmış itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur, incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 04/04/2016 tarihli ödeme emri ile 7.207,00-TL asıl alacak, 750,32-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.957,32-TL’lik takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 21/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 27/04/2019 tarihli dilekçesi ile borca, faize, faiz oranına, borcun tüm ferilerine ve takibe itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 16/03/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya, Bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, Bankacı Bilirkişi….ca düzenlenen 13/09/2018 teslim tarihli raporda:
“…1.Davacı Banka tarafından davalıya satışlarında Kredi kartı kullanımı amacıyla POS Cihazı verdiği, Üye İş Yeri sözleşmesi düzenlendiği beyan edilmesine karşın sözleşmenin dosyaya sunulamadığı, dosyaya sadece imzalanan Bankacılık Hizmet sözleşmesinin son sayfasının sunulduğu,
2.Davacı Banka tarafından Davalı şirkete …Noterliğinden 14.01.2016 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarname keşide edilerek raporun 4.4 bölümünde açıklanan işlemlerden dolayı toplam 7.207,00 TL.nin üç iş gün içinde ödenmesinin istendiği, davalı tarafından 22.01.2016 tarihinde ihtarname tebliğ alınmasına karşın söz konusu ihtarnameye karşı herhangi bir itiraz ve beyanının görülmediği,
3.Davacı Banka tarafından Davalı ile imzalanan sözleşmelerin dosyaya sunulmaması nedeniyle talep edilen faiz oranı dikkate alınarak takdir ve nihai karar Muhterem Mahkemeye ait olmak üzere ikili hesaplama yapıldığı,
a)Buna göre, davacının talep ettiği yıllık % 50 faiz oranı üzerinden yapılan hesaplamada, Davacı Bankanın İstanbul …İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle5.441,76 TL asıl alacak, 1.681,18 TL işlemiş faiz,84,06 TL gider vergisi ve 603,81 TL gecikme faizi olmak üzere toplam alacağının 7.810,81 TL olarak hesaplandığı, takibin bu tutar takip devam etmesi gerektiği,
Bu takdirde Davacı Banka asıl alacağı 5.441,76 TL üzerinden takip tarihinden itibaren ödeme yapılıncaya kadar talep edildiği gibi yıllık % 50 faiz oranı üzerinden temerrüt faizi yürütülmesi gerektiği,
b)Muhterem Mahkeme tarafından ilk hesaplamaya itibar edilmemesi halinde, sözleşme faizi tespit edilememesi ve işlemin ticari olması nedenleriyle alacağa 3095 sayılı yasanın 2/2.maddesi gereğince o tarihlerde geçerli olan yıllık % 10,50 TC Merkez Bankası avans faiz oranı üzerinden faiz yürütülmesi gerekeceğinden buna göre, yapılan hesaplamada Davacı Bankanın İstanbul …İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle5.441,76 TL asıl alacak, 352,77 TL işlemiş faiz,17,64 TL gider vergisi ve 126,80 TL gecikme faizi olmak üzere toplam alacağının 5.938,97 TL olarak hesaplandığı, takibin bu tutar takip devam etmesi gerektiği,
Bu hesaplamanın kabul edilmesi halinde ise Davacı Banka asıl alacağı 5.441,76 TL üzerinden takip tarihinden itibaren ödeme yapılıncaya kadar yıllık % 10,50 ve değişen oranlarda ticari avans faiz oranları üzerinden temerrüt faizi yürütülmesi gerektiği…” şeklinde görüş beyan edilmiştir.
Davalı vekilince bilirkişi raporuna itirazda bulunulmuştur.
Mahkememizin 26/10/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya, heyete banka mevduatları konusunda uzman bilirkişi Ekonomi ve Finans Uzmanı Dr. … de dahil edilerek oluşturulan bilirkişi heyetine ek rapor için tevdi edilmiş, bilirkişilerce ibraz edilen 24/05/2019 teslim tarihli ek raporda:
“…2. Kredi kartlarının iki şekilde kullanılması mümkündür:
– Alış – veriş sırasında, satıcıya, fiziki olarak ibraz edilmek ve imprinter (kredi kartının üzerinde bulunan ve kabartma olarak basılmış Bilgilerin Satış Belgesine çıkmasını sağlayan ve elle –manuel olarak- çalışan) cihazından geçirilmek suretiyle,
– veya POS (Point Of Sale – Satış Noktası Terminali; kredi kartlarının arka yüzünde bulunan manyetik bant veya kredi kartının üzerinde bulunan çip (chip) teki bilgileri okuyup bankalara gönderen ve elektronik olarak çalışan) cihazından geçirilmek suretiyle kullanılabilir.
Fiziki olarak kart ibraz edilmesi mümkün olmayan mesafeli işlemlerde (uluslararası kredi kartı literatüründe bu işlemler yüz yüze olmayan –non face to face- veya kart olmayan –card not present- işlemler olarak adlandırılmaktadır).Mektupla sipariş (mo-mail order), telefonla sipariş (to-telephone order) ve internet ortamında yapılan elektronik ticaret (e-commerce) yöntemi ile bazı kredi kartı bilgilerinin satıcı firmaya bildirilmesi suretiyle de kullanılabilmektedir.
MO/TO ve İnternet üzerinden yapılan alış – veriş işlemlerinde, bir başka ifade ile mesafeli işlemlerde, ortada fiziki olarak bir kart bulunmadığından – satıcının elinde işlem sırasında fiziki olarak bir kart bulunmadığı için- ve satıcı ile kart sahibinin yüz yüze yaptığı bir işlem söz konusu olmadığından, bazı kontrollerin yapılması işin tabiatı gereği mümkün olamamaktadır.
Gerek bu imkânsızlık, gerekse müteakip kısımda tekrar değinileceği üzere, dolandırıcılığa daha fazla açık olan mesafeli işlemlerde, siparişi verilen mal veya hizmetin gerçek kart sahibine teslim edilmesinden üye işyerleri sorumlu tutulmakta, bankaların iradesi ve kontrolü dışında olan gerçek kart sahibine teslim sorumluluğu, sözleşmelerle işyerlerine devredilmektedir. Zira, mesafeli işlemlerde kartın sahte olup almadığının (…) ve kart hamilinin gerçek kart hamili olup olmadığının (…) tespit imkânı –endüstrinin bugünkü imkânları dahilinde- bulunmamaktadır.
Bu imkân, mal veya hizmetin teslimi sırasında söz konusu olabileceği için mal veya hizmetin gerçek kart sahibine tesliminden işyerlerini, bankalar sorumlu tutmaktadırlar.
Önceki bölümlerde değinildiği üzere, kredi kartı bilgilerinin belirtilmesi suretiyle (kart numarası, kartın vadesi, ad-soyad, ve kartın ara yüzünde bulunan üç haneli güvenlik kodu/CVV – Card Verification Value) mektupla veya telefonla veya internet üzerinden mal ve hizmet satın alınabilmesi imkânı vardır ki bu imkân uluslararasıdır; alıcı ve satıcı aynı ülkede olabileceği gibi, farklı ülkelerde de olabilmektedir. Bu imkân sayesinde;
– Çeşitli mal ve hizmetler satın alınabilmekte,
– Süreli yayınların (gazete, dergi) abonelik ücretleri ödenebilmekte,
– Sigorta primlerinin anapara ve taksitleri ödenebilmekte,
– Çeşitli biletler (sinema, tiyatro, otobüs, uçak v.s) satın alınabilmekte,
– İnternette çeşitli hizmetlerden (oyun, kumar v.s) faydalanılabilmektedir.
Bu listenin oldukça uzatılabilmesi mümkündür. Neticede, kredi kartı bilgilerinin kullanılması sureti ile yapılan mesafeli işlemler kredi kartı sahipleri için zaman (24 saat erişim) ve mekândan (erişim imkânı olan her yerden) bağımsız çok büyük bir kolaylık olarak ticari hayatı kolaylaştırmakta ve geliştirmektedir.
Ancak, kredi kartı faaliyetleri içerisinde mesafeli işlemlerin payı azdır ve yavaş gelişmektedir. Yavaş gelişmenin en önemli sebebi MO/TO adı verilen bu mesafeli işlemlerin suistimale ve dolandırıcılığa açık ve riskli bir kullanım şekli olmasından kaynaklanmaktadır.
Zira, başkalarına ait kredi kartı bilgilerinin öğrenilmesi ve sipariş verilmesi suretiyle mal veya hizmet satın alınabilmesi mümkün bulunmaktadır.
Üstelik, alıcısının adresine mal teslimi gerektirmeyen işlemlerde, kartın sahte olup olmadığının ve kart sahibinin gerçek hamil olup olmadığının tespiti imkânı tamamen ortadan kalkmaktadır.
Özellikle, internet üzerinden yapılan mesafeli satış niteliğindeki elektronik ticaret işlemlerinin güvenli hale getirilmesi konusunda … ve…’ın uzun sürede ortaklaşa hazırladığı ve piyasaya sunduğu güvenlik protokolü (…) benimsenmediği için –ağır işlemesi ve kurulumunun uzun ve zor olması nedeni ile – pilot denemeler dışında, dünya genelinde uygulamaya konulamamıştır.
Bilahare geliştirilen ürünler (…’da …, …’da …) denemeye alınmış ve yavaş, yavaş uygulamaya girmektedir.
Bu uygulamalarla, PC başında sipariş verenin kimliği ile satıcının kimliği, dijital ortamda şifreleme sayesinde bir birini tanıyacaktır.
Ancak, klasik mesafeli işlemlerde (mektupla ve telefonla sipariş işlemlerinde) henüz köklü bir çözüm bulunamamaktadır.
Netice itibariyle, mesafeli işlemlerde kullanılan ‘Kart Numarası’, ‘Kartın Vadesi’ ile ‘Ek Güvenli Kodu’nun çeşitli şekillerde öğrenilebilmesi ve bu bilgilerle mal ve hizmet satın alınabilmesi dolandırıcılığa ve suistimale açık bir kullanım şekli olarak ortaya çıkmaktadır.
Belirtilen nedenlerle, mesafeli işlemlerde kötü niyetli kullanımları kontrol ve engelleme tam olarak mümkün olmadığı için, sorumluluk işyerlerine bırakılmakta, mal veya hizmetin gerçek kart sahibine tesliminden işyerleri mesul tutulmaktadır.
Dolayısı ile uluslararası Visa ve MasterCard kredi kartı kurallarına göre, kart sahiplerinin itirazı halinde, ispat ve belgelendirme yükü ile mali sorumluluk ödeme işlemine aracılık yapan bankaya geçmekte, banka da sözleşmeden kaynaklanan hükümle bu sorumluluğu işyerlerine devretmektedir.
3. 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 15. maddesine göre, “… bu kanunun 20 inci maddesi uyarınca harcama belgesi düzenlenmeksizin çeşitli iletişim araçları yoluyla veya sipariş formu vasıtasıyla yapılan mal ve hizmet alımlarındaki hukuka aykırı kullanımlardan kaynaklanan zararlardan kart hamilleri sorumlu tutulamaz…”, yine 32. maddesine göre, “…kart numarası bildirilmek suretiyle üye işyerinden telefon, elektronik ortam, sipariş formu veya diğer iletişim araçları yoluyla yapılan işlemlerden doğacak anlaşmazlıklarda ispat yükü işyerine aittir…”.
Üye işyeri sözleşmesi uyarınca, davalının mail order yoluyla işlem yapmış olması, daha sonra yapılacak itirazlar karşısında hesabına geçen tutarın, itirazın haklılığı, satılan mal veya hizmetin teslim alınıp alınmadığı vs. hiçbir gerekçeye bakılmaksızın ve kendi rızası aranmaksızın hatta önceden bildirime gerek olmaksızın geri alınacağını bilmeyi gerektirir.
Dava konusu olayda banka, davalı ile kart sahibi arasında oluşan mal veya hizmet alışverişinin bedelinin ödenmesine aracılık etmiştir. Dolayısıyla satılan malla veya karşılığında yapılan ödemeyle ilgili bir sorun, işlemi yapan tarafların kendi aralarında çözmeleri gereken bir sorundur. Banka kurulan sistemle satıcının parasını almaya aracılık etmektedir. Kartın sahte veya yetkisiz kişilerce kullanılması durumunda söz konusu ödemeye aracılık ettiği için ödemeden sorumlu tutulması hakkaniyete uygun olmadığı gibi uluslar arası ödeme sistem uygulamalarında da yeri olmayan bir durumdur.
Dava konusu mail order işlemlerinin gerçeği yansıtmadığı bu nedenle davacı banka tarafından dava konusu bedellerin kart hamillerinin bankalarına ödendiği, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Uluslararası kart çıkaran kuruluşlara ait kurallar ve yukarıda anılan hükümler çerçevesince, harcamanın kart hamili tarafından yapıldığının üye işyeri tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Bu yönde herhangi bir kanıt sunamayan davalının dava konusu bedelden sorumlu olması gerekir.
Gerçekten de gerekli güvenlik önemlerinin alınması ve kontrollerin yapılması bankanın değil müşteriyle muhatap olan davalının yükümlülüğündedir. Aynı şekilde dava konusu sahte işlem banka tarafından değil bizzat davalı tarafından gerçekleştirilmiş olduğundan, davalı bu işlemleri gerçekleştirirken basiretli davranma yükümlülüğüne uygun olarak gerekli kontrolleri yapması gerekirken bu yükümlülüğünü de gereği gibi yerine getirmemiştir. Dolayısıyla davacının sahte işlemler nedeniyle oluşan zararları davalıdan talep etmesi mümkün olmaktadır.
4. Davacı banka tarafından davalı ile imzalanan sözleşmeler dosyaya sunulmamıştır. Dolayısıyla, sözleşme faizi tespit edilememesi ve işlemin ticari olması nedenleriyle, kök raporda belirtmiş olduğumuz üzere, alacağa 3095 sayılı yasanın 2/2. maddesi gereğince o tarihlerde geçerli olan yıllık % 10,50 TC Merkez Bankası avans faiz oranı üzerinden faiz yürütülmesi gerekeceğinden buna göre, yapılan hesaplamada davacı bankanın İstanbul 21. İcra Müdürlüğü 2016/12441 esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle5.441,76 TL asıl alacak, 352,77 TL işlemiş faiz,17,64 TL gider vergisi ve 126,80 TL gecikme faizi olmak üzere toplam alacağının 5.938,97 TL olarak hesaplandığı, takibin bu tutar üzerinden devam etmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.

V. SONUÇ
Yukarıda ayrıntılarıyla arz ettiğimiz nedenlerden dolayı bilirkişi kurulumuz,
a) Dava konusu işlemlerden müşteri (iddia olunan dolandırıcı) ile asıl görüşmeyi ve ticari ilişkiyi kuran davalının sorumlu olduğu, bu konuda bankaya veya davacıya herhangi bir kusur atfedilemeyeceği,
b) Davacı banka tarafından davalı ile imzalanan sözleşmeler dosyaya sunulmadığı, bu nedenle kök raporda tespit edildiği üzere, sözleşme faizi tespit edilememesi ve işlemin ticari olması nedenleriyle alacağa 3095 sayılı yasanın 2/2. maddesi gereğince o tarihlerde geçerli olan yıllık % 10,50 TC Merkez Bankası avans faiz oranı üzerinden faiz yürütülmesi gerekeceğinden buna göre, yapılan hesaplamada davacı bankanın İstanbul 21. İcra Müdürlüğü 2016/12441 esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle5.441,76 TL asıl alacak, 352,77 TL işlemiş faiz,17,64 TL gider vergisi ve 126,80 TL gecikme faizi olmak üzere toplam alacağının 5.938,97 TL olarak hesaplandığı,
c) Banka asıl alacağı 5.441,76 TL üzerinden takip tarihinden itibaren ödeme yapılıncaya kadar yıllık % 10,50 ve değişen oranlarda ticari avans faiz oranları üzerinden temerrüt faizi yürütülmesi gerektiği… “ şeklinde görüş beyan edilmiştir.

GEREKÇE :
Dava itirazın iptali davasıdır.
Davacı – alacaklı başlatmış olduğu icra takibinde, 7.207,00-TL asıl alacak olarak 19/01/2016 faiz başlangıç tarihli pos hesabı ve 750,32-TL 19/01/2016 ila 04/04/2016 tarihleri arasında sabit oranlı faiz olmak üzere toplamda 7.957,32-TL alacağı talep etmiştir.
Davacı bankanın dava konusu itiraz edilen dava takibine başlaması, banka müşterilerinden davalı ile yapılan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden davalı firmaya pos cihazı teslim edilmesi, bu yolla yapılan işlemlere ilişkin olarak yoğun harcama itirazlarının vuku bulmasından dolayı davacı banka ilgili kart hamillerine itiraz konusu tutarları iade etme zorunluluğunda kalmış ve icra takibine başlanmıştır.
Kredi kartları ile yapılan sözleşmelerde hatalı kullanımların önüne geçmek basiretli tacirin sorumluluğunda olduğu,
5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 15. maddesine göre, “… bu kanunun 20 inci maddesi uyarınca harcama belgesi düzenlenmeksizin çeşitli iletişim araçları yoluyla veya sipariş formu vasıtasıyla yapılan mal ve hizmet alımlarındaki hukuka aykırı kullanımlardan kaynaklanan zararlardan kart hamilleri sorumlu tutulamaz…”, yine 32. maddesine göre, “…kart numarası bildirilmek suretiyle üye işyerinden telefon, elektronik ortam, sipariş formu veya diğer iletişim araçları yoluyla yapılan işlemlerden doğacak anlaşmazlıklarda ispat yükü işyerine aittir…”. Hükmünü içerdiği,
Üye işyeri sözleşmesi uyarınca, davalının mail order yoluyla işlem yapmış olması, daha sonra yapılacak itirazlar karşısında hesabına geçen tutarın, itirazın haklılığı, satılan mal veya hizmetin teslim alınıp alınmadığı vs. hiçbir gerekçeye bakılmaksızın ve kendi rızası aranmaksızın hatta önceden bildirime gerek olmaksızın geri alınacağını bilmeyi gerektirdiği,
Dava konusu mail order işlemlerinin gerçeği yansıtmadığı bu nedenle davacı banka tarafından dava konusu bedellerin kart hamillerinin bankalarına ödendiği, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden anlaşıldığı, uluslararası kart çıkaran kuruluşlara ait kurallara göre de, harcamanın kart hamili tarafından yapıldığının üye işyeri tarafından kanıtlanması gerekmekte olduğu, davalının bu yönde bir kanıt sunamadığı, dolayısıyla dava konusu bedelden sorumluluğunun bulunduğu,
Bilirkişi Heyeti Raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, yapılan hesaplamaya göre davalının itirazının iptali ile davacının davasının kısmen kabulüne, Takip tarihi itibarıyla 5.441,76-TL asıl alacak, 352,77-TL işlemiş faiz, 17,64-TL gider vergisi, 126,80-TL gecikme faizi olmak üzere toplamda 5.938,97-TL üzerinden takibin DEVAMINA,
Asıl alacak 5.441,76-TL üzerinden ödeme yapılıncaya kadar %10,50 ve değişen oranlarda ticari avans faiz oranları üzerinden temerrüt faizi İŞLETİLMESİNE
Likit bir alacak söz konusu olduğundan, asıl alacak 5.441,76-TL’nin %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE dair karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının İTİRAZININ İPTALİ ile davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
Takip tarihi itibarıyla 5.441,76-TL asıl alacak, 352,77-TL işlemiş faiz, 17,64-TL gider vergisi, 126,80-TL gecikme faizi olmak üzere toplamda 5.938,97-TL üzerinden takibin DEVAMINA,
Asıl alacak 5.441,76-TL üzerinden ödeme yapılıncaya kadar %10,50 ve değişen oranlarda ticari avans faiz oranları üzerinden temerrüt faizi İŞLETİLMESİNE
Asıl alacak 5.441,76-TL’nin %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 405,69-TL harçtan peşin alınan 135,90-TL. harcın mahsubu ile bakiye 269,79-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı taraftan peşin alınan 135,90-TL harç masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 2.725,00-TLvekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 2.018,35-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam : 1.506,30-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.124,22-TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Mahkeme kasasındaki evrak aslının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı.

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)

Davacı Masraf Dökümü :
Harç giderleri : 31,40-TL
Bilirkişi Ücreti : 1.300,00-TL
Teb.-müz.posta giderleri: 174,90-TL
Toplam : 1.506,30-TL
(e-imza) (e-imza)